“2015’e Biz Hazırız, Diğer Oyuncular da Hazır Mı?”

Güncel 21.02.2015 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

“2015’e Biz Hazırız, Diğer Oyuncular da Hazır Mı?”

MİM İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı Gazi Tuğrul Ertuğrul, Kerem İriç’in ÇOMÜ Stüdyoları’nda yaptığı radyo yayınına konuk olarak Çanakkale’nin dünü, bugünü ve yarınını değerlendirdi. Şehrin mimarisi ve vizyonu açısından Belediye’nin daha etkin olması gerektiğini ifade eden Ertuğrul, Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yılı olan 2015’e inşaat sektörünün hazır olmasına karşın diğer oyuncuların hazır olmadığını söyledi. 4 ortak olarak başladıkları Aqua Park Projesi’ne de değinen Ertuğrul, projenin 2016 Mart’ında açılacağını söyledi.
Kerem İriç İle Gündem programına katılan işadamı Gazi Tuğrul Ertuğrul, şehir hakkındaki görüşlerini paylaşarak hem eleştirilerini hem doğru yapılan işleri kamuoyuyla paylaştı. 2015 ve şehrin vizyonu konusunda eleştirilerde bulunan işadamı, şehrin bakirliğinin ise avantaj olabileceğini söyledi. İşte o röportaj;  Kerem İriç: Gazi Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?  Gazi Tuğrul Ertuğrul: 1977 yılında Çanakkale'nin Çan ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise öğretimimi Çan ilçesinde tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldum sonra baba mesleği olan babam mali müşavirdi babamın bürosundan bayrak almaya geldik. Sonra mali müşavir olduk sonra  mali müşavirlikte bir takım işletmelerin ölüm doğum gelişme hikayelerini görünce içimizde bir girişimcilik ateşi olduğunu fark ettik. Sonra sigorta şirketi kurduk. Sonra Mim İnşaat isimli bir firma kurduk. Sonra bu firmalar aldı, gitti, yürüdü işte bugün iş dünyasında özellikle en başta inşaat ana sektörü olmak kaydıyla iş üretmeye konut yapmaya devam ediyoruz.  MİSAFİR ODALARI İPTAL OLDU  Kerem İriç : Çanakkale'de yeni bir soluk getiren firma olarak televizyon reklamlarında gördüğümüz ekonomik fiyatlara evler satıyorsunuz, Çanakkale'de. Dış cepheleri falan güzel gözüken ve çok ekonomik, öğrenciye kira öder gibi ev sahibi yaptınız. Birazcık Mim İnşaatın stratejisinden bize bahseder misiniz?  Gazi Tuğrul Ertuğrul : 1+1 ile ilgili şöyle bir strateji vardı evet Türkiye'de 1+1 i oluşturan firmalardan bir tanesiyiz. Dumankaya, Soyak ve Mim benzer dönemlerde 2007’nin sonlarında devreye girdiler. Ben 2006 dan beridir planlıyordum  küçük konutlar yapmayı ve işte site içerisinde müteahhit eskiden daire alanı, arazi alanı yetmezse 1+1 yapar. Bir konsept olarak bunu oluşturmuyordu. Şimdi sosyolojik olarak bir gerçek var hani Avrupa'nın bundan 20 yıl önce yaşadığı sosyolojik gerçek bireycileşme, bireyselleşme yani artık İstanbul'da oturuyoruz işte anne baba çocuğunuz üniversitede oturuyor. Üniversitede arkadaşlarıyla o da İstanbul'da oturduğu halde ayrı bir eve çıkmayı planlıyor. Artık insanlar evlerimizdeki misafir odaları o 3+1’lerden 2+1’lere indi. 2+1’lerde insanlar tek başlarına kolay temizleyebilecekleri kolay ısınabilecekleri ekonomik ve ergonomik yapılarda oturmak istiyorlar. Biz bu gerçeği bunu farkettiğimiz zaman bunu 1+1 nasıl oluşturabiliriz dedik ve ciddi metrekare çalışmaları yaptım 2006’dan 2007’nin sonlarına kadar bir buçuk yıllık bir argemiz oldu bizim. Sonra bu Çanakkale'de tutar mı dedik. Hedef kitlemiz şuydu; buraya gelen öğrenci anne babasıyla geldiğinde bir ev alır dört yıl sonra evini çok daha iyi bir fiyata satar ve kirayla ilgili bir şey ödemediği gibi anne baba geldiğinde de rahatlıkla çocuğun evinde konaklayabilir. Mesela bu hedeflere ulaşamadı Mim İnşaat. İlginçtir yatırım denen bir şey oluştu ve yatırımcı kimlikler kiralayan kiracı tabi ki de yoğunlukla öğrenci çevresi oldu veya Çanakkale'ye yeni yerleşen bekar hemşire, avukat, doktor insanlar oldu ama yatırımcı kiralayan kişi oldu hep.  “BELEDİYE, ŞEHRİN GÖRSELİNE YÖN VERMİYOR”  Kerem İriç: Çanakkale'de çok sayıda konut üretiliyor fakat bu konutlar bakıyorsunuz 2 yıl sonra, sanki on yıl önce yapılmış konutlar haline geliyor. Bunlarla ilgili yasalarda da çok boşluk var açıkçası. İnşaat sektörünün bir kurumsallaşma sorunu var. Çünkü bu işte herkes müteahhit olabiliyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?  Gazi Tuğrul Ertuğrul : Kesinlikle kurumsallaşma problemi var ve yapı olarak sektör çok geniş bir alandan çok dağınık bir alandan birçok sektörün bir araya gelmesinden dolayı inşaat sektörünü kurumsallaştırmak akademik bir yardım bile alsanız çok ciddi zor. En önemli problem vizyon problemi. Vizyon nerenden başlıyor sadece müteahhittin beyniyle başlamıyor. Vizyon imar kanunlarıyla başlıyor. Belediye bir esteki kurum oluşturuyor mu kardeşim yapmamış bunu nasıl yani bir yön veriyor mu mimariye şehrin siluetine şehrin görseline bu yok. 2 mimardan sonra mimar kentte okuyan kentin sokaklarında yaşayan nefes alan sokakları okuyabilen bir mimarların olması lazım.  