Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Yerleşik Düzen Rahatsız

Çanakkalede 7 Hazirandan sonra hiçbir şey eskisi olmayacak, daha doğru ifadeyle her şey eskisinden çok daha iyi olacak. Bunu geçtiğimiz günler bize açık şekilde göstermedi mi? Lapsekili, demirci Saadettin amcanın oğlu Bülent Turanın  siyasi parti ayırt etmeksizin memleket  için açtığı kapılar vatandaşta; “Bu Adam İş Yapar” dedirtmedi mi? Ankarada o denli yoğun bir temponun içindeyken şehirle bir an olsun bile irtibatını koparmadığına hepimizi şahit olmadık mı? Herkesin ulaşabildiği bir vekil olmadı mı? Oldu…. “Sen Hangi Partilisin, Kimlerdensin?” Diye Sorulmadı “Yetmez” dedi Turan, “sadece ulaşılabilir olmak da yetmez”. Daha önce gizli gizli kafe köşelerinde görüşen siyasetçilerin aksine, şehrin merkezi noktasında ve herkesin ulaşabileceği bir iletişim ofisi açtı. Bu ofisi de, yıllardır beraber yürüdüğü yolda kendisini bir an bile yalnız bırakmamış, tecrübeli bir isme Yavuzhan Ahıskalı ‘ya emanet etti. Turanın resmi olarak da danışmanı olan  Ahıskalı, İstanbul gibi büyük şehirde siyaset yapmış olmasının da vermiş olduğu pratikle, 7 Haziran seçimlerinde geldiği Çanakkaleye kısa sürede nüfus etti. Vekilin ofisi haftanın yedi günü yirmi dört saat esasla memleketin insanlarına her daim açık oldu, gelene “sen hangi partilisin, kimlerdensin?” diye sorulmadı, çayı, yemeği ikram edildi, “sorununuz nedir, biz nasıl yardımcı olabiliriz, nasıl çözebiliriz?”  diye soruldu.  Ve bu şehir şahittir, ofise geçtiğimiz süre içinde binlerce vatandaş geldi, gelenlerin yüzde doksanın sorunu çözüldü, yardımcı olundu. Bu şekilde işleyen bir sistemde insanlar artık şehrin vekiline Turana  sorun iletmek için değil, çay içip, sohbet etmek için ulaşmaya başladılar. Çünkü kurulan sistem, memlekete hizmet noktasında daha önce örneğine rastlamadığımız şekilde başarıyla işliyordu. Çözümsüzlükten Beslenenler, Rahatsız İşte bazıları için o bazılarına “yerleşik düzen” demek istiyorum, sorun da tam olarak bu oldu, ulaşılabilir olmak. Vatandaşın, bürokratların, şehrin, kurumların sorunlarının çözülmesi yerleşik düzeni rahatsız etti. Çünkü yerleşik düzen çözümsüzlükten besleniyordu. Turan ise memlekete hizmet noktasında kurduğu ve samimiyetle çalışan bu sistemle “yerleşik düzenin”  mamalarını kesmiş oldu. Şimdi mamaları kesilenler, kurdukları koalisyonlarla saldırmaya çalışıyorlar. Yapılan doğru işleri, yanlışmış gibi gösterme gayreti içine giriyorlar, kurulan bu sistemin içine fitne ve nifak sokarak eskiden olduğu gibi çözümsüzlük üreterek mamalanmaya çalışıyorlar. Mümkün değil, çünkü kurulan bu sistem daha önce olduğu gibi kişiye ya da belirli bir gruba hizmet etmiyor, kurulan bu sistem bu memlekete hizmet ediyor ve şehir bu hizmeti görüyor, dokunuyor… Ne Vekilin, Ne Danışmanın Bu Şehri Yönetmek Gibi Bir İddiası, Söylemi Yok Gördüğüm, okuduğum ise şudur; ne vekilin, ne danışmanın bu şehri yönetmek gibi bir iddiası, söylemi yok. Onlar bu memlekete hizmet etmek iddiasındalar fakat şehri yönettiğini zanneden fitne ve nifak odaları acaba bir çomak sokabilir miyiz, ümidiyle görevlerini yapıyorlar, dün yaptıkları gibi, yarın yapacakları gibi…
Ekleme Tarihi: 23 Mayıs 2016 - Pazartesi

Yerleşik Düzen Rahatsız

Çanakkalede 7 Hazirandan sonra hiçbir şey eskisi olmayacak, daha doğru ifadeyle her şey eskisinden çok daha iyi olacak. Bunu geçtiğimiz günler bize açık şekilde göstermedi mi? Lapsekili, demirci Saadettin amcanın oğlu Bülent Turanın  siyasi parti ayırt etmeksizin memleket  için açtığı kapılar vatandaşta; “Bu Adam İş Yapar” dedirtmedi mi? Ankarada o denli yoğun bir temponun içindeyken şehirle bir an olsun bile irtibatını koparmadığına hepimizi şahit olmadık mı? Herkesin ulaşabildiği bir vekil olmadı mı? Oldu….

“Sen Hangi Partilisin, Kimlerdensin?” Diye Sorulmadı

“Yetmez” dedi Turan, “sadece ulaşılabilir olmak da yetmez”. Daha önce gizli gizli kafe köşelerinde görüşen siyasetçilerin aksine, şehrin merkezi noktasında ve herkesin ulaşabileceği bir iletişim ofisi açtı. Bu ofisi de, yıllardır beraber yürüdüğü yolda kendisini bir an bile yalnız bırakmamış, tecrübeli bir isme Yavuzhan Ahıskalı ‘ya emanet etti. Turanın resmi olarak da danışmanı olan  Ahıskalı, İstanbul gibi büyük şehirde siyaset yapmış olmasının da vermiş olduğu pratikle, 7 Haziran seçimlerinde geldiği Çanakkaleye kısa sürede nüfus etti. Vekilin ofisi haftanın yedi günü yirmi dört saat esasla memleketin insanlarına her daim açık oldu, gelene “sen hangi partilisin, kimlerdensin?” diye sorulmadı, çayı, yemeği ikram edildi, “sorununuz nedir, biz nasıl yardımcı olabiliriz, nasıl çözebiliriz?”  diye soruldu.  Ve bu şehir şahittir, ofise geçtiğimiz süre içinde binlerce vatandaş geldi, gelenlerin yüzde doksanın sorunu çözüldü, yardımcı olundu. Bu şekilde işleyen bir sistemde insanlar artık şehrin vekiline Turana  sorun iletmek için değil, çay içip, sohbet etmek için ulaşmaya başladılar. Çünkü kurulan sistem, memlekete hizmet noktasında daha önce örneğine rastlamadığımız şekilde başarıyla işliyordu.

Çözümsüzlükten Beslenenler, Rahatsız

İşte bazıları için o bazılarına “yerleşik düzen” demek istiyorum, sorun da tam olarak bu oldu, ulaşılabilir olmak. Vatandaşın, bürokratların, şehrin, kurumların sorunlarının çözülmesi yerleşik düzeni rahatsız etti. Çünkü yerleşik düzen çözümsüzlükten besleniyordu. Turan ise memlekete hizmet noktasında kurduğu ve samimiyetle çalışan bu sistemle “yerleşik düzenin”  mamalarını kesmiş oldu. Şimdi mamaları kesilenler, kurdukları koalisyonlarla saldırmaya çalışıyorlar. Yapılan doğru işleri, yanlışmış gibi gösterme gayreti içine giriyorlar, kurulan bu sistemin içine fitne ve nifak sokarak eskiden olduğu gibi çözümsüzlük üreterek mamalanmaya çalışıyorlar. Mümkün değil, çünkü kurulan bu sistem daha önce olduğu gibi kişiye ya da belirli bir gruba hizmet etmiyor, kurulan bu sistem bu memlekete hizmet ediyor ve şehir bu hizmeti görüyor, dokunuyor…

Ne Vekilin, Ne Danışmanın Bu Şehri Yönetmek Gibi Bir İddiası, Söylemi Yok

Gördüğüm, okuduğum ise şudur; ne vekilin, ne danışmanın bu şehri yönetmek gibi bir iddiası, söylemi yok. Onlar bu memlekete hizmet etmek iddiasındalar fakat şehri yönettiğini zanneden fitne ve nifak odaları acaba bir çomak sokabilir miyiz, ümidiyle görevlerini yapıyorlar, dün yaptıkları gibi, yarın yapacakları gibi…

Yazıya ifade bırak !