Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

ÇTSO’da Yaşananlar Racona Ters Değil mi?

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası gündemde mevzuları biliyorsunuz, bir daha dile getirmeme gerek yok. Sadece dikkat çekmek istediğim bir kaç nokta var o kadar. ÇTSO Başkanı Bülend Engin ciddi bir koalisyonla göreve getirildi, ricacılar, araya adam koyanlar, onun için çalışanlar ve göreve getirildi. Çok ciddi bir desteği vardı arkasında, şehrin tüm iş adamları Enginin şehre çok önemli katkılar yapacağı konusunda hem fikirdiler, nitekim bu katkıyı vermedi desek eksik söylemiş oluruz. Eski hizmet  binası müze olarak Çanakkaleye kazandırıldı, atıl duran arsa, iş merkezi oldu ve ÇTSO Fuar ve Kongre Merkezi yapıldı, bir de birilerinin demir yığını diyerek, “kaldırın” kampanyaları yaptığı Su Perdesi şehre kazandırıldı. Bu yapılanlar çok güzel şeyler, herkes alkışladı. Bir de yapılamayanlar var ki işte onlar yapılabilseydi şehrin ekonomik ve sosyal dokusu açısından çok önemli bir adım atılmış olurdu. Maalesef yapılamadı, mesela, Kurvaziyer Limanı, Yat Limanı ve Fuar ve Kongre Merkezi “bunlar neden yapılamadı?”” diye sorduğumuzda şimdilerde dillendirilen cevap; “Bülend Engin çok akıllı bir adam öyle bir tezgah kurdu ki, ölü doğmuş projeleri şehrin gündemine soktu ve olmayacak duaya bize amin dedirtti, bu projelerin yapılamaması gerekçesi olarak da yerel yönetimi sorumlu tutu ve kavga başlattı.”  Peki ölü doğmuş bu projelere neden o gün karşı çıkmadınız, diye soruyor Çanakkale halkı ve ekliyor; şimdilerde eteklerindeki taşları dökenler, o günlerde bu hatalar yapılırken neden sesinizi yükseltmediniz? Engine yöneltilen eleştirilerden yönetim kurulu üyeleri hiç kendilerine pay çıkarmıyorlar mı? Yoksa onlar da çıkarlarının bittiği gün mü seslerini yükseltecekler? İşte bu yüzden Çanakkale halkı şu sıralar çıkarları bitmiş kişiler arasında süren kavganın bir tarafı olmadığı gibi, bu tartışmaları samimi de bulmuyor.  Ama şunu da eklemek isterim ÇTSO  yönetiminde racon bilen abiler var, ben çok bilmem racon falan ama raconu bilen abilere sormak isterim; Sadık Aydoğan ile böylesi bir kavga etmek racona ters değil mi? Bu duruma sesini yükselterek, ÇTSOnun şehre hizmet noktasında gündeme gelmesi yönünde görüş bildirmesi gereken kanaat önderleri, siyasiler ise meseleyi uzaktan görünse de çok yakından izliyorlar. Ama bu duruş müdahale etmeyecekleri, görüş bildirmeyecekleri anlamına da gelmiyor sadece zamanı bekleniyor, çünkü bu işle ilgileneceklerin, kayıkçı kavgalarıyla boşa harcayacak zamanları yok. Ayrıca şu sıralar konuyla ilgili en sert söylemlerde bulunan Ülgür Gökhan ve parasını ödeyerek tepe tepe kullandığı tüccar gazeteci ve birkaç vasıfsız elemanın söyledikleri ise, kimse tarafından samimi bulunmuyor. Çünkü bu takımın bağırması “kuyruk acısından” başka bir şey değil. Hani bir laf var “bıldır yediğin hurmalar….” Ha bu takım, bıldır yediği hurmaların hesabını önümüzdeki günlerde verecekler ve kendi akıllarınca en iyi savunma karşı ataktır diyerek, hurmaların hesabından yırtma adına böylesi söylemlerde bulunuyorlar, yani bu konuya müdahil olmalarının sebebi çok başka, anladınız siz onu… Önümüzdeki günler bu yönüyle bir hayli hareketli geçecek… Son olarak İÇDAŞ Genel Müdürü, ÇTSO Başkanına bir eleştiri yöneltilecekse belki o eleştiri şöyle olabilir, en azından kimse bu eleştirinin iyi niyetinden şüphe etmez ve samimi bulur; Sayın başkan siz göreve geldiğinizde, size başkan diye hitap edenlere bana abi deyin dediniz ve gerçekten hem insani, hem ticari yönden bu şehirde çok kimseye abilik ettiniz, lakin, biz sizden kişilere gösterdiğiniz abiliği şehre de göstereceğinizi düşündük. Firma olarak yaptığınız sosyal yatırımlarla da bunu fazlasıyla gösterdiniz. Biz İÇDAŞtan, Bülend Enginden şahsi ticari beklentilerimizden de öte, en az iki İÇDAŞ büyüklüğünde yeni yatırımcı getirmesini bekledik bölgedeki diğer gözbebeğimiz firmalara sahip çıkmasını onlara abilik etmesini bekledik ve halen daha bekliyoruz. Bu şehir siz göreve geldiğinizde heykeli dikilecek adam demişti, umarım ve dilerim görev süreniz bittiğinde şehir sizin heykelinizi dikmese de en azından böyle bir girişimde bulunur, önümüzdeki 1 yıl bunu gösterecek.
Ekleme Tarihi: 03 Eylül 2016 - Cumartesi

ÇTSO’da Yaşananlar Racona Ters Değil mi?

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası gündemde mevzuları biliyorsunuz, bir daha dile getirmeme gerek yok. Sadece dikkat çekmek istediğim bir kaç nokta var o kadar. ÇTSO Başkanı Bülend Engin ciddi bir koalisyonla göreve getirildi, ricacılar, araya adam koyanlar, onun için çalışanlar ve göreve getirildi. Çok ciddi bir desteği vardı arkasında, şehrin tüm iş adamları Enginin şehre çok önemli katkılar yapacağı konusunda hem fikirdiler, nitekim bu katkıyı vermedi desek eksik söylemiş oluruz. Eski hizmet  binası müze olarak Çanakkaleye kazandırıldı, atıl duran arsa, iş merkezi oldu ve ÇTSO Fuar ve Kongre Merkezi yapıldı, bir de birilerinin demir yığını diyerek, “kaldırın” kampanyaları yaptığı Su Perdesi şehre kazandırıldı. Bu yapılanlar çok güzel şeyler, herkes alkışladı. Bir de yapılamayanlar var ki işte onlar yapılabilseydi şehrin ekonomik ve sosyal dokusu açısından çok önemli bir adım atılmış olurdu. Maalesef yapılamadı, mesela, Kurvaziyer Limanı, Yat Limanı ve Fuar ve Kongre Merkezi “bunlar neden yapılamadı?”” diye sorduğumuzda şimdilerde dillendirilen cevap; “Bülend Engin çok akıllı bir adam öyle bir tezgah kurdu ki, ölü doğmuş projeleri şehrin gündemine soktu ve olmayacak duaya bize amin dedirtti, bu projelerin yapılamaması gerekçesi olarak da yerel yönetimi sorumlu tutu ve kavga başlattı.”  Peki ölü doğmuş bu projelere neden o gün karşı çıkmadınız, diye soruyor Çanakkale halkı ve ekliyor; şimdilerde eteklerindeki taşları dökenler, o günlerde bu hatalar yapılırken neden sesinizi yükseltmediniz? Engine yöneltilen eleştirilerden yönetim kurulu üyeleri hiç kendilerine pay çıkarmıyorlar mı? Yoksa onlar da çıkarlarının bittiği gün mü seslerini yükseltecekler? İşte bu yüzden Çanakkale halkı şu sıralar çıkarları bitmiş kişiler arasında süren kavganın bir tarafı olmadığı gibi, bu tartışmaları samimi de bulmuyor.  Ama şunu da eklemek isterim ÇTSO  yönetiminde racon bilen abiler var, ben çok bilmem racon falan ama raconu bilen abilere sormak isterim; Sadık Aydoğan ile böylesi bir kavga etmek racona ters değil mi?

Bu duruma sesini yükselterek, ÇTSOnun şehre hizmet noktasında gündeme gelmesi yönünde görüş bildirmesi gereken kanaat önderleri, siyasiler ise meseleyi uzaktan görünse de çok yakından izliyorlar. Ama bu duruş müdahale etmeyecekleri, görüş bildirmeyecekleri anlamına da gelmiyor sadece zamanı bekleniyor, çünkü bu işle ilgileneceklerin, kayıkçı kavgalarıyla boşa harcayacak zamanları yok. Ayrıca şu sıralar konuyla ilgili en sert söylemlerde bulunan

Ülgür Gökhan ve parasını ödeyerek tepe tepe kullandığı tüccar gazeteci ve birkaç vasıfsız elemanın söyledikleri ise, kimse tarafından samimi bulunmuyor. Çünkü bu takımın bağırması “kuyruk acısından” başka bir şey değil. Hani bir laf var “bıldır yediğin hurmalar….” Ha bu takım, bıldır yediği hurmaların hesabını önümüzdeki günlerde verecekler ve kendi akıllarınca en iyi savunma karşı ataktır diyerek, hurmaların hesabından yırtma adına böylesi söylemlerde bulunuyorlar, yani bu konuya müdahil olmalarının sebebi çok başka, anladınız siz onu… Önümüzdeki günler bu yönüyle bir hayli hareketli geçecek…

Son olarak İÇDAŞ Genel Müdürü, ÇTSO Başkanına bir eleştiri yöneltilecekse belki o eleştiri şöyle olabilir, en azından kimse bu eleştirinin iyi niyetinden şüphe etmez ve samimi bulur; Sayın başkan siz göreve geldiğinizde, size başkan diye hitap edenlere bana abi deyin dediniz ve gerçekten hem insani, hem ticari yönden bu şehirde çok kimseye abilik ettiniz, lakin, biz sizden kişilere gösterdiğiniz abiliği şehre de göstereceğinizi düşündük. Firma olarak yaptığınız sosyal yatırımlarla da bunu fazlasıyla gösterdiniz. Biz İÇDAŞtan, Bülend Enginden şahsi ticari beklentilerimizden de öte, en az iki İÇDAŞ büyüklüğünde yeni yatırımcı getirmesini bekledik bölgedeki diğer gözbebeğimiz firmalara sahip çıkmasını onlara abilik etmesini bekledik ve halen daha bekliyoruz. Bu şehir siz göreve geldiğinizde heykeli dikilecek adam demişti, umarım ve dilerim görev süreniz bittiğinde şehir sizin heykelinizi dikmese de en azından böyle bir girişimde bulunur, önümüzdeki 1 yıl bunu gösterecek.

Yazıya ifade bırak !