Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

ÇTSO Seçimleri Sonrası Notlar ve O Komite

“ÇTSO seçimleri yapıldı: 21 komitede yapılan seçimlerde 5 komitede tek liste ile seçime gidildi. 2 komitede listelerde meclis için ortak aday belirlendi. Geriye kalan 14 komitenin 11'ini Selçuk Semizoğlu’nun desteklediği beyaz liste 3’ünü ise Kaya Üzen’in desteklediği mavi liste kazandı. Semizoğlu seçime kendi komitesinden rakipsiz olarak girerken 10 ve 11 nolu komitelerden seçime giren Kaya Üzen iki komitede kazanmayı başardı.”  Öncelikli olarak seçimi kazanan Selçuk Semizoğlu’nu ve ekibini tebrik ediyorum ve başarılı bir dönem geçirmelerini temenni ediyorum. Kendi adıma bir ekleme yapıp yazıya devam edeceğim. Beyaz iki sayfa açtım biri benim için diğeri Semizoğlu için bakalım nasıl dolduracağız bu sayfaları… Önümüzdeki birkaç gün içinde seçilen meclis üyeleri yönetim kurulunu belirlemek için sandığa gidecekler. Burada belki iddialı olacak ama bir öngörümü paylaşmak isterim; Semizoğlu “40 yıllık arkadaşım” dediği Kaya Üzen’i yönetimine almayı hatta kendisine başkan yardımcılığı görevini teklif edecektir. Stratejik bir adım ve bunun kendisini büyüteceğini biliyor… Hatırlayın bir önceki seçimde Semizoğlu herkesin takdirini kazanan bir akıl yürütmüşü “babalarını değil de çocuklarını istiyorum” diyerek yönetiminde gençlere ve ikinci kuşağa yer vermiş ve bu oldukça takdir toplamıştı. Gelelim aldığım birkaç kısa nota;  “Kaya Üzen ve ekibi neden kaybetti?” sorusuna çok kısa bir cevabım var.  Selçuk Semizoğlu ve ekibi her geleni kapıda karşıladılar, sarıldılar muhabbet ettiler, kollarına girdiler ve sandığa götürdüler. “Karşı taraftan” ise kimse ortalarda gözükmüyordu. “Ekip” diye bir şey ortada yoktu sanki yan yana gelmekten çekinen insanlar vardı… Evet “neden kaybetti” sorusunun cevabı bu kadar net ve kısa. Bu tablo bize aslında çok şey söylüyor; “Ortada bir menfaat yoksa, kimse o işin ucundan tutmuyor…” 21 komiteden dikkatimi en çok çeken 1 nolu madencilerin olduğu komite oldu. Kale Seramik Osman Okyay’ın karşısına liste çıktı, bugüne kadar Kale Grubu karşısına liste çıkmamıştı. Osman bey seçimi 7 oy farkla kazandı. 125 kişilik komitede 93 kişi sandığa gitti ve Okyay 50 rakibi ise 43 aldı. 1’nolu komitede neler olduğunu ve böyle bir tablonun neden ortaya çıktığını daha sonra detaylıca yazacağım. Oldukça şaşıracağınız şeyler duyacaksınız… Seçimin öncesinde ve sonrasında sıklıkla dile getirilen “siyasi müdahale” konusu var. Siyaset müdahale etti deniyor. Peki sormak isterim eğer müdahale ettiyse “neden müdahale edileceği bir ortam yaratıldı?” Bu sorunun cevabı verilir ve doğru özeleştiriler yapılırsa bir yere varılabilir diye düşünüyorum.  Söyleyecek aslında çok şey var ama bugüne kadar çok şey söyledim ve söylediklerimin hepsinin arkasındayım. Çanakkale bambaşka bir yere gidiyor şehir her geçen gün büyüyor gelişiyor. Bu gelişime eğer ayak uyduramazsak çok büyük fırsatları kaçırmış oluruz. Umarım ve dilerim geçtiğimiz dönemde bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışlar bu dönem devam etmez.   Son söz; Kendimizi tam manasıyla göremeyiz. Eleştiri, bize tutulan aynadır. Dışarıdan nasıl görünüyoruz, onu söyler. Her eleştiri sahibini ötekileştirmek, istenmeyen ilan etmek, bizi daha korunaklı ve doğru yapmaz. En yıkıcı yalnızlık, çevremizde yanlışımızı söyleyecek kimsenin kalmamasıdır. Hasbî değil de hesabî olanlar, yani hayatını ve ilişkilerini menfaat üzerine kuranlar, eleştirmez, fikrini söylemez. Sadece onaylar, tasdik eder, alkışlar. Haklısınız efendim.
Ekleme Tarihi: 16 Ekim 2022 - Pazar

ÇTSO Seçimleri Sonrası Notlar ve O Komite

“ÇTSO seçimleri yapıldı: 21 komitede yapılan seçimlerde 5 komitede tek liste ile seçime gidildi. 2 komitede listelerde meclis için ortak aday belirlendi. Geriye kalan 14 komitenin 11'ini Selçuk Semizoğlu’nun desteklediği beyaz liste 3’ünü ise Kaya Üzen’in desteklediği mavi liste kazandı. Semizoğlu seçime kendi komitesinden rakipsiz olarak girerken 10 ve 11 nolu komitelerden seçime giren Kaya Üzen iki komitede kazanmayı başardı.” 

