Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

İktidarın Bu Tavrı Muhalefete Örnek Olsun

Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması sonrası sosyal medyada ve BÜ kampüsünde çoğunluğunu üniversiteli öğrencilerin oluşturduğu örgütlü protestolar uzunca bir süredir devam ediyor. Fakat bu protestolardan herhangi bir sonuç alınması, yarına bir etki bırakması mümkün değil. Çünkü konu Boğaziçi ve atanan Rektör Melih Bulu üzerinden sürdürülüyor. İlkesel bir tartışma söz konusu değil. 2016 yılında üniversitelere rektör atama yöntemi değiştiğinde bu protestocular neredeydi? O günden bugüne onlarca rektör ataması oldu. Bugün meseleye sahip çıkan siyasetçiler 2016 yılında neden bu meseleye sahip çıkmadılar? Neden “mücadeleyi” bu "çocukların" sırtına yüklediler? Tablo böyle olunca iktidar da haklı olarak yapılan eylemleri ülke gündemine yönelik planlı bir saldırı olarak görüyor.  Boğaziçili öğrencilere sahip çıkan siyasetçiler samimilerse bu "çocuklara" “evinize gidin, biz bu işi mecliste bir şekilde çözeceğiz” desinler ama diyemezler. Çünkü onların da işine böylesi geliyor. Muhalefetin yaptığı açıklamalara baktığımıza açıkça görüyoruz ki, bu çocuklar üzerinden siyasi iktidara karşı bir vekalet savaşı sürdürüyorlar çok yazık… Öyle ki Kılıçdaroğlu, rektörün çekilmesini, istifa etmesi gerektiğini söylüyor. Başta iktidar, sonra devletin kurumları rektörün istifa etmesine izin vermez, vermesin de zaten!  Çünkü rektörü atayan irade için Boğaziçi’nde ki mesele “sarı öküzü” verip, vermeme meselesidir İktidarın bu duruşu özellikle CHP’ye örnek olsun. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz dönemde hapse giren milletvekiline bile sahip çıkmadı, seçimlerde yeniden aday bile göstermedi... *** Yeni Anayasa İttifakı Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belki de şimdi Türkiye'nin tekrar anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” dedi ve gündem bir anda değişti. Meclis aritmetiğine baktığımızda, Cumhur İttifakı’nın BBP ile birlikte 337 sandalyesi var. Değişiklik için 400 oy referandum içinse en az 360 oy gerekiyor bu şartlarda “yeni anayasa ittifakı” kurulmadan bu hayalin gerçekleşmesi mümkün gözükmüyor. Peki nasıl olacak bu iş? Onlarca ihtimal var o ihtimallerden birini paylaşmak isterim. Muhalefet partilerinin yeni anayasa ittifakına destek olmalarının birinci şartı güçlendirilmiş parlamenter sistemine geçilmesi olacak. Peki siyasi iktidar bu teklife nasıl bakar, açıkçası işine gelir! Çünkü mevcut sistemde iktidar olabilmek için ortaya çok bilinmeyenli onca denklem çıkmış durumda, oysa parlamenter sistemde böylesi denklemler yok. Parlamenter sistemde özellikle AK Partinin iktidar olması çok daha kolay. Muhalefetten gelecek sistem değişikliği teklifi “geniş mutabakat ve ortak akıl” söylemiyle parti tabanlarına da kabul ettirilerek yeni bir geçiş sürecinin kapısını aralayacak. Bu geçiş süreci referandum ile değil meclisteki mutabakatla sağlanacak.  *** Slogan Belediyeciliğin Sonu Geçtiğimiz gün yağan yağmur sonrası Kepez adeta sular, seller içinde kaldı. Evet sağanaktı, bir anda bastırdı, çok fazla yağdı böyle şeylerin olması normaldir… Bunların hepsi kabul lakin sen olması gereken şekilde altyapını yapıp, önlemlerini aldığın takdirde normaldir.  Bildik manzara, Kepez Limanında, çayın çıkışı tıkandı, yollar göle döndü, evleri ise neredeyse su basacaktı. Aslında çözüm oldukça basit, çayın çıkışında ki köprü neredeyse 50 senelik ve ihtiyaca cevap vermiyor. Çaydan gelen, kütük, dal vs çıkışı tıkıyor ve ortaya bildik manzaralar çıkıyor. “Özgür Kepez” diye slogan atmaktan başka bir iş yapmayan Birol Arslan deve güreşlerine harcadığı 200 bin lira kadar parayı oraya bir köprü yapmak için harcasa mesele çözülecek. Köprü deyine aklınıza merkezdeki, Atatürk, İnönü köprüsü gibi bir köprü gelmesin sorunun çözümü çayın çıkışında bir köprücük yapmakta. Köprüyü yapmasında kimse engel değil, topu DSİ’ye atmanın hiçbir anlamı yok. Çanakkale Belediyesi İnönü Köprüsünü yaparken DSİ’i engel mi oldu! Mesele iş yapmak isteyip, istememek de…
Ekleme Tarihi: 03 Şubat 2021 - Çarşamba

