Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Bülent Turan'dan Yerel Aktörlere Çağrı, Bahanelerin Arkasına Saklanmayın

Çanakkale siyasetinin gündemini sarsan en önemli açıklama, 24, 25, 26 ve 27. Milletvekili AK Parti Grup başkanvekili, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’dan geldi. Turan’ın Biga’daki bir işletme açılışında kürsüye çıktığı an, programın basit bir açılışın ötesine geçerek, binleri bulan kalabalıkla bir mitinge dönüştüğüne bizzat şahit oldum. Bu yoğun katılım, Turan’ın vekillik ve Grup Başkanvekilliği süresince şehre kazandırdığı devasa yatırımların, memleketin vefasıyla nasıl karşılık bulduğunun en somut göstergesiydi. “Her adımda endişemiz; görev bittiğinde Çanakkale evladı bize 'Allah razı olsun' der mi, diye yola çıktık” cümlesiyle siyaseti makam hırsından arındırıp, vicdan ve vefa zeminine oturttuğunu gösteren Turan, makamların gelip geçici olduğunu vurguladı. Ancak bu hizmet odaklı siyasetin ardından şehrin maalesef son bir yılda içine düştüğü siyasi atalet ve hizmet yavaşlamasına dair rahatsız edici bir gerçeği işaret etti. Turan, güçlü siyasetin güçlü hizmetle mümkün olduğunu ve bugün güçlü olmanın ekonomide güçlü olmaya ve yatırımda güçlü olmaya bağlı olduğunu vurguladı. Türkiye’de Eşi Benzeri Görülmeyen İhmal: Hükümet Binası Skandalı Turan’ın eleştirilerinin merkezinde, yerel bürokrasi ve siyasi aktörlerin sorumluluğundaki büyük projelerin akıbeti yer aldı. Bu gücün kullanma iradesindeki zayıflığa çarpıcı bir örnek olarak, Hükümet Binası projesi skandala dönüştü. İhmalin Boyutu: Turan, eski karayolları alanına yapılması planlanan 15.400 m² inşaat alanına sahip bu merkezi proje için durumun “Muhtemelen Türkiye tektir” diyecek kadar vahim olduğunu ifade etti. İhmalin boyutunu, bizzat İçişleri Bakanlığı’nın projenin parasını gönderdiğini ve paranın bankadan idareye yatırılmış olmasına rağmen, hala inşaatın başlamadığını belirterek tescil etti. Projenin Önemi ve Çözüm Yolu: Projenin amacının Tapu, Nüfus gibi 15 farklı dağınık birimin (kaynaklarda 13 farklı birim olarak da geçmektedir) bir araya toplanarak vatandaşa tek elden hizmet vermesini sağlamak olduğunu belirtti. Turan, çözümün basit olduğunu vurguladı: “Projeyi beğenmiyorsanız değiştirin... Yeşil alan, otopark vs gibi… Ne yapıyorsanız yapın ama parası hazır olan hesaba yatmış olan bir yatırımı Çanakkale’ye kazandırmamak iş yapmamak olabilir mi ya?”. Hazır Bırakılan Dev Eserler Neden Bitirilmiyor? Turan’ın en çarpıcı eleştirileri, kendi döneminde hazırlıkları yapılmış ve belli bir noktaya getirilmiş dev yatırım projelerinin, kendisinden sonraki milletvekili ve bürokratlara neredeyse hazır şekilde bırakılmasına rağmen neden nihayete erdirilmediği sorusuydu. Turan’ın eleştirileri bu noktada, bu yatırımların takibinin yapılıp nihayete erdirilmesi gerektiği üzerinde yoğunlaşıyordu. Turan, artık bölgede “okul yaptık, hastane yaptık değil yat limanı yaptık, liman yaptık gibi Biga'ya yakışan büyük işleri konuşmak, yapmak durumundayız” diyerek