Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

17 Yaşındaki Serap’ın, 12 Yaşındaki Nihat’ın Katillerinin Yanında Saf Tutan Gezici Barolar

Önümüzdeki hafta mecliste görüşülecek İç Güvenlik paketi geç kalınmış ve çok önemli ihtiyaçlara cevap verecek yasal düzenlemeleri içeren önemli bir düzenleme. Bu düzenleme her Türk vatandaşının can ve mal güvenliğini, özgürlüklerden taviz vermeden kamu düzeninin tesisini sağlamaya yönelik atılmış önemli bir adımdır. Eylem yapma hakkı ne kadar önemliyse, bu eylemlerde masum insanların zarar görmemesi de, en az eylem yapma hakkı kadar önemlidir. Öyle ki Türkiye bu konuda çok acı tecrübeler yaşamış, bu milletin birliğini ve dirliğini bozmak isteyen devlet düşmanları tarafından dershaneden dönen 17 yaşındaki Serap Eserin bindiği otobüse molotof kokteyli atılmış, kendisini bekleyen babasının önünde bir anda alevler içinde kalan genç kızın vücudu ağır yanıklar içinde kalmış, 1 ay boyunca süren yaşam mücadelesini kaybeden Serap acılar içinde hayata gözlerini yummuştu. Aynı şekilde Cizrede çıkan olaylar sonucu 12 yaşındaki Nihat Kazanhanda kör bir kuruşuna kurban giderek hayatını kaybetmişti. Bu çocuklar protestoların ortasında kaldığı için hayatlarını kaybettiler. Geçtiğimiz aylarda IŞİDe tepki bahanesiyle İstanbul başta olmak üzere yurdun çeşitli kentlerinde gösteri düzenleyen gruplar, resmi ve özel araçlar, banka şubeleri, iş yerleri ve siyasi parti binalarına molotof ve taş atarak zarar verilmiş, olaylarda 41 kişi hayatını kaybetmişti. Avrupada, Batıda da gösteriler yapılıyor ama kimsenin burnu bile kanamıyor, çünkü yasadışı sayılabilecek eylemlerde bulunacaklar için çok ağır cezalar caydırıcı bir etken. Türkiyede ise tablo ortada, Türkiyedeki maddi, manevi kayıpların sebebi yasal boşluklar ve kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin caydırıcı olmamasıdır. Batıdaki cezalara şöyle bir bakmak gerekirse; Eylemcilerin molotoflu saldırılarının dışında sadece maske takmalarının bile batı ülkelerinde 10 yıla varan hapse kadar cezaları var. Maske ile gösteri yapmanın cezaları o hep örnek verdiğimiz batı ülkerinde bakın nasıl; Almanyada 1 sene hapis, Avusturyada 6 hafta hapis, İsviçrede hapis ve para cezası, İtalyada hapis ve para cezası veriliyor. İNGİLTERE Örneği - İngilterede bir kişi gözaltına alındığında, polis karakoluna götürülüyor. - Polis, bir kişiyi suç işlerken yakaladıysa veya daha önce suç işlediğinden şüpheleniyorsa gözaltına alabiliyor. - Karakoldaki gözaltı memuru kişinin gözaltında tutulması için herhangi bir suç işleyip işlemediğine dair yeterli kanıt olmadığına bakıyor ve gözaltı durumuna karar veriyor. - Buna göre kişi ya tutuklanıyor ya da salıveriliyor.  