İkinci ‘Bakır Çağı’ Resmen Başladı

Ekonomi 25.07.2023 - 10:56, Güncelleme: 25.07.2023 - 10:56
 

İkinci ‘Bakır Çağı’ Resmen Başladı

Çanakkale Madenciler Derneği(ÇAMAD), günümüzde her geçen gün üretimi artan batarya teknolojilerinin ve yenilebilir enerji yatırımlarının olmazsa olmazlarından bir tanesinin Bakır olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin yıllık 450 bin ton civarında Bakır’a ihtiyacı olduğunu, bunun bir kısmının geri dönüşümden bir kısmının da üretimden karşılandığını ancak yılda 1 milyar dolara yakın ithalat yapıldığına dikkat çekti.
Çanakkale Madenciler Derneği(ÇAMAD), Türkiye’nin gelecekte daha da artacak olan Bakır ihtiyacına dikkat çekti. Hali hazırda yıllık 300 bin ton Bakır’ın yurtdışından ithal edildiğine dikkat çeken Dernek, Bakır İthalatının Türkiye’nin cari açığına olumsuz etkisi olduğuna vurgu yaptı. ÇAMAD Yönetiminden yapılan basın açıklamasında; “Elektrikli otomobiller, batarya teknolojileri, ileri teknoloji ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla yükselişe geçen bakır talebi, önümüzdeki 15 yılda ikiye katlanacak. Bugün bile talebin yaklaşık yüzde 70’ini ithal etmek zorunda kalan Türkiye’nin bu yeni tabloda cari açığına bakır etkisinin çok daha sert olacağı düşünülüyor” ifadeleri dikkat çekti. “ULAŞIMDAN SANAYİYE, İNŞAATTAN CEP TELEFONU BATARYASINA KADAR..” Bakır’ın günümüzün en geçilmez madenlerinden biri olduğuna dikkat çekilen açıklamada; “MÖ 5000’li yıllarda keşfiyle adına çağ başlatılan bakır, geleceğin “stratejik” madenleri listesindeki yerini her geçen gün yükseltiyor. Nedeni basit; ulaşımdan otomotive, endüstriden sanayiye, inşaattan enerji ve teknolojiye kadar onlarca farklı sektörde kullanılan bakıra talep, arzın oldukça üstünde. Dahası pandemiyle birlikte ivme kazanan sürdürülebilirlik politikaları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni bir bakır çağına işaret ediyor. Öyle ki kullandığımız cep telefonundan batarya teknolojilerine, elektrikli otomobillerden rüzgâr türbinleri başta olmak üzere tüm yenilenebilir enerji ekipmanlarına kadar ekonominin en yeni alanlarında kullanılan elementlerin başında bakır geliyor” denildi. “HER ALANDA BAKIR TÜKETİMİ ARTIYOR” Katma değeri yüksek tüm ürünlerin yapımında Bakır’a ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilen açıklamada; “Bu listeyi çok daha uzatmak mümkün. Kısacası fosil yakıtlara veda etmek ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atmak için bakır şart. Farklı sanayilerin ortaya koyduğu raporlar da bunu gösteriyor. Örneğin bir elektrikli otomobilde, içten yanmalı bir araca göre 2.5 kat daha fazla bakır kullanılıyor. Bunun yanı sıra güneş ve rüzgâr enerjisi tesislerinde de doğal gaz veya kömür kullanarak elektrik üreten tesislere göre 2 ila 5 kat arasında daha faza bakır kullanılıyor” denildi. “DÜNYA YILDA 1 MİLYAR TON DAHA FAZLA BAKIR ÜRETMEK ZORUNDA” Bakır’a talebin önümüzdeki 15 yıl içerisinde iki katına çıkacağına dikkat çekilen açıklamada; “Sadece rakamlarla konuşursak bugün bile arzın önünde olan talebin gelecek 15 yıl içinde iki kat artacağı öngörülüyor. Hükümetlerin ve özel sektörün gündemindeki yeni rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımları ise bu rakamı çok daha yukarı çekebilir. Öyle ki sektör yetkilileri, bırakın Türkiye’yi, dünyanın mevcut potansiyelinin bile henüz bu talebi karşılamakta yeterli olmadığı konusunda hem fikir. Madenciler Derneği’nin açıklamasına göre, 2022 yılında küresel bakır metali kullanımı yaklaşık 26 milyon ton olarak gerçekleşmiş ve son 6 yıl boyunca metal bakır 'talebi arzından fazla' olarak kayıtlara geçmiş. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın oluşacak talebi gidermek için halihazırdaki üretim kapasitesine ilave olarak yılda 1 milyon ton bakır metali üretilmesi gerekeceği hesaplanıyor” bilgisi verildi. “CARİ AÇIĞA BAKIR ETKİSİ..” Türkiye’nin Bakır ihtiyacının da her geçen gün arttığına dikkat çekilen açıklamada; “Türkiye’ye dönersek. Ülkemizin toplam bakır ihtiyacı yıllık 450 bin ton civarında. Diğer bir ifadeyle bugün 3 milyar doları aşan bir bakır pazarı bulunuyor. Bakanlığın açıklamasına göre Türkiye'de kişi başı ortalama 6,2 kilogram olan bakır tüketimi ile dünya ortalamasının üzerinde. Bu miktarın 50 bin tonu hurda geri dönüşünden sağlanıyor. Türkiye’nin tek bakır üreticisi olan Cengiz Holding iştiraki Eti Bakır ise, geriye kalan 400 bin tonun yüzde 22’sini üstlenmiş durumda. Bu izabe tesiste yüzde 99,99 saflıkta yıllık90 bin ton kapasitesiyle katot bakır üretimi gerçekleştiriliyor. Ve böylece 750 milyon dolarlık ithalat ikame ediliyor. Ne yazık ki bu büyük resmin hala görece olarak küçük bir parçası; çünkü geriye kalan 300 bin ton bakır ithal ediliyor ve cari açığa olumsuz katkı sunmayı sürdürüyor. Az önce bahsettiğimiz tüm yeni alanların talebe ekleneceği düşünülürse, ortaya çıkan döviz açığının ne kadar büyüyeceğini öngörmek de hiç zor değil” denildi. “YILLIK 2,5 MİLYAR DOLAR KAYIP” Dernek yönetimi Bakır madeni açısında Türkiye’nin zengin bir ülke olduğuna vurgu yaparak; 2,5 milyar dolar cari açığa sebep olan ithalat yerine yapılacak istihdam ve yatırımlarla cari açığa artı değer katılabileceğine dikkat çekildi; “Türkiye aslında bakır rezervleri açısından oldukça zengin bir ülke. Ayrıca madencilik teknolojilerindeki deneyimimiz bizi yakın coğrafyada da aranan iş ortakları arasında konumlandırıyor. Ancak tüm bunlar Türkiye’nin bakır ihtiyacının büyük kısmının hala ithalattan karşılandığını ortaya koyduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bugün dünya ekonomisinde stratejik önem arz eden, hatta gelişmişliğin simgesine dönüşmüş bakırın üretiminin hızlandırılması artık gözler önünde bir gerçek. Bu kapsamdaki doğru planlama ile Türkiye’nin yeni ekonomide stratejik liderliğine bir adım daha yaklaşılırken, 2,5 milyar doların ülkemizde kalması da sağlanabilir.”
Çanakkale Madenciler Derneği(ÇAMAD), günümüzde her geçen gün üretimi artan batarya teknolojilerinin ve yenilebilir enerji yatırımlarının olmazsa olmazlarından bir tanesinin Bakır olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin yıllık 450 bin ton civarında Bakır’a ihtiyacı olduğunu, bunun bir kısmının geri dönüşümden bir kısmının da üretimden karşılandığını ancak yılda 1 milyar dolara yakın ithalat yapıldığına dikkat çekti.

