GÜN ENSEYİ KARARTIP EKMEĞİ KÜÇÜLTME GÜNÜ DEĞİL!

Ekonomi 15.08.2020 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

GÜN ENSEYİ KARARTIP EKMEĞİ KÜÇÜLTME GÜNÜ DEĞİL!

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Ağustos ayı olağan Meclis ÇTSO Kongre Fuar Merkezinde yapıldı. Meclis açılış konuşmasını yapan Osman Okyay ekonomideki gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasında döviz meselesinin Türkiye’nin yumuşak karnı olduğunu ifade ederek; “Bu bizim zaafımız. Bu sorunu ancak ülkemizin cari açık sorununu kalıcı olarak çözebilecek, sürdürülebilir bir üretim ekonomisine geçerek ortadan kaldırabileceğimizi hepimiz biliyoruz. Bu konuda atılan adımları yakından takip ediyoruz ve üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. İş dünyasının büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu, bu durumun daha çok çalışılarak atlatabileceğini söyleyen Okyay; “Elbette büyük zorluklarımız var ama gün enseyi karartıp ekmeği küçültme günü değil. Daha çok çalışıp, yarının getirdiklerine daha iyi hazırlanacağız. Esnek çalışma modellerine adapte olup teknolojiye dayalı verimlilik artışını öncelememiz gereken bir dönemin içindeyiz” dedi.
Okyay konuşmasında şunları söyledi; “Sayın Valim, Kıymetli üyeler, Son Meclis toplantımızdan bu yana korona salgınında tüm dünyada ikinci dalga konuşulmaya başlandı. Ülkemizde ve Avrupa Birliği ülkelerinde, tıpkı dünyanın önemli bir kısmında olduğu gibi vakaların tekrar artmaya başladığı görülüyor. Bu da, üretim ve tüketim davranışları üzerinde önemli bir baskı oluşturmaya ve ekonomide toparlanmayı geciktirmeye etki ediyor. Bu melanetle yaşamaya alışmamız ve ihtiyatı elden bırakmamamız şart. Bu mesele, sadece devlet tedbirleri ile baş edilebilecek bir konu değil; bu nedenle vatandaşlarımızın bu konuda daha dikkatli olmasında sonsuz yarar görüyoruz. Esasen korona salgınının tüm dünyada ülkelerin ve şirketlerin zayıf yanlarını ortaya koyan bir turnusol kağıdı işlevi gördüğünü söylemek mümkün. Şimdi herkes kendine çekidüzen vermek, zayıf yanlarını güçlendirmek, güçlü yanlarını sürdürülebilir hale getirmek için çalışıyor. Döviz meselesi, ne yazık ki ülkemiz ekonomisinin yumuşak karnı, bizim zaafımız. Bugünlerde herkesin dövizle yatıp dövizle kalktığı malum. Bu sorunu ancak ülkemizin cari açık sorununu kalıcı olarak çözebilecek, sürdürülebilir bir üretim ekonomisine geçerek ortadan kaldırabileceğimizi hepimiz biliyoruz. Bu konuda atılan adımları yakından takip ediyoruz ve üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Herkes bu yönde gayret gösterirken bu tür dalgalanmalarda panik yapmadan, devlet, şirket ve birey olarak gerekli önlemleri en yüksek düzeyde alıp sağlam durmak çok önemli. Çünkü sayısız tecrübeyle biliyoruz ki ülkemizde döviz krizlerini, reel sebepler bir yana, güvensizlik ve panik havası da körüklüyor. Öte yandan normalleşme adımlarının atıldığı Haziran başından bu yana, açıklanan verilere baktığımızda esasen ekonomide V tipi bir toparlanmanın öncü sinyallerini görüyoruz. Tabii ki henüz, ozellikle bu