Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Bir Çobanın Hikayesi, Mehmet Akif Hut

Çanakkale’nin Ezine İlçesi Üvecik mevkiinde Uluova Süt Çiftliği adında çok büyük bir işletme var. 4 binin üzerinde büyükbaş hayvan ile 55 tonun üzerinde günlük süt üretimi var. Tesis dünya stantlarının üzerinde, uluslararası bağımsız kuruluşların akredite ettiği bir tesis. Burada üretilen sütün kalitesi ve tesisin ne denli nitelikli olduğundan bahsetmeyeceğim. Ama yine de merak edenler için Gazeteci Cem Seymen’in geçtiğimiz aylarda, CNN Türk ekranlarında çok güzel bir program yaptı. “BAŞARI ÖYKÜLERİ ULUOVA ÇİFTLİĞİ & ALA SÜT” programının linkini buraya bırakıyorum. https://youtu.be/gz5CnKs8M10 Sizlere tesisin başındaki “Çoban Akif’i” anlatacağım, Mehmet Akif Hut…  Akif abi bugüne kadar gördüğüm “normal olmayan adamlar” sıralamasında ilk beşe girer. Dünyanın farklı bölgelerinde 40 yıldır çeşitli sektörlerde katma değerli, üretime ve istihdama dayalı işler yapmış. Hepsinde de çok başarılı olmuş, Türkiye’nin kurtuluşunun tarım ve hayvancılıkta olduğunu görmüş ve “deli düzün ortasına” mükemmel bir tesis yapmış.  Yatırımın en büyüğünü ise insana yapmış, 140’ın üzerinde çalışanı, taşeronlar ve anlaşmalı tarım yaptırdığı iş ortaklarıyla bu sayı binleri aşıyor. Böylesi bir tesisi yüz milyonlarca lira harcayarak yapabilirsiniz belki ama ben parayla yapılamayacaklardan bahsedeceğim. Hadi başlayalım… 2 saat oturduk sohbet ettik sonra araca bindik ve tesisi gezmeye başladık. Akif abi her gördüğü çalışanın yanında durdu, ismiyle hitap etti hâl hatır sordu ve “yaptığın işten dolayı teşekkür ederim” dedi, haliyle bizim tesisi gezmemizde 2 saatten fazla sürdü…  Laboratuvar kısmını gezerken gencecik bir hanımefendiye “hayırlı olsun, evleniyormuşsun, kim bu şanslı kardeşimiz diye sordu. Hanımefendi, “teşekkür ederim Akif bey, Laspeki’den bir öğretmen diye cevap verdi. Çok sevindim “hayal edemeyeceğiniz kadar mutlu olun” dedi. Hanımefendinin muhabbetini görmenizi isterdim. Hemen yanı başında çalışan stajyer bir kızımıza da hâl hatır sordu; “Nasılsın iyi misin, burada mutlu musun, (gülümseyerek) fotokopi çektirmiyorlar, çay getir götür yaptırmıyorlar değil mi” diye sordu. “Hayır çalışıyorum, her gün yeni şeyler öğreniyorum şu anda hayvanların sütünde bir hastalık var mı diye onların testlerini yapıyorum” diye cevap verdi. Oradan çıkınca Akif abi “biz burada çocuklarımızın gerçekten staj yapmasını, bir şeyler öğrenmesini istiyoruz tüm ekibimiz bu konuda çok hassas” dedi. Hani çalışma koşulları gündeme geldiğinde hep Google, Apple, Facebook çalışanlarının standartlarından bahsederiz ya ha burası da en az oradaki çalışanların standartları kadar iyi. Üstelik buradaki standartlar “kapitalist” sistemin şirin gözükme çabası da değil. Koridorlarla gezerken kendinizi 5 yıldızlı bir otelde, tesiste zannediyorsunuz.  Personellerin kıyafetleri her gün yıkanıyor. Mesaisi biten arkadaş banyosunu yapıyor pırıl pırıl kıyafetleri ve “hediye edilen parfümlerini” sıkarak evlerine gidiyor. Bugün çok yorulduk “bir hamama gitsek, sauna, buhar banyosu yapsak iyi olur” diyenler için bu imkanlar da mevcut. Üstelik 5 yıldızlı otel kalitesinde… Unutmadan bir de fitness (spor salonu) var.  Gezerken personel yemekhanesini göremedim, herhalde başka bir alanda diye düşünürken. “Burası da yemek salonumuz” dedi Akif abi. Çanakkale’de benim diyen restoranın standartlarının üzerinde bir mekân o kadarını söyleyeyim. Kahveyi çok seven birisi olarak söylüyorum, kafeterya bölümü Starbucks’tan çok daha iyi ve kahveler gerçekten çok kaliteli. Mesaiye başlayan ve mesaisi biten hemen herkesin elinde kahvesini görüyorsunuz. Tesiste binlerce kitabın yer aldığı ve her görüşten farklı farklı yazarların kitaplarının yer aldığı çok zengin bir kütüphane de bulunuyor. Özel el yazması eserler de var, buraya kendinizi saatlerce “kilitleyebilirsiniz.” Akif abi, “istediğiniz bir kitap, dergi, yayın burada yoksa söylediğiniz takdirde onu sizin için satın alıyoruz ve kütüphanemize katkınız için de teşekkür ediyoruz” dedi.  Anlatabileceğim o kadar fazla not aldım ki, birkaç yazı çıkar ama şimdilik bu kadarını paylaşayım. Gurur duydum ve yarına dair umutlarım arttı. Hem dünya standartlarında böyle bir tesisin Çanakkale’mizde olmasından hem de böylesi güzel adamların halan daha var olmasından. Allah sağlık sıhhat versin, hayırlı bereketli ömürler versin Akif abi var olasın. 
Ekleme Tarihi: 04 Ağustos 2022 - Perşembe