vizyonu hatırlattı ve bu vizyonun somut projelerini sordu: Bozlar Yat İhtisas OSB’si: Bu projenin “Biga’nın kaderi” olduğunu ve Ezine Gıda OSB’si gibi binlerce insanın çalışacağı bir imkan olduğunu vurguladı. Projenin “3 yıl oldu” ve hala gündemde olmaması Turan’ın en büyük üzüntü kaynağıydı. Projenin 1 milyon 700 bin metrekare alan tahsis edildiğini ve 10 bin kişiye istihdam yaratma potansiyeli taşıdığını, bu alanın Antalya Serbest Bölgesi'nden 2,5 kat daha büyük olduğunu da ekledi. Ayvacık Tarım Sera OSB: Bu projenin yaklaşık 2.500 dekar alanda 160 sera tesisi kurularak, topraksız üretimle taze meyve ve sebze üretim periyodunu yılın tamamına yaymayı amaçladığını ve doğrudan 4.000 kişilik istihdam sağlayacağını belirten Turan, bu projenin bir an önce ayağa kaldırılması gerektiğini ifade etti. Turan, yatırımın gerçekleşmesi için iş dünyasının da talepkâr olması gerektiğini, “İstirham ediyorum... bunlarla ilgili gündem yapalım. Derdimize dert katalım” sözleriyle vurguladı. Aparat Siyasetinin Bedeli: Kaybedilen Sinerji İşte bu noktada, bir gazeteci olarak yaptığım gözlem ve analiz, Turan’ın eleştirilerinin arkasındaki asıl trajediyi ortaya koyuyor: Bu devasa yatırımların tamamlanamaması, o sinerjiyi yaratacak olan siyasi aktörlerin (milletvekili, il başkanı) son bir yıldır maalesef başka hikayelerle, başka gündemlerle uğraşması yüzündendir. Kişisel hırslara, Bülent Turan karşıtlığına ve partiyi tüketen iç çekişmelere odaklanan bu siyasi aktörler, memleketin binlerce kişiye istihdam yaratacak devasa yatırımlarını kenarda kalmasına neden olmuştur. Turan’ın da dile getirdiği gibi, siyasetin görevi kendisiyle uğraşmak değil, memleketin eksiklerini gidermektir. Kurumları Ötekileştirmeyin Turan’ın konuşmasındaki en sağduyulu ve yapıcı mesaj, siyasi husumet nedeniyle kendi eserlerimizi karalamamamız gerektiği yönündeydi. Türkiye'nin en hızlı büyüyen teknoparkı gibi başarı hikayeleri dahi yıpratılırken, Turan şu kurumsal duruşu sergiledi: “Kardeşim Türkiye'de örnek bir teknopark kurulmuş burada. Varsa yanlışı uyarırsın, eksik fazı çözersin. Ama bir daha söylüyorum. Bu memleketin tüm yatırımlarında OSB'si kötü, teknoparkı kötü, köprüsü kötü, hükümet kötü olmaz. Büyütün bu yatırımları”. Turan, hata yapan varsa Sayıştay’ın, savcının, polisin görevini yapacağını, ancak bir hatayı bahane ederek bütün bir eseri karalamanın doğru olmadığını, “Bütün bunlar kardeşim hepsi bizim. Bunlara sahip çıkın, omuz verin” diyerek açıkça dile getirdi. Turan’ın Mesajları, Kendine Gelme Çağrısıdır Bülent Turan’ın Biga’dan yolladığı bu mesaj, bir nefes alma ve kendine gelme çağrısıdır. Turan, “omuz omuza bu memleketi ayağa kaldırmak durumundayız” diyerek, atalete düşen tüm sorumluluk sahiplerini göreve çağırdı. Partide İl Başkanı olarak atanan Abdurrahman Kuzu ile başlayan sağduyulu ve yapıcı uzlaşma süreci, şimdi yerel aktörlerin bu hazır bırakılmış projelere hızla sahip çıkarak nihayete erdirmesiyle taçlanmalıdır.
Ekleme Tarihi: 27 Kasım 2025 -Perşembe