Var mı yok. 3. arazi sahibi. Halkımızın biraz daha tamahkar olması lazım. Bana ne veriyorsun % kaç oran veriyorsun bir puan fazla alayım diye birbirlerini kırdırıp ortaya niteliksiz binanın çıkmasını sağlanmaması lazım çünkü binanın bir taraftan da elli yıllık bir ömrü olması lazım. Bunun otuz yıl net ömrü olması olduğunu düşünüyorum. Yine aynı zamanda bir siluettir bir heykeldir bir ikondur bir logodur. Dolayısıyla imar mimar arazı sahipleri hedefte en son müteahhit. Müteahhittin de matematik bilmesi gerekiyor. Müteahhit matematik bilmiyorsa o bilmemiş olduğu matematik az önce bahsettiğim arsa sahibini zengin ediyor. Tüketiciyi mağdur ediyor. Sözüm ona çok ucuz çok uygun fiyatlarla rakamlarla alınıyor. Çünkü müteahhit onu zararına satmış oluyor. Ama ürün yaşamıyor daha doğrusu kentin belleğinde bir heykel olmak yerine kentin belleğinde bir leke olarak kalıyor ki herhalde de halkımızın en çok şikayet ettiği şey bu yani sadece bir eve ev gibi bakmamak lazım. Şehre nasıl bir silüet nasıl bir doku nasıl bir koku katmak lazım diyor. Buna iyi bakmak lazım. Yani niteliksiz inşaat firmalarına demiyorum ama en büyüğünden en küçüğüne kadar bu tarz şeyler yapmak lazım. Çünkü Çanakkale'miz bunu hak ediyor.  “2015’E BİZ HAZIRIZ, DİĞER OYUNCULAR DA HAZIR MI?”  Kerem İriç: Çanakkale savaşlarının 100. yıl dönümünü icra ediyoruz. 2015'in bir önemi de boğaz köprüsünün temelinin atılacağı konuşuldu, şu anda projeler yapan ortak firmalar tarafından da çiziliyor ve 2015 sonunda vekillerin söylediğine göre temel atılacak. Aslında da şehrin bütün sosyal ve ekonomik yapısını değiştirecek bir yatırımdan bahsediyoruz. Çanakkale'de ve özelinde siz ve firmanız bu 2015'in değişimine hazır mısınız?  Gazi Tuğrul Ertuğrul : Evet. 2015 Çanakkale'nin önüne sonrasında konulmuş önemli bir vizyon. Yani 2015 in sonrası çünkü 2015 e ilişkin bir sonraki sorunuzda o soruya değinirsek bir takım eleştirecek olduğum şeyler var. Gerek kamu gerek siyasetten halkla bütünleşme açısından bunu şimdilik es geçiyorum ama 2015 in sonrasına bir vizyon konuldu. Bir barış ve yükseliş logolu bir temayla. En önemli faktörlerden birisi köprü. Köprü ilk defa yüz binlik planlar içerisine alındı yeri belirlendi artık eskisi gibi gizli değil. Köprü şurada olacakmış köprü Sarıçay'dan geçecekmiş işte köprü Lapseki’nin ötesinde olacakmış gibi bir takım şehir efsaneleri bitirildi. Bu özellikle hizmetimiz açısından çok önemli olumlu bir adım. Biliyorsunuz köprüye karşı olanlar var. Sevenlerimiz var sevmeyenlerimiz var. bir şeye karşı veya bir taraf olmanın ötesinde yaşamın gelişimine bağlı olarak kentler de gelişecek. Kentler de gelişince bir takım ülkeler gelişecek -ülkelerin bir takım ihtiyaçları olacak. Ülkelerin boğazdan transit bir adımla geçiyor olması gerekecek işte Edirne'ye daha fazla işte bizim Edirne kapısından daha fazla ihracat ithalat yapmamız gerekecek. Bir de bunun zaruri zorunluklar doğacak. Çanakkale'de bu anlamda bir transit geçiş noktası haline geliyor. Fakat biz bu vizyonu koyarken Çanakkale'de nüfusu arttıracağız. Müteahhitlerin işleri gayet güzel. Burada başlıyor mu hayır burada bitiyor mu burada bitmiyor. Bizim 2015 ile ilgili hazırlığımız şu 2023 yılında köprü planlanan yani cumhuriyetin 100. yılında köprü planlanan bir Çanakkale'nin bireyleriyiz. Evet otellerimizin hepsi dolacak evet biz müteahhitler çok bina yapacağım çok para kazanacağız. Bizim bu 2015 ile başlayan süreçte vizyonumuz nedir yani nasıl bir kent istiyoruz nasıl görseli olan bir kent arıyoruz nasıl bir göç ve nüfus planlaması istiyoruz kentin aktörlerinin hangi dinamiklerde hop hangi dinamiklerde devam et demesi gerektiğini istiyoruz ? Bununla alakalı siyaset üstü konuşuyorum tüm siyaset kurumları birbirleriyle görüştüler mı hayır STK'lar bununla ilgili bir az önce verdiğiniz eleştiri bir düşünce görüş belirtiyorlar mı , kamu kurumlarımız belediyelerimiz bununla alakalı bir 2015 sonrasında nasıl bir kent hafızası nasıl olacak nasıl bir bellek kazanacak bunları ortaya koymuşlar mı? Sıkıntı biraz bu biz hazırız 2015 e yani çok konut satacağız eyvallah ama bunun dışında biz ve diğer oyuncular ne kadar hazırlar?  “2015 ve KENT AYRI AYRI GÖRÜNTÜ VERİYOR”  Kerem İriç; Biraz önce bahsettiniz 2015’te bir koordinasyon bir iletişim eksikliğinin olması Çanakkale 2015 icra ettiğinin şu an 2015 fırsatını kaçırmış mıdır? Kaçırmışsa bundaki aktörler kimlerdir bu sebep olan?  