Bir Çobanın Hikayesi, Mehmet Akif Hut

Çanakkale’nin Ezine İlçesi Üvecik mevkiinde Uluova Süt Çiftliği adında çok büyük bir işletme var. 4 binin üzerinde büyükbaş hayvan ile 55 tonun üzerinde günlük süt üretimi var. Tesis dünya stantlarının üzerinde, uluslararası bağımsız kuruluşların akredite ettiği bir tesis. Burada üretilen sütün kalitesi ve tesisin ne denli nitelikli olduğundan bahsetmeyeceğim. Ama yine de merak edenler için Gazeteci Cem Seymen’in geçtiğimiz aylarda, CNN Türk ekranlarında çok güzel bir program yaptı. “BAŞARI ÖYKÜLERİ ULUOVA ÇİFTLİĞİ & ALA SÜT” programının linkini buraya bırakıyorumhttps://youtu.be/gz5CnKs8M10

Sizlere tesisin başındaki “Çoban Akif’i” anlatacağım, Mehmet Akif Hut… 

Akif abi bugüne kadar gördüğüm “normal olmayan adamlar” sıralamasında ilk beşe girer. Dünyanın farklı bölgelerinde 40 yıldır çeşitli sektörlerde katma değerli, üretime ve istihdama dayalı işler yapmış. Hepsinde de çok başarılı olmuş, Türkiye’nin kurtuluşunun tarım ve hayvancılıkta olduğunu görmüş ve “deli düzün ortasına” mükemmel bir tesis yapmış. 

Yatırımın en büyüğünü ise insana yapmış, 140’ın üzerinde çalışanı, taşeronlar ve anlaşmalı tarım yaptırdığı iş ortaklarıyla bu sayı binleri aşıyor.

