Kadınların Güçlü Sesi İskenderoğlu Adaylığını Açıkladı

Güncel 18.02.2015 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

Kadınların Güçlü Sesi İskenderoğlu Adaylığını Açıkladı

Uzun yıllardır başarıyla yürüttüğü Kadın Kolları Başkanlığını, teşkilatın içinden gelen isimlerden olan Saime Aydoğan’a teslim ederek, milletvekilliği aday adaylığına açıklayan Çanakkale’nin sevilen ismi Julide İskenderoğlu, resmi başvursunu yaparak; “Artık bir kadın siyasetçi olarak biz de erkekleri mecliste temsil etmek istiyoruz. Ben öncelikle AK Parti teşkilatının bir parçası olarak, beni seven sevmeyen, tanıyan tanımayan herkesin milletvekili olmaya talibim. Üzerimdeki sorumluluğun ne kadar ağır olduğu bilincindeyim çünkü ben herşeyden önce anneyim. Çanakkale\\\ʹdeki tüm çocuklarımızı kendi çocuğum gibi görerek Çanakkale geleceğine hizmet etmek için göreve talibim.” sözleriyle çalışmalarına başladı.
Görev süresi boyunca aksatılmadan yapılan teşkilat toplantıları, ev ziyaretleri, hastane ziyaretleri, özel günlerde düzenlenen programlarla genel merkezinde takdir ettiği isimlerden olan Julide İskenderoğlu’nun ilk dörtte olmasına ise kesin gözüyle bakılıyor.             Resmi başvursunu, eksi on derecede hissedilen soğuğa rağmen yoğun katılımla gerçekletiren İskenderoğlu’nun adaylık açıklması ise şu şekilde oldu; “Değerli Dostlarım, Kıymetli basın mensubu arkadaşlarım,     Vekil olunca neler yapabileceklerim konusunda çok fazla şey konuşabilirim belki ve hatta saatlerce çok şey anlatabilirim sizlere.12 Yıldır bu partinin içindeyim. Kurucu Genel Başkan'ının siyasetten yasaklı olduğu, Kurduğu partinin başında ilk seçime katılamayan bir liderin olduğu, geleceği belirsiz, herkesin partimizden uzak durmaya çalıştığı bir dönemde başlayan yolculuğumuzda her kademesinde yer aldım Partimin. Şimdiki gibi herkesin içinde bulunmak istediği, partimizin herhangi bir  unsuruyla fotoğraf karesine girmek için yarış yaptığı bir dönemde değil.2007'de e-muhtıra verilirken de buradaydım. Türk Silahlı Kuvvetlerimizi partimize ve ülkemize açıkça  darbe yapmaya davet ettikleri Cumhuriyet mitinglerinde karşı karşıya kaldığımız hakaretleri bizimle birlikte olan teşkilat mensuplarımız çok iyi hatırlayacaklardır. Çünkü mitinglerin 4.sü Çanakkale'de yapılmıştı hatırlarsanız. 14 Mart 2008'de partimize kapatma davası  açıldığı günden 30 Temmuz 2008 tarihinde dava sonuçlanana kadar  kaç gece uykusuz kaldığımızı teşkilattaki arkadaşlarımız iyi bilirler.      Değerli Arkadaşlarım; yüksek binalardan, sanayi tesislerinden, barajlardan, tarım alanlarının ıslahından, genişleteceğimiz yollardan kişi başına düşen doktor sayısından, gayrisafi milli hasılayı nereden alıp nereye getirdiğimizden bahsetmeyeceğim. Ortada alçakça, vahşice katledilen bir yavrumuz var ve ne anlatırsak anlatalım güzel kızımız Özgecan'ı geri getiremeyiz. Dünyada  yerinde olmak isteyeceğimiz son kişi kızımızın annesidir sanırım. Doğuran, besleyen, büyüten bir yerine zarar gelmesin diye gözünün içine baktığımız evlatlarımız kaç yaşına gelirse gelsin bizler için hep bebeklerimiz. Allah kızımızdan rahmetinin esirgemesin. Ailesine sabır ve metanet diliyorum. Katilleri hak ettikleri cezayı bulacaklardır. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımız da davaya müdahil oldu, bizler de takipçisi olacağız.
