Terör Örgütünü, Toplumun Bütün Kesimleri Kınamalı

Güncel 08.02.2016 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

Terör Örgütünü, Toplumun Bütün Kesimleri Kınamalı

CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, son günlerde ülkenin Güneydoğusunda terör örgütü PKK’ya yönelik yapılan operasyonlara dair açıklamalarda bulundu. Hükümetin yanlış politikaları sonucu Ortadoğu’daki savaş halinin Türkiye’ye de sirayet ettiğini iddia eden Öz Mülteci sorunu başta olmak üzere, ülkenin birçok yerinde yaşanan patlamalarla artan terör olayları ile vatandaşların güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Dünyanın hiçbir ülkesinde egemen bir devlet, sınırları içerisinde eli silahlı terör gruplarının dolaşmasına müsaade etmez, etmemelidir diyen Öz; güvenlik güçlerine kamu kurum ve kuruşlarına saldıran terör örgütünü, toplumun bütün kesimlerinin kınamasını gerektiğini vurgulayarak, bu hususta tartışacak bir durum söz konusu olmadığını belirtti.
CHP Milletvekili Öz’ün basın açıklaması şu şekilde; Bugün basın toplantımız da Çanakkale için yaşamsal öneme haiz bir konuyu işleyeceğim fakat son günlerde ülke olarak yaşadığımız acılara da değinmeden geçmek istemiyorum. Sizlerinde yakından takip ettiği gibi, ülkemiz son günlerde şiddet sarmalı içinde, hızla bir kamplaşma ve ayrışmaya doğru sürüklenmektedir. Yurttaşlarımızın, can güvenliği riskinin olmadığı, terör belasına insanlarımızın canlarını vermediği, askerimizin polisimizin şehit edilmediği bir Türkiye’yi mumla arar hale geldik. Ülkemiz 7 Haziran seçimleri sonrası, sanki bir merkezden düğmeye basılmış gibi, artarak devam eden şiddet ve terör bataklığına saplandı. Bu şiddetin artarak devam etmesinde, geçmişte terör örgütleriyle iş tutanların büyük sorumluğu yok mudur? PKK terör örgütünün acımasız şiddet eylemleri öncesi, istihbarat raporları doğrultusunda operasyon yapmak isteyen kolluk güçlerine, operasyon izni vermeyenler, bugün yaşanan terör olaylarının birincil sorumluları değil midir? Bugün AKP’nin yanlış dış politikaları yüzünden Ortadoğu’daki Savaş hali ülkemize de sirayet etmiştir. Mülteci sorunu başta olmak üzere, ülkemizin birçok yerinde yaşanan patlamalarla artan terör olayları ile yurttaşlarımız güvenlik tehdidiyle karşı karşıyadır. Barış süreci adı altında devam eden görüşmeler ne oldu da birden son bulup kaos ortamı yaşanmaya başlamıştır? Yoksa bu kaos dün birlikte iş tuttuğunuz, Dolmabahçe’de mutabakat sağladığınız kişiler, seni Başkan yaptırmayacağız dedikleri için mi? Bu süreç bu noktaya gelmiştir. Özellikle 7 Haziran’a kadar bu denli vermediğimiz şehitler, olmayan canlı bombalar ve yaşanan patlamalar ne oldu da 7 Haziran’dan sonra artmıştır. Bunun sebebini kendileri sanki itiraf etmişlerdir. “400 milletvekili vermiş olsaydınız” bu olayları yaşamazdık. AKP’yi tek başına iktidara getirmezseniz “Beyaz Toroslar” yine kol gezmeye başlar.” Söylemleri insanın aklına soru işaretleri getirmektedir. Israrla sorduk, sormaya devam edeceğiz. Barış sürecinde; Terör Örgütü ile görüşen şerefsizdir deyip ardından bu görüşmeleri kimler yapmıştır? Evet yine soruyoruz? PKK ile Oslo’da neler görüşüldü? Kandil’de, İmralı’da teröristlerle ne görüşüldü? Tüm bunların cevaplarını Hükümet vermelidir. Şu anda Doğu Anadolu Bölgemiz kan gölüne dönmüşken, biz kandırıldık, PKK o bölgeyi silah deposu haline getirmiş derken, hendek kazmışlar derken, bunca zaman o bölgede devletin Valileri ne iş yapmıştır? Güvenlik güçlerini, askerleri Vali’nin emrine vererek, güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK’ya müdahale etmesini kimler engellemiştir? Şimdi kalkıp kandırıldık, PKK o bölgeyi silah deposu haline getirmiş denmektedir? Tüm bunlar düşündürücüdür. 7 Haziran’dan sonra yaşanan ilk terör olaylarının hemen ardından terör olayları ile ilgili verdiğimiz araştırma önergeleri ret edilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak söylediğimiz çok açıktır. Bu işin çözüm yeri TBMM’dir. Ne Oslo’dur, ne Kandil’dir, ne İmralı’dır. Başka ülkelerin Başkentleri asla değildir. Bu işin çözüm adresi Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır. Ve hiç kimsenin gizli ajandası olmadan, kapalı kapılar ardında konuşulmadan, bu sorunu söylediğimiz gibi TBMM’nde açıkça herkes düşüncelerini söyleyerek çözüme kavuşturmaktır. Konuyu TBMM’nin önünden kaçıranlar, şimdi Cumhuriyet Halk Partisini Dün iş tuttuklarıyla aynı eksene koyamazlar. Dün kol kola halay çektiklerine şimdi terörist demeye başladılar. Cumhuriyet Halk Partisi dün de TERÖRİSTE TERÖRİST diyordu, bugün de Terörist diyor. Üstelik Cumhuriyet Halk Partisi öyle iktidar partisi gibi benim teröristim iyi, senin ki kötü de demiyor. CHP; Terörün cinsi, dili, milliyeti olmaz, terörist teröristtir diyor. Dün Habur’da merasimle karşıladığınız PKK’ya da Terörist diyoruz, Tırlarla silah gönderirken suçüstü yakalandığınız IŞİD’e de terörist diyoruz. Son üç yılda 200 yurttaşımızı bombalı saldırılarla katleden IŞİD’i başımıza bela edenler, PKK’nın semirmesini sağlayanlar muhalefetmiş gibi davranıyorlar. Öyle bazı milletvekilleri gibi “PKK ve IŞİD politik hareketlerdir” falan demiyoruz,  kıvırmıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde egemen bir devlet, sınırları içerisinde eli silahlı terör gruplarının dolaşmasına müsaade etmez, etmemelidir. Dün hendekler kazılırken seyredenler, terör örgütünün silah, mühimmat ve insan kaynağı yığınağı yapmasına göz yumanlar, bu gün yaşanan çatışmalar nedeniyle Terör örgütü PKK kadar suçludurlar. Alçakça saldırıları ile güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına saldıran terör örgütünü, toplumun bütün kesimlerinin kınaması gerekmektedir. Bu hususta tartışacak bir durum söz konusu değildir. Ben daha vatanseverim, sen vatansever değilsin hamaseti ile bu memlekete faydalı olunamaz. İnsanları hedef gösteren ve ayrılıkçı örgütün değirmenine su taşıyan yaklaşımların ülkeye ve millete bir faydası yok.
CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, son günlerde ülkenin Güneydoğusunda terör örgütü PKK’ya yönelik yapılan operasyonlara dair açıklamalarda bulundu. Hükümetin yanlış politikaları sonucu Ortadoğu’daki savaş halinin Türkiye’ye de sirayet ettiğini iddia eden Öz Mülteci sorunu başta olmak üzere, ülkenin birçok yerinde yaşanan patlamalarla artan terör olayları ile vatandaşların güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Dünyanın hiçbir ülkesinde egemen bir devlet, sınırları içerisinde eli silahlı terör gruplarının dolaşmasına müsaade etmez, etmemelidir diyen Öz; güvenlik güçlerine kamu kurum ve kuruşlarına saldıran terör örgütünü, toplumun bütün kesimlerinin kınamasını gerektiğini vurgulayarak, bu hususta tartışacak bir durum söz konusu olmadığını belirtti.

