Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Rıdvan Uz'a Hayırlı Olsun Denilmesi Gerekirdi

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener son 2 yılda 40 aşkın ili 200’e yakın ilçeyi gezdi bu illerde vatandaşlarla biraraya geldi, gelmeye de devam ediyor. Ziyaretlerinin neredeyse tamamında İyi Partinin kurulduğu günden bu yana büyük emek veren Çanakkale’den milletvekili adayı da olan Rıdvan Uz da vardı. Uz, Akşener’in ziyaret edeceği illere bir gün öncesinden gidip teşkilatla toplantılar yaparak gerekli hazırlıkları yapıyor. “Siyasette vefa yoktur” sözü meşhurdur. Fakat Akşener, Rıdvan Uz’u bu göreve getirerek aslında vefanın olduğunu göstermiş ve “marifet iltifata tabidir” demiştir.  Çanakkale’den bir ismin mecliste grubu bulunan ve hatırı sayılı bir oya sahip olan bir partinin A Takımında yer alması mutluluk verici. Ne kadar rakip olunursa olunsun ne kadar kavga edilirse edilsin “o işler başka bu işler başka” denilerek takdir edilmesi gereken, “hayırlı olsun” denilmesi gereken bir tablo karşısında başka şeyler söylemeyi doğru bulmuyorum. Rıdvan Beye hayırlı olsun diyorum ve bir temenniyle bitiriyorum; keşke MHP’nin A takımında da Çanakkale’den bir isim olsa bundan mutlu olur gurur duyarız.  *** Biga Belediye Başkanın Yaptığını Her Başkan Yapamaz Çünkü Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan göreve gelişinin 3. yılında Biga Belediyesi’nin bugüne kadar hayata geçirdiği proje ve çalışmaları Atatürk Kültür Merkezinde vatandaşların yoğun katılım gösterdiği bir programla paylaştı. Kalem kalem neleri yaptık, neye mal oldu ve neleri yapmayı planlıyoruzun “hesabını verdi.”  Her belediye başkanın yapacağı bir şey değil bu. Çanakkale’de birçok belediye Erdoğan’ın yaptığını yapamaz mesela çünkü o programda biri çıkar “başkan başkan sen öyle diyorsun da sokakta bunlar konuşuluyor hele şunların da bir hesabını ver” der. O yüzden birçok belediye başkanı Erdoğan’ın yaptığını yapamaz. Hangi belediyeler yapamaz mesela… bu soruyu kendinize bir sorun cevabını zaten biliyorsunuz.  *** Lapseki: Bunlar Artık Ters Tepiyor “İçerde” Birikiyor Bazı belediyelerde görüyoruz, bunun son örneği Lapseki.  Konu ne olursa olsun, duyuru afişlerinde belediye başkanın devasa fotoğrafları yer alıyor. İlçe sınırları içinde yaşayan bir sporcu dünya şampiyonasında iyi bir derece almış. Belediye başkanı bu başarıyı kutlamak, duyurmak için afişler hazırlıyor. Fakat afişte sporcunun fotoğrafından ziyade kendi fotoğrafı ön planda. Sanki dereceyi kendisi yapmış.  Burada biraz duralım. Camiada birçok insan görünme hastalığına yakalanmış durumda. Her zaman öne çıkmak istiyorlar. Bunlar artık ters tepiyor, bir olumsuzluk olarak “içerde” birikiyor. *** Bize En Başta, Paraya, Ranta Tapan Değil… Yukarda yazdıklarımdan tamamen bağımsız ilkesel birkaç şey daha söyleyip bitirmek isterim; “Şehirler, sahiplerinin aynı zamanda Amel Defterleri gibidir. Güzel şehir de çirkin şehir de öldükten sonra bile insanın, insanlığın arkasından gelir. 3 kuruş dünyalık için milimetrekareyi bile ranta çevirip şehri cehennemleştiren, hak yiyen, hukuk çiğneyen, muhtemeldir ki cehennem ateşinden kurtulamaz. Bize en başta, paraya, ranta tapan değil; Allah’a iman eden, şehir inşa etmenin insan ve medeniyet inşa etmek olduğu sorumluluğunu müdrik mimarlar, mühendisler, şehir planlamacıları, müteahhitler ve böyle belediye başkanları lazım. Evinin önünü, sokağını, mahallesini güzelleştiremeyen insan, dünyayı hiç güzelleştiremez.”
Ekleme Tarihi: 01 Nisan 2022 - Cuma

Rıdvan Uz'a Hayırlı Olsun Denilmesi Gerekirdi

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener son 2 yılda 40 aşkın ili 200’e yakın ilçeyi gezdi bu illerde vatandaşlarla biraraya geldi, gelmeye de devam ediyor. Ziyaretlerinin neredeyse tamamında İyi Partinin kurulduğu günden bu yana büyük emek veren Çanakkale’den milletvekili adayı da olan Rıdvan Uz da vardı. Uz, Akşener’in ziyaret edeceği illere bir gün öncesinden gidip teşkilatla toplantılar yaparak gerekli hazırlıkları yapıyor.

“Siyasette vefa yoktur” sözü meşhurdur. Fakat Akşener, Rıdvan Uz’u bu göreve getirerek aslında vefanın olduğunu göstermiş ve “marifet iltifata tabidir” demiştir. 

Çanakkale’den bir ismin mecliste grubu bulunan ve hatırı sayılı bir oya sahip olan bir partinin A Takımında yer alması mutluluk verici. Ne kadar rakip olunursa olunsun ne kadar kavga edilirse edilsin “o işler başka bu işler başka” denilerek takdir edilmesi gereken, “hayırlı olsun” denilmesi gereken bir tablo karşısında başka şeyler söylemeyi doğru bulmuyorum. Rıdvan Beye hayırlı olsun diyorum ve bir temenniyle bitiriyorum; keşke MHP’nin A takımında da Çanakkale’den bir isim olsa bundan mutlu olur gurur duyarız. 

***

Biga Belediye Başkanın Yaptığını Her Başkan Yapamaz Çünkü

Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan göreve gelişinin 3. yılında Biga Belediyesi’nin bugüne kadar hayata geçirdiği proje ve çalışmaları Atatürk Kültür Merkezinde vatandaşların yoğun katılım gösterdiği bir programla paylaştı. Kalem kalem neleri yaptık, neye mal oldu ve neleri yapmayı planlıyoruzun “hesabını verdi.” 

Her belediye başkanın yapacağı bir şey değil bu. Çanakkale’de birçok belediye Erdoğan’ın yaptığını yapamaz mesela çünkü o programda biri çıkar “başkan başkan sen öyle diyorsun da sokakta bunlar konuşuluyor hele şunların da bir hesabını ver” der. O yüzden birçok belediye başkanı Erdoğan’ın yaptığını yapamaz. Hangi belediyeler yapamaz mesela… bu soruyu kendinize bir sorun cevabını zaten biliyorsunuz. 

***

Lapseki: Bunlar Artık Ters Tepiyor “İçerde” Birikiyor

Bazı belediyelerde görüyoruz, bunun son örneği Lapseki. 

Konu ne olursa olsun, duyuru afişlerinde belediye başkanın devasa fotoğrafları yer alıyor. İlçe sınırları içinde yaşayan bir sporcu dünya şampiyonasında iyi bir derece almış. Belediye başkanı bu başarıyı kutlamak, duyurmak için afişler hazırlıyor. Fakat afişte sporcunun fotoğrafından ziyade kendi fotoğrafı ön planda. Sanki dereceyi kendisi yapmış. 

Burada biraz duralım. Camiada birçok insan görünme hastalığına yakalanmış durumda. Her zaman öne çıkmak istiyorlar. Bunlar artık ters tepiyor, bir olumsuzluk olarak “içerde” birikiyor.

***

Bize En Başta, Paraya, Ranta Tapan Değil…

Yukarda yazdıklarımdan tamamen bağımsız ilkesel birkaç şey daha söyleyip bitirmek isterim;

“Şehirler, sahiplerinin aynı zamanda Amel Defterleri gibidir. Güzel şehir de çirkin şehir de öldükten sonra bile insanın, insanlığın arkasından gelir.

3 kuruş dünyalık için milimetrekareyi bile ranta çevirip şehri cehennemleştiren, hak yiyen, hukuk çiğneyen, muhtemeldir ki cehennem ateşinden kurtulamaz.

Bize en başta, paraya, ranta tapan değil; Allah’a iman eden, şehir inşa etmenin insan ve medeniyet inşa etmek olduğu sorumluluğunu müdrik mimarlar, mühendisler, şehir planlamacıları, müteahhitler ve böyle belediye başkanları lazım.

Evinin önünü, sokağını, mahallesini güzelleştiremeyen insan, dünyayı hiç güzelleştiremez.”

Yazıya ifade bırak !