“İşçilerin Hayatları Hiçe Sayıldı, Romanlara Etnik Ayrımcılık Yapıldı”

Güncel 07.12.2020 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

“İşçilerin Hayatları Hiçe Sayıldı, Romanlara Etnik Ayrımcılık Yapıldı”

Çanakkale İl Emek Bürosu’ndan yapılan açıklamada, pandemi sürecinde kapalı devre çalışma sistemine geçen Dardanel Fabrikasına işçilerin hayatlarını yok saydığı ve iş başvurusunda bulunan Roman vatandaşlara etnik ayrımcılık uygulandığı suçlamasında bulunuldu. Açıklamada ayrıca, Çanakkale’de işsizlik rakamlarının yüksekliği ile zengin ve yoksul vatandaşlar arasındaki gelir adaletsizliğine dikkat çekildi.
Çanakkale İl Emek Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklama şu şekilde:  “Cumhuriyet Halk Partisi’nin çağrısı ile kentimizde faaliyet gösteren emek örgütlerinin temsilcileri ve çeşitli meslek gruplarından bireylerin katılımıyla oluşturulan Çanakkale İl Emek Bürosu olarak Covid-19 pandemisinin beraberinde getirdiği kaotik durumun kentimizde emek cephesine yansımaları üzerine bir rapor hazırlayarak tarihe bir not düşme ihtiyacı hasıl olmuştur. “DARDANEL ÖNENTAŞ FABRİKASI’NDA VAHŞİ KAPİTALİZMİN EN BARBAR UYGULAMALARINDAN KAPALI DEVRE ÇALIŞMA GARABETİYLE…” Raporumuzun üzerine çalışmaya başlarken biliyorduk ki kentimiz emekçilerinin sorunları Türkiye İşçi Sınıfının genel sorunlarından bağımsız değildi. Fakat yine de kentimize dair kimi özgünlükler bu raporu hazırlarken karşılaştığımız sorunları ve bunların çözümüne dair önerilerimizi daha yerel bir ölçekte ele almamızı zorunlu kıldı. Çünkü Covid-19 sürecinde kentimizde salgından etkilenen kamu emekçilerinden, maaş ve tazminatlarının ödenmemesi dolayısıyla kendilerini madene kilitleyen maden işçilerine, Dardanel Önentaş Fabrikası’nda vahşi kapitalizmin en barbar uygulamalarından kapalı devre çalışma garabetiyle hayatları hiçe sayılan emekçilerden, etnik kimlikleri dolayısıyla yine adı anılan fabrikada işe alım konusunda etnik ayrımcılığa maruz kalan kentimizin asli unsurlarından roman vatandaşlarımıza kadar bir dizi sıcak gündem önümüzde duruyordu. Kentimiz böylesine zorlu bir döneme eşlik eden bu yoğun emek saldırılarının örgütlü mücadele ile nasıl ters yüz edileceğine dairde bize önemli dersler verdi. Bir kez daha gördük ki işçi sınıfı varsa umutta var. ÇANAKKALE’DE İŞSİZLİK YÜZDE 27 ARTTI Covid-19 pandemisinin kentimize olan etkilerinin istatiksel olarak en çarpıcı olanı şüphesiz Çanakkale yerelindeki işsizlik oranının 2019 yılının Eylül ayına göre yaklaşık olarak % 27 oranında artış göstermesi oldu. Bununla beraber kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılan ve ücretsiz izne çıkarılan işçilerin istihdama oranı ise % 18,6 olarak belirlendi. Bu istatistiği sağlıklı bir şekilde güncellemek mümkün değil zira sermayeye tanınan; kısa çalışma ödeneği ile personel çalıştırma ve ücretsiz izne çıkarma hakkı ile ücretsiz izne çıkarılan personellerin sayısı gün geçtikçe artmakta ve enflasyon oranlarında yaratılan illüzyonun bir benzeri işsizlik rakamlarında yaratılmaktadır. Çünkü kısa çalışma ödeneği ile çalıştırılanlar ve ücretsiz izne çıkarılan emekçiler işsiz sayılmamaktadır. Cumhurbaşkanlığınca açıklanan müjde paketleriyle tüm ekonomiyi sermayenin bu süreci hasarsız atlatması için seferber edip emekçilere kolonya ve dua önerenler, işçi düşmanı bu tutumlarını Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri ile patronların işçileri ücretsiz izne çıkarılabilmesine ve kısa çalışma ödeneği ile işçi çalıştırılmasına olanak veren süreleri devamlı olarak uzatarak perçinlemektedir. Kısa çalışma ödeneği ile çalıştırılan, ücretsiz izne çıkarılan işçilerin yaşadığı gelir kaybı, işten çıkarma yasağı ve kıdem tazminatı hakkının ortadan kalkmaması düşüncesi ile yeni iş arama imkanını da ortadan kaldırmaktadır. Emekçiler biriken borç yükünün altında ezilmektedirler. Çanakkale İl Emek Bürosu emekçilerin kısa çalışma ödeneği ile çalıştırmasına ve ücretsiz izne çıkarılmasına imkan veren emek düşmanı politikalara karşı verilecek mücadelenin bir parçası olduğunu deklare etmektedir. GELİR ADALETSİZLİĞİ ARTTI Yine son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranının (en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirinin en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirine oranı) en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 7,8 ile TR10 (İstanbul), 6,8 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır), 6,6 ile TR62 (Adana, Mersin) ve TR22 (Balıkesir, Çanakkale) oldu. Aynı araştırma sonucuna göre her bölge için eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si temelinde hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu İBBS 1. Düzey bölgeleri; %13,3 ile TR6 (Akdeniz), %12,9 ile TR2 (Batı Marmara) ve %11,9 ile TRA (Kuzeydoğu Anadolu) oldu. Bu rakamlar kentimizde gelir dağılımındaki adaletsizlik sonucunda oluşan açının gitgide arttığını göstermektedir. Sosyal dengenin bozulması ilimizde son dönemlerde artmakta olan suç oranlarının kaynağına dairde veri sunmaktadır. Çanakkale İl Emek Bürosu sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden olan gelir dağılımında adaletin sağlanması gerekliliğini savunarak bu talebin toplumsallaşması adına yapılacak tüm girişimler için üzerine düşeni yapmaya hazırdır. “’ROMAN OLDUĞUNUZ İÇİN İŞE ALINMIYORSUNUZ’ DENİLMİŞTİR” Yoksulluk ve sosyal dışlanma Çanakkale’ye hiç uzak değil. Kentimizin en eski yerleşim yeri olan ve roman yurttaşlarımızın yaşadığı Fevzipaşa Mahallesi’nde bulunan 471 hanenin yalnızca %31'i düzenli bir gelire sahiptir. Geliri düzenli olmayan, enformel sektörlerde çalışanların oranı ise %26'dır. İşsiz veya düzenli bir geliri olmayan aile sayısı oranı ise %69'a ulaşmaktadır. Düzenli geliri olsun ya da olmasın çalışan erkeklerin tümü boyacı, seyyar satıcı, hamal, müzisyen ve garson olarak çalışmaktadırlar. Mahallede, kamuda çalışan memur ve işçi yok denecek kadar azdır. Kadınlar çalışma hayatında yer almamaktadırlar. 433 kadının %96'sı ev hanımıdır. Çalışan çok az sayıdaki kadın ise enformel sektörlerde -temizlikçi, seyyar satıcı gibi- sigortasız olarak çalışmaktadır. Hal böyleyken Çanakkale Merkez İlçe Kepez Beldesi'nde faaliyette bulunan Dardanel Önentaş GIDA Sanayi fabrikası sebze bölümüne işçi alımları ile ilgili süreçte kadınlar arasında etnisite kökenli bir ayrımcılık yaşanmıştır. Taşeron firmalar aracılığı ile Fevzipaşa Mahallesinde yaşamlarını sürdüren Roman kadınlar iş başvurusunda bulunmuştur. İşe başlamak üzere sabahın erken saatlerinde taşeron firma tarafından servis aracı ile alınan kadınlarımız fabrika bahçesine yaklaşık 40 kadın işçi ile birlikte getirilmiştir. Hiçbir şekilde başvuruları alınmadan 6 kadın işçi adayı Fevzipaşa Mahallesinden olduğu için ve 2 kadın işçi adayı ise esmer olmaları dolayısıyla roman olduğu ön kabulüyle hiç bir mülakata tabi tutulmadan, görüşme yapılmadan işe alınmadıkları söylenmiştir. Nedenini soran kadınların aldıkları cevap malumun ilanıdır “Roman olduğunuz için işe alınmıyorsunuz” denilmiştir. Taşeron firma ile konu hakkında görüşme sağlanmış nihayetinde olayın doğruluğu ispatlanmıştır. Ardından fabrikanın İnsan Kaynakları Departmanı ile görüşme sağlanarak kadınlardan ve tüm Roman camiasından özür dilemeleri sağlanmış ve iş başvurusunda bulunanların işe başlamaları sağlanmıştır. Çanakkale İl Emek Bürosu halkların kardeşliğini ilke edinir ve etnik,mezhepsel vb. aidiyetlere yönelik faşizan tavırlara karşı taraf olduğunu beyan eder. NESKO MADENCİLİĞE SERT SUÇLAMALAR! Yine bu dönemde Yenice ilçesinde faaliyet yürüten NESKO Madenciliğe ait bakır madeninde çalışan 40 maden işçisi, maaşlarının ve tazminatlarının ödenmemesi, sendikalarından ayrılmaya zorlanılması  ve çalışma koşullarının kötülüğü nedeniyle yerin 140 metre altında kendilerini madene kilitleyerek direnişe başladılar. Yeraltında ezilenler bu sefer çektikleri videolarla, taleplerini dile getirdikleri sloganlarla yeryüzüne seslendiler. Bu sese yer üstünde  40 kadar işçi katıldı. Kent kamuoyu ve emek örgütlerinin direnişi sahiplenmesi 8.günde zaferi getirdi.  Çanakkale İl Emek Bürosu maden emekçilerinin işçi sınıfı üzerindeki ölü toprağının atıldığı Büyük Madenci Yürüyüşünden bugünlere kadar getirdikleri tüm deneyimleri sahiplenmekte, daha nice zaferlere imza atacak maden işçilerini yoldaşça duygularla selamlamaktadır.  “İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KORUYU EKİPMANLARI SAĞLAYAMADI” Kentimizde eğitim emekçileri okulların yeniden açılmasını buruk bir sevinçle karşılamıştır. Yüzyüze eğitimin verimlilik noktasında avantajları vardır fakat içinden geçtiğimiz salgın koşulları özellikle belli yaş gruplarında sosyal mesafe kurallarına uymanın olanaksız olduğu ve yoğunluğun yüksek olduğu mekanlar olan okullarımızda gereken koruyucu tedbirlerin sağlanmamış olması bunu bir dezavantaja çevirmiştir. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz okullarımızın asgari ihtiyacı olan koruyucu ekipmanları sağlayamamış sorunların çözümü okul idarelerine bırakılmıştır. Ödeneği olmayan ve okul aile birliği gelirleri ile ayakta durmaya çalışan okullarımızda tablo vahimdir. Okullarımız ve öğrencilerimiz hayırseverlerin bağışlarına bırakılamayacak kadar değerlidir. Bu konuda biran önce gereken adımlar atılmalı yaklaşan bir haftalık ara tatil bu açıkların kapatılması için bir fırsata çevrilmelidir. Çanakkale İl Emek Bürosu veliler tarafından finanse edilen değil merkezi yönetim tarafından tüm ihtiyaçların karşılandığı ve bütün okullarımızın fiziki koşullarının iyileştirildiği bir eğitim öğretim politikasını savunur.  “KAMU KURUMLARINDA DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIŞMAYA GEÇİYORUZ DİYENLERLE DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIŞABİLECEK PERSONELİN İSTİHDAMINI YAPMAYANLAR AYNI KİŞİLERDİR” Kentimizde; Adliyeler, Vergi Daireleri, Nüfus Müdürlükleri, SGK, İŞKUR gibi kurumlar kamu hizmetlerinin yoğun olarak sağlandığı dolayısıyla sirkülasyonun en yoğun olduğu kamu kurumları olarak öne çıkmaktadır. Hali hazırda fiziki koşulların yetersizliği, personel azlığı, iş yoğunluğu gibi kronik sorunları olan kurumlarımız pandemi döneminde bu sorunları çok daha yakıcı bir şekilde yaşıyorlar. Çünkü tedbir kapsamında esnek ve dönüşümlü çalışmaya geçilmesi kararı altı doldurulmadan alınmış bir karardır. Bunun sağlıklı uygulanabilmesi için yeteri kadar personelin bulunması gerekmektedir. Buna teknik bilgi gerektiren işlerde istihdamı sağlanan personelin birbirini yedekleyebilecek sayıda olması zorunluluğu da eklenince durumun vahameti daha rahat kavranacaktır. Bir başka ifadeyle kamu kurumlarında dönüşümlü çalışmaya geçiyoruz diyenlerle dönüşümlü çalışabilecek personelin istihdamını yapmayanlar aynı kişilerdir. Bunun haricinde dönüşümlü çalışmaya geçmenin kurum amirlerinin personele bir lütfuymuş gibi gösterilmesi ayrı bir garabettir. Kentimizde birçok kamu kurumu dönüşümlü çalışmaya geçmemiştir çünkü kurum amirleri korunaklı odalarında otururlarken covid-19 un bu önlemi almaya değecek önemde olmadığını düşünmektedirler. İl Emek Bürosu olarak açıkça uyarıyoruz. Bu kurumlarda yayılacak bulaşın ve olası can kaybının başat sorumlusu dönüşümlü çalışmaya geçmeye ayak direyen kurum amirleridir. Kendilerini bu yanlıştan dönmeye ve nihayetinde kendilerinin de birer kamu emekçisi olduklarını hatırlamaya çağırıyoruz. “MESLEK HASTALIĞI SAYILMAK İÇİN TÜM ŞARTLARI SAĞLAYAN COVİD-19 BU KAPSAMA ALINMALIDIR” Salgının başından bu yana çok zor şartlarda ve fedakarca hizmet üreten sağlık emekçileri ise adeta kaderleriyle baş başa bırakılmıştır. Covid’e karşı koruyucu tedbirleri geçiyoruz kendilerine grip aşısı dahi tedarik edilememiştir. Talep nettir, meslek hastalığı sayılmak için tüm şartları sağlayan Covid-19 bu kapsama alınmalıdır. Bununla beraber sosyal devletin gerekleri yerine getirerek tam kapanma sağlanmalı ve sağlık emekçilerinin uyarılarına kulak verilmelidir. Son olarak sağlık emekçilerinin bir yandan salgınla bir yandan da siyasal iktidarın kendi meslek örgütleri üzerinden kopardığı yaygarayla uğraştığını üzülerek takip ediyoruz. Tüm itibarsızlaştırma çabalarına karşın bir meslek örgütü olmanın onuruna yakışır bir tutum alan TTB’ye bir kez daha teşekkür ediyor ve dayanışma içerisinde olduğumuzu yineliyoruz.”
Çanakkale İl Emek Bürosu’ndan yapılan açıklamada, pandemi sürecinde kapalı devre çalışma sistemine geçen Dardanel Fabrikasına işçilerin hayatlarını yok saydığı ve iş başvurusunda bulunan Roman vatandaşlara etnik ayrımcılık uygulandığı suçlamasında bulunuldu. Açıklamada ayrıca, Çanakkale’de işsizlik rakamlarının yüksekliği ile zengin ve yoksul vatandaşlar arasındaki gelir adaletsizliğine dikkat çekildi.