CHP Milletvekili Öz’ün basın açıklaması şu şekilde;

Bugün basın toplantımız da Çanakkale için yaşamsal öneme haiz bir konuyu işleyeceğim fakat son günlerde ülke olarak yaşadığımız acılara da değinmeden geçmek istemiyorum.

Sizlerinde yakından takip ettiği gibi, ülkemiz son günlerde şiddet sarmalı içinde, hızla bir kamplaşma ve ayrışmaya doğru sürüklenmektedir. Yurttaşlarımızın, can güvenliği riskinin olmadığı, terör belasına insanlarımızın canlarını vermediği, askerimizin polisimizin şehit edilmediği bir Türkiye’yi mumla arar hale geldik.

Ülkemiz 7 Haziran seçimleri sonrası, sanki bir merkezden düğmeye basılmış gibi, artarak devam eden şiddet ve terör bataklığına saplandı.

Bu şiddetin artarak devam etmesinde, geçmişte terör örgütleriyle iş tutanların büyük sorumluğu yok mudur? PKK terör örgütünün acımasız şiddet eylemleri öncesi, istihbarat raporları doğrultusunda operasyon yapmak isteyen kolluk güçlerine, operasyon izni vermeyenler, bugün yaşanan terör olaylarının birincil sorumluları değil midir?

