ʹDÜNYANIN ANAHTARI ARININ ELİNDEʹ

Yaşam 27.07.2020 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

ʹDÜNYANIN ANAHTARI ARININ ELİNDEʹ

Türkiye’de üç tescilli arıdan biri olan Gökçeada arısına sahip olan Çanakkale, arıcılık faaliyetleri açısından gün geçtikçe yol kat ediyor. Çanakkale arıcıları, ülke standartlarının üzerinde yaptıkları bal faaliyetleri ile vatandaşlara sağlıklı ve güvenli balları ulaştırıyor. Çanakkale İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri, Çanakkale’de arıcılığı anlatarak, konunun önemine dair bilgilendirmelerde bulundu.
Arıcılığın ne kadar önemli olduğundan bahseden Çanakkale İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Emekli Öğretmen Cahit İleri, arı yetiştiriciliği konusunda düşüncelerini paylaşarak, “Arının önemi bence tek cümleyle söyleyecek olursak; ‘Dünyanın anahtarı arının elinde.’ Ama biz insanlar olarak bunun farkında değiliz. Bunu hep söylüyorum yediğimiz ette, içtiğimiz sütte arının payı var. Bugün etin ve sütün arıyla ne alakası var derseniz, dolaylı yönden arının yaptıkları ete, süte yansıyor. Geri kalan bal, polen, arı sütü kendi ürünlerini bile saymıyorum. Arı her gittiği yere bereket, sağlık getiriyor ve zarar vermeyen başka bir hayvan olmasa gerek” dedi. “DÜNYA NE YAPIYOR, BİZ NE YAPIYORUZ KIYASLAMA İMKANIMIZ OLDU” Arıcılar Birliği’nin kuruluşu hakkında bilgi veren İleri, “Ben birliğin dördüncü başkanıyım. Üç yıl üç tane başkan birliği kurdular, başlangıcı yaptılar. Daha sonra arkadaşlarımız birliğe gelmen gerekiyor dediler ve ben de geldim. O gün bugündür projelerimize devam ediyoruz. Dünden bugüne başlangıç noktamız sadece arıların bir araya gelmesiydi ama daha sonra projeler yürüttük. Üç tane Avrupa Birliği projesi içine girdik. Dünya ne yapıyor, biz ne yapıyoruz kıyaslama imkanımız oldu. Hep kendimizi sorguladık, hep kendimizde eksik aradık ve yapabildiğimiz kadar bu eksiklikleri gidermeye çalıştık. Şu anda 550’ye yakın üyemiz mevcut” ifadelerini kullandı. “DAHA KALİTELİ BALLARI MODERN KOVANLARDA YAPMA ŞANSINIZ VAR” İleri, kara kovan arıcılık ve modern arıcılık arasındaki farkları anlatarak, “Bize göre kara kovan arıcılık çileli arıcılık. Burada kalite isteniyorsa, balda güven isteniyorsa önemli olan mera ve arı. İster kara kovan olsun, ister modern kovan olsun, isterse bir ağaç kovuğu isterse bir karton koli olsun; eğer o bölge güzelse, orada bitki florası ballı bitkiler bilhassa çoksa arı getirdiği her tarafa o bereketi getiriyor ama kara kovan genellikle daha sağlıklı, kaliteli balların olduğu kovan gibi algılanıyor. Önemli olan kara kovanın ötesinde arının bal topladığı bitki örtüsü, mera, flora önemli. Kara kovanda arıcılığın çilesi var çünkü kara kovan açılır kapanır değil. Bir önüne bir de arkasına bakıyorsunuz, geri kalanına bakma şansınız yok. Modern kovanlarda açarak petek petek inceliyorsunuz, arının yavrularına mevcuduna bakıyorsunuz. Her türlü ayrıntıyı modern kovanda görebiliyorsunuz ve kalite konusunda da kara kovandan belki daha kaliteli balları modern kovanlarda yapma şansınız var” şeklinde anlattı. ÇANAKKALE KOVAN BAŞI ÜRETİMDE TÜRKİYE STANDARDININ ÜSTÜNDE “Çanakkale’de