Çanakkale İl Emek Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklama şu şekilde: 

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin çağrısı ile kentimizde faaliyet gösteren emek örgütlerinin temsilcileri ve çeşitli meslek gruplarından bireylerin katılımıyla oluşturulan Çanakkale İl Emek Bürosu olarak Covid-19 pandemisinin beraberinde getirdiği kaotik durumun kentimizde emek cephesine yansımaları üzerine bir rapor hazırlayarak tarihe bir not düşme ihtiyacı hasıl olmuştur.

“DARDANEL ÖNENTAŞ FABRİKASI’NDA VAHŞİ KAPİTALİZMİN EN BARBAR UYGULAMALARINDAN KAPALI DEVRE ÇALIŞMA GARABETİYLE…”

Raporumuzun üzerine çalışmaya başlarken biliyorduk ki kentimiz emekçilerinin sorunları Türkiye İşçi Sınıfının genel sorunlarından bağımsız değildi. Fakat yine de kentimize dair kimi özgünlükler bu raporu hazırlarken karşılaştığımız sorunları ve bunların çözümüne dair önerilerimizi daha yerel bir ölçekte ele almamızı zorunlu kıldı. Çünkü Covid-19 sürecinde kentimizde salgından etkilenen kamu emekçilerinden, maaş ve tazminatlarının ödenmemesi dolayısıyla kendilerini madene kilitleyen maden işçilerine, Dardanel Önentaş Fabrikası’nda vahşi kapitalizmin en barbar uygulamalarından kapalı devre çalışma garabetiyle hayatları hiçe sayılan emekçilerden, etnik kimlikleri dolayısıyla yine adı anılan fabrikada işe alım konusunda etnik ayrımcılığa maruz kalan kentimizin asli unsurlarından roman vatandaşlarımıza kadar bir dizi sıcak gündem önümüzde duruyordu. Kentimiz böylesine zorlu bir döneme eşlik eden bu yoğun emek saldırılarının örgütlü mücadele ile nasıl ters yüz edileceğine dairde bize önemli dersler verdi. Bir kez daha gördük ki işçi sınıfı varsa umutta var.

