Ülgür Gökhan Çanakkale’ye Bu Güzelliği Yapar mı?

Güncel 15.10.2017 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

Ülgür Gökhan Çanakkale’ye Bu Güzelliği Yapar mı?

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhanʹa ait kordondaki tarihi ev, yıllardır kullanılmadığı için çürümeye terkedilmiş durumda. Sosyal faaliyetler için kullanıma uygun olan evin, tarihi ahşaptan cam korumaları çürümüş ve duvarları çatlamış. Çanakkale kamuoyu ise binanın Ülgür Gökhan tarafından belediyeye müze olarak yapılması üzere hibe edilmesini ya da belediyenin istimlak bedelini ödeyerek binayı satın almasını ve müze yapasını istiyor.
Uzmanlar da tarihi mekanların bakıma ihtiyacı olduğu ve bakımı yapılmadığı takdirde zamanla çürüyeceğini belirtiyor. Çanakkale kordonda gezen geçen hemen herkesin dikkatini çekmiştir bu ev. Yeri, tarihi yapısı ve bahçesiyle hemen herkesin sahip olmak istediği bir tarihi bina. Zemin  birinci kat ve çatı katından oluşan bu bina Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'a ait. Ülgür Gökhan'da hemen bitişiğindeki Cevizoğlu Apartmanı'nda kalıyor. Herkesin hayran olduğu hatta müze görünümündeki ev, adeta kaderine terk edilmiş durumda. Kimse kullanmadığı için bakımsız kalan ev dökülmeye başlamış. Havalandırılmıyor  Evi en iyi en iyi gösteren parçalardan biri de pencere korumalıkları. Tarihi dokuyu taşıyan ahşaptan yapılan pencere korumalıkları yamulmuş ve boyaları dökülmüş durumda.  Ev kullanılmadığı için de havalandırılmıyor. Uzmanlar havalandırma yapılmadığı takdirde binaların içten de çürüyebileceğini ifade ediyor. Evde en fazla göze çarpan ise, duvarların çatlaması. Öte yandan evin bahçesinin kordona bakan bir de demir kapısı bulunuyor. Bu kapıda pas tutmuş ve zincirle bağlanmış. Her Binanın Bir Ömrü Var  Her yapının bir ömrü olduğunu belirten Çanakkale Mimarlar Odası Başkanı Sevil Ural, “Teknik anlamda binaların bir yenilenme süresi yok. Çünkü her şeyin bir ömrü var. Yapının da bir ömrü var. Her yapı için değişir. Betonarme yapı için farklıdır, çelik yapı için farklıdır, ahşap için farklıdır. Yapıya göre koruma yolları var. Restorasyondan önce koruma yolları olur. Bir yapının kullanım süresini, ömrünü uzatma da var. Bu başka bir şey. Mimarlar Odasının binası bir örnektir. Biz bu binaya restorasyon yaptık ve kullanıyoruz. O bina neredeyse 60 yılı geçkin bir tarihi var. Biz bunu yeniledik. Belki yapıyı bir bu kadar daha kullanacağız" dedi. Tarihi binaların yenileme çalışmaları olmaz ise ne gibi olumsuzları olacağı konusunda da görüşlerini dile getiren Ural, “Eğer o tarihi yapı bahçe içerisindeyse onun insanlara pek bir zararı yok. Yayaların önünden geçmiyorsa bir problem olmaz. Şehrin sokağında ise tehlike arz edecektir. Çanakkale’de bu tarz yapılar çok yok. Zaten biz bu yapıları koruyamamışız. Çanakkale yapıları dediğimiz yapılar elimizde çok az kalmış. Mimarlar Odası da başta olmak üzere. Bunlar sivil mimarlık örnekleridir. Tekil insanlar kullandığı ama dönemin izlerini taşıyan, o dönemin pencere oranlarını yapı malzemesini gösteren yapılar. Bu masraflı bir iş. Kültür Bakanlığı onlara hibe veriyorlar ama bu tip yapıların korunamamasının nedenlerinden bir tanesi sahiplerinin el değiştirmesi, varislerine geçmesi, varislerin çoğalıp anlaşamaması nedenler arasında sayılabilir. Yapının malzemesine, dönemine, karakterine bağlı olarak binaların yenileme çalışmaları değişiyor" şeklinde konuştu
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhanʹa ait kordondaki tarihi ev, yıllardır kullanılmadığı için çürümeye terkedilmiş durumda. Sosyal faaliyetler için kullanıma uygun olan evin, tarihi ahşaptan cam korumaları çürümüş ve duvarları çatlamış. Çanakkale kamuoyu ise binanın Ülgür Gökhan tarafından belediyeye müze olarak yapılması üzere hibe edilmesini ya da belediyenin istimlak bedelini ödeyerek binayı satın almasını ve müze yapasını istiyor.

