“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda oy hilesi iddialarıyla ilgili iddianameyi kabul etti. İddianamede, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu “mağdur”, Hatay eski Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise “müşteki” olarak yer aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Özgür Çelik ve 9 partili hakkında 1 ila 3 yıl hapis cezası talep edildi. Suçlamalar arasında delegelere maddi menfaat sağlama, adaylık vaatleri, belediye kadrolarında işe yerleştirme ve oyların fotoğraflanarak bildirilmesi gibi ciddi iddialar bulunuyor. İmamoğlu’nun divan başkanı olarak süreci organize ettiği öne sürülüyor. Bu gelişmelerin ardından CHP İstanbul İl Seçimleri de usulsüzlük iddialarıyla iptal edildi. 15 Eylül’de görülecek davada “mutlak butlan” kararı çıkması ve Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkanlığa dönmesi bekleniyor.”
Peki, bu iddialar sadece “iktidarın CHP’yi sıkıştırmak için uydurduğu yalanlar” mı? Hayır. CHP’nin içindeki sorunlar yeni değil ve bu tür skandallar partinin kendi dinamiklerinden kaynaklanıyor. Örneğin, 2017’de Çanakkale’de yaşananlar, bugünkü tablonun adeta bir yansıması. Çanakkale merkez ilçe seçimlerinde rüşvet ve parayla oy satın alma skandalı patlak vermiş, kameralarla kaydedilen görüntülerde CHP’li Remzi Yiğit’in delegelere para dağıttığı tespit edilmişti.
Dönemin CHP İl Başkanı Önder, bu ahlaksızlıkların hem kamuoyu vicdanında hem de adalet önünde hesap vereceğini söylemiş, ancak Kılıçdaroğlu’nun bu skandala sessiz kalması ve belgeleri Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’e yönlendirmesi dikkat çekmişti. Önder, “O da bu işlerin içinde” diyerek tepkisini dile getirmiş, fakat sonuç alınamamıştı. Yaşanan süreç Önder’in 40 yıllık partisinden istifa etmesine sebep olmuştu.”
Bu olaylar ne ilk ne de son isimler farklı yaşananlar birebir aynı. Çanakkale’de 2017 yılında yaşanan skandallar, geçtiğimiz şu iki ayda yeniden yaşandı. Çanakkale’de Muharrem Erkek ve siyasi elitlerin desteklediği “beyaz liste”, adaylık vaatleri, belediye kadrolarında işe yerleştirme ve maddi menfaat sağlama gibi yöntemlerle seçimleri domine etti.
İddia ediyorum azıcık zorlanırsa ispat da edilir bu seçimlerde de beyaz liste adaylık vaatleri verdi, belediye kadrolarında işe yerleştirme sözleri verdi maddi bazı ihtiyaçlar görüldü ve seçimleri kazandılar. Remzi Yiğit’in HTS kayıtları, Whatsap mesajları ve “özel görüşmeleri” bu gerçekleri göz önüne mutlaka serecektir. Böyle bir dönemde herhalde bu dosyalamaların yapılmadığını düşünmek fazla iyi niyetli bir tavır olur!
Kepez’e ise Remzi Yiğit’i göndermediler ve “hakkıyla bir yarış olsun” dediler ama meşru olarak kazanmayacaklarını görünce son iki günde Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan’ı hedef alan asılsız iftiralarla seçimleri manipüle etmeye çalıştılar. Örneğin, Muharrem Erkek destekçisi önceki dönem belediye başkan aday adaylarından Emine Kardelen’in, CHP Kepez Belde yönetiminin listesini “çakma örgüt listesi” diye sosyal medyada paylaşması ve beyaz listenin “trol” hesaplarının bu paylaşımı beğeni yağmuruna tutması, skandalın boyutlarını gözler önüne serdi. İl ve ilçe başkanları bu rezalete sessiz kaldı. Sonuç eşit şartlarda yapılan Kepez delege seçimlerinde Birol Arslan’ın desteklediği sarı liste kazandı.
CHP’nin asıl düşmanı kendi içinde. Genel merkezdeki hile iddiaları, İstanbul ve diğer büyük şehirlerdeki yolsuzluk ve rüşvet söylentileri, partinin siyasi elitlerinin eseridir. CHP, 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde tarihi bir fırsat yakalamış, İstanbul ve Ankara gibi metropollerin yönetimi kendisine teslim edilmişti. Ancak bu şehirler, bir vizyon vitrini olmak yerine, siyasi hesapların laboratuvarına dönüştü. Neredeyse on yıldır bu şehirlerde kayda değer bir icraat göremedik. Eleştirdikleri hataların 10 katını 100 katını yaptıklarına şahit olduk.
“İhale yolsuzlukları” ve “rüşvet” iddiaları ise bu sürecin adeta finali oldu. İtirafçılar, CHP’li belediyeciler hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı ve yakında kamuoyuna sunulacak iddianame, bu iddiaları daha da netleştirecek. CHP, kendisine emanet edilen şehirlerde halkın umutlarını kursakta bıraktı. Bu tarihi fırsat, koltuk kavgalarına, hırslara ve dar siyasi hesaplara kurban edildi. CHP’nin iktidara giden yolu kendi elleriyle tıkadığı bu tablo, halkın partiye olan güvenini zedeleyen en büyük gerçek.l
