Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Gündemimiz Felaket

Son yıllarda yaşananlara şöyle bir baktığımızda toplumun büyük bir bölümünde anksiyete/kaygı bozukluklarına rastlıyoruz. Pandemi, iklim krizi, doğal afetler, küresel ölçekteki ekonomik krizler bu kaygı bozukluklarının temelini oluşturuyor. Yaşanan bu krizleri adeta körükleyen bir dil kullandığımızı ise itiraf etmemiz gerekiyor. Küçücük çocukların gündeminde bile bu krizler var. Çünkü anne/babaların sokaktaki amcaların bir numaralı gündemini bu felaketler oluşturuyor. En azından çocukları bu gündemlere maruz bırakmasak olmaz mı? En büyük günahın ise medyada olduğunu sanırım söylememize gerek yok.  Basit örneğini verelim, kış aylarında yağmur, kar yağmasını, sıcaklıkların düşmesini günler öncesinden saat başı yayınlarla “geliyor, geliyor…” diye yayın yapmanın kime ne faydası var? Yaz aylarında “kavurucu sıcaklar…” diye başlıklar atmanın kime ne faydası var… Oysaki medya, krizlerin temel nedenlerine ve toplumsal boyutlarına odaklanmalı ama her şeyden önce bu felaketleri önleme yönünde politikalar oluşturulması için çaba göstermeli. Medya siyasal aktörleri etkileyebileceği gibi, toplumun kanaatlerini de değiştirebilir ve yaşanan krizlerin daha az zararla atlatılmasına olumlu katkı koyabilir.  Fakat biz ne yapıyoruz işin “magazin” kısmıyla iki beğeni daha fazla alacağız diye insanların duygularıyla oynuyoruz. Belki de bu yüzden kimsenin kimseye tahammülü yoktur…  Son olarak “İklim krizi gibi konularda sürekli felaket haberleri yapmanın, uzun vadede insanları konudan uzaklaştırabileceğini, genel bir korku hâli yaratarak ‘görmezden gelme’ refleksini güçlendirebileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla olumlu ve olumsuz durumları, çözüm konularıyla birlikte ele alan bir haberciliğin önemli olduğuna inanıyorum. *** Bakın Şu Alan Başkanlığının Yaptığına “Eleştiri olur, olmalıdır. İsabetli eleştiri, hakkaniyetli itiraz, nice yanlıştan dönülmesini sağlar, sağlamıştır. Nihayetinde, göz kendisini göremez. Hata insana mahsustur. Öte yandan, eleştiri denilince aklımıza hep olumsuzluk geliyor, gelmesin. Beğenmek ve teşvik etmek de eleştiriye dâhildir. Eleştiri ile düşmanlığı birbirinden ayıran temel fark, niyettir. İyi ve kötü” diyelim ve başlayalım.  Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığını bugüne kadar defalarca eleştirdim bundan sonrada defalarca eleştireceğim. Fakat bugün “beğenmek ve teşvik etmek de eleştiriye dâhildir” ilkesinin altını çizerek bir şeyler söylemek isterim.  Alan Başkanlığı geçtiğimiz günlerde teknik bir bölümde çalıştırmak üzere personel alımı yapıyor. Konuyla ilgili bir duyuru yayınlıyor ve başvuruları alıyor, sınava tabi tutuyor, en yüksek puanı alanla ele sıkışıyor ve işe başlatıyor. “Bunda ne var zaten olması gereken bu!” diyebilirsiniz haklısınız. Fakat başkanlık isteseydi bu pozisyonda çalıştıracağı personel için herhangi bir duyuruya çıkmayabilir, sınava tabi tutmayabilir “referansla, torpille” adına ne derseniz istediği personeli işe alabilirdi. Yeniden “Bunda ne var zaten olması gereken bu!” diyebilirseniz haklısınız. Ama itiraf etmemiz gerekiyor ki kurumların inisiyatife bırakılan işe alımlarda genellikle böyle hassas davranılmıyor. Örnek olması açısından paylaşmak istedim… *** “Gavurların” Dünyasından Haberler Hadi biraz da başka şeyler konuşalım. Teknoloji temelli gündemler oldukça dikkatimi çekiyor şu sıralar popüler olan bazı başlıkları sizlerle paylaşmak isterim.  Cihazlarının yedek parça temini ve tamiratı konusunda sıkça eleştirilen Apple, iPhone 12 ve 13'ten başlayarak parça değiştirmeyi ve tamiratı kendisi yapmak isteyenlere imkan sunacak. Bu doğrulduda özellikle pil ve ekran değişimi için sitesinde rehberler yayınlayacak ve doğrudan yedek parça satışı satacak. 2030 yılında benzin ve dizel yakıtlı araçların satışını sonlandırma kararı alan Britanya, inşa edilecek yeni konutlarda elektrikli araç şarj istasyonu bulunmasını şart koştu. Yara Birkeland adlı dünyanın ilk elektrikli ve otonom yük gemisi Norveç'te suya indirilerek seferine başladı. 3 bin 200 ton ağırlığındaki 80 metrelik gemi 15 knot hıza ulaşabiliyor. Bill Gates'in yeni nesil enerji girişimi TerraPower, ilk nükleer enerji santralini Natrium adıyla ABD'de hizmete soktu. Enerji Bakanlığı'ndan 80 milyon dolar destek alan şirket, tesisi General Electric-Hitachi konsorsiyumuyla tamamladı. Santral deneme safhasında 345 megawatt üretim yapacak. Hedef, 400 bin haneye yetecek 500 megawatt seviyesine çıkmak. İspanya / Valencia Politecnica Üniversite tarafından yürütülen bir çalışmada tarımın kaderini değiştirebilcek bir buluşa imza atıldı. Bilimciler tütün ailesinden “nicotiana benthamiana” bitkisinin genlerine müdahale ederek daha kısa boylu ve dişi Lepidoptera güvesinin kokusunu yayan yeni bir tür yarattılar. Normal ekinlerin arasına dikilen bu “tuzak akrabalar” ürüne en çok zararı veren bu böcekleri kendine çekerek esas mahsulü korumayı başardı. Latin Amerika ülkesi El Salvador, tamamen Bitcoin üzerine kurulu yeni bir şehir inşa edecek. Başkan Nayib Bukele tarafından duyrulan plan jeotermal enerjiyle elektrik (ve Bitcoin) üreten, hiçbir gelirin vergiye tabi olmayacağı, sadece KDV uygulamasının yer alacağı bir sistemle yönetilecek.
Ekleme Tarihi: 30 Kasım 2021 - Salı

