Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Salgının En Az Ekonomi Kadar Etkilediği Başka Bir Şey Daha Var

Salgının günlük yaşamı kalıcı olarak değiştirip değiştirmediğini ya da ne ölçüde değiştirdiğini zamanla göreceğiz. Fakat görünen bir tablo zamanın geçmesini beklemeden adım atılmasını zorunlu kılıyor. Pandeminin yarattığı sıra dışı ortam sadece ekonomiye değil Covid dışı sağlık sorunlarına da sebep oluyor.  İnsan psikolojisine ağır etkiler ve kayıtlara geçen Covid-19'la ilişkili olmayan normalin üstündeki ölüm oranları dikkate alındığında çok büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuz görülecektir.   Son araştırmalar, toplum açılıp sosyal ilişkiler yeniden artınca ruhsal yorgunluğun kaybolduğunu gösteriyor. Ama yeterince yerleşmemiş sosyal ağlara sahip olan gençlerde sorun çok daha derinlerde. Türkiye’de bu konuda yapılmış detaylı bir çalışmalar yok o yüzden başka ülkelerde yapılmış çalışmaların örneklerini paylaşacağım ortaya çıkan veriler aslında tüm ülkelerde ki krize ışık tutuyor.  Slovenya Kamu Sağlığı Enstitüsü'nün verileri: 18-29 yaş arası gençlerin psikolojik sağlığı çok kötüleşmiş durumda. Bu yaş grubundakilerin yüzde 25'i depresif bir hastalık geçirme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu yaş grubundakiler kimler mi? Üniversite öğrencileri ve hizmet sektöründe çalışan fakat pandemiden dolayı işsiz kalan gençler…  Bakın tüyler ürperten bir tabloyu daha paylaşmak isterim  San Francisco'da, (evde kalmanın neden olduğu) uyuşturucu kullanımındaki artış, Covid'den daha çok ölüme yol açtı. Japonya'da (evde kaldıkları için) intihar ederek ölenlerin sayısı Covid'den ölenlerden daha fazla. Bu rakamlar çok “hastalıklı.” Medya, hükümet ve bilim kurulları Covid dışı ölümlerin normalin üstünde artmasını ve salgının yarattığı psikolojik tahribatı gündeme almalı ve bu psikolojik yükü hafifletmek için acil politikalar üretmelidirler.  Son olarak fotoğraf karesi paylaşıp birkaç şey daha söyleyip yazıyı bitireceğim.  Orta gelir grubu korku dolu ve şaşkın bakışlarla sokakta durmuş, sıcak bir kap yemek alma sırası kendine gelene dek uzun kuyruklarda bekliyor. Fotoğraf karesi günümüz Milano'sundan. Bu fotoğraf, İstatistik Dairesinin bir yıllık pandeminin ardından tespit ettiği iki milyon yeni yoksulu temsil ediyor. Onlara bir bakın, duruşlarına, kıyafetlerine, takılarına. Bunlar evsiz ya da hayatın kıyısında yaşayan insanlar değil, emekleri sonucu yükselmiş ve kentsel alt tabakadan çıkmış olmakla gurur duyan orta gelir grubu üyeleri. Ama sonra Covid geldi ve her şeyi yerle bir etti. Salgının başladığı günden bugüne devletimiz imkanlarını ölçüsü dahilinde hemen her kesime yardım elini uzatmaya çalışıyor. Yeterli mi değil ama ülke gerçekleri göz önüne alındığında buna da şükür. Yanı başımızda ki AB ülkesi İtalya’da ki fotoğraf karesine baktığımızda ülkemiz için diyeceğimiz tek şey: Buna da şükür… Son söz: Ekranlarda hemen her gün boy gösteren bilir kişiler daha sert önlemler alınmalı, tam kapanma olmalı, mekanlar tamamen kapanmalı diye ahkam kesiyorlar. Bu kimselerin ortak özelliği bugüne kadar ne SSK ne vergi ödeyip ne de yanında iki kişi çalıştırıp maaş ödememiş olmaları. Bu kimseler sırtlarını devlete dayayıp maaşlarını ömrü billah günü gelince bankamatikten çekmiş kimseler. Sizin gerçeklerinizle, memleketin gerçekleri farklı o yüzden ahkam keserken biraz dikkat edin!
Ekleme Tarihi: 14 Nisan 2021 - Çarşamba