Gazi Tuğrul Ertuğrul; Yani fırsat kaçırma olarak bakmıyorum ama neticede ciddi iletişim krizleri olduğunu söyleyebilirim. Nedir halkla bir arada bütünleşmeyen hiçbir faaliyet hiçbir organizasyon hiçbir kimlik bulunması gerektiği yere yapışmaz. Bunun dolayısıyla sanki Çanakkale halkıyla 2015 birbirinden ayrı ayrı kentler gibi görünüyor sorun biraz burada. Bunu sağlamayan evet bu işi doğru yorumlamayan medya da olabilir. Bunu siyaset yönetmesinde duran temsilcilerden olabilir. Muhalefet ana parti fark etmiyor. Birde Çanakkale'de 2015 ile ilgili biliyorsunuz dört yıldır falan gündemdeyiz. Kalkınma ajansı kurulacak, kalkınma ajansı işte şöyle para getirecek millet paraya konsantre olmuş. Ne yapılacak yok işte 2015 faaliyetleri içerisinde her sayıda film çekiliyor dolayısıyla ciddi bir tanıtım olacak.  “İYİ VE KÖTÜ ŞEYLER YAPILMADI, ÇÜNKÜ HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”  Kerem İriç: Konut çok önemli bir yatırım aracı hâline de geldi. Bu devam edecek gibi de duruyor. Şu anda Çanakkale'deki konut fiyatlarını değerlendirmek gerekirse sizce nasıl bir rakama gidiyor? Yani fazlasına mı, yoksa hak ettiğinin daha altına mı? Şu anda enflasyon ve faiz oranlarında bir dengesizlik olduğu konuşuluyor ve faiz olaylarının yüksek olmasından dolayı hükümetin de, emlakçıların da, müteahhittin de, herkesin bir şikayeti var. Sizce bu denge normal midir?  Gazi Tuğrul Ertuğrul: Çanakkale son üç yıldır oransal olarak Türkiye'de en fazla göç alan -yani nüfus oranına oranladığınızda en fazla göç alan- illerden biri. Bir cazibe merkezi hâline geldi. Ve yeri geliyor biz Çanakkaleliler bazen Çanakkale'yi eleştiriyoruz. Evet Çanakkale'de çok fazla iyi şeyler yapılmadı. Ama kötü bir şey de yapılmadı. Çünkü Çanakkale'de hiçbir şey yapılmadı. Dolayısıyla bir bakirlik var. Bu bakirlik, bu güzellik, bu doğallık insanların ilgisini çekiyor. Tarihi ve arkeolojik anlamda da birçok zenginlikleri olan bu coğrafya bir de orta nokta olmamız dolayısıyla İzmir'e, İstanbul'a, Bursa'ya eşit yakınlıklarda olmamız dolayısıyla, iklimimizin yazları bir klima etkisi olması dolayısıyla çok daha fazla tercih ediliyor. Bu talepte fiyatları etkiliyor. Yani evet fiyat artışları devam edecek. Çünkü inşaat maliyetlerinde ciddi artışlar var. Piyasada rekabet var. Ama rekabet tüketicinin çok işine gelmiyor. Arazi sahibinin işine geliyor. Çok yüksek rakamlarla arazi alınıyor.  İşte hükümetimiz bu konuda yeni bir kanun tasarısı oluşturdu. Önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek. Değer zenginleştirme, yani değer artış kazancının da vergilendirilmesi. Bir gün oraya bir imar geliyor. Arsa sahibinin iki üç tane dairesi oluyor. Önce orda çift sürerken. Yani ciddi bir sosyal, sosyolojik anlamda inişler çıkışlar, çukurlar söz konusu. Burda bir sıkıntı var. Buna bağlı olarak fiyatlar yükselmeye devam edecek. Çünkü nüfus artıyor, çünkü talep var. Talep oluştukça arazi eksikliğimiz var. Daha kentte çok yoğun araziler üretebilme şansına sahip olduğumuz birtakım planlanmış imar alanları yok. Buna bağlı olarak bugün 10 liraya aldığımızı, evet yani öteki sene sonra 15 liraya 20 liraya satabiliyoruz. Bu da yatırım yaratıyor hâliyle. İkinci sorumuz faiz oranları. Öyleydi değil mi?  “FAİZLER TÜKETİCİDE KIRILGANLIK YARATIYOR”  Kerem İriç: Evet, faiz oranları. Enflasyona oranladığınızda bir dengesizlik olduğu ve şu an hükümetin en fazla ert ettiği ve yakındığı bir konu. Bundan müteahhitler, emlakçılar herkes şikayetçi. Sizce bu denge nasıl?  Gazi Tuğrul Ertuğrul: Şimdi evet enflasyonumuz ölçülüyor, faiz ölçülüyor. Şu anda 7.75 olması lazım. Dolayısıyla konut kredilerinin 1'in altında 0.85'li rakamlarda oluyor olması lazım. Her hafta güncelleniyor. Hafızam beni yanıltmıyorsa. Ben faiz oranlarının yeterli olduğunu düşünüyorum. Yani daha fazla düştü. Ana sıkıntı şu, düştü. 0.60'lara düştü bir ara. Sonra birden 1.20'lere çıktı. Bu dalgalanmalar tüketicide ciddi kırılganlıklar yaratıyor. İş adamında ciddi bir yatırım hesaplamasıyla alakalı ciddi karar zorlukları veya yanlış karar alma riskleri yaratıyor. Yani biliyorsunuz işte geçen yıla kadar 1.60'larda idare etti dolar. Dışarda baktık, ya bu doların 2000 lira olması lazım. Çünkü hani mantığı yok. 1.6 ya da işte 6 seviyelerinde bir politika faizi yürütüldü. Yani bu faizin %7 olması lazım. %6 olmaması gerekiyor. Çünkü ekonomi konektöre uygun olarak bu. Şimdi 6'dan birden 10'lara, 11'lere çıkınca bayağı bir sıkıntı oluyor. Aman burada kalsın da, düşmesini de istemiyoruz, çıkmasını da istemiyoruz. Biraz stabil kalıyor olması hem gerek tüketicinin, gerek iş adamının çok lehine olan bir şey. Bence tabi.   “AİLELERİN EĞLENEBİLECEĞİ ALANLAR YOK”  Kerem İriç: Bir aqua park projeniz var. Kepez'de projeleriniz onaylandı. İşte bunun yapımına başlayacaksınız. Marifet iltifata tabidir. Bu konuda gerçekten sizleri tebrik ediyorum. Nedeni de şudur; Çanakkale'de bu işi tek başınıza yapabilecek kapasitede olmanıza rağmen biz ortak bir iş geliştirelim. Ortak bir kültür oluşturalım, dediniz ve birkaç ortak bir araya gelerek bu işe yapmaya başladınız. Aslında bu bizim için çok önemli ve çok önemli bir gösterge. 2015 sonrası Çanakkale'ye gelecek dev İstanbul firmalarına karşı bu ortaklıklar çok güzel bir duruş sergileyecektir. Bu duruşlardan bir tanesi sizin yapmış olduğunuz projedir. Siz bunu bir örnek, bir sosyal proje olarak ben açıkçası bunu bir maddi getirisi olan bir proje olarak ta görmüyorum.  Gazi Tuğrul Ertuğrul: Teşekkür ediyorum, iltifatlarınız için, layık olmaya çalışacağız. Evet biz dört ortak, sayın Hakan Hasekioğlu, sayın Alper Ayar ve Ali Genlik ve ben olmak üzere, işte sürekli birbirlerimiz ailelerimiz görüşüyor. Yıllardır bir dostluğumuz, bir arkadaşlığımız var. Bir araya geldiğimizde saatlerce konuşuyoruz. Sadece konuşmak dışında birtakım işler üretmek gerekiyorsa bu işleri üretelim dedik ve aqua park fikriyle yola çıktık. Şu an da bahsettiğiniz gibi projemizi tamamladık. Anlaşmalarımız imzalandı, mart ayında aqua'mız imalata başlıyor. Önümüzdeki yıl mart ayında, yani 2016 martta da hizmete açılıyor. Burda en büyük eksikliğin şu olduğunu fark ettik, Çanakkale'de babalar anneler çocuklar, aynı anda bir yere gidip kahvaltı falan yapılıyor. Bunun dışında yok. Birlikte eğlenebileceği alanlar yok. Bir Kipa'mız var işte. Orda bir oyun parkı falan var. Orda mutlu olabiliyorlarsa oluyor çocuklar. Dolayısıyla ailenin birlikte vakit geçirebiliyor olmasının önemi de çok önemli. Sebep; anneler çalışıyor, babalar çalışıyor. Sadece hafta sonları var. Hafta sonları sadece çocuklarınıza vakit ayırabiliyorsunuz. Ve çocuklarınızla bu vakiti çok kaliteli bir zaman döngüsü içerisinde yapmanız lazım. Birlikte eğlenebilmeniz lazım. Birlikte aynı duyguları hissedebiliyor olmanız lazım. Sizin de çocuk olmanız lazım. Onların da çocuk olabilmesi lazım. Bunları sağlayacak alan kısıtlı çok fazla Çanakkale'de. İki; Çanakkale deniz kenarında bir kent. Deniz kenarındayız, suyu seviyoruz ama deniz özellikle yaz döneminde rüzgarda çok keyifli bir deniz olmuyor. Temiz evet denizimiz, ama akıntı var, dalga var. Bu keyfi biz doyasıya biz böyle bir Bodrum'daki gibi yaşayamıyoruz. Çünkü biz boğazdayız. Yani buna bağlı olarak artılarımız ve eksilerimiz var. Eksilerimizden bir tanesi de bu denizle alakalı. Bundan mütevellit bu girişimi oluşturduk. Evet ortak yaptık, her bir ortağımız tek başına bu projeyi yapabilecek kapasitedeydi. Böyle bir güçteydi. Bir arada bir şeyler yapabilme kültürünü tanımak istedik. Ortaklık kültürüdür, bir iş kültürüdür. İnsanlar imece, işte köylerimizde beğendiğimiz eskilerde kaladuran imece mantığı. Bu imece hepimize eksiklerimizi görmemizi sağlar. Diğer arkadaşlarımızla birbirimizi kıyaslamak, onlardan bir şeyler öğrenebiliyor olmamızı sağlar. Onlara bir şey öğretebiliyor olmamızı sağlar. Ben burasını çok önemsiyorum. Evet, aqua park bu anlamda tabii ki ticari bir proje. Fizibilite ölçütleri yapıldı, ama işte çok para kazanmış, az para kazanmış bu çok önemli değil. Hem kente iki tane yenilik getirelim, hiç bu zamana kadar yapılmamış aqua parkı yapalım, bu birincisi. İkincisi örnek bir ortak girişim geliştirelim. Şu anda bu ortak girişimimizi akademik yardımlar da almaya başlıyoruz. Bir şirket anayasası oluşturuyoruz. Bu anayasadan akademik olarak Uludağ Üniversitesi'nden akademisyenlerimizle de bir toplantı gerçekleştirdik. Bu 18 ay sürecek. Şirketi oluştururken aynı zamanda anayasasını da oluşturuyoruz ki, kendi kurumlarımıza anayasa nasıl bir şeymiş öğretelim, gösterelim diye. Bu kadar önemsiyoruz bu işi. Ve yaparken keyif alıyoruz, eğleniyoruz. O böyle hani nasıl insanlar oraya geldiğinde eğlenecekler, biz o işi yaparken mutluyuz. Kaydırakların şu anda satın almalarını tamamladık. İnşallah güzel şeyler olacak aqua parkta.
MİM İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı Gazi Tuğrul Ertuğrul, Kerem İriç’in ÇOMÜ Stüdyoları’nda yaptığı radyo yayınına konuk olarak Çanakkale’nin dünü, bugünü ve yarınını değerlendirdi. Şehrin mimarisi ve vizyonu açısından Belediye’nin daha etkin olması gerektiğini ifade eden Ertuğrul, Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yılı olan 2015’e inşaat sektörünün hazır olmasına karşın diğer oyuncuların hazır olmadığını söyledi. 4 ortak olarak başladıkları Aqua Park Projesi’ne de değinen Ertuğrul, projenin 2016 Mart’ında açılacağını söyledi.

