Çanakkale Yangınları, Gerçekler, İhmaller ve Alınması Gereken Dersler
Her yaz, gökyüzünü kaplayan alevler ve duman bulutlarıyla orman yangınları yeniden gündemimize oturuyor. Son olarak Çanakkale'de yaşanan felaket, bu konunun ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattı. Peki, bu yangınların arkasındaki gerçekler neler? İhmaller ve alınması gereken dersler nelerdir?
Yangınların Asıl Sebepleri Neler?
Orman yangınları genellikle doğal ve insan kaynaklı nedenlerle ortaya çıkar. Türkiye'nin iklim krizine bağlı olarak artan sıcaklıkları ve azalan nem oranı, yangın riskini ciddi şekilde yükseltir. Ancak yangınların büyük bir kısmı, yani yüzde 90'ından fazlası, insan kaynaklı ihmallerden veya kasıtlardan kaynaklanıyor.
İklim Krizi ve Kuraklık: Küresel ısınma, sıcaklıkların normalin üzerine çıkmasına ve nem oranlarının düşmesine yol açıyor. Bu durum, orman tabanındaki kuru yaprak ve otların birer "barut fıçısına" dönüşmesine neden oluyor. İhmal ve Kasıt: Söndürülmemiş sigara izmaritleri, piknik ateşleri ve cam şişeler gibi ihmaller yangınların en büyük tetikleyicisi. Ayrıca kasıtlı olarak çıkarılan yangınlar da önemli bir tehlike kaynağı. Elektrik Hatlarındaki Sorunlar: Özellikle rüzgarlı bölgelerde, elektrik tellerinin birbirine değerek kıvılcımlara neden olması, yangın riskini artıran bir başka faktör. Bu sorunun çözümü için elektrik hatlarının altındaki otların temizlenmesi ve uzun vadede hatların yer altına alınması büyük önem taşıyor.Çanakkale'den İki Çarpıcı Yangın Örneği
Çanakkale'de son dönemde yaşanan yangınlar, bu gerçekleri somut bir şekilde ortaya koydu:
8 Ağustos Yangını: Radar yokuşundaki askeri hatta çıkan bu yangının, elektrik tellerine çarpan bir kuşun düşmesi sonucu başladığı belirlendi. 11 Ağustos Yangını: Yerleşim alanından ormana sıçrayan bu yangının, bir kamyondan atılan sigara izmariti nedeniyle çıktığı düşünülüyor.Bu olaylar, küçük bir ihmalin bile ne kadar büyük bir felakete yol açabileceğini gösteriyor.
Yönetimsel ve Teknik Eksiklikler
Yangınlarla mücadele sadece araç ve personel sayısıyla sınırlı değil. Etkin bir yönetim ve doğru stratejiler de hayati önem taşıyor. Çanakkale'deki yangın mücadelesinde ortaya çıkan bazı eksiklikler şunlar:
Üretim Baskısı: Orman Genel Müdürlüğü şeflikleri üzerindeki odun üretim baskısı, "düz kesim" gibi orman sağlığına zarar veren uygulamalara yol açıyor. Oysa ormanların sağlığı için seyreltme ve ömrünü tamamlamış ağaçların toplanması daha doğru bir yaklaşım. Yanlış Ağaçlandırma Politikaları: Bölgeye en uygun ağaç türü olan kızılçam yerine meşe gibi su ihtiyacı yüksek türlerin tercih edilmesi, kuraklık riskini artırıyor. Teknoloji ve Müdahale Eksiklikleri: Yangın gözetlemesinde drone kullanımının yetersiz olması ve rüzgarlı bölgelerde yangın uçaklarının etkin kullanılamaması, müdahaleyi zorlaştırıyor. İtfaiye ve Orman Ekipleri Arasındaki Koordinasyon Farklılıkları: İtfaiye ve orman ekiplerinin farklı eğitimleri ve müdahale kuralları nedeniyle, yangın anında istenen iş birliği her zaman sağlanamıyor. Nitelikli Personel Eksikliği: Emeklilik nedeniyle çok sayıda deneyimli personelin görevden ayrılması ve yerlerine gelen genç personelin henüz yeterli deneyime sahip olmaması, yangınla mücadele gücünü zayıflatıyor.Kontrollü Yanma: Akılcı Bir Mücadele Yöntemi
Yangınla mücadelede kullanılan teknik yöntemlerden biri de "kontrollü yanma"dır. Bu teknikte, uzman ekipler tarafından planlanarak küçük çaplı yangınlar çıkarılır. Bu şekilde orman tabanındaki kuru ot ve dallar temizlenerek, olası büyük yangınların önüne geçilir. Kulağa ironik gelse de, bu yöntem ormanların sağlığını korumak ve yangın riskini azaltmak için önemli bir stratejidir.
Sonuç
Orman yangınlarıyla mücadele, sadece yangın anında değil, öncesinde başlayan ve sürekli devam eden bir süreçtir. İklim krizine uyum, insan hatalarının önlenmesi, yönetimsel eksikliklerin giderilmesi ve teknolojik yatırımların yapılması, ormanlarımızı korumak için atılması gereken adımlardır. Ormanlar sadece devletin değil, tüm toplumun ortak mirasıdır.
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayın.