TURAN; ˮSİYASETİN NAMUSU KURTARILMIŞTIRˮ

Güncel 17.12.2015 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

TURAN; ˮSİYASETİN NAMUSU KURTARILMIŞTIRˮ

Türkiye demokrasisi bundan 2 yıl önce, 17 Aralık 2013ʹte Cumhuriyet tarihinin en alçak saldırısına uğradı. Fetullah Gülen liderliğindeki sapkın bir örgüt, medya, polis ve yargı marifetiyle seçilmiş iktidara bir darbe girişiminde bulundu. Sinsi bir şekilde emniyeti, yargıyı, TSKʹyı ve bürokrasiyi ele geçiren bu karanlık suç örgütü, önündeki son engel olan AK Parti iktidarını da devirerek siyaseti de ele geçirmeyi planlıyordu. Siyaset ve bürokrasi bu sinsi örgüt karşısında susarken bir kişi dik durdu: Recep Tayyip Erdoğan. İlk gün miting meydanlarına çıkarak ˮinlerine gireceğizˮ dedi. Erdoğanʹdan güç alan medya, yargı, emniyet, bürokrasi ve siyaset 2 yıl FETÖ ile amansız bir mücadeleye girişti. Peki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı ne olurdu? Bugün nasıl bir Türkiyeʹde yaşıyor olurduk? sorularına AK Parti Grup başkanvekili, Çanakkale Milletvekil Bülent Turan cevap verdi.
Türkiye siyasi tarihi maalesef askeri darbelerle şekillendi. AK Parti'nin geldiği siyasi geleneğin partileri 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta kapatıldı. AK Parti, 2002'de iktidara gelmesinden itibaren vesayet karşıtı bir politika izledi. Bu politikasından ötürü vesayet sisteminin yürütücüleri tarafından darbelerle susturulmaya, parti kapatma davalarıyla iktidardan uzaklaştırılmaya çalışıldı. Bu süreçte başta dönemin Başbakanı, hareketimizin Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümetimizin etkili mücadelesiyle bürokratik vesayet geriletilmeye çalışıldı. 17-25 Aralık darbe girişimi de, bu darbeler sürecinin bir devamı olarak ortaya çıktığına inanıyoruz. AK Parti'nin bu şekilde iktidardan edilemeyeceği ortaya çıkınca yani AK Parti'nin "uslu çocuk" yapılamayacağı anlaşılınca bu kez "Tayyip Erdoğan'sız AK Parti" siyaseti yürütüldü. Bakanlar Kurulu listesinin bile darbeciler tarafından hazırlandığı söylendi. Ancak, ömrü mücadeleyle geçmiş hareketimizin lideri Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu ve milletimizin feraseti sayesinde bu darbe süreci boşa çıkarıldı. Eğer, 17-25 Aralık darbecileri başarılı olsaydı, bugün istikrarsız, demokrasisi hasar görmüş, fakirleşmiş bir ülke ile karşı karşıya kalacaktık. Böyle bir durum ortaya çıkmamışsa bunu sağlayan, Recep Tayyip Erdoğan ve milletin iradesidir. Erdoğan, darbeciler karşısında korkmamış, geri çekilmemiş ve deyim yerindeyse siyasetin namusunu kurtararak, milli iradeye halel getirmemiştir.
Türkiye demokrasisi bundan 2 yıl önce, 17 Aralık 2013ʹte Cumhuriyet tarihinin en alçak saldırısına uğradı. Fetullah Gülen liderliğindeki sapkın bir örgüt, medya, polis ve yargı marifetiyle seçilmiş iktidara bir darbe girişiminde bulundu. Sinsi bir şekilde emniyeti, yargıyı, TSKʹyı ve bürokrasiyi ele geçiren bu karanlık suç örgütü, önündeki son engel olan AK Parti iktidarını da devirerek siyaseti de ele geçirmeyi planlıyordu. Siyaset ve bürokrasi bu sinsi örgüt karşısında susarken bir kişi dik durdu: Recep Tayyip Erdoğan. İlk gün miting meydanlarına çıkarak ˮinlerine gireceğizˮ dedi. Erdoğanʹdan güç alan medya, yargı, emniyet, bürokrasi ve siyaset 2 yıl FETÖ ile amansız bir mücadeleye girişti. Peki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı ne olurdu? Bugün nasıl bir Türkiyeʹde yaşıyor olurduk? sorularına AK Parti Grup başkanvekili, Çanakkale Milletvekil Bülent Turan cevap verdi.

Türkiye siyasi tarihi maalesef askeri darbelerle şekillendi. AK Parti'nin geldiği siyasi geleneğin partileri 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta kapatıldı. AK Parti, 2002'de iktidara gelmesinden itibaren vesayet karşıtı bir politika izledi. Bu politikasından ötürü vesayet sisteminin yürütücüleri tarafından darbelerle susturulmaya, parti kapatma davalarıyla iktidardan uzaklaştırılmaya çalışıldı. Bu süreçte başta dönemin Başbakanı, hareketimizin Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümetimizin etkili mücadelesiyle bürokratik vesayet geriletilmeye çalışıldı. 17-25 Aralık darbe girişimi de, bu darbeler sürecinin bir devamı olarak ortaya çıktığına inanıyoruz. AK Parti'nin bu şekilde iktidardan edilemeyeceği ortaya çıkınca yani AK Parti'nin "uslu çocuk" yapılamayacağı anlaşılınca bu kez "Tayyip Erdoğan'sız AK Parti" siyaseti yürütüldü. Bakanlar Kurulu listesinin bile darbeciler tarafından hazırlandığı söylendi. Ancak, ömrü mücadeleyle geçmiş hareketimizin lideri Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu ve milletimizin feraseti sayesinde bu darbe süreci boşa çıkarıldı. Eğer, 17-25 Aralık darbecileri başarılı olsaydı, bugün istikrarsız, demokrasisi hasar görmüş, fakirleşmiş bir ülke ile karşı karşıya kalacaktık. Böyle bir durum ortaya çıkmamışsa bunu sağlayan, Recep Tayyip Erdoğan ve milletin iradesidir. Erdoğan, darbeciler karşısında korkmamış, geri çekilmemiş ve deyim yerindeyse siyasetin namusunu kurtararak, milli iradeye halel getirmemiştir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.