Kerem İriç İle Gündem programına katılan işadamı Gazi Tuğrul Ertuğrul, şehir hakkındaki görüşlerini paylaşarak hem eleştirilerini hem doğru yapılan işleri kamuoyuyla paylaştı. 2015 ve şehrin vizyonu konusunda eleştirilerde bulunan işadamı, şehrin bakirliğinin ise avantaj olabileceğini söyledi. İşte o röportaj;

 Kerem İriç: Gazi Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

 Gazi Tuğrul Ertuğrul: 1977 yılında Çanakkale'nin Çan ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise öğretimimi Çan ilçesinde tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldum sonra baba mesleği olan babam mali müşavirdi babamın bürosundan bayrak almaya geldik. Sonra mali müşavir olduk sonra  mali müşavirlikte bir takım işletmelerin ölüm doğum gelişme hikayelerini görünce içimizde bir girişimcilik ateşi olduğunu fark ettik. Sonra sigorta şirketi kurduk. Sonra Mim İnşaat isimli bir firma kurduk. Sonra bu firmalar aldı, gitti, yürüdü işte bugün iş dünyasında özellikle en başta inşaat ana sektörü olmak kaydıyla iş üretmeye konut yapmaya devam ediyoruz.

 MİSAFİR ODALARI İPTAL OLDU

 Kerem İriç : Çanakkale'de yeni bir soluk getiren firma olarak televizyon reklamlarında gördüğümüz ekonomik fiyatlara evler satıyorsunuz, Çanakkale'de. Dış cepheleri falan güzel gözüken ve çok ekonomik, öğrenciye kira öder gibi ev sahibi yaptınız. Birazcık Mim İnşaatın stratejisinden bize bahseder misiniz?

 Gazi Tuğrul Ertuğrul : 1+1 ile ilgili şöyle bir strateji vardı evet Türkiye'de 1+1 i oluşturan firmalardan bir tanesiyiz. Dumankaya, Soyak ve Mim benzer dönemlerde 2007’nin sonlarında devreye girdiler. Ben 2006 dan beridir planlıyordum  küçük konutlar yapmayı ve işte site içerisinde müteahhit eskiden daire alanı, arazi alanı yetmezse 1+1 yapar. Bir konsept olarak bunu oluşturmuyordu. Şimdi sosyolojik olarak bir gerçek var hani Avrupa'nın bundan 20 yıl önce yaşadığı sosyolojik gerçek bireycileşme, bireyselleşme yani artık İstanbul'da oturuyoruz işte anne baba çocuğunuz üniversitede oturuyor. Üniversitede arkadaşlarıyla o da İstanbul'da oturduğu halde ayrı bir eve çıkmayı planlıyor. Artık insanlar evlerimizdeki misafir odaları o 3+1’lerden 2+1’lere indi. 2+1’lerde insanlar tek başlarına kolay temizleyebilecekleri kolay ısınabilecekleri ekonomik ve ergonomik yapılarda oturmak istiyorlar. Biz bu gerçeği bunu farkettiğimiz zaman bunu 1+1 nasıl oluşturabiliriz dedik ve ciddi metrekare çalışmaları yaptım 2006’dan 2007’nin sonlarına kadar bir buçuk yıllık bir argemiz oldu bizim. Sonra bu Çanakkale'de tutar mı dedik. Hedef kitlemiz şuydu; buraya gelen öğrenci anne babasıyla geldiğinde bir ev alır dört yıl sonra evini çok daha iyi bir fiyata satar ve kirayla ilgili bir şey ödemediği gibi anne baba geldiğinde de rahatlıkla çocuğun evinde konaklayabilir. Mesela bu hedeflere ulaşamadı Mim İnşaat. İlginçtir yatırım denen bir şey oluştu ve yatırımcı kimlikler kiralayan kiracı tabi ki de yoğunlukla öğrenci çevresi oldu veya Çanakkale'ye yeni yerleşen bekar hemşire, avukat, doktor insanlar oldu ama yatırımcı kiralayan kişi oldu hep.

 “BELEDİYE, ŞEHRİN GÖRSELİNE YÖN VERMİYOR”

 Kerem İriç: Çanakkale'de çok sayıda konut üretiliyor fakat bu konutlar bakıyorsunuz 2 yıl sonra, sanki on yıl önce yapılmış konutlar haline geliyor. Bunlarla ilgili yasalarda da çok boşluk var açıkçası. İnşaat sektörünün bir kurumsallaşma sorunu var. Çünkü bu işte herkes müteahhit olabiliyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