Çanakkale Madenciler Derneği(ÇAMAD), Türkiye’nin gelecekte daha da artacak olan Bakır ihtiyacına dikkat çekti. Hali hazırda yıllık 300 bin ton Bakır’ın yurtdışından ithal edildiğine dikkat çeken Dernek, Bakır İthalatının Türkiye’nin cari açığına olumsuz etkisi olduğuna vurgu yaptı. ÇAMAD Yönetiminden yapılan basın açıklamasında; “Elektrikli otomobiller, batarya teknolojileri, ileri teknoloji ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla yükselişe geçen bakır talebi, önümüzdeki 15 yılda ikiye katlanacak. Bugün bile talebin yaklaşık yüzde 70’ini ithal etmek zorunda kalan Türkiye’nin bu yeni tabloda cari açığına bakır etkisinin çok daha sert olacağı düşünülüyor” ifadeleri dikkat çekti.

“ULAŞIMDAN SANAYİYE, İNŞAATTAN CEP TELEFONU BATARYASINA KADAR..”

Bakır’ın günümüzün en geçilmez madenlerinden biri olduğuna dikkat çekilen açıklamada; “MÖ 5000’li yıllarda keşfiyle adına çağ başlatılan bakır, geleceğin “stratejik” madenleri listesindeki yerini her geçen gün yükseltiyor. Nedeni basit; ulaşımdan otomotive, endüstriden sanayiye, inşaattan enerji ve teknolojiye kadar onlarca farklı sektörde kullanılan bakıra talep, arzın oldukça üstünde. Dahası pandemiyle birlikte ivme kazanan sürdürülebilirlik politikaları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni bir bakır çağına işaret ediyor. Öyle ki kullandığımız cep telefonundan batarya teknolojilerine, elektrikli otomobillerden rüzgâr türbinleri başta olmak üzere tüm yenilenebilir enerji ekipmanlarına kadar ekonominin en yeni alanlarında kullanılan elementlerin başında bakır geliyor” denildi.

