Çanakkale Kordonunu Geri İstiyor

Güncel 28.06.2015 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

Çanakkale Kordonunu Geri İstiyor

12 Eylül 1980 darbesinden önce eski kordon alanı askeri hastaneye kadar açıktı. Ayrıca Zafer evlerinin yanından bir yol da sahile iniyordu. Askeri darbe sonucu Zafer evlerinden sahile inen yol kapatıldı, duvar örüldü. Askeri nizamiye (lumbar ağzı) da askeri hastane yerine Necip paşa cami yanına getirildi. Böylelikle vatandaşın denize girdiği alan ve yürüyüş yolu olarak kullanılan alan tamamen askeri alan oldu. Bu alanın yeniden Çanakkale’ye kazandırılması için çeşitli girişimlerde bulunan Çanakkale Belediye Meclis Üyesi Celal Karakaş bu konuyu köşesinde “Çanakkale Kordonunu Geri İstiyor” başlıklı yazısıyla tekrar gündeme getirdi.
Çanakkale Kordonunu Geri İstiyor Çok uzun yıllardan beri süregelen ve unutulmaya yüz tutan bir konu bu kordon konusu. Eski kordon dediğimiz alanın askeri hastaneye doğru olan uzantısından bahsediyorum. 12 Eylül 1980 darbesinden önce eski kordon şu anda askeri hastanenin olduğu alana kadar halka açıktı. Sahilde denize sıfır sadece astsubay ordu evi vardı. Ayrıca Zafer evlerinin yanından bir yol da sahile iniyordu. Askeri darbe sonucu Zafer evlerinden sahile inen yol kapatıldı, duvar örüldü. Askeri nizamiye (lumbar ağzı) da askeri hastane yerine Necip paşa cami yanına getirildi. Böylece kordonun devamındaki gençliğimizde yürüdüğümüz, denize girdiğimiz alan tamamen askeri alan oldu. Bu alanın içinde bir tek gençlik spor müdürlüğüne ait sörf ve yelken eğitimi yapılan bina kaldı. Onun dışında tamamen askeri bir alan oldu. Ancak bunun hukuksal bir alt yapısı yok. Yani mevcut durum yasal değil. Zamanla şehrin büyümesi ve ihtiyacın artması ile birlikte mevcut kordona sığamaz oldu, Çanakkale halkı. Bu konuda yaklaşık 4 yıl önce benim Çanakkale belediye meclisinde bir önerim oldu. Kapatılan yolun açılması, askeri kontrol noktalarının da 1980 öncesinde olduğu gibi askeri hastaneye kadar çekilmesi şeklinde. Bu önerim bir önceki belediye meclisinde oy birliği ile kabul gördü. Hemen alınan meclis kararı da resmi bir yazı ile boğaz komutanlığına iletildi. İşte bu noktadan sonra her şey kaplumbağa hızı ile gitmeye başladı. Yazışmalar, yazışmalar, yazışmalar. Netice itibari ile bir arpa boyu yol alamadık. Resmi makamların karşılıklı anlaşması ile kolayca çözülebilecek bu durum kimsenin sorumluluk almamasından dolayı halen çözülememekte. Bu gidişle uzun yıllar da sorunun çözümü için yetmeyecek. Belki de sorun yeni bir meclis kararı ile konuyu yargıya taşımak çözümü hukukta aramak. Çünkü halka ait bu alan şu anda hiçbir yasal dayanağı olmaksızın halen halkın kullanımına kapalı. Kordonun bu bölümü kuzey rüzgârına kapalı ve denizi çok temiz. Turizm kenti misyonu olan bu güzel şehrimizin kent merkezinde sahip olacağı bu alan plaj olarak hem halkımızın hem de turizm misafirlerimize çok iyi hizmet verecektir. Gündüz plaj olacak bu alan gece de kordonun devamı olarak yürüyüş alanı olarak değerlendirilebilecektir. Yapılacak düzenlemelerde yeni, çağdaş sosyal donatılar ile desteklenmiş bir yaşam alanı ortaya çıkacaktır. Hele hele turizm kenti iddiası taşıyor isek bu sorunun çözümü bütün Çanakkale halkının ortak sorunu olarak görülmelidir. Değerli okuyucularım her şey halk için, halkın kullanımı için. Ülkemizde artık darbeler dönemi bitti. Darbe olalı 35 yıl oldu. Ancak 12 Eylül 1980 darbesinin haksız kalıntıları bugün hala Çanakkale halkı lehine çözülebilmiş değil. Konunun ilginç tarafı 12 Eylül 1980 darbesini hatırlayamayacak kadar yaşı küçük olanlar bahsettiğim bu sorunu anlamakta zorlanabilirler. Geçen her gün konunun unutulması açısından bir kayıp. Çanakkale halkının 7 den 70 e bu konuda duyarlılık göstermesi ve kendine ait bu alanın sivilleşmesi için bir kamuoyu baskısı oluşturmasının yararlı olacağını düşünmekteyim. Bunu başarmak normalleşme yolunda atılmış önemli bir adım olacaktır. Yoksa hep şikâyet edilen ancak bir türlü değiştirilmeyen 12 Eylül anayasası gibi bu sorun da aynen kalacak. Çanakkale hepimizin ve bizler burada özgürce yaşamak ve olabildiğince sınırların kalktığı bir Çanakkale istiyoruz. Güzel günlerde buluşmak dileğiyle.
12 Eylül 1980 darbesinden önce eski kordon alanı askeri hastaneye kadar açıktı. Ayrıca Zafer evlerinin yanından bir yol da sahile iniyordu. Askeri darbe sonucu Zafer evlerinden sahile inen yol kapatıldı, duvar örüldü. Askeri nizamiye (lumbar ağzı) da askeri hastane yerine Necip paşa cami yanına getirildi. Böylelikle vatandaşın denize girdiği alan ve yürüyüş yolu olarak kullanılan alan tamamen askeri alan oldu. Bu alanın yeniden Çanakkale’ye kazandırılması için çeşitli girişimlerde bulunan Çanakkale Belediye Meclis Üyesi Celal Karakaş bu konuyu köşesinde “Çanakkale Kordonunu Geri İstiyor” başlıklı yazısıyla tekrar gündeme getirdi.

