Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Çanakkale'de Günlük Vaka Sayısı 1 Binin Üzerinde, Peki Ne Yapmalıyız?

Corona virüsü risk haritasında 'çok yüksek risk' grubu 'kırmızı' kategoride yer alan Çanakkale'de, 100 bin kişide görülen vaka sayısı bir haftada 797,34'ten 962,98'e yükseldi. Haftalık vaka sayısında ise Türkiye'de birinciliğe yükseldik! Vaka sayıları, 8 Şubat'tan günümüze değin 26 kat artış gösterdi.  Türkçesi Çanakkale’de günlük vaka sayısı 1 binin üzerinde her gün ortalama 1300 pozitif vaka ile karşılaşılıyor. Bu kadar vakanın olduğu yerde filasyon vs. hikaye…  Çanakkale’de bir günde bu duruma gelmedi 2 aydır yükselen bir grafik vardı. Bu grafiğe rağmen maalesef gerekli önlemler alınmadı. Önemli alacak, gemiye kaptanlık edecek kişi Sağlık İl Müdürüydü. İl hıfzıssıhha kurulunu doğru şekilde yönlendirecek kişi de sağlık il müdürü olmalıydı… Maalesef geldiğimiz gün itibariyle baktığımızda burada çok ciddi bir başarısızlık görülüyor!  Ortalık yangın yerine dönmüş Çanakkale Sağlık İl Müdüründen ses yok! Her hafta konuşması gereken sorumlu kişi geçtiğimiz 13 ayda sadece bir kez kamuoyu önüne çıktı, sonrası ölüm sessizliği… Çanakkale’de kamuoyu bilgilendirmesi ve farkındalık yaratılması süreci iki kişinin sırtına yüklendi adeta. Birisi Prof. Dr. Alper Şener diğeri Tabipler Odası Başkanı Güleda Erensoy. Bu isimlere Çanakkale’de çok şey borçlu, kim mikrofon uzatırsa meseleyi anlatmaya, halkı bilgilendirmeye çalıştılar.  Bakın Tabipler Odası Başkanı Güleda Erensoy her hafta basın açıklaması yapıyor, elde edebildikleri veriler ışığında vatandaşı bilgilendirmeye çalışıyor, farkındalık yaratmaya çalışıyor. Son açıklaması durumun vahametini göstermesi açısından önemli; “Çanakkale üstüne basa basa ifade ediyorum çok kritik durumda. Bizler bu çok kritik durumu halka, Çanakkalelilere çok iyi anlatmamız gerekiyor. Bu tehlikenin ne kadar büyük olduğunu çok iyi anlatmamız gerekiyor yoksa vaka artışları devam ederse doktorlarımız maalesef hasta seçmek zorunda kalacak.”  Süreç başladığında yazmıştım ve yetkililerle paylaşmıştım. Çanakkale’de boşta duran 3 hastane var buraları değerlendirelim. COVİD’li hasta ile normal hasta bir arada olmasın. Ne yapıldı ÇOMÜ Hastanesi pandemi hastanesi ilan edildi. Sonra devlet hastanesinin bir katı ayrıldı. Şimdi hepsi bir arada “Allah’a emanet!” Elimizdeki nimetten bile faydalanamadık!  Vatandaşı suçlamak en kolayı… Bu kolaycılığa kaçmamalıyız.  Neler yapılmalı? Öncelikle yetkililer ve il hıfzıssıhha kurulu süreci masa başından değil sahada yönetmeliler. Bu sahada yönetmek meselesi rutin kontrollere katılmak değil elbette ki.  Kolluk kuvvetlerinin tamamı sahaya sürülmeli. Her bir kolluk kuvvetine valiliğe bağlı kurumlardan bir personel verilerek, şehrin hemen yer yerinde görevlendirilmeli. Nereler mi oralar; bankalar, zincir marketler, yoğunluk oluşan ve oluşması muhtemel olan tüm işletmeler ve kurumlar. Bu kişiler buralarda görev yapmalı ve önlemleri “sert” bir şekilde uygulamalı ve kontrol etmeli. Sokağa olağanüstü bir hal olduğu yansıtılmalı, vatandaş bunu hissetmeli.  Hatırlayın pandeminin başlarında Kepez’in giriş çıkışlarında ateş ölçülüyordu, belki COVİD’li bir hasta tespit edilemiyordu ama bu durum farkındalık yaratıyordu. 15 dk araç kuyruğunda bekleyen kişi ertesi gün işi yoksa, mecbur değilse “sonra bakarız” diyerek dışarı çıkmayı erteliyordu.  Sürecin işleyişi vatandaş ile doğrudan paylaşılmalı. Hangi ilçede, hangi mahallede tablo ne paylaşılmalı. Vaka sayısı yüksek olan ilçe/mahalle sayıları düşürmek için ekstra çaba sarf edecek, vaka sayısı düşük olan ilçe/mahalle ise düşük olan tabloyu devam ettirebilmek için ekstra motive olacak.   Pazar yerlerinde tezgah aralarındaki mesafeyi artırmakla yoğunluğun azaltılamayacağı görüldü. Pazar yeri insan kaynıyor, adım atacak yer yok üstelik üstü de kapalı. Durumu “idare” etmenin anlamı yok. Bakın çok pratik bir çözüm sunayım. Truva Caddesini tek şeride düşürün, trafiği kontrollü olarak tek şeritten sağlayın. Doğalgaz kavşağından, havalimanı kavşağına kadar haftanın 2-3 günü pazarı bu cadde üzerine kurun. Tezgah araları 10 mt’den fazla olur ve açık havada bulaş riski azalır. Araçlarını da yine Cuma pazarının oraya park etsinler! Efendim uzak olur falan kısmı hikaye olsun! Olağan üstü bir durum söz konusu! Aynı şekilde Esenler’de 60 mt. yol boyuna pazarı kurun.  Bunu bari yapmak zor olmasa gerek! Kurul toplantılarında ne konuşuluyor ne inisiyatif alınıyor, kim elini taşın altına koymak için çözüm önerileriyle geliyor çok merak ediyorum.  Son olarak; Pandemi kuruluna, il hıfzıssıhha kurulumda keşke “sen, ben, bizim oğlan” olmasa sadece gazetecilerden, muhtarlardan, hayatın içinde olan kimselerde de birileri katılsa… Ama başhekimlerin bile davet edilmediği toplantılara “bizim” davet edilmemizi beklemek sanırım biraz fazla iyi niyet göstergesi olur… Kusura bakmayın biraz sert, köşeli bir yazı ortaya çıktı ama maalesef durum bunu gerektiriyordu! 
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2021 - Pazartesi

