Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Çanakkale Barosunun Ev Sahipliğine Yakışmadı

Geçtiğimiz hafta sonu Türkiye Barolar Birliğinin 37’nci Olağan Genel Kurulu Çanakkale’de yapıldı. Genel kurul sonrası “TBB'den başörtüsü hazımsızlığı! Başörtülü delege kürsüye çıkınca salonu terk ettiler” başlıklı bir haber basına düştü. Haberin içeriği şöyleydi; “Başörtülü delege Avukat Figen Şaştım konuşma yapmak üzere kürsüye çıktığında bazı avukatların salonu terk ettiğini gösteren görüntüler sosyal medyada yayınlandı. Başörtülü delege ise salonu terk eden avukatlara kürsüden tepki gösterdi. Sosyal medyada ise tepkiler sürüyor.” Şaşırdım nasıl böyle bir şey olabilir. Çok geçmeden Türkiye Barolar Birliği (TBB) tepkinin konuşmacıya değil, çoklu baro uygulaması ile baroların bölünmesine imza atanlara olduğunun altını çizerek “TBB Çanakkale’de yapılan Genel Kurul'da, 2 nolu Baroları temsil eden dört konuşmacıya da salonu terk ederek gösterilen tepkinin kişilerin kılık ve kıyafetleriyle; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, inanç, din, mezhep ve benzeri nitelikleriyle ilişkisi yoktur. Baro başkanlarının ve delegelerin tepkisi çoklu baro uygulaması ile baroların bölünmesine imza atanlaradır” dediler. Aslında Burada Yasal Bir Boşluk Yok Boşluk Ahlaki İçimiz rahatladı fakat doğru ayağa kalkana kadar yalan dünyayı dolaşıyor. Tam da böyle oldu bunun önüne nasıl geçilecek bilmiyorum. Aslında Türk Ceza Kanunun 216. maddesinde yer alan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu” ve son çıkan sosyal medya yasası bu tip yalan haberlerin önüne geçmek çıkarılmış ama kimin umurunda! İster iktidara ister muhalefete yakın olsun bu tip haberlere sıkça rastlıyoruz. Aslında burada yasal bir boşluk yok boşluk ahlaki. Hande Keskin’in Salonu Terk Etmemesi Gerekirdi Peki salonu terk edenleri eleştirmeyelim mi kesinlikle eleştirelim. Figen hanımın dünya görüşü, başındaki örtüsü gündemimiz değil Türkiye çok şükür ki bu gündemleri büyük ölçüde geride bıraktı fakat her fırsatta düşünce özgürlüğünden dem vuranların yasal olarak orada bulunan ve konuşma hakkı olan “karşı baro” üyesi ve Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Figen Şaştım’ı dinlemesi gerekirdi maalesef o demokratik olgunluk gösterilemedi. Hadi başka şehirlerden gelen baro başkanlarını geçtim ev sahibi olan Çanakkale Baro Başkanı Hande Keskin’in salonu terk etmemesi gerekirdi.  Yazımın buradan sonrasını Figen Şaştım hanımefendinin konuşmasından dikkat çeken bölümlerini vererek bitirmek isterim. Salonu terk edenler belki okurlarda “ya aslında haklıymış” derler belki… İşte o konuşmadan bazı bölümler; “Sayın divan kıymetli meslektaşlarım hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sabahtan beri benim size büyük bir sabırla ve saygıyla dinlediğim gibi sizlerin de beni dinlemeye davet ediyorum. Salonu terk eden meslektaşlarımın bu tutumundan dolayı esef duyduğumu belirtmek istiyorum.  Mesleğin sorunlarının konuşmak yerine hukukun yaygınlaştırılmasının çoğaltılması için dayanışma göstermek yerine ha bire bir sopa gösterilip kendiyle aynı dünya görüşünü paylaşmayan aynı ideolojiyi paylaşmayan insanlara bu kürsü üzerinden had bildiriyor hesap soruluyor hakaret ediliyor. Böyle bir şey kabul edilemez. Hukukun çoğaltılması ve mesleğin sorunlarını konuşmak üzere gelen topluluğu ve delegasyonun çoğunun siyasi konuşmalar yaparak muhataplarını, meslektaşlarını farklı barolarda mesleğini sürdüren ben ve benim gibi 2. Nolu barodan olanlara hakaret etmeyi hukukçuluk sayarak buradaki konuşmaları diğer hazinurunda alkışlamasını da tekrar kınadığımı esefle bildirmek istiyorum.”
Ekleme Tarihi: 22 Aralık 2022 - Perşembe