 Gazi Tuğrul Ertuğrul : Kesinlikle kurumsallaşma problemi var ve yapı olarak sektör çok geniş bir alandan çok dağınık bir alandan birçok sektörün bir araya gelmesinden dolayı inşaat sektörünü kurumsallaştırmak akademik bir yardım bile alsanız çok ciddi zor. En önemli problem vizyon problemi. Vizyon nerenden başlıyor sadece müteahhittin beyniyle başlamıyor. Vizyon imar kanunlarıyla başlıyor. Belediye bir esteki kurum oluşturuyor mu kardeşim yapmamış bunu nasıl yani bir yön veriyor mu mimariye şehrin siluetine şehrin görseline bu yok. 2 mimardan sonra mimar kentte okuyan kentin sokaklarında yaşayan nefes alan sokakları okuyabilen bir mimarların olması lazım.  Var mı yok. 3. arazi sahibi. Halkımızın biraz daha tamahkar olması lazım. Bana ne veriyorsun % kaç oran veriyorsun bir puan fazla alayım diye birbirlerini kırdırıp ortaya niteliksiz binanın çıkmasını sağlanmaması lazım çünkü binanın bir taraftan da elli yıllık bir ömrü olması lazım. Bunun otuz yıl net ömrü olması olduğunu düşünüyorum. Yine aynı zamanda bir siluettir bir heykeldir bir ikondur bir logodur. Dolayısıyla imar mimar arazı sahipleri hedefte en son müteahhit. Müteahhittin de matematik bilmesi gerekiyor. Müteahhit matematik bilmiyorsa o bilmemiş olduğu matematik az önce bahsettiğim arsa sahibini zengin ediyor. Tüketiciyi mağdur ediyor. Sözüm ona çok ucuz çok uygun fiyatlarla rakamlarla alınıyor. Çünkü müteahhit onu zararına satmış oluyor. Ama ürün yaşamıyor daha doğrusu kentin belleğinde bir heykel olmak yerine kentin belleğinde bir leke olarak kalıyor ki herhalde de halkımızın en çok şikayet ettiği şey bu yani sadece bir eve ev gibi bakmamak lazım. Şehre nasıl bir silüet nasıl bir doku nasıl bir koku katmak lazım diyor. Buna iyi bakmak lazım. Yani niteliksiz inşaat firmalarına demiyorum ama en büyüğünden en küçüğüne kadar bu tarz şeyler yapmak lazım. Çünkü Çanakkale'miz bunu hak ediyor.

 “2015’E BİZ HAZIRIZ, DİĞER OYUNCULAR DA HAZIR MI?”

 Kerem İriç: Çanakkale savaşlarının 100. yıl dönümünü icra ediyoruz. 2015'in bir önemi de boğaz köprüsünün temelinin atılacağı konuşuldu, şu anda projeler yapan ortak firmalar tarafından da çiziliyor ve 2015 sonunda vekillerin söylediğine göre temel atılacak. Aslında da şehrin bütün sosyal ve ekonomik yapısını değiştirecek bir yatırımdan bahsediyoruz. Çanakkale'de ve özelinde siz ve firmanız bu 2015'in değişimine hazır mısınız?

 Gazi Tuğrul Ertuğrul : Evet. 2015 Çanakkale'nin önüne sonrasında konulmuş önemli bir vizyon. Yani 2015 in sonrası çünkü 2015 e ilişkin bir sonraki sorunuzda o soruya değinirsek bir takım eleştirecek olduğum şeyler var. Gerek kamu gerek siyasetten halkla bütünleşme açısından bunu şimdilik es geçiyorum ama 2015 in sonrasına bir vizyon konuldu. Bir barış ve yükseliş logolu bir temayla. En önemli faktörlerden birisi köprü. Köprü ilk defa yüz binlik planlar içerisine alındı yeri belirlendi artık eskisi gibi gizli değil. Köprü şurada olacakmış köprü Sarıçay'dan geçecekmiş işte köprü Lapseki’nin ötesinde olacakmış gibi bir takım şehir efsaneleri bitirildi. Bu özellikle hizmetimiz açısından çok önemli olumlu bir adım. Biliyorsunuz köprüye karşı olanlar var. Sevenlerimiz var sevmeyenlerimiz var. bir şeye karşı veya bir taraf olmanın ötesinde yaşamın gelişimine bağlı olarak kentler de gelişecek. Kentler de gelişince bir takım ülkeler gelişecek -ülkelerin bir takım ihtiyaçları olacak. Ülkelerin boğazdan transit bir adımla geçiyor olması gerekecek işte Edirne'ye daha fazla işte bizim Edirne kapısından daha fazla ihracat ithalat yapmamız gerekecek. Bir de bunun zaruri zorunluklar doğacak. Çanakkale'de bu anlamda bir transit geçiş noktası haline geliyor. Fakat biz bu vizyonu koyarken Çanakkale'de nüfusu arttıracağız. Müteahhitlerin işleri gayet güzel. Burada başlıyor mu hayır burada bitiyor mu burada bitmiyor. Bizim 2015 ile ilgili hazırlığımız şu 2023 yılında köprü planlanan yani cumhuriyetin 100. yılında köprü planlanan bir Çanakkale'nin bireyleriyiz. Evet otellerimizin hepsi dolacak evet biz müteahhitler çok bina yapacağım çok para kazanacağız. Bizim bu 2015 ile başlayan süreçte vizyonumuz nedir yani nasıl bir kent istiyoruz nasıl görseli olan bir kent arıyoruz nasıl bir göç ve nüfus planlaması istiyoruz kentin aktörlerinin hangi dinamiklerde hop hangi dinamiklerde devam et demesi gerektiğini istiyoruz ? Bununla alakalı siyaset üstü konuşuyorum tüm siyaset kurumları birbirleriyle görüştüler mı hayır STK'lar bununla ilgili bir az önce verdiğiniz eleştiri bir düşünce görüş belirtiyorlar mı , kamu kurumlarımız belediyelerimiz bununla alakalı bir 2015 sonrasında nasıl bir kent hafızası nasıl olacak nasıl bir bellek kazanacak bunları ortaya koymuşlar mı? Sıkıntı biraz bu biz hazırız 2015 e yani çok konut satacağız eyvallah ama bunun dışında biz ve diğer oyuncular ne kadar hazırlar?

 “2015 ve KENT AYRI AYRI GÖRÜNTÜ VERİYOR”

 Kerem İriç; Biraz önce bahsettiniz 2015’te bir koordinasyon bir iletişim eksikliğinin olması Çanakkale 2015 icra ettiğinin şu an 2015 fırsatını kaçırmış mıdır? Kaçırmışsa bundaki aktörler kimlerdir bu sebep olan?