Böylesi bir tesisi yüz milyonlarca lira harcayarak yapabilirsiniz belki ama ben parayla yapılamayacaklardan bahsedeceğim. Hadi başlayalım…

2 saat oturduk sohbet ettik sonra araca bindik ve tesisi gezmeye başladık. Akif abi her gördüğü çalışanın yanında durdu, ismiyle hitap etti hâl hatır sordu ve “yaptığın işten dolayı teşekkür ederim” dedi, haliyle bizim tesisi gezmemizde 2 saatten fazla sürdü… 

Laboratuvar kısmını gezerken gencecik bir hanımefendiye “hayırlı olsun, evleniyormuşsun, kim bu şanslı kardeşimiz diye sordu. Hanımefendi, “teşekkür ederim Akif bey, Laspeki’den bir öğretmen diye cevap verdi. Çok sevindim “hayal edemeyeceğiniz kadar mutlu olun” dedi. Hanımefendinin muhabbetini görmenizi isterdim. Hemen yanı başında çalışan stajyer bir kızımıza da hâl hatır sordu; “Nasılsın iyi misin, burada mutlu musun, (gülümseyerek) fotokopi çektirmiyorlar, çay getir götür yaptırmıyorlar değil mi” diye sordu. “Hayır çalışıyorum, her gün yeni şeyler öğreniyorum şu anda hayvanların sütünde bir hastalık var mı diye onların testlerini yapıyorum” diye cevap verdi.

Oradan çıkınca Akif abi “biz burada çocuklarımızın gerçekten staj yapmasını, bir şeyler öğrenmesini istiyoruz tüm ekibimiz bu konuda çok hassas” dedi.

Hani çalışma koşulları gündeme geldiğinde hep Google, Apple, Facebook çalışanlarının standartlarından bahsederiz ya ha burası da en az oradaki çalışanların standartları kadar iyi. Üstelik buradaki standartlar “kapitalist” sistemin şirin gözükme çabası da değil.

Koridorlarla gezerken kendinizi 5 yıldızlı bir otelde, tesiste zannediyorsunuz. 

Personellerin kıyafetleri her gün yıkanıyor. Mesaisi biten arkadaş banyosunu yapıyor pırıl pırıl kıyafetleri ve “hediye edilen parfümlerini” sıkarak evlerine gidiyor. Bugün çok yorulduk “bir hamama gitsek, sauna, buhar banyosu yapsak iyi olur” diyenler için bu imkanlar da mevcut. Üstelik 5 yıldızlı otel kalitesinde… Unutmadan bir de fitness (spor salonu) var. 

Gezerken personel yemekhanesini göremedim, herhalde başka bir alanda diye düşünürken. “Burası da yemek salonumuz” dedi Akif abi. Çanakkale’de benim diyen restoranın standartlarının üzerinde bir mekân o kadarını söyleyeyim. Kahveyi çok seven birisi olarak söylüyorum, kafeterya bölümü Starbucks’tan çok daha iyi ve kahveler gerçekten çok kaliteli. Mesaiye başlayan ve mesaisi biten hemen herkesin elinde kahvesini görüyorsunuz.

Tesiste binlerce kitabın yer aldığı ve her görüşten farklı farklı yazarların kitaplarının yer aldığı çok zengin bir kütüphane de bulunuyor. Özel el yazması eserler de var, buraya kendinizi saatlerce “kilitleyebilirsiniz.” Akif abi, “istediğiniz bir kitap, dergi, yayın burada yoksa söylediğiniz takdirde onu sizin için satın alıyoruz ve kütüphanemize katkınız için de teşekkür ediyoruz” dedi. 

Anlatabileceğim o kadar fazla not aldım ki, birkaç yazı çıkar ama şimdilik bu kadarını paylaşayım. Gurur duydum ve yarına dair umutlarım arttı. Hem dünya standartlarında böyle bir tesisin Çanakkale’mizde olmasından hem de böylesi güzel adamların halan daha var olmasından.

Allah sağlık sıhhat versin, hayırlı bereketli ömürler versin Akif abi var olasın. 

Yazıya ifade bırak !