Çanakkale'de Günlük Vaka Sayısı 1 Binin Üzerinde, Peki Ne Yapmalıyız?

Corona virüsü risk haritasında 'çok yüksek risk' grubu 'kırmızı' kategoride yer alan Çanakkale'de, 100 bin kişide görülen vaka sayısı bir haftada 797,34'ten 962,98'e yükseldi. Haftalık vaka sayısında ise Türkiye'de birinciliğe yükseldik! Vaka sayıları, 8 Şubat'tan günümüze değin 26 kat artış gösterdi. 

Türkçesi Çanakkale’de günlük vaka sayısı 1 binin üzerinde her gün ortalama 1300 pozitif vaka ile karşılaşılıyor. Bu kadar vakanın olduğu yerde filasyon vs. hikaye… 

Çanakkale’de bir günde bu duruma gelmedi 2 aydır yükselen bir grafik vardı. Bu grafiğe rağmen maalesef gerekli önlemler alınmadı. Önemli alacak, gemiye kaptanlık edecek kişi Sağlık İl Müdürüydü. İl hıfzıssıhha kurulunu doğru şekilde yönlendirecek kişi de sağlık il müdürü olmalıydı… Maalesef geldiğimiz gün itibariyle baktığımızda burada çok ciddi bir başarısızlık görülüyor! 

Ortalık yangın yerine dönmüş Çanakkale Sağlık İl Müdüründen ses yok! Her hafta konuşması gereken sorumlu kişi geçtiğimiz 13 ayda sadece bir kez kamuoyu önüne çıktı, sonrası ölüm sessizliği…

Çanakkale’de kamuoyu bilgilendirmesi ve farkındalık yaratılması süreci iki kişinin sırtına yüklendi adeta. Birisi Prof. Dr. Alper Şener diğeri Tabipler Odası Başkanı Güleda Erensoy. Bu isimlere Çanakkale’de çok şey borçlu, kim mikrofon uzatırsa meseleyi anlatmaya, halkı bilgilendirmeye çalıştılar. 