 Gazi Tuğrul Ertuğrul; Yani fırsat kaçırma olarak bakmıyorum ama neticede ciddi iletişim krizleri olduğunu söyleyebilirim. Nedir halkla bir arada bütünleşmeyen hiçbir faaliyet hiçbir organizasyon hiçbir kimlik bulunması gerektiği yere yapışmaz. Bunun dolayısıyla sanki Çanakkale halkıyla 2015 birbirinden ayrı ayrı kentler gibi görünüyor sorun biraz burada. Bunu sağlamayan evet bu işi doğru yorumlamayan medya da olabilir. Bunu siyaset yönetmesinde duran temsilcilerden olabilir. Muhalefet ana parti fark etmiyor. Birde Çanakkale'de 2015 ile ilgili biliyorsunuz dört yıldır falan gündemdeyiz. Kalkınma ajansı kurulacak, kalkınma ajansı işte şöyle para getirecek millet paraya konsantre olmuş. Ne yapılacak yok işte 2015 faaliyetleri içerisinde her sayıda film çekiliyor dolayısıyla ciddi bir tanıtım olacak.

 “İYİ VE KÖTÜ ŞEYLER YAPILMADI, ÇÜNKÜ HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”

 Kerem İriç: Konut çok önemli bir yatırım aracı hâline de geldi. Bu devam edecek gibi de duruyor. Şu anda Çanakkale'deki konut fiyatlarını değerlendirmek gerekirse sizce nasıl bir rakama gidiyor? Yani fazlasına mı, yoksa hak ettiğinin daha altına mı? Şu anda enflasyon ve faiz oranlarında bir dengesizlik olduğu konuşuluyor ve faiz olaylarının yüksek olmasından dolayı hükümetin de, emlakçıların da, müteahhittin de, herkesin bir şikayeti var. Sizce bu denge normal midir?

 Gazi Tuğrul Ertuğrul: Çanakkale son üç yıldır oransal olarak Türkiye'de en fazla göç alan -yani nüfus oranına oranladığınızda en fazla göç alan- illerden biri. Bir cazibe merkezi hâline geldi. Ve yeri geliyor biz Çanakkaleliler bazen Çanakkale'yi eleştiriyoruz. Evet Çanakkale'de çok fazla iyi şeyler yapılmadı. Ama kötü bir şey de yapılmadı. Çünkü Çanakkale'de hiçbir şey yapılmadı. Dolayısıyla bir bakirlik var. Bu bakirlik, bu güzellik, bu doğallık insanların ilgisini çekiyor. Tarihi ve arkeolojik anlamda da birçok zenginlikleri olan bu coğrafya bir de orta nokta olmamız dolayısıyla İzmir'e, İstanbul'a, Bursa'ya eşit yakınlıklarda olmamız dolayısıyla, iklimimizin yazları bir klima etkisi olması dolayısıyla çok daha fazla tercih ediliyor. Bu talepte fiyatları etkiliyor. Yani evet fiyat artışları devam edecek. Çünkü inşaat maliyetlerinde ciddi artışlar var. Piyasada rekabet var. Ama rekabet tüketicinin çok işine gelmiyor. Arazi sahibinin işine geliyor. Çok yüksek rakamlarla arazi alınıyor.  İşte hükümetimiz bu konuda yeni bir kanun tasarısı oluşturdu. Önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek. Değer zenginleştirme, yani değer artış kazancının da vergilendirilmesi. Bir gün oraya bir imar geliyor. Arsa sahibinin iki üç tane dairesi oluyor. Önce orda çift sürerken. Yani ciddi bir sosyal, sosyolojik anlamda inişler çıkışlar, çukurlar söz konusu. Burda bir sıkıntı var. Buna bağlı olarak fiyatlar yükselmeye devam edecek. Çünkü nüfus artıyor, çünkü talep var. Talep oluştukça arazi eksikliğimiz var. Daha kentte çok yoğun araziler üretebilme şansına sahip olduğumuz birtakım planlanmış imar alanları yok. Buna bağlı olarak bugün 10 liraya aldığımızı, evet yani öteki sene sonra 15 liraya 20 liraya satabiliyoruz. Bu da yatırım yaratıyor hâliyle. İkinci sorumuz faiz oranları. Öyleydi değil mi?

 “FAİZLER TÜKETİCİDE KIRILGANLIK YARATIYOR”

 Kerem İriç: Evet, faiz oranları. Enflasyona oranladığınızda bir dengesizlik olduğu ve şu an hükümetin en fazla ert ettiği ve yakındığı bir konu. Bundan müteahhitler, emlakçılar herkes şikayetçi. Sizce bu denge nasıl?

 Gazi Tuğrul Ertuğrul: Şimdi evet enflasyonumuz ölçülüyor, faiz ölçülüyor. Şu anda 7.75 olması lazım. Dolayısıyla konut kredilerinin 1'in altında 0.85'li rakamlarda oluyor olması lazım. Her hafta güncelleniyor. Hafızam beni yanıltmıyorsa. Ben faiz oranlarının yeterli olduğunu düşünüyorum. Yani daha fazla düştü. Ana sıkıntı şu, düştü. 0.60'lara düştü bir ara. Sonra birden 1.20'lere çıktı. Bu dalgalanmalar tüketicide ciddi kırılganlıklar yaratıyor. İş adamında ciddi bir yatırım hesaplamasıyla alakalı ciddi karar zorlukları veya yanlış karar alma riskleri yaratıyor. Yani biliyorsunuz işte geçen yıla kadar 1.60'larda idare etti dolar. Dışarda baktık, ya bu doların 2000 lira olması lazım. Çünkü hani mantığı yok. 1.6 ya da işte 6 seviyelerinde bir politika faizi yürütüldü. Yani bu faizin %7 olması lazım. %6 olmaması gerekiyor. Çünkü ekonomi konektöre uygun olarak bu. Şimdi 6'dan birden 10'lara, 11'lere çıkınca bayağı bir sıkıntı oluyor. Aman burada kalsın da, düşmesini de istemiyoruz, çıkmasını da istemiyoruz. Biraz stabil kalıyor olması hem gerek tüketicinin, gerek iş adamının çok lehine olan bir şey. Bence tabi.