İktidarın Bu Tavrı Muhalefete Örnek Olsun

Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması sonrası sosyal medyada ve BÜ kampüsünde çoğunluğunu üniversiteli öğrencilerin oluşturduğu örgütlü protestolar uzunca bir süredir devam ediyor. Fakat bu protestolardan herhangi bir sonuç alınması, yarına bir etki bırakması mümkün değil. Çünkü konu Boğaziçi ve atanan Rektör Melih Bulu üzerinden sürdürülüyor. İlkesel bir tartışma söz konusu değil. 2016 yılında üniversitelere rektör atama yöntemi değiştiğinde bu protestocular neredeydi? O günden bugüne onlarca rektör ataması oldu. Bugün meseleye sahip çıkan siyasetçiler 2016 yılında neden bu meseleye sahip çıkmadılar? Neden “mücadeleyi” bu "çocukların" sırtına yüklediler? Tablo böyle olunca iktidar da haklı olarak yapılan eylemleri ülke gündemine yönelik planlı bir saldırı olarak görüyor. 

Boğaziçili öğrencilere sahip çıkan siyasetçiler samimilerse bu "çocuklara" “evinize gidin, biz bu işi mecliste bir şekilde çözeceğiz” desinler ama diyemezler. Çünkü onların da işine böylesi geliyor. Muhalefetin yaptığı açıklamalara baktığımıza açıkça görüyoruz ki, bu çocuklar üzerinden siyasi iktidara karşı bir vekalet savaşı sürdürüyorlar çok yazık…

Öyle ki Kılıçdaroğlu, rektörün çekilmesini, istifa etmesi gerektiğini söylüyor. Başta iktidar, sonra devletin kurumları rektörün istifa etmesine izin vermez, vermesin de zaten! 

Çünkü rektörü atayan irade için Boğaziçi’nde ki mesele “sarı öküzü” verip, vermeme meselesidir İktidarın bu duruşu özellikle CHP’ye örnek olsun. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz dönemde hapse giren milletvekiline bile sahip çıkmadı, seçimlerde yeniden aday bile göstermedi...

***

Yeni Anayasa İttifakı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belki de şimdi Türkiye'nin tekrar anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” dedi ve gündem bir anda değişti. Meclis aritmetiğine baktığımızda, Cumhur İttifakı’nın BBP ile birlikte 337 sandalyesi var. Değişiklik için 400 oy referandum içinse en az 360 oy gerekiyor bu şartlarda “yeni anayasa ittifakı” kurulmadan bu hayalin gerçekleşmesi mümkün gözükmüyor. Peki nasıl olacak bu iş? Onlarca ihtimal var o ihtimallerden birini paylaşmak isterim. Muhalefet partilerinin yeni anayasa ittifakına destek olmalarının birinci şartı güçlendirilmiş parlamenter sistemine geçilmesi olacak. Peki siyasi iktidar bu teklife nasıl bakar, açıkçası işine gelir! Çünkü mevcut sistemde iktidar olabilmek için ortaya çok bilinmeyenli onca denklem çıkmış durumda, oysa parlamenter sistemde böylesi denklemler yok. Parlamenter sistemde özellikle AK Partinin iktidar olması çok daha kolay. Muhalefetten gelecek sistem değişikliği teklifi “geniş mutabakat ve ortak akıl” söylemiyle parti tabanlarına da kabul ettirilerek yeni bir geçiş sürecinin kapısını aralayacak. Bu geçiş süreci referandum ile değil meclisteki mutabakatla sağlanacak. 

***

Slogan Belediyeciliğin Sonu

Geçtiğimiz gün yağan yağmur sonrası Kepez adeta sular, seller içinde kaldı. Evet sağanaktı, bir anda bastırdı, çok fazla yağdı böyle şeylerin olması normaldir… Bunların hepsi kabul lakin sen olması gereken şekilde altyapını yapıp, önlemlerini aldığın takdirde normaldir.  Bildik manzara, Kepez Limanında, çayın çıkışı tıkandı, yollar göle döndü, evleri ise neredeyse su basacaktı. Aslında çözüm oldukça basit, çayın çıkışında ki köprü neredeyse 50 senelik ve ihtiyaca cevap vermiyor. Çaydan gelen, kütük, dal vs çıkışı tıkıyor ve ortaya bildik manzaralar çıkıyor. “Özgür Kepez” diye slogan atmaktan başka bir iş yapmayan Birol Arslan deve güreşlerine harcadığı 200 bin lira kadar parayı oraya bir köprü yapmak için harcasa mesele çözülecek. Köprü deyine aklınıza merkezdeki, Atatürk, İnönü köprüsü gibi bir köprü gelmesin sorunun çözümü çayın çıkışında bir köprücük yapmakta. Köprüyü yapmasında kimse engel değil, topu DSİ’ye atmanın hiçbir anlamı yok. Çanakkale Belediyesi İnönü Köprüsünü yaparken DSİ’i engel mi oldu! Mesele iş yapmak isteyip, istememek de…

Yazıya ifade bırak !