salgının ekonomimize etkilerini geride bıraktık diyemeyiz ancak İSO PMI Endeksi, ihracat iklim endeksi, ihracat rakamları, kapasite kullanım oranları ve reel kesim güven endeksleri, gibi parametrelerdeki iyileşmeler nisbeten ümit verici. “ELBETTE BÜYÜK ZORLUKLARIMIZ VAR AMA GÜN ENSEYi KARARTIP EKMEĞİ KÜÇÜLTME GÜNÜ DEĞİL. DAHA ÇOK ÇALIŞIP, YARININ GETİRDİKLERİNE DAHA İYİ HAZIRLANACAĞIZ. ESNEK ÇALIŞMA MODELLERINE ADAPTE OLUP TEKNOLOJİYE DAYALI VERİMLİLİK ARTIŞINI ÖNCELEMEMİZ GEREKEN BİR DÖNEMİN İÇİNDEYİZ.” Bu ülkenin iş insanları olarak sorumluluk makamındayız. Bugün bu salonda, kentimizin geleceğini temsil eden pırıl pırıl girişimciler var. Sıra geldiğinde TOBB Çanakkale Kadın Girişimciler Kurulu Başkanımıza ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanımıza da söz vereceğim. Kadın Girişimcileri ve Genç Girişimcileri, bu kentin geleceği için çok önemsiyorum. Çanakkale, ülkemizin geçmişinin olduğu gibi, geleceğinin de en önemli şehirlerinden biri. Çanakkale ruhu bu ülkenin mayası. Yapılan araştırmalarda Çanakkale, ne mutlu bize ki  ülkemizin en yaşanılır şehri olmayı sürdürüyor. Geçen yıl yurtdışından gelip şehrimize yerleşenlerin sayısı üç bini geçmiş. Kurban bayramında salgına rağmen Çanakkale’den taşınan araç sayısının yüzde 10 arttığını görüyoruz. Ülke turizminde yüzde 50’ye yakın bir kayıp varken Çanakkale’de otel doluluk oranlarının yüzde 90’ı bulduğu belirtiliyor. Bütün bunlar ve daha fazlası aslında Çanakkale’nin yakın bir gelecekte daha çok konuşulacak bir cazibe merkezi haline geleceğinin ve elbette önemli bir düzenli göçe maruz kalacağının işaretleri. Bu nedenle bu kentin sürdürülebilirliği hayati önemde. Bu konuda gerekli adımların koordinasyon içinde atılması konusunda Sayın Valimize, kentimizin kurumlarına ve elbette siz kıymetli girişimcilere güvenimiz tam. Salgın kontrollerinde 1800 işletmemizin hiçbirinde ceza kesilecek bir ihmal bulunmamış olması, gelecek adına umutlanmak için başlı başına önemli bir gösterge. Unutmayın ki hayat, umudun olduğu yerde devam eder.”
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Ağustos ayı olağan Meclis ÇTSO Kongre Fuar Merkezinde yapıldı. Meclis açılış konuşmasını yapan Osman Okyay ekonomideki gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasında döviz meselesinin Türkiye’nin yumuşak karnı olduğunu ifade ederek; “Bu bizim zaafımız. Bu sorunu ancak ülkemizin cari açık sorununu kalıcı olarak çözebilecek, sürdürülebilir bir üretim ekonomisine geçerek ortadan kaldırabileceğimizi hepimiz biliyoruz. Bu konuda atılan adımları yakından takip ediyoruz ve üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. İş dünyasının büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu, bu durumun daha çok çalışılarak atlatabileceğini söyleyen Okyay; “Elbette büyük zorluklarımız var ama gün enseyi karartıp ekmeği küçültme günü değil. Daha çok çalışıp, yarının getirdiklerine daha iyi hazırlanacağız. Esnek çalışma modellerine adapte olup teknolojiye dayalı verimlilik artışını öncelememiz gereken bir dönemin içindeyiz” dedi.