      İşin başka  acı tarafı daha var bizler için. Ben kadın bakış açısıyla hep anneleri anlatıyorum. Bunun bir de baba tarafı var oysa. Farklıdır ,özeldir bambaşka  duygusallık verir babalar kızlarına. Kızlarının üzerine titrerler, gece yarısı severler çoğu zaman uyurken kızlarını. Baba-Kız Aşkı çok özeldir gerçekten. O yüzden Özgecan kızımızın babasına ayrıca sabır ve metanet diliyorum.        Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde devlet kurumlarının yanı sıra tek tek kişilere, STK'lara ve basına bu konuda büyük sorumluluk düşmekte. Basının şiddet vakalarını yansıtılmaması  değil aksine yansıtma biçiminin şiddetle mücadeleye katkı sağlayacak düzlemde olması gerektiğine inanıyorum. Çözümün; her düşünceden ve her dünya görüşüne sahip olan tüm duyarlı insanların el ele vermesiyle bulunabileceğine inanıyorum.
       2015 seçimleri siyasal hayatımızın en önemli seçimlerinden biri olmaya aday görünüyor. Gerek Çözüm Süreci, gerekse yeni anayasa çalışmaları, bu seçim neticesinde oluşturulacak meclisin çalışmalarıyla şekillenecek.17-25 Aralık sürecinde Partimizin  yaşadıklarını şöyle bir hatırladığımızda, aklımızda kalan en önemli şeyin dışarıdan gelen darbelerden çok kendi içimizdeki arkadaşlarımızın bizlerin sırtına sapladığı hançer olduğu görülecektir. Bu sebeple bu seçimde bazı değerlerin biraz daha fazla öne çıkacağını düşünüyorum. Hazreti Mevlana'ya göre toplumda barışın, adaletin, huzurun sağlanması ancak bu kavramlara önem verilmesi, ehliyet ve liyakat sahibi insanların iş başına getirilmesiyle mümkün olabilecektir. Ehliyet ve liyakate bakmaksızın işlerin yürütülmeye çalışılması halinde ise toplumsal düzenin işleyişinde aksaklıklar ortaya çıkacaktır. Liyakatın, yani talip olunacak görevi yapabilme yeteneğiyle birlikte parti değerlerine, parti politikalarına sadakat faktörü de öne  çıkacaktır.
     Her aldığı görevde de yapabileceklerimin en iyisini yapmaya çalışan, parti kültürüne, teşkilatlarıma, parti değerlerine sadakatle bağlı olan ben, şuandan itibaren teşkilatım bana hangi görevi uygun görürse onu yerine getirmekten onur duyacağım.
     Bizler talep ederiz ama takdir eden Rabbimdir. Birçok aday adayı arkadaşımız var, ben de onlardan biriyim.
Seçmenin yarısı erkek yarısı kadındır. Yıllardır bizleri başarıyla erkek siyasetçilerimiz temsil ettiler, teşekkür ediyoruz. Artık bir kadın siyasetçi olarak biz de erkekleri mecliste temsil etmek istiyoruz. Ben öncelikle AK Parti teşkilatının bir parçası olarak, beni seven sevmeyen, tanıyan tanımayan herkesin milletvekili olmaya talibim. Üzerimdeki sorumluluğun ne kadar ağır olduğu bilincindeyim çünkü ben herşeyden önce anneyim. Çanakkale'deki tüm çocuklarımızı kendi çocuğum gibi görerek Çanakkale geleceğine hizmet etmek için göreve talibim.
 Bu soğuk havada sıcacık evlerinden çıkarak benim yanımda olan tüm dostlarıma minnettarım, teşekkür ederim. ”
Uzun yıllardır başarıyla yürüttüğü Kadın Kolları Başkanlığını, teşkilatın içinden gelen isimlerden olan Saime Aydoğan’a teslim ederek, milletvekilliği aday adaylığına açıklayan Çanakkale’nin sevilen ismi Julide İskenderoğlu, resmi başvursunu yaparak; “Artık bir kadın siyasetçi olarak biz de erkekleri mecliste temsil etmek istiyoruz. Ben öncelikle AK Parti teşkilatının bir parçası olarak, beni seven sevmeyen, tanıyan tanımayan herkesin milletvekili olmaya talibim. Üzerimdeki sorumluluğun ne kadar ağır olduğu bilincindeyim çünkü ben herşeyden önce anneyim. Çanakkale\\\ʹdeki tüm çocuklarımızı kendi çocuğum gibi görerek Çanakkale geleceğine hizmet etmek için göreve talibim.” sözleriyle çalışmalarına başladı.