Çanakkale Barosunun Ev Sahipliğine Yakışmadı

Geçtiğimiz hafta sonu Türkiye Barolar Birliğinin 37’nci Olağan Genel Kurulu Çanakkale’de yapıldı. Genel kurul sonrası “TBB'den başörtüsü hazımsızlığı! Başörtülü delege kürsüye çıkınca salonu terk ettiler” başlıklı bir haber basına düştü. Haberin içeriği şöyleydi; “Başörtülü delege Avukat Figen Şaştım konuşma yapmak üzere kürsüye çıktığında bazı avukatların salonu terk ettiğini gösteren görüntüler sosyal medyada yayınlandı. Başörtülü delege ise salonu terk eden avukatlara kürsüden tepki gösterdi. Sosyal medyada ise tepkiler sürüyor.”

Şaşırdım nasıl böyle bir şey olabilir. Çok geçmeden Türkiye Barolar Birliği (TBB) tepkinin konuşmacıya değil, çoklu baro uygulaması ile baroların bölünmesine imza atanlara olduğunun altını çizerek “TBB Çanakkale’de yapılan Genel Kurul'da, 2 nolu Baroları temsil eden dört konuşmacıya da salonu terk ederek gösterilen tepkinin kişilerin kılık ve kıyafetleriyle; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, inanç, din, mezhep ve benzeri nitelikleriyle ilişkisi yoktur. Baro başkanlarının ve delegelerin tepkisi çoklu baro uygulaması ile baroların bölünmesine imza atanlaradır” dediler.

Aslında Burada Yasal Bir Boşluk Yok Boşluk Ahlaki

İçimiz rahatladı fakat doğru ayağa kalkana kadar yalan dünyayı dolaşıyor. Tam da böyle oldu bunun önüne nasıl geçilecek bilmiyorum. Aslında Türk Ceza Kanunun 216. maddesinde yer alan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu” ve son çıkan sosyal medya yasası bu tip yalan haberlerin önüne geçmek çıkarılmış ama kimin umurunda! İster iktidara ister muhalefete yakın olsun bu tip haberlere sıkça rastlıyoruz. Aslında burada yasal bir boşluk yok boşluk ahlaki.

Hande Keskin’in Salonu Terk Etmemesi Gerekirdi

Peki salonu terk edenleri eleştirmeyelim mi kesinlikle eleştirelim. Figen hanımın dünya görüşü, başındaki örtüsü gündemimiz değil Türkiye çok şükür ki bu gündemleri büyük ölçüde geride bıraktı fakat her fırsatta düşünce özgürlüğünden dem vuranların yasal olarak orada bulunan ve konuşma hakkı olan “karşı baro” üyesi ve Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Figen Şaştım’ı dinlemesi gerekirdi maalesef o demokratik olgunluk gösterilemedi. Hadi başka şehirlerden gelen baro başkanlarını geçtim ev sahibi olan Çanakkale Baro Başkanı Hande Keskin’in salonu terk etmemesi gerekirdi. 

Yazımın buradan sonrasını Figen Şaştım hanımefendinin konuşmasından dikkat çeken bölümlerini vererek bitirmek isterim. Salonu terk edenler belki okurlarda “ya aslında haklıymış” derler belki…

İşte o konuşmadan bazı bölümler;

“Sayın divan kıymetli meslektaşlarım hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sabahtan beri benim size büyük bir sabırla ve saygıyla dinlediğim gibi sizlerin de beni dinlemeye davet ediyorum. Salonu terk eden meslektaşlarımın bu tutumundan dolayı esef duyduğumu belirtmek istiyorum. 

Mesleğin sorunlarının konuşmak yerine hukukun yaygınlaştırılmasının çoğaltılması için dayanışma göstermek yerine ha bire bir sopa gösterilip kendiyle aynı dünya görüşünü paylaşmayan aynı ideolojiyi paylaşmayan insanlara bu kürsü üzerinden had bildiriyor hesap soruluyor hakaret ediliyor. Böyle bir şey kabul edilemez.

Hukukun çoğaltılması ve mesleğin sorunlarını konuşmak üzere gelen topluluğu ve delegasyonun çoğunun siyasi konuşmalar yaparak muhataplarını, meslektaşlarını farklı barolarda mesleğini sürdüren ben ve benim gibi 2. Nolu barodan olanlara hakaret etmeyi hukukçuluk sayarak buradaki konuşmaları diğer hazinurunda alkışlamasını da tekrar kınadığımı esefle bildirmek istiyorum.”

Yazıya ifade bırak !