Bakın Tabipler Odası Başkanı Güleda Erensoy her hafta basın açıklaması yapıyor, elde edebildikleri veriler ışığında vatandaşı bilgilendirmeye çalışıyor, farkındalık yaratmaya çalışıyor. Son açıklaması durumun vahametini göstermesi açısından önemli; “Çanakkale üstüne basa basa ifade ediyorum çok kritik durumda. Bizler bu çok kritik durumu halka, Çanakkalelilere çok iyi anlatmamız gerekiyor. Bu tehlikenin ne kadar büyük olduğunu çok iyi anlatmamız gerekiyor yoksa vaka artışları devam ederse doktorlarımız maalesef hasta seçmek zorunda kalacak.” 

Süreç başladığında yazmıştım ve yetkililerle paylaşmıştım. Çanakkale’de boşta duran 3 hastane var buraları değerlendirelim. COVİD’li hasta ile normal hasta bir arada olmasın. Ne yapıldı ÇOMÜ Hastanesi pandemi hastanesi ilan edildi. Sonra devlet hastanesinin bir katı ayrıldı. Şimdi hepsi bir arada “Allah’a emanet!” Elimizdeki nimetten bile faydalanamadık! 

Vatandaşı suçlamak en kolayı… Bu kolaycılığa kaçmamalıyız. 

Neler yapılmalı?

Öncelikle yetkililer ve il hıfzıssıhha kurulu süreci masa başından değil sahada yönetmeliler. Bu sahada yönetmek meselesi rutin kontrollere katılmak değil elbette ki. 

Kolluk kuvvetlerinin tamamı sahaya sürülmeli. Her bir kolluk kuvvetine valiliğe bağlı kurumlardan bir personel verilerek, şehrin hemen yer yerinde görevlendirilmeli. Nereler mi oralar; bankalar, zincir marketler, yoğunluk oluşan ve oluşması muhtemel olan tüm işletmeler ve kurumlar. Bu kişiler buralarda görev yapmalı ve önlemleri “sert” bir şekilde uygulamalı ve kontrol etmeli.

Sokağa olağanüstü bir hal olduğu yansıtılmalı, vatandaş bunu hissetmeli. 

Hatırlayın pandeminin başlarında Kepez’in giriş çıkışlarında ateş ölçülüyordu, belki COVİD’li bir hasta tespit edilemiyordu ama bu durum farkındalık yaratıyordu. 15 dk araç kuyruğunda bekleyen kişi ertesi gün işi yoksa, mecbur değilse “sonra bakarız” diyerek dışarı çıkmayı erteliyordu. 

Sürecin işleyişi vatandaş ile doğrudan paylaşılmalı. Hangi ilçede, hangi mahallede tablo ne paylaşılmalı. Vaka sayısı yüksek olan ilçe/mahalle sayıları düşürmek için ekstra çaba sarf edecek, vaka sayısı düşük olan ilçe/mahalle ise düşük olan tabloyu devam ettirebilmek için ekstra motive olacak.  

Pazar yerlerinde tezgah aralarındaki mesafeyi artırmakla yoğunluğun azaltılamayacağı görüldü. Pazar yeri insan kaynıyor, adım atacak yer yok üstelik üstü de kapalı. Durumu “idare” etmenin anlamı yok. Bakın çok pratik bir çözüm sunayım.

Truva Caddesini tek şeride düşürün, trafiği kontrollü olarak tek şeritten sağlayın. Doğalgaz kavşağından, havalimanı kavşağına kadar haftanın 2-3 günü pazarı bu cadde üzerine kurun. Tezgah araları 10 mt’den fazla olur ve açık havada bulaş riski azalır. Araçlarını da yine Cuma pazarının oraya park etsinler! Efendim uzak olur falan kısmı hikaye olsun! Olağan üstü bir durum söz konusu! Aynı şekilde Esenler’de 60 mt. yol boyuna pazarı kurun. 

Bunu bari yapmak zor olmasa gerek! Kurul toplantılarında ne konuşuluyor ne inisiyatif alınıyor, kim elini taşın altına koymak için çözüm önerileriyle geliyor çok merak ediyorum. 

Son olarak; Pandemi kuruluna, il hıfzıssıhha kurulumda keşke “sen, ben, bizim oğlan” olmasa sadece gazetecilerden, muhtarlardan, hayatın içinde olan kimselerde de birileri katılsa… Ama başhekimlerin bile davet edilmediği toplantılara “bizim” davet edilmemizi beklemek sanırım biraz fazla iyi niyet göstergesi olur…

Kusura bakmayın biraz sert, köşeli bir yazı ortaya çıktı ama maalesef durum bunu gerektiriyordu! 

Yazıya ifade bırak !