  “AİLELERİN EĞLENEBİLECEĞİ ALANLAR YOK”

 Kerem İriç: Bir aqua park projeniz var. Kepez'de projeleriniz onaylandı. İşte bunun yapımına başlayacaksınız. Marifet iltifata tabidir. Bu konuda gerçekten sizleri tebrik ediyorum. Nedeni de şudur; Çanakkale'de bu işi tek başınıza yapabilecek kapasitede olmanıza rağmen biz ortak bir iş geliştirelim. Ortak bir kültür oluşturalım, dediniz ve birkaç ortak bir araya gelerek bu işe yapmaya başladınız. Aslında bu bizim için çok önemli ve çok önemli bir gösterge. 2015 sonrası Çanakkale'ye gelecek dev İstanbul firmalarına karşı bu ortaklıklar çok güzel bir duruş sergileyecektir. Bu duruşlardan bir tanesi sizin yapmış olduğunuz projedir. Siz bunu bir örnek, bir sosyal proje olarak ben açıkçası bunu bir maddi getirisi olan bir proje olarak ta görmüyorum.

 Gazi Tuğrul Ertuğrul: Teşekkür ediyorum, iltifatlarınız için, layık olmaya çalışacağız. Evet biz dört ortak, sayın Hakan Hasekioğlu, sayın Alper Ayar ve Ali Genlik ve ben olmak üzere, işte sürekli birbirlerimiz ailelerimiz görüşüyor. Yıllardır bir dostluğumuz, bir arkadaşlığımız var. Bir araya geldiğimizde saatlerce konuşuyoruz. Sadece konuşmak dışında birtakım işler üretmek gerekiyorsa bu işleri üretelim dedik ve aqua park fikriyle yola çıktık. Şu an da bahsettiğiniz gibi projemizi tamamladık. Anlaşmalarımız imzalandı, mart ayında aqua'mız imalata başlıyor. Önümüzdeki yıl mart ayında, yani 2016 martta da hizmete açılıyor. Burda en büyük eksikliğin şu olduğunu fark ettik, Çanakkale'de babalar anneler çocuklar, aynı anda bir yere gidip kahvaltı falan yapılıyor. Bunun dışında yok. Birlikte eğlenebileceği alanlar yok. Bir Kipa'mız var işte. Orda bir oyun parkı falan var. Orda mutlu olabiliyorlarsa oluyor çocuklar. Dolayısıyla ailenin birlikte vakit geçirebiliyor olmasının önemi de çok önemli. Sebep; anneler çalışıyor, babalar çalışıyor. Sadece hafta sonları var. Hafta sonları sadece çocuklarınıza vakit ayırabiliyorsunuz. Ve çocuklarınızla bu vakiti çok kaliteli bir zaman döngüsü içerisinde yapmanız lazım. Birlikte eğlenebilmeniz lazım. Birlikte aynı duyguları hissedebiliyor olmanız lazım. Sizin de çocuk olmanız lazım. Onların da çocuk olabilmesi lazım. Bunları sağlayacak alan kısıtlı çok fazla Çanakkale'de. İki; Çanakkale deniz kenarında bir kent. Deniz kenarındayız, suyu seviyoruz ama deniz özellikle yaz döneminde rüzgarda çok keyifli bir deniz olmuyor. Temiz evet denizimiz, ama akıntı var, dalga var. Bu keyfi biz doyasıya biz böyle bir Bodrum'daki gibi yaşayamıyoruz. Çünkü biz boğazdayız. Yani buna bağlı olarak artılarımız ve eksilerimiz var. Eksilerimizden bir tanesi de bu denizle alakalı. Bundan mütevellit bu girişimi oluşturduk. Evet ortak yaptık, her bir ortağımız tek başına bu projeyi yapabilecek kapasitedeydi. Böyle bir güçteydi. Bir arada bir şeyler yapabilme kültürünü tanımak istedik. Ortaklık kültürüdür, bir iş kültürüdür. İnsanlar imece, işte köylerimizde beğendiğimiz eskilerde kaladuran imece mantığı. Bu imece hepimize eksiklerimizi görmemizi sağlar. Diğer arkadaşlarımızla birbirimizi kıyaslamak, onlardan bir şeyler öğrenebiliyor olmamızı sağlar. Onlara bir şey öğretebiliyor olmamızı sağlar. Ben burasını çok önemsiyorum. Evet, aqua park bu anlamda tabii ki ticari bir proje. Fizibilite ölçütleri yapıldı, ama işte çok para kazanmış, az para kazanmış bu çok önemli değil. Hem kente iki tane yenilik getirelim, hiç bu zamana kadar yapılmamış aqua parkı yapalım, bu birincisi. İkincisi örnek bir ortak girişim geliştirelim. Şu anda bu ortak girişimimizi akademik yardımlar da almaya başlıyoruz. Bir şirket anayasası oluşturuyoruz. Bu anayasadan akademik olarak Uludağ Üniversitesi'nden akademisyenlerimizle de bir toplantı gerçekleştirdik. Bu 18 ay sürecek. Şirketi oluştururken aynı zamanda anayasasını da oluşturuyoruz ki, kendi kurumlarımıza anayasa nasıl bir şeymiş öğretelim, gösterelim diye. Bu kadar önemsiyoruz bu işi. Ve yaparken keyif alıyoruz, eğleniyoruz. O böyle hani nasıl insanlar oraya geldiğinde eğlenecekler, biz o işi yaparken mutluyuz. Kaydırakların şu anda satın almalarını tamamladık. İnşallah güzel şeyler olacak aqua parkta.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.