Öncelikli olarak seçimi kazanan Selçuk Semizoğlu’nu ve ekibini tebrik ediyorum ve başarılı bir dönem geçirmelerini temenni ediyorum. Kendi adıma bir ekleme yapıp yazıya devam edeceğim. Beyaz iki sayfa açtım biri benim için diğeri Semizoğlu için bakalım nasıl dolduracağız bu sayfaları…

Önümüzdeki birkaç gün içinde seçilen meclis üyeleri yönetim kurulunu belirlemek için sandığa gidecekler. Burada belki iddialı olacak ama bir öngörümü paylaşmak isterim; Semizoğlu “40 yıllık arkadaşım” dediği Kaya Üzen’i yönetimine almayı hatta kendisine başkan yardımcılığı görevini teklif edecektir. Stratejik bir adım ve bunun kendisini büyüteceğini biliyor… Hatırlayın bir önceki seçimde Semizoğlu herkesin takdirini kazanan bir akıl yürütmüşü “babalarını değil de çocuklarını istiyorum” diyerek yönetiminde gençlere ve ikinci kuşağa yer vermiş ve bu oldukça takdir toplamıştı.

Gelelim aldığım birkaç kısa nota; 

“Kaya Üzen ve ekibi neden kaybetti?” sorusuna çok kısa bir cevabım var.  Selçuk Semizoğlu ve ekibi her geleni kapıda karşıladılar, sarıldılar muhabbet ettiler, kollarına girdiler ve sandığa götürdüler. “Karşı taraftan” ise kimse ortalarda gözükmüyordu. “Ekip” diye bir şey ortada yoktu sanki yan yana gelmekten çekinen insanlar vardı… Evet “neden kaybetti” sorusunun cevabı bu kadar net ve kısa. Bu tablo bize aslında çok şey söylüyor; “Ortada bir menfaat yoksa, kimse o işin ucundan tutmuyor…”

21 komiteden dikkatimi en çok çeken 1 nolu madencilerin olduğu komite oldu. Kale Seramik Osman Okyay’ın karşısına liste çıktı, bugüne kadar Kale Grubu karşısına liste çıkmamıştı. Osman bey seçimi 7 oy farkla kazandı. 125 kişilik komitede 93 kişi sandığa gitti ve Okyay 50 rakibi ise 43 aldı. 1’nolu komitede neler olduğunu ve böyle bir tablonun neden ortaya çıktığını daha sonra detaylıca yazacağım. Oldukça şaşıracağınız şeyler duyacaksınız…

Seçimin öncesinde ve sonrasında sıklıkla dile getirilen “siyasi müdahale” konusu var. Siyaset müdahale etti deniyor. Peki sormak isterim eğer müdahale ettiyse “neden müdahale edileceği bir ortam yaratıldı?” Bu sorunun cevabı verilir ve doğru özeleştiriler yapılırsa bir yere varılabilir diye düşünüyorum. 

Söyleyecek aslında çok şey var ama bugüne kadar çok şey söyledim ve söylediklerimin hepsinin arkasındayım. Çanakkale bambaşka bir yere gidiyor şehir her geçen gün büyüyor gelişiyor. Bu gelişime eğer ayak uyduramazsak çok büyük fırsatları kaçırmış oluruz. Umarım ve dilerim geçtiğimiz dönemde bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışlar bu dönem devam etmez.  

Son söz; Kendimizi tam manasıyla göremeyiz. Eleştiri, bize tutulan aynadır. Dışarıdan nasıl görünüyoruz, onu söyler. Her eleştiri sahibini ötekileştirmek, istenmeyen ilan etmek, bizi daha korunaklı ve doğru yapmaz. En yıkıcı yalnızlık, çevremizde yanlışımızı söyleyecek kimsenin kalmamasıdır. Hasbî değil de hesabî olanlar, yani hayatını ve ilişkilerini menfaat üzerine kuranlar, eleştirmez, fikrini söylemez. Sadece onaylar, tasdik eder, alkışlar. Haklısınız efendim.

Yazıya ifade bırak !