“HER ALANDA BAKIR TÜKETİMİ ARTIYOR”

Katma değeri yüksek tüm ürünlerin yapımında Bakır’a ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilen açıklamada; “Bu listeyi çok daha uzatmak mümkün. Kısacası fosil yakıtlara veda etmek ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atmak için bakır şart. Farklı sanayilerin ortaya koyduğu raporlar da bunu gösteriyor. Örneğin bir elektrikli otomobilde, içten yanmalı bir araca göre 2.5 kat daha fazla bakır kullanılıyor. Bunun yanı sıra güneş ve rüzgâr enerjisi tesislerinde de doğal gaz veya kömür kullanarak elektrik üreten tesislere göre 2 ila 5 kat arasında daha faza bakır kullanılıyor” denildi.

“DÜNYA YILDA 1 MİLYAR TON DAHA FAZLA BAKIR ÜRETMEK ZORUNDA”

Bakır’a talebin önümüzdeki 15 yıl içerisinde iki katına çıkacağına dikkat çekilen açıklamada; “Sadece rakamlarla konuşursak bugün bile arzın önünde olan talebin gelecek 15 yıl içinde iki kat artacağı öngörülüyor. Hükümetlerin ve özel sektörün gündemindeki yeni rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımları ise bu rakamı çok daha yukarı çekebilir. Öyle ki sektör yetkilileri, bırakın Türkiye’yi, dünyanın mevcut potansiyelinin bile henüz bu talebi karşılamakta yeterli olmadığı konusunda hem fikir. Madenciler Derneği’nin açıklamasına göre, 2022 yılında küresel bakır metali kullanımı yaklaşık 26 milyon ton olarak gerçekleşmiş ve son 6 yıl boyunca metal bakır 'talebi arzından fazla' olarak kayıtlara geçmiş. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın oluşacak talebi gidermek için halihazırdaki üretim kapasitesine ilave olarak yılda 1 milyon ton bakır metali üretilmesi gerekeceği hesaplanıyor” bilgisi verildi.

“CARİ AÇIĞA BAKIR ETKİSİ..”

Türkiye’nin Bakır ihtiyacının da her geçen gün arttığına dikkat çekilen açıklamada; “Türkiye’ye dönersek. Ülkemizin toplam bakır ihtiyacı yıllık 450 bin ton civarında. Diğer bir ifadeyle bugün 3 milyar doları aşan bir bakır pazarı bulunuyor. Bakanlığın açıklamasına göre Türkiye'de kişi başı ortalama 6,2 kilogram olan bakır tüketimi ile dünya ortalamasının üzerinde. Bu miktarın 50 bin tonu hurda geri dönüşünden sağlanıyor. Türkiye’nin tek bakır üreticisi olan Cengiz Holding iştiraki Eti Bakır ise, geriye kalan 400 bin tonun yüzde 22’sini üstlenmiş durumda. Bu izabe tesiste yüzde 99,99 saflıkta yıllık90 bin ton kapasitesiyle katot bakır üretimi gerçekleştiriliyor. Ve böylece 750 milyon dolarlık ithalat ikame ediliyor. Ne yazık ki bu büyük resmin hala görece olarak küçük bir parçası; çünkü geriye kalan 300 bin ton bakır ithal ediliyor ve cari açığa olumsuz katkı sunmayı sürdürüyor. Az önce bahsettiğimiz tüm yeni alanların talebe ekleneceği düşünülürse, ortaya çıkan döviz açığının ne kadar büyüyeceğini öngörmek de hiç zor değil” denildi.

“YILLIK 2,5 MİLYAR DOLAR KAYIP”

Dernek yönetimi Bakır madeni açısında Türkiye’nin zengin bir ülke olduğuna vurgu yaparak; 2,5 milyar dolar cari açığa sebep olan ithalat yerine yapılacak istihdam ve yatırımlarla cari açığa artı değer katılabileceğine dikkat çekildi; “Türkiye aslında bakır rezervleri açısından oldukça zengin bir ülke. Ayrıca madencilik teknolojilerindeki deneyimimiz bizi yakın coğrafyada da aranan iş ortakları arasında konumlandırıyor. Ancak tüm bunlar Türkiye’nin bakır ihtiyacının büyük kısmının hala ithalattan karşılandığını ortaya koyduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bugün dünya ekonomisinde stratejik önem arz eden, hatta gelişmişliğin simgesine dönüşmüş bakırın üretiminin hızlandırılması artık gözler önünde bir gerçek. Bu kapsamdaki doğru planlama ile Türkiye’nin yeni ekonomide stratejik liderliğine bir adım daha yaklaşılırken, 2,5 milyar doların ülkemizde kalması da sağlanabilir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.