Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Pis AKP’liler!

Erdoğan’ın metin yazarlığını sonrasında AK Partide milletvekilliği yapmış Aydın Ünal’ın “Müsaadenizle” başlığıyla yazdığı son köşe yazısından bir bölümle başlamak isterim. “Kaçışımız çürümeden, seviyenin düşmesinden, tahammülsüzlükten kaçıştır. Kaçışımız düşmandan değil, “dost” görünenden kaçıştır. Kaçışımız korkudan değil, pervasızlıktan; tehditten değil, aldırmazlıktan, gözü dönmüşlükten, hırstan kaçıştır. Kaçışımız, masumane kaygılarla dostça uyarılarımızı sınırsız iştihalarının ve kifayetsiz ihtiraslarının önünde mania olarak görenlerin iftiralarından, ithamlarından kaçıştır…” AK Partinin “vitrininde” meclislerinde, yönetimlerinde görev alan fakat hiç etkileye sütlüye karışmayan onca isim var ki. Size bu isimlerden bahsedeceğim. “İşi görülene kadar, işe girene kadar ya da işi bitene kadar” bu isimler partinin en büyük dava adamları oluyor hatta bazen işin ayarını kaçırıp trollük bile yapıyorlar! “Reis, reis yolun yolumuzdur, canım sana feda…” diye sloganlar atıyorlar. Partinin tüm programlarına katılmaya özen göstererek herkesin görebileceği yerlerde pozisyon alıyorlar. 40 yıllık partililerin yüzlerine “hoş geldin” diyor arkalarını dönünce “partiye en çok da bunlar zarar verdi” diye kulis yapıyorlar. Programların öncesinde veya sonrasında muhakkak il başkanıyla, vekillerle poz vermeyi ihmal etmiyorlar. Özellikle vekillere öyle methiyeler düzüyorlar ki “ben köprü olayım sen üstümden geç” diyorlar. Günde elli defa sosyal medya hesaplarından reisin, vekilin fotoğraflarını paylaşıyorlar. Sonra ne mi oluyor? Başta da söylediğim gibi “işi görülene kadar, işe girene kadar ya da işi bitene kadar…” Ondan sonra ara ki bulasın bu isimleri. Bu isimler öncelikli olarak “dava adamları” oldukları dönemdeki sosyal medya paylaşımlarını ve listelerinde ne kadar partili isim varsa onları siliyorlar. Hatta çoğu zaman silmekle bile uğraşmıyorlar yeni sosyal medya hesapları açıyorlar ve takibi de “Pis AKP’lilerin” arkadaşlık isteklerini kesinlikle kabul etmiyorlar. Kendilerine “laf edecek” isimleri ise sonsuza denk hayatlarından çıkarmak için basıyorlar engeli…  Bitti mi tabi ki bitmedi “yeni bir pozisyon” almaları gerekiyor bu isimlerin. “Dava adamı” oldukları dönemde en ağır hakaretleri ettikleri partilere/partililere yanaşmaya, görev alamasalar da en azından bu isimlerin etrafında yer almak için yoğun çaba sarf ediyorlar. Eskiden takıldıkları çaycıda kahvecide elbette ki artık takılmıyorlar, takıldıkları yeni mekanlarını ise sanırım söylemeye gerek yok… Bu isimler artık AKP’ye oy vermeyeceklerini ilan ederler hatta etraflarında ki kişilere de neden oy vermemeleri gerektiği konusunda uzun uzun nasihatlerde bile bulunurlar. Gerekçeleri de basit “biz değişmedik parti değişti…” Bu hikaye böyle uzayıp gider… Çok uzatmayayım AK Partiyi yıkacak olan ne gezidir ne FETÖ’dür ne de ekonomik krizdir. Eğer AK Partiyi yıkacak bir şey varsa “Pis AKP’liler” diyen bu isimlerdir. Tabi ki bütün suç “Pis AKP’liler” diyenlerde değildir. Herkes kendi özeleştirisini yapmalıdır... “O eleştiriler nelerdir?” kısmı ise bir başka hikaye konusudur.  Sadece şu kadarını söyleyeyim halen daha böylesi isimler vitrinde yer alıyor halen daha böylesi isimler baş tacı ediliyor!  Son söz; “Onlar şerlerinden emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak için düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakın tutulan düşman dost olmadı. Ama uzak tutulan dostları düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.”
Ekleme Tarihi: 02 Kasım 2021 - Salı

Pis AKP’liler!