ÇANAKKALE’DE İŞSİZLİK YÜZDE 27 ARTTI

Covid-19 pandemisinin kentimize olan etkilerinin istatiksel olarak en çarpıcı olanı şüphesiz Çanakkale yerelindeki işsizlik oranının 2019 yılının Eylül ayına göre yaklaşık olarak % 27 oranında artış göstermesi oldu. Bununla beraber kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılan ve ücretsiz izne çıkarılan işçilerin istihdama oranı ise % 18,6 olarak belirlendi. Bu istatistiği sağlıklı bir şekilde güncellemek mümkün değil zira sermayeye tanınan; kısa çalışma ödeneği ile personel çalıştırma ve ücretsiz izne çıkarma hakkı ile ücretsiz izne çıkarılan personellerin sayısı gün geçtikçe artmakta ve enflasyon oranlarında yaratılan illüzyonun bir benzeri işsizlik rakamlarında yaratılmaktadır. Çünkü kısa çalışma ödeneği ile çalıştırılanlar ve ücretsiz izne çıkarılan emekçiler işsiz sayılmamaktadır. Cumhurbaşkanlığınca açıklanan müjde paketleriyle tüm ekonomiyi sermayenin bu süreci hasarsız atlatması için seferber edip emekçilere kolonya ve dua önerenler, işçi düşmanı bu tutumlarını Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri ile patronların işçileri ücretsiz izne çıkarılabilmesine ve kısa çalışma ödeneği ile işçi çalıştırılmasına olanak veren süreleri devamlı olarak uzatarak perçinlemektedir. Kısa çalışma ödeneği ile çalıştırılan, ücretsiz izne çıkarılan işçilerin yaşadığı gelir kaybı, işten çıkarma yasağı ve kıdem tazminatı hakkının ortadan kalkmaması düşüncesi ile yeni iş arama imkanını da ortadan kaldırmaktadır. Emekçiler biriken borç yükünün altında ezilmektedirler. Çanakkale İl Emek Bürosu emekçilerin kısa çalışma ödeneği ile çalıştırmasına ve ücretsiz izne çıkarılmasına imkan veren emek düşmanı politikalara karşı verilecek mücadelenin bir parçası olduğunu deklare etmektedir.

GELİR ADALETSİZLİĞİ ARTTI

Yine son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranının (en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirinin en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirine oranı) en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 7,8 ile TR10 (İstanbul), 6,8 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır), 6,6 ile TR62 (Adana, Mersin) ve TR22 (Balıkesir, Çanakkale) oldu. Aynı araştırma sonucuna göre her bölge için eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si temelinde hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu İBBS 1. Düzey bölgeleri; %13,3 ile TR6 (Akdeniz), %12,9 ile TR2 (Batı Marmara) ve %11,9 ile TRA (Kuzeydoğu Anadolu) oldu. Bu rakamlar kentimizde gelir dağılımındaki adaletsizlik sonucunda oluşan açının gitgide arttığını göstermektedir. Sosyal dengenin bozulması ilimizde son dönemlerde artmakta olan suç oranlarının kaynağına dairde veri sunmaktadır. Çanakkale İl Emek Bürosu sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden olan gelir dağılımında adaletin sağlanması gerekliliğini savunarak bu talebin toplumsallaşması adına yapılacak tüm girişimler için üzerine düşeni yapmaya hazırdır.