Çanakkale Kordonunu Geri İstiyor

Çok uzun yıllardan beri süregelen ve unutulmaya yüz tutan bir konu bu kordon konusu. Eski kordon dediğimiz alanın askeri hastaneye doğru olan uzantısından bahsediyorum.

12 Eylül 1980 darbesinden önce eski kordon şu anda askeri hastanenin olduğu alana kadar halka açıktı. Sahilde denize sıfır sadece astsubay ordu evi vardı. Ayrıca Zafer evlerinin yanından bir yol da sahile iniyordu.

Askeri darbe sonucu Zafer evlerinden sahile inen yol kapatıldı, duvar örüldü. Askeri nizamiye (lumbar ağzı) da askeri hastane yerine Necip paşa cami yanına getirildi. Böylece kordonun devamındaki gençliğimizde yürüdüğümüz, denize girdiğimiz alan tamamen askeri alan oldu. Bu alanın içinde bir tek gençlik spor müdürlüğüne ait sörf ve yelken eğitimi yapılan bina kaldı. Onun dışında tamamen askeri bir alan oldu. Ancak bunun hukuksal bir alt yapısı yok. Yani mevcut durum yasal değil.

Zamanla şehrin büyümesi ve ihtiyacın artması ile birlikte mevcut kordona sığamaz oldu, Çanakkale halkı. Bu konuda yaklaşık 4 yıl önce benim Çanakkale belediye meclisinde bir önerim oldu. Kapatılan yolun açılması, askeri kontrol noktalarının da 1980 öncesinde olduğu gibi askeri hastaneye kadar çekilmesi şeklinde. Bu önerim bir önceki belediye meclisinde oy birliği ile kabul gördü. Hemen alınan meclis kararı da resmi bir yazı ile boğaz komutanlığına iletildi.

İşte bu noktadan sonra her şey kaplumbağa hızı ile gitmeye başladı. Yazışmalar, yazışmalar, yazışmalar. Netice itibari ile bir arpa boyu yol alamadık. Resmi makamların karşılıklı anlaşması ile kolayca çözülebilecek bu durum kimsenin sorumluluk almamasından dolayı halen çözülememekte. Bu gidişle uzun yıllar da sorunun çözümü için yetmeyecek.

Belki de sorun yeni bir meclis kararı ile konuyu yargıya taşımak çözümü hukukta aramak. Çünkü halka ait bu alan şu anda hiçbir yasal dayanağı olmaksızın halen halkın kullanımına kapalı.

Kordonun bu bölümü kuzey rüzgârına kapalı ve denizi çok temiz. Turizm kenti misyonu olan bu güzel şehrimizin kent merkezinde sahip olacağı bu alan plaj olarak hem halkımızın hem de turizm misafirlerimize çok iyi hizmet verecektir. Gündüz plaj olacak bu alan gece de kordonun devamı olarak yürüyüş alanı olarak değerlendirilebilecektir. Yapılacak düzenlemelerde yeni, çağdaş sosyal donatılar ile desteklenmiş bir yaşam alanı ortaya çıkacaktır. Hele hele turizm kenti iddiası taşıyor isek bu sorunun çözümü bütün Çanakkale halkının ortak sorunu olarak görülmelidir.

Değerli okuyucularım her şey halk için, halkın kullanımı için. Ülkemizde artık darbeler dönemi bitti. Darbe olalı 35 yıl oldu. Ancak 12 Eylül 1980 darbesinin haksız kalıntıları bugün hala Çanakkale halkı lehine çözülebilmiş değil. Konunun ilginç tarafı 12 Eylül 1980 darbesini hatırlayamayacak kadar yaşı küçük olanlar bahsettiğim bu sorunu anlamakta zorlanabilirler. Geçen her gün konunun unutulması açısından bir kayıp. Çanakkale halkının 7 den 70 e bu konuda duyarlılık göstermesi ve kendine ait bu alanın sivilleşmesi için bir kamuoyu baskısı oluşturmasının yararlı olacağını düşünmekteyim. Bunu başarmak normalleşme yolunda atılmış önemli bir adım olacaktır. Yoksa hep şikâyet edilen ancak bir türlü değiştirilmeyen 12 Eylül anayasası gibi bu sorun da aynen kalacak. Çanakkale hepimizin ve bizler burada özgürce yaşamak ve olabildiğince sınırların kalktığı bir Çanakkale istiyoruz. Güzel günlerde buluşmak dileğiyle.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.