Erdoğan’ın metin yazarlığını sonrasında AK Partide milletvekilliği yapmış Aydın Ünal’ın “Müsaadenizle” başlığıyla yazdığı son köşe yazısından bir bölümle başlamak isterim.

“Kaçışımız çürümeden, seviyenin düşmesinden, tahammülsüzlükten kaçıştır. Kaçışımız düşmandan değil, “dost” görünenden kaçıştır. Kaçışımız korkudan değil, pervasızlıktan; tehditten değil, aldırmazlıktan, gözü dönmüşlükten, hırstan kaçıştır. Kaçışımız, masumane kaygılarla dostça uyarılarımızı sınırsız iştihalarının ve kifayetsiz ihtiraslarının önünde mania olarak görenlerin iftiralarından, ithamlarından kaçıştır…”

AK Partinin “vitrininde” meclislerinde, yönetimlerinde görev alan fakat hiç etkileye sütlüye karışmayan onca isim var ki. Size bu isimlerden bahsedeceğim.

İşi görülene kadar, işe girene kadar ya da işi bitene kadar” bu isimler partinin en büyük dava adamları oluyor hatta bazen işin ayarını kaçırıp trollük bile yapıyorlar! “Reis, reis yolun yolumuzdur, canım sana feda…” diye sloganlar atıyorlar. Partinin tüm programlarına katılmaya özen göstererek herkesin görebileceği yerlerde pozisyon alıyorlar. 40 yıllık partililerin yüzlerine “hoş geldin” diyor arkalarını dönünce “partiye en çok da bunlar zarar verdi” diye kulis yapıyorlar. Programların öncesinde veya sonrasında muhakkak il başkanıyla, vekillerle poz vermeyi ihmal etmiyorlar. Özellikle vekillere öyle methiyeler düzüyorlar ki “ben köprü olayım sen üstümden geç” diyorlar. Günde elli defa sosyal medya hesaplarından reisin, vekilin fotoğraflarını paylaşıyorlar.

Sonra ne mi oluyor? Başta da söylediğim gibi “işi görülene kadar, işe girene kadar ya da işi bitene kadar…” Ondan sonra ara ki bulasın bu isimleri. Bu isimler öncelikli olarak “dava adamları” oldukları dönemdeki sosyal medya paylaşımlarını ve listelerinde ne kadar partili isim varsa onları siliyorlar. Hatta çoğu zaman silmekle bile uğraşmıyorlar yeni sosyal medya hesapları açıyorlar ve takibi de “Pis AKP’lilerin” arkadaşlık isteklerini kesinlikle kabul etmiyorlar. Kendilerine “laf edecek” isimleri ise sonsuza denk hayatlarından çıkarmak için basıyorlar engeli… 

Bitti mi tabi ki bitmedi “yeni bir pozisyon” almaları gerekiyor bu isimlerin. “Dava adamı” oldukları dönemde en ağır hakaretleri ettikleri partilere/partililere yanaşmaya, görev alamasalar da en azından bu isimlerin etrafında yer almak için yoğun çaba sarf ediyorlar. Eskiden takıldıkları çaycıda kahvecide elbette ki artık takılmıyorlar, takıldıkları yeni mekanlarını ise sanırım söylemeye gerek yok… Bu isimler artık AKP’ye oy vermeyeceklerini ilan ederler hatta etraflarında ki kişilere de neden oy vermemeleri gerektiği konusunda uzun uzun nasihatlerde bile bulunurlar. Gerekçeleri de basit “biz değişmedik parti değişti…”

Bu hikaye böyle uzayıp gider… Çok uzatmayayım AK Partiyi yıkacak olan ne gezidir ne FETÖ’dür ne de ekonomik krizdir. Eğer AK Partiyi yıkacak bir şey varsa “Pis AKP’liler” diyen bu isimlerdir. Tabi ki bütün suç “Pis AKP’liler” diyenlerde değildir. Herkes kendi özeleştirisini yapmalıdır... “O eleştiriler nelerdir?” kısmı ise bir başka hikaye konusudur.  Sadece şu kadarını söyleyeyim halen daha böylesi isimler vitrinde yer alıyor halen daha böylesi isimler baş tacı ediliyor! 

Son söz; “Onlar şerlerinden emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak için düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakın tutulan düşman dost olmadı. Ama uzak tutulan dostları düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.”

Yazıya ifade bırak !