Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Çalışan Gazeteciler Gününde Kendime Karne Verdim

Bugün çalışan gazeteciler günü olması sebebiyle arayan soran çok oldu sağ olsunlar. Basın açıklaması yapanlar, mail atanlar, kısa mesaj gönderenler ve en kıymetlisi de telefonla arayanlar onları ayrı bir yere koyuyorum.   İşte bir yılı geri de bıraktık, neler yaptık diye baktım, vicdani bir sorgulama yaptım gün boyunca kendime; mesleğimden ötürü kırdığım kalpler mi, yoksa kazandığım kalpler mi daha fazlaydı? Derin bir iç çektim önce kırdıklarımın hesabını vermeye çalıştım kendime evet hatalıydılar, memleket meseleydi desem de bir yanım kırdın Kerem dedi, kırdın benim derdim yapmak diyordun… Sonra fakirin tesellisi, yaptığım kalpleri koydum önüme az biraz teselli oldu, memleket için dedim… Farketmişsiniz, bir gazeteci olarak bugüne kadar bu köşede kişisel meselelerime yer vermedim, vermeyeceğim de… Oysa ki bizim cenahta meşhurdur böyle şeyler, yediği yemeği beğenmez lokantayı eleştirir, istediği işi alamaz onu, bunu eleştirir yapmadım, yapmamaya çalıştım Allah biliyor… Bu sene sanki daha fazla kazandım, aklınıza hemen para gelmesin, mesleğimden ötürü bu sene daha fazla insan kazandım… Hadi bahsi açılmışken söyleyeyim;  maddi işleri hiç sormayın, ticari hayatımın en zor yılıydı diyebilirim ve korkarım ki önümüzdeki sene daha zor olacak…Kazanmak bir yana olmayanı harcadık, olsun ama insan kazanmak, sokakta selam verdiğim, çayını içtiğim dostların sayısının artması bir teselli oldu. Bugün kendime bir karne verdim… Karnemde neler mi vardı. Geçtiğimiz bir yılda 2 kez polis, 6 kez savcı ve 2 kez hakim karşısına çıktım ve bunların hepsi gazetecilik yaptığım içindi, fikrimi söylediğim, doğruları savunduğum içindi… Şu konuda mütevazi olamayacağım, asıl  görevi benim söylediklerimi söylemek olanlar söylemedikleri için bazı doğruları ben çıktım söyledim ve sonuçlarına katlandım, maddi ve manevi kaybettirici sonuçları oldu kabulümdür şikayet etmiyorum. En azından doğruyu söyledim diyebiliyorum, bilenler bilir, bilmeyenler ise bu duyguyu tahmin dahi edemez, doğruyu söyledim ve ceza aldım… Beni en çok şikayet edenler ise sözüm ona demokrasi havarileri ve basının özgür olması gerektiğini en çok savunan mahallenin sakinleri…! Beni duymak istemedikleri şeyleri söylediğim için şikayet ettiler, yetmedi tehdit ettiler, yetmedi ekmeğimle oynadılar, maddi manevi ambargo uyguladılar. Hepsini Allaha havale ediyorum, benim bu kimselerle mücadele edecek gücüm yok çünkü inandığım değerler bana o gücü vermiyor… Aslında söylemek istediğim şey çok ama gündemde benim söyleyeceklerimden çok daha önemli şey var. Bir sitem ederek kapatayım; Her yaşadığım gün şunu görüyor ve açıkçası üzülüyorum; Bilginin, emeğin, yani kafanın içinde olanın maalesef olması gerektiği kadar kıymeti yok…
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2017 - Salı

Çalışan Gazeteciler Gününde Kendime Karne Verdim

Bugün çalışan gazeteciler günü olması sebebiyle arayan soran çok oldu sağ olsunlar. Basın açıklaması yapanlar, mail atanlar, kısa mesaj gönderenler ve en kıymetlisi de telefonla arayanlar onları ayrı bir yere koyuyorum.

 

İşte bir yılı geri de bıraktık, neler yaptık diye baktım, vicdani bir sorgulama yaptım gün boyunca kendime; mesleğimden ötürü kırdığım kalpler mi, yoksa kazandığım kalpler mi daha fazlaydı? Derin bir iç çektim önce kırdıklarımın hesabını vermeye çalıştım kendime evet hatalıydılar, memleket meseleydi desem de bir yanım kırdın Kerem dedi, kırdın benim derdim yapmak diyordun… Sonra fakirin tesellisi, yaptığım kalpleri koydum önüme az biraz teselli oldu, memleket için dedim…

Farketmişsiniz, bir gazeteci olarak bugüne kadar bu köşede kişisel meselelerime yer vermedim, vermeyeceğim de… Oysa ki bizim cenahta meşhurdur böyle şeyler, yediği yemeği beğenmez lokantayı eleştirir, istediği işi alamaz onu, bunu eleştirir yapmadım, yapmamaya çalıştım Allah biliyor… Bu sene sanki daha fazla kazandım, aklınıza hemen para gelmesin, mesleğimden ötürü bu sene daha fazla insan kazandım… Hadi bahsi açılmışken söyleyeyim;  maddi işleri hiç sormayın, ticari hayatımın en zor yılıydı diyebilirim ve korkarım ki önümüzdeki sene daha zor olacak…Kazanmak bir yana olmayanı harcadık, olsun ama insan kazanmak, sokakta selam verdiğim, çayını içtiğim dostların sayısının artması bir teselli oldu.

Bugün kendime bir karne verdim… Karnemde neler mi vardı. Geçtiğimiz bir yılda 2 kez polis, 6 kez savcı ve 2 kez hakim karşısına çıktım ve bunların hepsi gazetecilik yaptığım içindi, fikrimi söylediğim, doğruları savunduğum içindi… Şu konuda mütevazi olamayacağım, asıl  görevi benim söylediklerimi söylemek olanlar söylemedikleri için bazı doğruları ben çıktım söyledim ve sonuçlarına katlandım, maddi ve manevi kaybettirici sonuçları oldu kabulümdür şikayet etmiyorum. En azından doğruyu söyledim diyebiliyorum, bilenler bilir, bilmeyenler ise bu duyguyu tahmin dahi edemez, doğruyu söyledim ve ceza aldım…

Beni en çok şikayet edenler ise sözüm ona demokrasi havarileri ve basının özgür olması gerektiğini en çok savunan mahallenin sakinleri…! Beni duymak istemedikleri şeyleri söylediğim için şikayet ettiler, yetmedi tehdit ettiler, yetmedi ekmeğimle oynadılar, maddi manevi ambargo uyguladılar. Hepsini Allaha havale ediyorum, benim bu kimselerle mücadele edecek gücüm yok çünkü inandığım değerler bana o gücü vermiyor…

Aslında söylemek istediğim şey çok ama gündemde benim söyleyeceklerimden çok daha önemli şey var. Bir sitem ederek kapatayım; Her yaşadığım gün şunu görüyor ve açıkçası üzülüyorum; Bilginin, emeğin, yani kafanın içinde olanın maalesef olması gerektiği kadar kıymeti yok…

Yazıya ifade bırak !