Pankarata Yakışmayan Bir Belediye Başkanı
Pankarata Yakışmayan Bir Belediye Başkanı
Pankarata Yakışmayan Bir Belediye Başkanı
Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da ÇOMÜ provakatörlerin girişimleriyle açıldı. Çanakkale’yi karıştırmak isteyen bir avuç karanlık el yine öğrencileri kullanmak istedi, yönetimin basireti yine girişimlere yol vermedi…
Neymiş efendim, Trabzon’da bir öğrencinin ülkücüler tarafından dövülmesini protesto edeceklermiş… Ellerinde küfür ve dillerinde hakaret gösteri yapmaya yönlendirilmiş bir grup yeni öğrenci Eğitim Fakültesi’ni adeta basmaya kalkıyor. Önlerinde ise sözde bilim adamı bir öğretim üyesi. Öğrencilere akıl veriyor, “güvenlik güçleri sizi kapıdan almıyorsa kapıların üstünden atlayın”…
Aynı tipleri Çanakkale, bundan 4 yıl önce de görmüştü. 2010-2011 eğitim öğretim yılında ÇOMÜ’de büyük felaketlerin eşiğinden dönülmüştü. Sözde solcu ve ülkücü öğrenciler taşlı-bıçaklı kavgalara tutuşmuştu… Bazı öğrencilerin üzerinden döner bıçakları bile çıkmıştı… ÇOMÜ’de Jandarma adeta karargâh kurmak zorunda kalmıştı…
2011’de Olaylar Durdu, Barış Geldi
Sadece Ali Akdemir döneminde değil, Ramazan Aydın döneminde de ÇOMÜ polis ve jandarmanın en çok mesai harcadığı yerler arasındaydı… Olaylar 2011’de, Rektörün değişmesiyle kesiliverdi… Kesildi, çünkü olayları kışkırtan hocaların bu eylemlerine izin verilmedi… 2011’den bu yana neredeyse bir tek öğrencinin başına bir şey gelmedi… İdare sol ve sağ görüşlü öğrencileri asla karşı karşıya getirmedi…
İlginçtir yeni rektör aşırı sol görüşlü öğrencilere stant ve sınıf tahsis edecek kadar özgürlüklerde ileri gitti. Belki de ilk defa olarak bu öğrenciler rektörün odasında yönetim ile yüz yüze görüşme imkânını buldu…
Eğer geçen hafta sözde solcu öğrenciler Eğitim Fakültesi’nin basıp ülkücü öğrenciler ile çatışsaydı kan gövdeyi götürebilirdi. Merak ediyorum, o zaman bugün demokrasi naraları atanlar ne yorumlar yapacaklardı acaba?
Ayrıca size de ilginç gelmiyor mu, polis başka bir ilde öğrenci döver bir grup öğrenci gelir Çanakkale Üniversitesi’nde gösteri yapmaya kalkar. Yahu arkadaş, git Emniyet’in önünde gösteri yap, niye ille de ders yapılan sınıfların önünde yapıyorsun… Bilmem nerede bir olay olur, bir grup öğrenci gelir Üniversite’de eylem yapmaya kalkar. Git İskele Meydanı’nda yap, sınavlar yapılırken eylemin sırası mı? Ama siz de ben de biliyorum ki maksat demokrasi değil, dikkatleri çekip ülkeyi karıştırmak, eğitimi öğretimi askıya aldırmak… Bu tam da bir Doğu kafası… 1970’lerden hatırlayın, dersleri boykot etmeyi, yani eğitimi durdurmayı demokrasi arayışı sanan cehalettir bu…
Başkana Bak, Başkana
Diğer tarafta Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan öğrencilere fakülte basma izni vermeyen yönetimi ve polisi kınamış…
Neymiş efendim, Çanakkale demokratik bir yermiş, barışın kentiymiş…
Bu yüzden mi ÇOMÜ’nün bir dekanını Çanakkale’den kovmaya kalktınız?
Bu yüzden mi her fırsatta Üniversite’yi, bir bilim yuvasını her fırsatta kınamaya kalkıyorsunuz?
Herşeyi sen mi biliyorsun başkan? Onca bilim adamı ve bilim kadını senden mi akıl alacak?
2011’den beri Üniversite’de olaylar durduysa, öğrenciler kardeş kardeş eğitimine bakıyorsa barışın kentine asıl bu yakışmaz mı?
Ayrıca o bilim yuvasındaki insanlar senin ağır cezada yargılanmana bir şey diyor mu? Yolsuzluk iddialarını kınıyor mu? Alamadıkları belediye hizmetleri nedeniyle seni kentten kovmaya kalkıyor mu?
Nedir bu öfke? Neyin gazıdır bu garip tepkiler?
O Fotoğrafta Ülgür Gökhan Fazlaydı
Neymiş efendim demokratik olmayan Üniversite ile yan yana poz veremezmiş… Belki siz farkında değilsiniz ama, siz o fotoğrafta zaten fazladan duruyordunuz… Üniversitede herkes Rektör Hoca’nın size olan sabrına şaşıp kalıyordu…
Ve son bir soru Ülgür Gökhan’a, eğer o öğrencilerden birinin başına bir hal gelse bunun sorumlusu siz mi olacaktınız? Çanakkale’de bir öğrenci hayatını kaybetse veya yaralansa o çocukların ailelerine Çanakkale Belediye Başkanı olarak bir cümle kurabilecek misiniz?
Herkes Kendi İşine
Demokrasi kaos veya anarşi değildir... Herkes kendi işine bakmalıdır. Sokaklarını çöp, denizlerini kanalizasyon götüren bir kentte belediye başkanı başka kurumların işlerine karışma hakkını kendisinde bulamaz.
Üniversiteye karışan belediye başkanına “önce sen şu yolları yap, önce Çanakkale’ye belediyeciliği getir de ondan sonra bilim insanlarının işlerine burnunu sok” derler…
İşin doğrusu, Üniversite düşmanlığı Çanakkale’de bir CHP geleneğiydi. Birileri CHP’nin değiştiğini sandı… Oysa insanlar ve kurumlar kolay kolay değişmiyor. Aynı tas, aynı hamam…