ALMANYA Örneği - Polis izinsiz gösterilere müsaade etmiyor. - Alman polisi güvenliği tehlikede gördüğü herhangi bir gösteriyi engelleme hakkına sahip. - Terör şüphelilerinin bilgisayarları izlenebiliyor, telefonları dinlenebiliyor ve evleri aranabiliyor. - - Federal Suç Dairesi önleyici soruşturmalara imza atıyor. FRANSA Örneği - Fransada iç güvenliğin tehlike altında olduğu durumlarda polise geniş yetkiler sağlayan Vigipirate planı devreye sokuluyor. Tren garlarında askeri denetim, okullar önünde park yasağı ve polis kontrollerinin artırılması gibi önlemler alınıyor. - Polis hakkında makul şüphe bulunan kişileri gözaltına alabiliyor. Şüpheli kişiler 48 saat gözaltında tutulabiliyor. Terör riski varsa gözaltı süresi 144 saate çıkabiliyor. İzinsiz Gösteri Cezaları İspanyada parlamento ve diğer kamu binalarının önünde eylem yapanlar, her nerede olursa olsun maskeyle eylem yapanlar 30 bin Euro para cezasına çarptırılıyor. ABDde Times gibi meydanlarda izinsiz gösteri yapanlar tutuklanıyor. Beyaz Saray civarında ise izinsiz gösteriye asla izin verilmiyor. Fransada izinsiz hükümet protestosu yapanlar gözaltına alınıyor. Avrupada, Batıda durum böyleyken ve Türkiye olarak yaşadığımız acı tablolar karşımızdayken devletin buna sessiz kalmasını ve hep örnek verilen Batıdaki gibi yasal düzenlemelerle bu acı kayıpların önüne geçmesini özgürlüklere darbe diye yorumlamak nasıl bir hukuk anlayışıdır, nasıl bir insanlık  anlayışıdır? İç güvenlik Paketinde Neler Var? - Yeni düzenlemeyle birlikte molotofkokteyli saldırı aracı sayılacak. - Maskeli eylemcilere ceza gelecek. - Gösteriye silahla katılanlara verilecek ceza artırılıyor. Silahlı eylemciye 2.5-4 yıl arasında hapis cezası verilecek. - Polisin şahıs ve araç aramalarında yetkisi genişletilecek. - Polisin gözaltı süresi vali yardımcısı ve üs amirin denetiminde 24 saat olacak. Bu süre, savcı kararıyla 48 saate uzatılabilecek. - Düzenlenen eylemlerde verilen zararları bundan sonra eylemci ödeyecek. - Sanal ortamda nefret ve teröre çağrı da artık suç sayılacak. - Polisin yetkilerinin denetimi için Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Komisyonda STKlar da yer alacak. - İstihbari dinlemeleri denetlemek için de Mecliste komisyon kurulacak. Bu komisyona tüm partilerden milletvekilleri katılacak. Aralarında Çanakkale Barosunun da bulunduğu birçok Baro İç güvenlik Paketini vatandaşların güvenliği ve korunması amaçlanması yerine ikballerin korunma altına alınma çabası olarak yorumlamasını, yasa tasarısının geri çekilmesi gerektiği yönünde açıklama yapılmasını nereye koymalı. Bunca can kayıplarına sebep olan 17 yaşındaki Serabın, 12 yaşındaki Nihatın ölümlerine sebep olanların yüzlerine taktıkları maske, poşular; “orantısız güç kullanımına karşı kendini korumak yahut fişlenmemek için yüze takılan gaz maskesi, atkı vb”  diyerek küçümseyip, masum birşeymiş gibi gösterilmesini anlamak mümkün değildir.             Eylemlerin yapıldığı alanlarda, eylemcilerin ellerinde bulunabilecek taş, sopa, bilye, sapan, el yapımı havai fişek vb. Materyallerden dolayı, bu eylemcilere verilecek cezayı veya kolluk kuvvetlerinin önleyici müdahalesini özgürlüklerin kısıtlanması olarak yorumlayan hukuk adamlarının, kaybedilen canların ailelerinin yerine kendilerini koymalarını istiyorum. Buna rağmen vicdanlarınız halen daha çıkarılacak İç güvenlik Paketini özgürlüklere müdahale olarak yorumluyorsa hakkınızda “17 Yaşındaki Serabın, 12 Yaşındaki Nihatın katillerinin yanında saf tutan gezici barolar” diye iddiada bulunanlara hiç bir şey diyemezsiniz.
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2015 - Cumartesi