şu anda 82 bin civarında kovanımız var. Bunlar her geçen gün artıyor” diyen Başkan İleri, “Kovan başı üretim ne derseniz, biz Türkiye standardının biraz üzerindeyiz çünkü floramız bizi destekliyor. Biz yılın 10 ayında bal topluyoruz. Sağlıklı arı varsa bal toplama kışın Ocak-Şubat ayı hariç diğer aylarda bal toplanıyor. Dolayısıyla kovan başı üretim bizde yaklaşık 30 kilo civarında. Bu da mevcut Türkiye standardının üstünde. Hatta dünya ortalaması 21 kilo, biz dünya ortalamasının üzerinde olduğumuz bile söylenebilir” diye konuştu. “15 YIL ÖNCE EL DEĞMEDEN ÜRETİM YAPAN BİR PAKETLEME TESİSİ KURDUK” İleri, ilk birlik başkanlığına geldiği gün çalışanlarının olmadığını, bir odanın içerisinde hizmet vermeye çalıştıklarını söyleyerek gelişmeleri şu şekilde paylaştı: “Arkadaşlarla bir araya geldik, ne yapmamız gerekiyorsa acil oradan başlayalım dedik. Ama aciliyetimiz arıcının para kazanmasıydı çünkü arıcı para kazanırsa diğer faaliyetleri beraber götürebilecektik. Bu yüzden bir tesis kurmamız gerekiyordu, arıcının ürünlerini bu tesiste paketlememiz, satmamız gerekiyordu. Vatandaş da güvenilir bala ulaşmakta sıkıntı çekiyordu. Özellikle güvenilir bal konusunda insanlar tereddütleri vardı. Biz öncelikle bu meseleyi çözmemiz gerekir diye düşündük. Yaklaşık 15 yıl önce el değmeden üretim yapan bir paketleme tesisi kurduk ve üyelerimizin desteği ile devletimizin yüzde 50 desteği ile kurduk. O gün bugün tesisimiz Arıburnu markası ile çalışıyor. Piyasaya ürünlerimizi her yıl artarak devam ettiriyoruz. Bu bizim gururumuz, sonra diğer projeler geldi ama ilk projeyi böyle kurgulamıştık.” “ARININ BALDAN ÖTE POLENİ, PROPOLİSİ, ARI SÜTÜ VAR” Arı sütü ve polen hakkında da bilgi veren İleri, “Arı dendiği zaman akla ilk bal geliyor ama arının baldan öte poleni, propolisi, arı sütü var. Hatta yeni yeni revaçta olan konu apiair dediğimiz arı havası var, bu da arı ürünü olarak litaratüre geçmeye başladı. Arı birçok şeye faydalı insan sağlığı açısından son derece önemli. Gerçekte arı ürünleri bizim için değil kendisi için topluyor ama biz onun yaşam döngüsüne baktığımız zaman topladığı ürünlerin ona yaradığı kadar bize de yaradığını keşfetmişiz. Dolayısıyla onun fazla ürünlerini biz de alıyor ve kullanıyoruz. Sağlık buluyoruz. Hele bugünlerde, virüsün dünyada çok konuşulduğu günlerde virüsten kurtulmanın yolları hocaların da belirttikleri arı ürünleri. Vücudun direnç kazanması gerekiyor. Sağlıklı bir vücut virüse yenik düşmediği ve virüsü atlattığı söyleniyor. Bunun için bal, polen, arısütü ve propolis virüsle mücadelede çok temel ve bizi ayakta tutan ürünler. Bunların hocalarımız tarafından söylenmesi bizi de mutlu ediyor” diye belirtti. “ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ BU SEKTÖRÜN LOKOMOTİFİDİR” Başkan Cahit İleri, birlik olarak aldıkları ödüller ve kalite belgelerini anlatarak, “Bizim ilk temel taşımız veyahut temel değerlerimiz Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği yani orada balda olması gerekenler var olmaması gerekenler var. Bizim standardımız o, ölçümüz o. Biz devlet tarafından o tebliğ ile tartılıyoruz. Ürünlerimiz o değerlere göre