Uzmanlar da tarihi mekanların bakıma ihtiyacı olduğu ve bakımı yapılmadığı takdirde zamanla çürüyeceğini belirtiyor.
Çanakkale kordonda gezen geçen hemen herkesin dikkatini çekmiştir bu ev. Yeri, tarihi yapısı ve bahçesiyle hemen herkesin sahip olmak istediği bir tarihi bina. Zemin  birinci kat ve çatı katından oluşan bu bina Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'a ait. Ülgür Gökhan'da hemen bitişiğindeki Cevizoğlu Apartmanı'nda kalıyor. Herkesin hayran olduğu hatta müze görünümündeki ev, adeta kaderine terk edilmiş durumda. Kimse kullanmadığı için bakımsız kalan ev dökülmeye başlamış.
Havalandırılmıyor 
Evi en iyi en iyi gösteren parçalardan biri de pencere korumalıkları. Tarihi dokuyu taşıyan ahşaptan yapılan pencere korumalıkları yamulmuş ve boyaları dökülmüş durumda.  Ev kullanılmadığı için de havalandırılmıyor. Uzmanlar havalandırma yapılmadığı takdirde binaların içten de çürüyebileceğini ifade ediyor. Evde en fazla göze çarpan ise, duvarların çatlaması. Öte yandan evin bahçesinin kordona bakan bir de demir kapısı bulunuyor. Bu kapıda pas tutmuş ve zincirle bağlanmış.
Her Binanın Bir Ömrü Var 
Her yapının bir ömrü olduğunu belirten Çanakkale Mimarlar Odası Başkanı Sevil Ural, “Teknik anlamda binaların bir yenilenme süresi yok. Çünkü her şeyin bir ömrü var. Yapının da bir ömrü var. Her yapı için değişir. Betonarme yapı için farklıdır, çelik yapı için farklıdır, ahşap için farklıdır. Yapıya göre koruma yolları var. Restorasyondan önce koruma yolları olur. Bir yapının kullanım süresini, ömrünü uzatma da var. Bu başka bir şey. Mimarlar Odasının binası bir örnektir. Biz bu binaya restorasyon yaptık ve kullanıyoruz. O bina neredeyse 60 yılı geçkin bir tarihi var. Biz bunu yeniledik. Belki yapıyı bir bu kadar daha kullanacağız" dedi. Tarihi binaların yenileme çalışmaları olmaz ise ne gibi olumsuzları olacağı konusunda da görüşlerini dile getiren Ural, “Eğer o tarihi yapı bahçe içerisindeyse onun insanlara pek bir zararı yok. Yayaların önünden geçmiyorsa bir problem olmaz. Şehrin sokağında ise tehlike arz edecektir. Çanakkale’de bu tarz yapılar çok yok. Zaten biz bu yapıları koruyamamışız. Çanakkale yapıları dediğimiz yapılar elimizde çok az kalmış. Mimarlar Odası da başta olmak üzere. Bunlar sivil mimarlık örnekleridir. Tekil insanlar kullandığı ama dönemin izlerini taşıyan, o dönemin pencere oranlarını yapı malzemesini gösteren yapılar. Bu masraflı bir iş. Kültür Bakanlığı onlara hibe veriyorlar ama bu tip yapıların korunamamasının nedenlerinden bir tanesi sahiplerinin el değiştirmesi, varislerine geçmesi, varislerin çoğalıp anlaşamaması nedenler arasında sayılabilir. Yapının malzemesine, dönemine, karakterine bağlı olarak binaların yenileme çalışmaları değişiyor" şeklinde konuştu

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.