Bülent Turan'dan Yerel Aktörlere Çağrı, Bahanelerin Arkasına Saklanmayın

Çanakkale siyasetinin gündemini sarsan en önemli açıklama, 24, 25, 26 ve 27. Milletvekili AK Parti Grup başkanvekili, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’dan geldi. Turan’ın Biga’daki bir işletme açılışında kürsüye çıktığı an, programın basit bir açılışın ötesine geçerek, binleri bulan kalabalıkla bir mitinge dönüştüğüne bizzat şahit oldum. Bu yoğun katılım, Turan’ın vekillik ve Grup Başkanvekilliği süresince şehre kazandırdığı devasa yatırımların, memleketin vefasıyla nasıl karşılık bulduğunun en somut göstergesiydi.

“Her adımda endişemiz; görev bittiğinde Çanakkale evladı bize 'Allah razı olsun' der mi, diye yola çıktık” cümlesiyle siyaseti makam hırsından arındırıp, vicdan ve vefa zeminine oturttuğunu gösteren Turan, makamların gelip geçici olduğunu vurguladı. Ancak bu hizmet odaklı siyasetin ardından şehrin maalesef son bir yılda içine düştüğü siyasi atalet ve hizmet yavaşlamasına dair rahatsız edici bir gerçeği işaret etti. Turan, güçlü siyasetin güçlü hizmetle mümkün olduğunu ve bugün güçlü olmanın ekonomide güçlü olmaya ve yatırımda güçlü olmaya bağlı olduğunu vurguladı.

Türkiye’de Eşi Benzeri Görülmeyen İhmal: Hükümet Binası Skandalı

Turan’ın eleştirilerinin merkezinde, yerel bürokrasi ve siyasi aktörlerin sorumluluğundaki büyük projelerin akıbeti yer aldı. Bu gücün kullanma iradesindeki zayıflığa çarpıcı bir örnek olarak, Hükümet Binası projesi skandala dönüştü.

  • İhmalin Boyutu: Turan, eski karayolları alanına yapılması planlanan 15.400 m² inşaat alanına sahip bu merkezi proje için durumun “Muhtemelen Türkiye tektir” diyecek kadar vahim olduğunu ifade etti. İhmalin boyutunu, bizzat İçişleri Bakanlığı’nın projenin parasını gönderdiğini ve paranın bankadan idareye yatırılmış olmasına rağmen, hala inşaatın başlamadığını belirterek tescil etti.
  • Projenin Önemi ve Çözüm Yolu: Projenin amacının Tapu, Nüfus gibi 15 farklı dağınık birimin (kaynaklarda 13 farklı birim olarak da geçmektedir) bir araya toplanarak vatandaşa tek elden hizmet vermesini sağlamak olduğunu belirtti. Turan, çözümün basit olduğunu vurguladı: “Projeyi beğenmiyorsanız değiştirin... Yeşil alan, otopark vs gibi… Ne yapıyorsanız yapın ama parası hazır olan hesaba yatmış olan bir yatırımı Çanakkale’ye kazandırmamak iş yapmamak olabilir mi ya?”.

Hazır Bırakılan Dev Eserler Neden Bitirilmiyor?

Turan’ın en çarpıcı eleştirileri, kendi döneminde hazırlıkları yapılmış ve belli bir noktaya getirilmiş dev yatırım projelerinin, kendisinden sonraki milletvekili ve bürokratlara neredeyse hazır şekilde bırakılmasına rağmen neden nihayete erdirilmediği sorusuydu. Turan’ın eleştirileri bu noktada, bu yatırımların takibinin yapılıp nihayete erdirilmesi gerektiği üzerinde yoğunlaşıyordu.