17 Yaşındaki Serap’ın, 12 Yaşındaki Nihat’ın Katillerinin Yanında Saf Tutan Gezici Barolar

Önümüzdeki hafta mecliste görüşülecek İç Güvenlik paketi geç kalınmış ve çok önemli ihtiyaçlara cevap verecek yasal düzenlemeleri içeren önemli bir düzenleme. Bu düzenleme her Türk vatandaşının can ve mal güvenliğini, özgürlüklerden taviz vermeden kamu düzeninin tesisini sağlamaya yönelik atılmış önemli bir adımdır. Eylem yapma hakkı ne kadar önemliyse, bu eylemlerde masum insanların zarar görmemesi de, en az eylem yapma hakkı kadar önemlidir.

Öyle ki Türkiye bu konuda çok acı tecrübeler yaşamış, bu milletin birliğini ve dirliğini bozmak isteyen devlet düşmanları tarafından dershaneden dönen 17 yaşındaki Serap Eserin bindiği otobüse molotof kokteyli atılmış, kendisini bekleyen babasının önünde bir anda alevler içinde kalan genç kızın vücudu ağır yanıklar içinde kalmış, 1 ay boyunca süren yaşam mücadelesini kaybeden Serap acılar içinde hayata gözlerini yummuştu. Aynı şekilde Cizrede çıkan olaylar sonucu 12 yaşındaki Nihat Kazanhanda kör bir kuruşuna kurban giderek hayatını kaybetmişti. Bu çocuklar protestoların ortasında kaldığı için hayatlarını kaybettiler.

Geçtiğimiz aylarda IŞİDe tepki bahanesiyle İstanbul başta olmak üzere yurdun çeşitli kentlerinde gösteri düzenleyen gruplar, resmi ve özel araçlar, banka şubeleri, iş yerleri ve siyasi parti binalarına molotof ve taş atarak zarar verilmiş, olaylarda 41 kişi hayatını kaybetmişti.

Avrupada, Batıda da gösteriler yapılıyor ama kimsenin burnu bile kanamıyor, çünkü yasadışı sayılabilecek eylemlerde bulunacaklar için çok ağır cezalar caydırıcı bir etken. Türkiyede ise tablo ortada, Türkiyedeki maddi, manevi kayıpların sebebi yasal boşluklar ve kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin caydırıcı olmamasıdır.

Batıdaki cezalara şöyle bir bakmak gerekirse; Eylemcilerin molotoflu saldırılarının dışında sadece maske takmalarının bile batı ülkelerinde 10 yıla varan hapse kadar cezaları var. Maske ile gösteri yapmanın cezaları o hep örnek verdiğimiz batı ülkerinde bakın nasıl; Almanyada 1 sene hapis, Avusturyada 6 hafta hapis, İsviçrede hapis ve para cezası, İtalyada hapis ve para cezası veriliyor.

İNGİLTERE Örneği

- İngilterede bir kişi gözaltına alındığında, polis karakoluna götürülüyor.

- Polis, bir kişiyi suç işlerken yakaladıysa veya daha önce suç işlediğinden şüpheleniyorsa gözaltına alabiliyor.

- Karakoldaki gözaltı memuru kişinin gözaltında tutulması için herhangi bir suç işleyip işlemediğine dair yeterli kanıt olmadığına bakıyor ve gözaltı durumuna karar veriyor.

- Buna göre kişi ya tutuklanıyor ya da salıveriliyor. 

ALMANYA Örneği

- Polis izinsiz gösterilere müsaade etmiyor.

- Alman polisi güvenliği tehlikede gördüğü herhangi bir gösteriyi engelleme hakkına sahip.

- Terör şüphelilerinin bilgisayarları izlenebiliyor, telefonları dinlenebiliyor ve evleri aranabiliyor. - - Federal Suç Dairesi önleyici soruşturmalara imza atıyor.

FRANSA Örneği

- Fransada iç güvenliğin tehlike altında olduğu durumlarda polise geniş yetkiler sağlayan Vigipirate planı devreye sokuluyor. Tren garlarında askeri denetim, okullar önünde park yasağı ve polis kontrollerinin artırılması gibi önlemler alınıyor.