“’ROMAN OLDUĞUNUZ İÇİN İŞE ALINMIYORSUNUZ’ DENİLMİŞTİR”

Yoksulluk ve sosyal dışlanma Çanakkale’ye hiç uzak değil. Kentimizin en eski yerleşim yeri olan ve roman yurttaşlarımızın yaşadığı Fevzipaşa Mahallesi’nde bulunan 471 hanenin yalnızca %31'i düzenli bir gelire sahiptir. Geliri düzenli olmayan, enformel sektörlerde çalışanların oranı ise %26'dır. İşsiz veya düzenli bir geliri olmayan aile sayısı oranı ise %69'a ulaşmaktadır. Düzenli geliri olsun ya da olmasın çalışan erkeklerin tümü boyacı, seyyar satıcı, hamal, müzisyen ve garson olarak çalışmaktadırlar. Mahallede, kamuda çalışan memur ve işçi yok denecek kadar azdır. Kadınlar çalışma hayatında yer almamaktadırlar. 433 kadının %96'sı ev hanımıdır. Çalışan çok az sayıdaki kadın ise enformel sektörlerde -temizlikçi, seyyar satıcı gibi- sigortasız olarak çalışmaktadır. Hal böyleyken Çanakkale Merkez İlçe Kepez Beldesi'nde faaliyette bulunan Dardanel Önentaş GIDA Sanayi fabrikası sebze bölümüne işçi alımları ile ilgili süreçte kadınlar arasında etnisite kökenli bir ayrımcılık yaşanmıştır. Taşeron firmalar aracılığı ile Fevzipaşa Mahallesinde yaşamlarını sürdüren Roman kadınlar iş başvurusunda bulunmuştur. İşe başlamak üzere sabahın erken saatlerinde taşeron firma tarafından servis aracı ile alınan kadınlarımız fabrika bahçesine yaklaşık 40 kadın işçi ile birlikte getirilmiştir. Hiçbir şekilde başvuruları alınmadan 6 kadın işçi adayı Fevzipaşa Mahallesinden olduğu için ve 2 kadın işçi adayı ise esmer olmaları dolayısıyla roman olduğu ön kabulüyle hiç bir mülakata tabi tutulmadan, görüşme yapılmadan işe alınmadıkları söylenmiştir. Nedenini soran kadınların aldıkları cevap malumun ilanıdır “Roman olduğunuz için işe alınmıyorsunuz” denilmiştir. Taşeron firma ile konu hakkında görüşme sağlanmış nihayetinde olayın doğruluğu ispatlanmıştır. Ardından fabrikanın İnsan Kaynakları Departmanı ile görüşme sağlanarak kadınlardan ve tüm Roman camiasından özür dilemeleri sağlanmış ve iş başvurusunda bulunanların işe başlamaları sağlanmıştır. Çanakkale İl Emek Bürosu halkların kardeşliğini ilke edinir ve etnik,mezhepsel vb. aidiyetlere yönelik faşizan tavırlara karşı taraf olduğunu beyan eder.

NESKO MADENCİLİĞE SERT SUÇLAMALAR!

Yine bu dönemde Yenice ilçesinde faaliyet yürüten NESKO Madenciliğe ait bakır madeninde çalışan 40 maden işçisi, maaşlarının ve tazminatlarının ödenmemesi, sendikalarından ayrılmaya zorlanılması  ve çalışma koşullarının kötülüğü nedeniyle yerin 140 metre altında kendilerini madene kilitleyerek direnişe başladılar. Yeraltında ezilenler bu sefer çektikleri videolarla, taleplerini dile getirdikleri sloganlarla yeryüzüne seslendiler. Bu sese yer üstünde  40 kadar işçi katıldı. Kent kamuoyu ve emek örgütlerinin direnişi sahiplenmesi 8.günde zaferi getirdi.  Çanakkale İl Emek Bürosu maden emekçilerinin işçi sınıfı üzerindeki ölü toprağının atıldığı Büyük Madenci Yürüyüşünden bugünlere kadar getirdikleri tüm deneyimleri sahiplenmekte, daha nice zaferlere imza atacak maden işçilerini yoldaşça duygularla selamlamaktadır. 

“İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KORUYU EKİPMANLARI SAĞLAYAMADI”

Kentimizde eğitim emekçileri okulların yeniden açılmasını buruk bir sevinçle karşılamıştır. Yüzyüze eğitimin verimlilik noktasında avantajları vardır fakat içinden geçtiğimiz salgın koşulları özellikle belli yaş gruplarında sosyal mesafe kurallarına uymanın olanaksız olduğu ve yoğunluğun yüksek olduğu mekanlar olan okullarımızda gereken koruyucu tedbirlerin sağlanmamış olması bunu bir dezavantaja çevirmiştir. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz okullarımızın asgari ihtiyacı olan koruyucu ekipmanları sağlayamamış sorunların çözümü okul idarelerine bırakılmıştır. Ödeneği olmayan ve okul aile birliği gelirleri ile ayakta durmaya çalışan okullarımızda tablo vahimdir. Okullarımız ve öğrencilerimiz hayırseverlerin bağışlarına bırakılamayacak kadar değerlidir. Bu konuda biran önce gereken adımlar atılmalı yaklaşan bir haftalık ara tatil bu açıkların kapatılması için bir fırsata çevrilmelidir. Çanakkale İl Emek Bürosu veliler tarafından finanse edilen değil merkezi yönetim tarafından tüm ihtiyaçların karşılandığı ve bütün okullarımızın fiziki koşullarının iyileştirildiği bir eğitim öğretim politikasını savunur. 

“KAMU KURUMLARINDA DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIŞMAYA GEÇİYORUZ DİYENLERLE DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIŞABİLECEK PERSONELİN İSTİHDAMINI YAPMAYANLAR AYNI KİŞİLERDİR”

Kentimizde; Adliyeler, Vergi Daireleri, Nüfus Müdürlükleri, SGK, İŞKUR gibi kurumlar kamu hizmetlerinin yoğun olarak sağlandığı dolayısıyla sirkülasyonun en yoğun olduğu kamu kurumları olarak öne çıkmaktadır. Hali hazırda fiziki koşulların yetersizliği, personel azlığı, iş yoğunluğu gibi kronik sorunları olan kurumlarımız pandemi döneminde bu sorunları çok daha yakıcı bir şekilde yaşıyorlar. Çünkü tedbir kapsamında esnek ve dönüşümlü çalışmaya geçilmesi kararı altı doldurulmadan alınmış bir karardır. Bunun sağlıklı uygulanabilmesi için yeteri kadar personelin bulunması gerekmektedir. Buna teknik bilgi gerektiren işlerde istihdamı sağlanan personelin birbirini yedekleyebilecek sayıda olması zorunluluğu da eklenince durumun vahameti daha rahat kavranacaktır. Bir başka ifadeyle kamu kurumlarında dönüşümlü çalışmaya geçiyoruz diyenlerle dönüşümlü çalışabilecek personelin istihdamını yapmayanlar aynı kişilerdir. Bunun haricinde dönüşümlü çalışmaya geçmenin kurum amirlerinin personele bir lütfuymuş gibi gösterilmesi ayrı bir garabettir. Kentimizde birçok kamu kurumu dönüşümlü çalışmaya geçmemiştir çünkü kurum amirleri korunaklı odalarında otururlarken covid-19 un bu önlemi almaya değecek önemde olmadığını düşünmektedirler. İl Emek Bürosu olarak açıkça uyarıyoruz. Bu kurumlarda yayılacak bulaşın ve olası can kaybının başat sorumlusu dönüşümlü çalışmaya geçmeye ayak direyen kurum amirleridir. Kendilerini bu yanlıştan dönmeye ve nihayetinde kendilerinin de birer kamu emekçisi olduklarını hatırlamaya çağırıyoruz.

“MESLEK HASTALIĞI SAYILMAK İÇİN TÜM ŞARTLARI SAĞLAYAN COVİD-19 BU KAPSAMA ALINMALIDIR”

Salgının başından bu yana çok zor şartlarda ve fedakarca hizmet üreten sağlık emekçileri ise adeta kaderleriyle baş başa bırakılmıştır. Covid’e karşı koruyucu tedbirleri geçiyoruz kendilerine grip aşısı dahi tedarik edilememiştir. Talep nettir, meslek hastalığı sayılmak için tüm şartları sağlayan Covid-19 bu kapsama alınmalıdır. Bununla beraber sosyal devletin gerekleri yerine getirerek tam kapanma sağlanmalı ve sağlık emekçilerinin uyarılarına kulak verilmelidir. Son olarak sağlık emekçilerinin bir yandan salgınla bir yandan da siyasal iktidarın kendi meslek örgütleri üzerinden kopardığı yaygarayla uğraştığını üzülerek takip ediyoruz. Tüm itibarsızlaştırma çabalarına karşın bir meslek örgütü olmanın onuruna yakışır bir tutum alan TTB’ye bir kez daha teşekkür ediyor ve dayanışma içerisinde olduğumuzu yineliyoruz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.