Bugün AKP’nin yanlış dış politikaları yüzünden Ortadoğu’daki Savaş hali ülkemize de sirayet etmiştir. Mülteci sorunu başta olmak üzere, ülkemizin birçok yerinde yaşanan patlamalarla artan terör olayları ile yurttaşlarımız güvenlik tehdidiyle karşı karşıyadır.

Barış süreci adı altında devam eden görüşmeler ne oldu da birden son bulup kaos ortamı yaşanmaya başlamıştır? Yoksa bu kaos dün birlikte iş tuttuğunuz, Dolmabahçe’de mutabakat sağladığınız kişiler, seni Başkan yaptırmayacağız dedikleri için mi? Bu süreç bu noktaya gelmiştir.

Özellikle 7 Haziran’a kadar bu denli vermediğimiz şehitler, olmayan canlı bombalar ve yaşanan patlamalar ne oldu da 7 Haziran’dan sonra artmıştır. Bunun sebebini kendileri sanki itiraf etmişlerdir. “400 milletvekili vermiş olsaydınız” bu olayları yaşamazdık. AKP’yi tek başına iktidara getirmezseniz “Beyaz Toroslar” yine kol gezmeye başlar.” Söylemleri insanın aklına soru işaretleri getirmektedir. Israrla sorduk, sormaya devam edeceğiz. Barış sürecinde; Terör Örgütü ile görüşen şerefsizdir deyip ardından bu görüşmeleri kimler yapmıştır?

Evet yine soruyoruz? PKK ile Oslo’da neler görüşüldü? Kandil’de, İmralı’da teröristlerle ne görüşüldü? Tüm bunların cevaplarını Hükümet vermelidir.

Şu anda Doğu Anadolu Bölgemiz kan gölüne dönmüşken, biz kandırıldık, PKK o bölgeyi silah deposu haline getirmiş derken, hendek kazmışlar derken, bunca zaman o bölgede devletin Valileri ne iş yapmıştır? Güvenlik güçlerini, askerleri Vali’nin emrine vererek, güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK’ya müdahale etmesini kimler engellemiştir? Şimdi kalkıp kandırıldık, PKK o bölgeyi silah deposu haline getirmiş denmektedir? Tüm bunlar düşündürücüdür.

7 Haziran’dan sonra yaşanan ilk terör olaylarının hemen ardından terör olayları ile ilgili verdiğimiz araştırma önergeleri ret edilmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak söylediğimiz çok açıktır. Bu işin çözüm yeri TBMM’dir. Ne Oslo’dur, ne Kandil’dir, ne İmralı’dır. Başka ülkelerin Başkentleri asla değildir. Bu işin çözüm adresi Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır. Ve hiç kimsenin gizli ajandası olmadan, kapalı kapılar ardında konuşulmadan, bu sorunu söylediğimiz gibi TBMM’nde açıkça herkes düşüncelerini söyleyerek çözüme kavuşturmaktır.

Konuyu TBMM’nin önünden kaçıranlar, şimdi Cumhuriyet Halk Partisini Dün iş tuttuklarıyla aynı eksene koyamazlar.

Dün kol kola halay çektiklerine şimdi terörist demeye başladılar. Cumhuriyet Halk Partisi dün de TERÖRİSTE TERÖRİST diyordu, bugün de Terörist diyor. Üstelik Cumhuriyet Halk Partisi öyle iktidar partisi gibi benim teröristim iyi, senin ki kötü de demiyor. CHP; Terörün cinsi, dili, milliyeti olmaz, terörist teröristtir diyor.

Dün Habur’da merasimle karşıladığınız PKK’ya da Terörist diyoruz, Tırlarla silah gönderirken suçüstü yakalandığınız IŞİD’e de terörist diyoruz.

Son üç yılda 200 yurttaşımızı bombalı saldırılarla katleden IŞİD’i başımıza bela edenler, PKK’nın semirmesini sağlayanlar muhalefetmiş gibi davranıyorlar.

Öyle bazı milletvekilleri gibi “PKK ve IŞİD politik hareketlerdir” falan demiyoruz,  kıvırmıyoruz.

Dünyanın hiçbir ülkesinde egemen bir devlet, sınırları içerisinde eli silahlı terör gruplarının dolaşmasına müsaade etmez, etmemelidir. Dün hendekler kazılırken seyredenler, terör örgütünün silah, mühimmat ve insan kaynağı yığınağı yapmasına göz yumanlar, bu gün yaşanan çatışmalar nedeniyle Terör örgütü PKK kadar suçludurlar.

Alçakça saldırıları ile güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına saldıran terör örgütünü, toplumun bütün kesimlerinin kınaması gerekmektedir. Bu hususta tartışacak bir durum söz konusu değildir.

Ben daha vatanseverim, sen vatansever değilsin hamaseti ile bu memlekete faydalı olunamaz. İnsanları hedef gösteren ve ayrılıkçı örgütün değirmenine su taşıyan yaklaşımların ülkeye ve millete bir faydası yok.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.