Gündemimiz Felaket

Son yıllarda yaşananlara şöyle bir baktığımızda toplumun büyük bir bölümünde anksiyete/kaygı bozukluklarına rastlıyoruz. Pandemi, iklim krizi, doğal afetler, küresel ölçekteki ekonomik krizler bu kaygı bozukluklarının temelini oluşturuyor. Yaşanan bu krizleri adeta körükleyen bir dil kullandığımızı ise itiraf etmemiz gerekiyor. Küçücük çocukların gündeminde bile bu krizler var. Çünkü anne/babaların sokaktaki amcaların bir numaralı gündemini bu felaketler oluşturuyor. En azından çocukları bu gündemlere maruz bırakmasak olmaz mı?

En büyük günahın ise medyada olduğunu sanırım söylememize gerek yok. 

Basit örneğini verelim, kış aylarında yağmur, kar yağmasını, sıcaklıkların düşmesini günler öncesinden saat başı yayınlarla “geliyor, geliyor…” diye yayın yapmanın kime ne faydası var? Yaz aylarında “kavurucu sıcaklar…” diye başlıklar atmanın kime ne faydası var…

Oysaki medya, krizlerin temel nedenlerine ve toplumsal boyutlarına odaklanmalı ama her şeyden önce bu felaketleri önleme yönünde politikalar oluşturulması için çaba göstermeli. Medya siyasal aktörleri etkileyebileceği gibi, toplumun kanaatlerini de değiştirebilir ve yaşanan krizlerin daha az zararla atlatılmasına olumlu katkı koyabilir. 

Fakat biz ne yapıyoruz işin “magazin” kısmıyla iki beğeni daha fazla alacağız diye insanların duygularıyla oynuyoruz. Belki de bu yüzden kimsenin kimseye tahammülü yoktur… 

Son olarak “İklim krizi gibi konularda sürekli felaket haberleri yapmanın, uzun vadede insanları konudan uzaklaştırabileceğini, genel bir korku hâli yaratarak ‘görmezden gelme’ refleksini güçlendirebileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla olumlu ve olumsuz durumları, çözüm konularıyla birlikte ele alan bir haberciliğin önemli olduğuna inanıyorum.