Görev süresi boyunca aksatılmadan yapılan teşkilat toplantıları, ev ziyaretleri, hastane ziyaretleri, özel günlerde düzenlenen programlarla genel merkezinde takdir ettiği isimlerden olan Julide İskenderoğlu’nun ilk dörtte olmasına ise kesin gözüyle bakılıyor.

            Resmi başvursunu, eksi on derecede hissedilen soğuğa rağmen yoğun katılımla gerçekletiren İskenderoğlu’nun adaylık açıklması ise şu şekilde oldu;

“Değerli Dostlarım, Kıymetli basın mensubu arkadaşlarım,

    Vekil olunca neler yapabileceklerim konusunda çok fazla şey konuşabilirim belki ve hatta saatlerce çok şey anlatabilirim sizlere.12 Yıldır bu partinin içindeyim. Kurucu Genel Başkan'ının siyasetten yasaklı olduğu, Kurduğu partinin başında ilk seçime katılamayan bir liderin olduğu, geleceği belirsiz, herkesin partimizden uzak durmaya çalıştığı bir dönemde başlayan yolculuğumuzda her kademesinde yer aldım Partimin. Şimdiki gibi herkesin içinde bulunmak istediği, partimizin herhangi bir  unsuruyla fotoğraf karesine girmek için yarış yaptığı bir dönemde değil.2007'de e-muhtıra verilirken de buradaydım. Türk Silahlı Kuvvetlerimizi partimize ve ülkemize açıkça  darbe yapmaya davet ettikleri Cumhuriyet mitinglerinde karşı karşıya kaldığımız hakaretleri bizimle birlikte olan teşkilat mensuplarımız çok iyi hatırlayacaklardır. Çünkü mitinglerin 4.sü Çanakkale'de yapılmıştı hatırlarsanız. 14 Mart 2008'de partimize kapatma davası  açıldığı günden 30 Temmuz 2008 tarihinde dava sonuçlanana kadar  kaç gece uykusuz kaldığımızı teşkilattaki arkadaşlarımız iyi bilirler.

     Değerli Arkadaşlarım; yüksek binalardan, sanayi tesislerinden, barajlardan, tarım alanlarının ıslahından, genişleteceğimiz yollardan kişi başına düşen doktor sayısından, gayrisafi milli hasılayı nereden alıp nereye getirdiğimizden bahsetmeyeceğim. Ortada alçakça, vahşice katledilen bir yavrumuz var ve ne anlatırsak anlatalım güzel kızımız Özgecan'ı geri getiremeyiz. Dünyada  yerinde olmak isteyeceğimiz son kişi kızımızın annesidir sanırım. Doğuran, besleyen, büyüten bir yerine zarar gelmesin diye gözünün içine baktığımız evlatlarımız kaç yaşına gelirse gelsin bizler için hep bebeklerimiz. Allah kızımızdan rahmetinin esirgemesin. Ailesine sabır ve metanet diliyorum. Katilleri hak ettikleri cezayı bulacaklardır. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımız da davaya müdahil oldu, bizler de takipçisi olacağız.
      İşin başka  acı tarafı daha var bizler için. Ben kadın bakış açısıyla hep anneleri anlatıyorum. Bunun bir de baba tarafı var oysa. Farklıdır ,özeldir bambaşka  duygusallık verir babalar kızlarına. Kızlarının üzerine titrerler, gece yarısı severler çoğu zaman uyurken kızlarını. Baba-Kız Aşkı çok özeldir gerçekten. O yüzden Özgecan kızımızın babasına ayrıca sabır ve metanet diliyorum.

       Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde devlet kurumlarının yanı sıra tek tek kişilere, STK'lara ve basına bu konuda büyük sorumluluk düşmekte. Basının şiddet vakalarını yansıtılmaması  değil aksine yansıtma biçiminin şiddetle mücadeleye katkı sağlayacak düzlemde olması gerektiğine inanıyorum. Çözümün; her düşünceden ve her dünya görüşüne sahip olan tüm duyarlı insanların el ele vermesiyle bulunabileceğine inanıyorum.
       2015 seçimleri siyasal hayatımızın en önemli seçimlerinden biri olmaya aday görünüyor. Gerek Çözüm Süreci, gerekse yeni anayasa çalışmaları, bu seçim neticesinde oluşturulacak meclisin çalışmalarıyla şekillenecek.17-25 Aralık sürecinde Partimizin  yaşadıklarını şöyle bir hatırladığımızda, aklımızda kalan en önemli şeyin dışarıdan gelen darbelerden çok kendi içimizdeki arkadaşlarımızın bizlerin sırtına sapladığı hançer olduğu görülecektir. Bu sebeple bu seçimde bazı değerlerin biraz daha fazla öne çıkacağını düşünüyorum. Hazreti Mevlana'ya göre toplumda barışın, adaletin, huzurun sağlanması ancak bu kavramlara önem verilmesi, ehliyet ve liyakat sahibi insanların iş başına getirilmesiyle mümkün olabilecektir. Ehliyet ve liyakate bakmaksızın işlerin yürütülmeye çalışılması halinde ise toplumsal düzenin işleyişinde aksaklıklar ortaya çıkacaktır. Liyakatın, yani talip olunacak görevi yapabilme yeteneğiyle birlikte parti değerlerine, parti politikalarına sadakat faktörü de öne  çıkacaktır.
     Her aldığı görevde de yapabileceklerimin en iyisini yapmaya çalışan, parti kültürüne, teşkilatlarıma, parti değerlerine sadakatle bağlı olan ben, şuandan itibaren teşkilatım bana hangi görevi uygun görürse onu yerine getirmekten onur duyacağım.
     Bizler talep ederiz ama takdir eden Rabbimdir. Birçok aday adayı arkadaşımız var, ben de onlardan biriyim.
Seçmenin yarısı erkek yarısı kadındır. Yıllardır bizleri başarıyla erkek siyasetçilerimiz temsil ettiler, teşekkür ediyoruz. Artık bir kadın siyasetçi olarak biz de erkekleri mecliste temsil etmek istiyoruz. Ben öncelikle AK Parti teşkilatının bir parçası olarak, beni seven sevmeyen, tanıyan tanımayan herkesin milletvekili olmaya talibim. Üzerimdeki sorumluluğun ne kadar ağır olduğu bilincindeyim çünkü ben herşeyden önce anneyim. Çanakkale'deki tüm çocuklarımızı kendi çocuğum gibi görerek Çanakkale geleceğine hizmet etmek için göreve talibim.
 Bu soğuk havada sıcacık evlerinden çıkarak benim yanımda olan tüm dostlarıma minnettarım, teşekkür ederim. ”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.