Turan, artık bölgede “okul yaptık, hastane yaptık değil yat limanı yaptık, liman yaptık gibi Biga'ya yakışan büyük işleri konuşmak, yapmak durumundayız” diyerek vizyonu hatırlattı ve bu vizyonun somut projelerini sordu:

  • Bozlar Yat İhtisas OSB’si: Bu projenin “Biga’nın kaderi” olduğunu ve Ezine Gıda OSB’si gibi binlerce insanın çalışacağı bir imkan olduğunu vurguladı. Projenin “3 yıl oldu” ve hala gündemde olmaması Turan’ın en büyük üzüntü kaynağıydı. Projenin 1 milyon 700 bin metrekare alan tahsis edildiğini ve 10 bin kişiye istihdam yaratma potansiyeli taşıdığını, bu alanın Antalya Serbest Bölgesi'nden 2,5 kat daha büyük olduğunu da ekledi.
  • Ayvacık Tarım Sera OSB: Bu projenin yaklaşık 2.500 dekar alanda 160 sera tesisi kurularak, topraksız üretimle taze meyve ve sebze üretim periyodunu yılın tamamına yaymayı amaçladığını ve doğrudan 4.000 kişilik istihdam sağlayacağını belirten Turan, bu projenin bir an önce ayağa kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Turan, yatırımın gerçekleşmesi için iş dünyasının da talepkâr olması gerektiğini, “İstirham ediyorum... bunlarla ilgili gündem yapalım. Derdimize dert katalım” sözleriyle vurguladı.

Aparat Siyasetinin Bedeli: Kaybedilen Sinerji

İşte bu noktada, bir gazeteci olarak yaptığım gözlem ve analiz, Turan’ın eleştirilerinin arkasındaki asıl trajediyi ortaya koyuyor: Bu devasa yatırımların tamamlanamaması, o sinerjiyi yaratacak olan siyasi aktörlerin (milletvekili, il başkanı) son bir yıldır maalesef başka hikayelerle, başka gündemlerle uğraşması yüzündendir.

Kişisel hırslara, Bülent Turan karşıtlığına ve partiyi tüketen iç çekişmelere odaklanan bu siyasi aktörler, memleketin binlerce kişiye istihdam yaratacak devasa yatırımlarını kenarda kalmasına neden olmuştur. Turan’ın da dile getirdiği gibi, siyasetin görevi kendisiyle uğraşmak değil, memleketin eksiklerini gidermektir.

Kurumları Ötekileştirmeyin

Turan’ın konuşmasındaki en sağduyulu ve yapıcı mesaj, siyasi husumet nedeniyle kendi eserlerimizi karalamamamız gerektiği yönündeydi. Türkiye'nin en hızlı büyüyen teknoparkı gibi başarı hikayeleri dahi yıpratılırken, Turan şu kurumsal duruşu sergiledi:

“Kardeşim Türkiye'de örnek bir teknopark kurulmuş burada. Varsa yanlışı uyarırsın, eksik fazı çözersin. Ama bir daha söylüyorum. Bu memleketin tüm yatırımlarında OSB'si kötü, teknoparkı kötü, köprüsü kötü, hükümet kötü olmaz. Büyütün bu yatırımları”.

Turan, hata yapan varsa Sayıştay’ın, savcının, polisin görevini yapacağını, ancak bir hatayı bahane ederek bütün bir eseri karalamanın doğru olmadığını, “Bütün bunlar kardeşim hepsi bizim. Bunlara sahip çıkın, omuz verin” diyerek açıkça dile getirdi.

Turan’ın Mesajları, Kendine Gelme Çağrısıdır

Bülent Turan’ın Biga’dan yolladığı bu mesaj, bir nefes alma ve kendine gelme çağrısıdır. Turan, “omuz omuza bu memleketi ayağa kaldırmak durumundayız” diyerek, atalete düşen tüm sorumluluk sahiplerini göreve çağırdı. Partide İl Başkanı olarak atanan Abdurrahman Kuzu ile başlayan sağduyulu ve yapıcı uzlaşma süreci, şimdi yerel aktörlerin bu hazır bırakılmış projelere hızla sahip çıkarak nihayete erdirmesiyle taçlanmalıdır.

Yazıya ifade bırak !