***

Bakın Şu Alan Başkanlığının Yaptığına

“Eleştiri olur, olmalıdır. İsabetli eleştiri, hakkaniyetli itiraz, nice yanlıştan dönülmesini sağlar, sağlamıştır. Nihayetinde, göz kendisini göremez. Hata insana mahsustur.
Öte yandan, eleştiri denilince aklımıza hep olumsuzluk geliyor, gelmesin. Beğenmek ve teşvik etmek de eleştiriye dâhildir. Eleştiri ile düşmanlığı birbirinden ayıran temel fark, niyettir. İyi ve kötü” 
diyelim ve başlayalım. 

Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığını bugüne kadar defalarca eleştirdim bundan sonrada defalarca eleştireceğim. Fakat bugün “beğenmek ve teşvik etmek de eleştiriye dâhildir” ilkesinin altını çizerek bir şeyler söylemek isterim. 

Alan Başkanlığı geçtiğimiz günlerde teknik bir bölümde çalıştırmak üzere personel alımı yapıyor. Konuyla ilgili bir duyuru yayınlıyor ve başvuruları alıyor, sınava tabi tutuyor, en yüksek puanı alanla ele sıkışıyor ve işe başlatıyor. “Bunda ne var zaten olması gereken bu!” diyebilirsiniz haklısınız. Fakat başkanlık isteseydi bu pozisyonda çalıştıracağı personel için herhangi bir duyuruya çıkmayabilir, sınava tabi tutmayabilir “referansla, torpille” adına ne derseniz istediği personeli işe alabilirdi. Yeniden “Bunda ne var zaten olması gereken bu!” diyebilirseniz haklısınız. Ama itiraf etmemiz gerekiyor ki kurumların inisiyatife bırakılan işe alımlarda genellikle böyle hassas davranılmıyor. Örnek olması açısından paylaşmak istedim…

***

“Gavurların” Dünyasından Haberler

Hadi biraz da başka şeyler konuşalım. Teknoloji temelli gündemler oldukça dikkatimi çekiyor şu sıralar popüler olan bazı başlıkları sizlerle paylaşmak isterim. 

  • Cihazlarının yedek parça temini ve tamiratı konusunda sıkça eleştirilen Apple, iPhone 12 ve 13'ten başlayarak parça değiştirmeyi ve tamiratı kendisi yapmak isteyenlere imkan sunacak. Bu doğrulduda özellikle pil ve ekran değişimi için sitesinde rehberler yayınlayacak ve doğrudan yedek parça satışı satacak.
  • 2030 yılında benzin ve dizel yakıtlı araçların satışını sonlandırma kararı alan Britanya, inşa edilecek yeni konutlarda elektrikli araç şarj istasyonu bulunmasını şart koştu.
  • Yara Birkeland adlı dünyanın ilk elektrikli ve otonom yük gemisi Norveç'te suya indirilerek seferine başladı. 3 bin 200 ton ağırlığındaki 80 metrelik gemi 15 knot hıza ulaşabiliyor.
  • Bill Gates'in yeni nesil enerji girişimi TerraPower, ilk nükleer enerji santralini Natrium adıyla ABD'de hizmete soktu. Enerji Bakanlığı'ndan 80 milyon dolar destek alan şirket, tesisi General Electric-Hitachi konsorsiyumuyla tamamladı. Santral deneme safhasında 345 megawatt üretim yapacak. Hedef, 400 bin haneye yetecek 500 megawatt seviyesine çıkmak.
  • İspanya / Valencia Politecnica Üniversite tarafından yürütülen bir çalışmada tarımın kaderini değiştirebilcek bir buluşa imza atıldı. Bilimciler tütün ailesinden “nicotiana benthamiana” bitkisinin genlerine müdahale ederek daha kısa boylu ve dişi Lepidoptera güvesinin kokusunu yayan yeni bir tür yarattılar. Normal ekinlerin arasına dikilen bu “tuzak akrabalar” ürüne en çok zararı veren bu böcekleri kendine çekerek esas mahsulü korumayı başardı.
  • Latin Amerika ülkesi El Salvador, tamamen Bitcoin üzerine kurulu yeni bir şehir inşa edecek. Başkan Nayib Bukele tarafından duyrulan plan jeotermal enerjiyle elektrik (ve Bitcoin) üreten, hiçbir gelirin vergiye tabi olmayacağı, sadece KDV uygulamasının yer alacağı bir sistemle yönetilecek.
Yazıya ifade bırak !