Salgının En Az Ekonomi Kadar Etkilediği Başka Bir Şey Daha Var

Salgının günlük yaşamı kalıcı olarak değiştirip değiştirmediğini ya da ne ölçüde değiştirdiğini zamanla göreceğiz. Fakat görünen bir tablo zamanın geçmesini beklemeden adım atılmasını zorunlu kılıyor. Pandeminin yarattığı sıra dışı ortam sadece ekonomiye değil Covid dışı sağlık sorunlarına da sebep oluyor.  İnsan psikolojisine ağır etkiler ve kayıtlara geçen Covid-19'la ilişkili olmayan normalin üstündeki ölüm oranları dikkate alındığında çok büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuz görülecektir.  

Son araştırmalar, toplum açılıp sosyal ilişkiler yeniden artınca ruhsal yorgunluğun kaybolduğunu gösteriyor. Ama yeterince yerleşmemiş sosyal ağlara sahip olan gençlerde sorun çok daha derinlerde. Türkiye’de bu konuda yapılmış detaylı bir çalışmalar yok o yüzden başka ülkelerde yapılmış çalışmaların örneklerini paylaşacağım ortaya çıkan veriler aslında tüm ülkelerde ki krize ışık tutuyor. 

Slovenya Kamu Sağlığı Enstitüsü'nün verileri: 18-29 yaş arası gençlerin psikolojik sağlığı çok kötüleşmiş durumda. Bu yaş grubundakilerin yüzde 25'i depresif bir hastalık geçirme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu yaş grubundakiler kimler mi? Üniversite öğrencileri ve hizmet sektöründe çalışan fakat pandemiden dolayı işsiz kalan gençler… 

Bakın tüyler ürperten bir tabloyu daha paylaşmak isterim 

San Francisco'da, (evde kalmanın neden olduğu) uyuşturucu kullanımındaki artış, Covid'den daha çok ölüme yol açtı. Japonya'da (evde kaldıkları için) intihar ederek ölenlerin sayısı Covid'den ölenlerden daha fazla. Bu rakamlar çok “hastalıklı.”

Medya, hükümet ve bilim kurulları Covid dışı ölümlerin normalin üstünde artmasını ve salgının yarattığı psikolojik tahribatı gündeme almalı ve bu psikolojik yükü hafifletmek için acil politikalar üretmelidirler. 

Son olarak fotoğraf karesi paylaşıp birkaç şey daha söyleyip yazıyı bitireceğim. 

Orta gelir grubu korku dolu ve şaşkın bakışlarla sokakta durmuş, sıcak bir kap yemek alma sırası kendine gelene dek uzun kuyruklarda bekliyor. Fotoğraf karesi günümüz Milano'sundan. Bu fotoğraf, İstatistik Dairesinin bir yıllık pandeminin ardından tespit ettiği iki milyon yeni yoksulu temsil ediyor. Onlara bir bakın, duruşlarına, kıyafetlerine, takılarına. Bunlar evsiz ya da hayatın kıyısında yaşayan insanlar değil, emekleri sonucu yükselmiş ve kentsel alt tabakadan çıkmış olmakla gurur duyan orta gelir grubu üyeleri. Ama sonra Covid geldi ve her şeyi yerle bir etti.

Salgının başladığı günden bugüne devletimiz imkanlarını ölçüsü dahilinde hemen her kesime yardım elini uzatmaya çalışıyor. Yeterli mi değil ama ülke gerçekleri göz önüne alındığında buna da şükür. Yanı başımızda ki AB ülkesi İtalya’da ki fotoğraf karesine baktığımızda ülkemiz için diyeceğimiz tek şey: Buna da şükür…

Son söz: Ekranlarda hemen her gün boy gösteren bilir kişiler daha sert önlemler alınmalı, tam kapanma olmalı, mekanlar tamamen kapanmalı diye ahkam kesiyorlar. Bu kimselerin ortak özelliği bugüne kadar ne SSK ne vergi ödeyip ne de yanında iki kişi çalıştırıp maaş ödememiş olmaları. Bu kimseler sırtlarını devlete dayayıp maaşlarını ömrü billah günü gelince bankamatikten çekmiş kimseler. Sizin gerçeklerinizle, memleketin gerçekleri farklı o yüzden ahkam keserken biraz dikkat edin!

Yazıya ifade bırak !