CHP Çanakkale örgütü, 13 Ağustos – 7 Eylül tarihleri arasında mahalle delege seçimleri, 13 Eylül – 5 Ekim tarihleri arasında ilçe kongreleri ve ardından il kongreleriyle bir kez daha kongre sürecine giriyor. Ancak bu takvim, adı heyecan olan ama özünde yorgun bir ezberi tekrar eden bir tiyatronun sahne hazırlığı gibi. Basın açıklamaları yapılıyor, vizyon kelimesi cümle aralarına serpiştiriliyor, birlik-beraberlik söylemleri her zamanki gibi havada uçuşuyor. Fakat herkesin bildiği ama yüksek sesle söyleyemediği gerçek şu: Bu kongre, CHP'nin Çanakkale'de bir demokrasi şöleni değil, güç gösterisidir. Mühür kimin elindeyse, söz de onundur.
Beyaz Liste ve Sarı Liste, yani Muharrem Erkek’in demir yumruğu ile Parti İçi Demokrasi Platformu’nun (PDP) cılız muhalefeti, sahneyi paylaşmış durumda. Ancak bu sahnede kimin başrol, kimin figüran olduğu baştan belli. Beyaz Liste diye bir şey yok; sadece Muharrem Erkek var. İl ve ilçe yönetimleri, belediye meclis üyeleri, hatta kimin konuşup kimin susacağı... Hepsi Erkek’in iki dudağının arasında. Öyle ki, yerel seçimlerin üzerinden 1.5 yıl geçtikten sonra siyasi belediye başkan yardımcılığına İrfan Dehmen’i atarken kimsenin fikrini sormadı. Meclis üyeleri, grup başkanvekilleri, hatta partinin emektarları, Erkek’e şirin görünmek için taklalar atarken, o tek bir hamleyle herkesi ters köşeye yatırdı. Bu atama, partideki “tek adam” düzeninin en net göstergesi. Hayal kırıklığı mı? O zaten CHP Çanakkale’nin alametifarikası.
İl Başkanı Levent Gürbüz’ün “Bizim partimizde aday olunmaz, aday gösterilir” sözü, bu tiyatronun en çarpıcı repliği. Demokrasi, ön seçim, liyakat gibi kelimeler, sadece söylemlerde var. Gürbüz’ün bu sözü, özetle şunu söylüyor: “Muharrem Erkek beni işaret ederse koltuk baki, yoksa yandık!” Parti içi demokrasiden bahseden bir yapının, “aday gösterilir” anlayışıyla hareket etmesi, ironinin daniskası.
Karşı cephede ise Sarı Liste, yani Parti İçi Demokrasi Platformu var. İsmail Özay, Cem Belli, Erdal Gezen gibi isimlerin başını çektiği bu grup, “demokrasi, hak, hukuk, adalet” nutuklarıyla yola çıkmış. Ama ellerinde ne var? Sadece bir eleştiri: “Çanakkale’de oy oranımız %61’den %39’a düştü, yerel iktidarı kaybetme riski yaşadık.” Haklılar, bu bir başarısızlık. Ama bu eleştiriyi dile getirmekle yetiniyorlar. Cesaretleri, Muharrem Erkek’in gölgesinde eriyip gidiyor. Ne bir somut hesap sorma ne bir güçlü çıkış. On kişi bir araya gelip bir kişi olamıyor, çünkü korkuyorlar. Kaçak güreşiyorlar.
Muharrem Erkek’in elinde ise her şey var: Belediye gücü, Çanakkale sermayesi, iş, aş, söz ve trollerinin tehditleri... Daha önceki seçimlerde bu güçleri nasıl kullandığını hepimiz gördük. Yine kullanacak. Sarı Liste’nin bu güç karşısında şansı yok, çünkü ne maddi ne manevi bir ağırlıkları var. Ya Erkek’e “Ağa da sensin, paşa da sensin” deyip koltuğun gölgesine sığınacaklar ya da bir mucize olacak. Ama mucize, cesaret ister. Sarı Liste’deki isimlerde o cesaret var mı? Göreceğiz, ama umutlar zayıf.
Asıl mesele şu: Fermuar liste olmadıkça, CHP’de sular durulmaz. Hep birileri birilerinin adamı olmakla suçlanacak, hep birileri “tek adam” gölgesinde ezilecek. Bu kongre süreci, Muharrem Erkek’in gücünü daha da pekiştirecek. Sarı Liste’deki muhalifimsi isimler mi? Belki bir dahaki seçime kadar adlarını unutacağız.
Eğer Sarı Liste gerçekten bir şey değiştirmek istiyorsa, “Oy oranları düştü” demekle yetinmesin. “Göreve geldiniz, kimlere yol verdiniz?” diye hesap sorsun ve malum dosyaların şöyle ucunu göstersin. O zaman belki bir masa etrafında herkes eşitlenir, belki Erkek “fermuar liste” diyerek demokrasi havarisi kesilir. Ama dediğim gibi, bu cesaret Sarı Liste’de yok.
CHP Çanakkale’de yine aynı aktörlerle, aynı yöntemlerle yoluna devam edecek. Oysa dışarıdan bakan her partili, “iktidara yürüyoruz” diyen bir partide, bu kadar içe kapanmış bir yapının ne kadar gerçek olduğunu sorguluyor. Çünkü burada yürüyen bir parti değil, dönen bir çark var. Ve bu çarkın dişlileri değişmedikçe, CHP kendi içinde dönmeye devam edecek. Sonuç? Çanakkale CHP, bir demokrasi tiyatrosu sahneliyor. Seyirciyiz, ama alkışlayacak bir şey bulamıyoruz.