Daha evimizin kapısından dışarı ilk adım attığımızda kaldırımla ilişkimiz başlıyor. Şehirde yaşayan her birey, yeni doğmuş bir bebek arabasındaki bebekten, her tür engelli vatandaşlara kaldırımları kullanıyor. Peki bu kadar önemli bir alana belediye gereken özeni gösteriyor mu? Gereken yatırım yapılıyor mu? Benim cevabım net: hayır. Zihinlerimizdeki öncelik sırasını değiştirmeliyiz: Öncelikle tüm sokaklarda yayalar konforlu şekilde yürüyebilmeli, daha sonra araçlar geçebilmeli, geriye bir yer kalıyorsa oraya da otopark yapılmalı. Bunu sağlamak yazmak kadar kolay değil biliyorum. Trafik sorununun çözümü yürümekle başlayacak. Müdürlerinizi, personelinizi; yürümeye ve toplu taşımaya yönlendirin. Buna siz görüntüde değil özde örnek olun. Belediyede Yaya Müdürlüğü kurun. Tüm kamusal açık mekanlarda her boşlukta bir işgal: ATM, geri dönüşüm, büfe, simitçi, çiçekçi, mısırcı, kestaneci, reklam panosu, çöp kutusu, aydınlatma direği... Bitmiyor. Zaten kaldırımlar dar, otopark olarak kullanılıyor, tasarım ve uygulama niteliği feci! En büyük sorun işletmelerin işgaliye parası ödeyerek kaldırımları adeta gasp etmesi belediye hiçbir şekilde işgaliyelerden nemalanamamalı yoksa işin içinden çıkamayız. Araçlar kaldırımlara park etmesin diye kaldırımlar yüksek yapılıyor dubalar konularak motorlu taşıtlara karşı çeşitli engeller oluşturuluyor. Bunların tümü aynı zamanda yayalar için de sorunlar oluşturuyor. Aslında kaldırımın yüksek yapılmasına da engellere de ihtiyaç yok. Bugünkü dijital olanaklarla sıkı bir dijital izleme ve cezalandırma sistemi problemi çözebilir, yeter ki buna niyetimiz olsun.  Nitelikli yaya yolları oluşturmanın önündeki bir diğer engel yolların yetersiz genişliği. İmar sistemi ve gayrimenkuldeki yüksek fiyatlar nedeniyle kamulaştırma da yapılamıyor. Çanakkale sokaklardan oluşuyor sokaklar ise araç park yeriyle birlikte yeterince geniş kaldırımlar oluşturmaya izin vermiyor. Burada belediyenin cesur adımlar atarak çift taraflı parkı engellemesi ya da bir taraftan kaldırımı kaldırarak oradaki genişliği diğer tarafa transfer etmesi yoluyla konforlu yaya erişimini sağlaması gerekiyor. Tüm okulların önlerinde geniş yaya alanları oluşturmak, çocukların güvenliğini ve konforunu sağlayacaktır. Çocukluğumuzda bir şarkı vardı, okul yolu düz gider… Okulların yolu düz gitmeli ve çocuklar tıpkı eski zamanlarda olduğu gibi okullarına yürüyerek de gidebilmeli.  Kaldırımların önündeki bir diğer engel altyapı şirketlerinin çeşitli kutuları, direkleri, kazıları. Su ve kanalizasyon ile doğal gaz hizmetleri zaten belediye tarafından sağlanıyor. Geriye elektrik ve internetle ilgili altyapılar kalıyor. Bunların kısa ve uzun vadeli her türlü altyapı yatırımını eksiksiz ve bahane oluşturamayacak şekilde belediye yönetiminde/koordinasyonunda yapması gerek sözde yapılıyor ama sonuçlar ortada… Çanakkale özelinde 3 büyük partinin adayları projelerini yavaş yavaş açıklıyorlar. İYİ Partinin adayı Burak Kunt’un bugüne kadar açıkladığı projeler içinde otopark ve yayalaşmaya dair çalışmaları umut verici, “Şehirdeki Otopark Sorununu Otopark Yaparak Çözemezsiniz!” söylemi oldukça kıymetli bu başlığı önümüzdeki günlerde detayı olarak sizlerle paylaşacağım.