- Polis hakkında makul şüphe bulunan kişileri gözaltına alabiliyor. Şüpheli kişiler 48 saat gözaltında tutulabiliyor. Terör riski varsa gözaltı süresi 144 saate çıkabiliyor.

İzinsiz Gösteri Cezaları

İspanyada parlamento ve diğer kamu binalarının önünde eylem yapanlar, her nerede olursa olsun maskeyle eylem yapanlar 30 bin Euro para cezasına çarptırılıyor. ABDde Times gibi meydanlarda izinsiz gösteri yapanlar tutuklanıyor. Beyaz Saray civarında ise izinsiz gösteriye asla izin verilmiyor. Fransada izinsiz hükümet protestosu yapanlar gözaltına alınıyor.

Avrupada, Batıda durum böyleyken ve Türkiye olarak yaşadığımız acı tablolar karşımızdayken devletin buna sessiz kalmasını ve hep örnek verilen Batıdaki gibi yasal düzenlemelerle bu acı kayıpların önüne geçmesini özgürlüklere darbe diye yorumlamak nasıl bir hukuk anlayışıdır, nasıl bir insanlık  anlayışıdır?

İç güvenlik Paketinde Neler Var?

- Yeni düzenlemeyle birlikte molotofkokteyli saldırı aracı sayılacak.

- Maskeli eylemcilere ceza gelecek.

- Gösteriye silahla katılanlara verilecek ceza artırılıyor. Silahlı eylemciye 2.5-4 yıl arasında hapis cezası verilecek.

- Polisin şahıs ve araç aramalarında yetkisi genişletilecek.

- Polisin gözaltı süresi vali yardımcısı ve üs amirin denetiminde 24 saat olacak. Bu süre, savcı kararıyla 48 saate uzatılabilecek.

- Düzenlenen eylemlerde verilen zararları bundan sonra eylemci ödeyecek.

- Sanal ortamda nefret ve teröre çağrı da artık suç sayılacak.

- Polisin yetkilerinin denetimi için Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Komisyonda STKlar da yer alacak.

- İstihbari dinlemeleri denetlemek için de Mecliste komisyon kurulacak. Bu komisyona tüm partilerden milletvekilleri katılacak.

Aralarında Çanakkale Barosunun da bulunduğu birçok Baro İç güvenlik Paketini vatandaşların güvenliği ve korunması amaçlanması yerine ikballerin korunma altına alınma çabası olarak yorumlamasını, yasa tasarısının geri çekilmesi gerektiği yönünde açıklama yapılmasını nereye koymalı. Bunca can kayıplarına sebep olan 17 yaşındaki Serabın, 12 yaşındaki Nihatın ölümlerine sebep olanların yüzlerine taktıkları maske, poşular; “orantısız güç kullanımına karşı kendini korumak yahut fişlenmemek için yüze takılan gaz maskesi, atkı vb”  diyerek küçümseyip, masum birşeymiş gibi gösterilmesini anlamak mümkün değildir.

            Eylemlerin yapıldığı alanlarda, eylemcilerin ellerinde bulunabilecek taş, sopa, bilye, sapan, el yapımı havai fişek vb. Materyallerden dolayı, bu eylemcilere verilecek cezayı veya kolluk kuvvetlerinin önleyici müdahalesini özgürlüklerin kısıtlanması olarak yorumlayan hukuk adamlarının, kaybedilen canların ailelerinin yerine kendilerini koymalarını istiyorum. Buna rağmen vicdanlarınız halen daha çıkarılacak İç güvenlik Paketini özgürlüklere müdahale olarak yorumluyorsa hakkınızda 17 Yaşındaki Serabın, 12 Yaşındaki Nihatın katillerinin yanında saf tutan gezici barolar” diye iddiada bulunanlara hiç bir şey diyemezsiniz.

Yazıya ifade bırak !