Okyay konuşmasında şunları söyledi;

“Sayın Valim, Kıymetli üyeler, Son Meclis toplantımızdan bu yana korona salgınında tüm dünyada ikinci dalga konuşulmaya başlandı. Ülkemizde ve Avrupa Birliği ülkelerinde, tıpkı dünyanın önemli bir kısmında olduğu gibi vakaların tekrar artmaya başladığı görülüyor. Bu da, üretim ve tüketim davranışları üzerinde önemli bir baskı oluşturmaya ve ekonomide toparlanmayı geciktirmeye etki ediyor. Bu melanetle yaşamaya alışmamız ve ihtiyatı elden bırakmamamız şart. Bu mesele, sadece devlet tedbirleri ile baş edilebilecek bir konu değil; bu nedenle vatandaşlarımızın bu konuda daha dikkatli olmasında sonsuz yarar görüyoruz. Esasen korona salgınının tüm dünyada ülkelerin ve şirketlerin zayıf yanlarını ortaya koyan bir turnusol kağıdı işlevi gördüğünü söylemek mümkün. Şimdi herkes kendine çekidüzen vermek, zayıf yanlarını güçlendirmek, güçlü yanlarını sürdürülebilir hale getirmek için çalışıyor. Döviz meselesi, ne yazık ki ülkemiz ekonomisinin yumuşak karnı, bizim zaafımız. Bugünlerde herkesin dövizle yatıp dövizle kalktığı malum. Bu sorunu ancak ülkemizin cari açık sorununu kalıcı olarak çözebilecek, sürdürülebilir bir üretim ekonomisine geçerek ortadan kaldırabileceğimizi hepimiz biliyoruz. Bu konuda atılan adımları yakından takip ediyoruz ve üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Herkes bu yönde gayret gösterirken bu tür dalgalanmalarda panik yapmadan, devlet, şirket ve birey olarak gerekli önlemleri en yüksek düzeyde alıp sağlam durmak çok önemli. Çünkü sayısız tecrübeyle biliyoruz ki ülkemizde döviz krizlerini, reel sebepler bir yana, güvensizlik ve panik havası da körüklüyor. Öte yandan normalleşme adımlarının atıldığı Haziran başından bu yana, açıklanan verilere baktığımızda esasen ekonomide V tipi bir toparlanmanın öncü sinyallerini görüyoruz. Tabii ki henüz, ozellikle bu salgının ekonomimize etkilerini geride bıraktık diyemeyiz ancak İSO PMI Endeksi, ihracat iklim endeksi, ihracat rakamları, kapasite kullanım oranları ve reel kesim güven endeksleri, gibi parametrelerdeki iyileşmeler nisbeten ümit verici.

“ELBETTE BÜYÜK ZORLUKLARIMIZ VAR AMA GÜN ENSEYi KARARTIP EKMEĞİ KÜÇÜLTME GÜNÜ DEĞİL. DAHA ÇOK ÇALIŞIP, YARININ GETİRDİKLERİNE DAHA İYİ HAZIRLANACAĞIZ. ESNEK ÇALIŞMA MODELLERINE ADAPTE OLUP TEKNOLOJİYE DAYALI VERİMLİLİK ARTIŞINI ÖNCELEMEMİZ GEREKEN BİR DÖNEMİN İÇİNDEYİZ.”

Bu ülkenin iş insanları olarak sorumluluk makamındayız. Bugün bu salonda, kentimizin geleceğini temsil eden pırıl pırıl girişimciler var. Sıra geldiğinde TOBB Çanakkale Kadın Girişimciler Kurulu Başkanımıza ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanımıza da söz vereceğim. Kadın Girişimcileri ve Genç Girişimcileri, bu kentin geleceği için çok önemsiyorum. Çanakkale, ülkemizin geçmişinin olduğu gibi, geleceğinin de en önemli şehirlerinden biri. Çanakkale ruhu bu ülkenin mayası. Yapılan araştırmalarda Çanakkale, ne mutlu bize ki  ülkemizin en yaşanılır şehri olmayı sürdürüyor. Geçen yıl yurtdışından gelip şehrimize yerleşenlerin sayısı üç bini geçmiş. Kurban bayramında salgına rağmen Çanakkale’den taşınan araç sayısının yüzde 10 arttığını görüyoruz. Ülke turizminde yüzde 50’ye yakın bir kayıp varken Çanakkale’de otel doluluk oranlarının yüzde 90’ı bulduğu belirtiliyor. Bütün bunlar ve daha fazlası aslında Çanakkale’nin yakın bir gelecekte daha çok konuşulacak bir cazibe merkezi haline geleceğinin ve elbette önemli bir düzenli göçe maruz kalacağının işaretleri. Bu nedenle bu kentin sürdürülebilirliği hayati önemde. Bu konuda gerekli adımların koordinasyon içinde atılması konusunda Sayın Valimize, kentimizin kurumlarına ve elbette siz kıymetli girişimcilere güvenimiz tam. Salgın kontrollerinde 1800 işletmemizin hiçbirinde ceza kesilecek bir ihmal bulunmamış olması, gelecek adına umutlanmak için başlı başına önemli bir gösterge. Unutmayın ki hayat, umudun olduğu yerde devam eder.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.