değerlendiriliyor. Biz başladığımız günden bugüne kadar, tüm ürünlerimizi laboratuvardan tahlil ediyoruz, tahlil ettikten sonra paketlemeye alıyoruz, bu bizim büyük farkımız bunu üreticiler olarak değil de tüketici adına yapıyoruz. Tüketiciler sağlıklı ürünler kullansın, şüpheye yer vermeyen ürünler kullansın diye. Bize ürün veren veyahut aldığımız kişiler bizim üyelerimiz. Bunlar mutlaka kaliteli ürünler üretiyorlar ama bir ikinci testten daha geçiriyoruz. Dolayısıyla bu test tüketiciyi özellikle meraktan kurtaran, sağlıklı ürünlere belgeli bir şekilde ulaşmasını sağlayan ikinci bir aşama. Bunu inatla, ısrarla maddi açıdan bize yük getirse de bunu bu şekilde yapıyoruz. Bu durum bize fark yaratıyor. Yani biz buna dikkat ediyoruz ama üyelerimiz bireysel olarak yöre ballarıyla ilgili derecelere girdiler. 6 ülkenin içinde birincilik alan arkadaşlarımız var. Çam balında ikincilik alan arkadaşlarımız var. Birlik olarak biz dereceye girmedik sadece yarışmaları yaptık. Üyelerimizi yarıştırdık. Polen, bal yarışmaları yaptık ve yarışmada dereceye giren arkadaşlarımıza ödüllerini verdik. Dolayısıyla Arı Yetiştiricileri Birliği bu sektörün lokomotifidir diyoruz. Biz ödül almaktan ziyade ödül vermeyi genellikle istişare edindik. İyi çalışan güzel çalışan, kaliteli bal üreten arkadaşlarımıza teşvik için ödüllerini biz veriyoruz” dedi. BİRÇOK PROJE İLE ARICILARA DESTEK Başkan İleri, Arı Yetiştiricileri Birliği olarak yaptıkları projelerin ayrıntılarına değinerek, “Biz sivil toplum örgütüyüz ve sivil toplum örgütleri normalde üyelerin haklarını savunan özellikle belli mercilere taşıyan yapı olarak biliniyor ama biz baktık ki sivil toplum örgütü olarak bunun ötesine geçmemiz lazım, üretim yapmamız lazım. Arıcılarımızın girdileri ve çıktıları var ve çıktıları konusunda marka olduk. Arıburnu markasıyla; bal, polen, propolis konusunda iyi gidiyoruz ve iyi satıyoruz. Sağ olsun herkes Çanakkale’de bize destek veriyor. Çanakkale’de 52 noktada satış yerimiz var. Vatandaşın bize güveni var ama biz de vatandaşın güvenine layık olmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu bizim açımızdan son derece önemli şeyler. Arıcılarımız da bazı projeler ile önümüzü açıyorlar. Bu kapsamda biz de kendimizi test edelim dedik, neredeyiz diye ve üç Avrupa Birliği projesi içerisinde bulunduk. 13 ülkeyi dolaştık. Güney Kore’den tutun da İsveç’e kadar gitme şansımız oldu. Bizi hayal bile edemeyeceğimiz çalışmalardı bunlar. Dolayısıyla biz Avrupa’nın arıya bakış açısı nedir, onlar nerede biz nerede diye gezdik ve o gezilerimizde bir yığın proje fikrimiz oluştu. O projelerimizi bir bir hayata geçirmeye çalışıyoruz. Girdilerden en önemli arıcının balmumu girdisi. Onu hallettik, kendi tesisimizi kurduk balmumu konusunda. Arkadaşlarımıza kendi tesisimizde üretip veriyoruz. Belki de birlik olarak en büyük ayrıntımız. Ayrıca arının zor zamanlarda açlıkla baş başa kaldığında yine bal ile yapılan arı keki denilen ürünü yapıp, arıcılarımıza verdik. Dolayısıyla arıcılarımızın girdisinde ve çıktığımızda varız. Arıcılarımızın malzeme, kovan ihtiyaçlarını da aynı şekilde temin etmeye çalışıyoruz” şeklinde anlattı. “GÖKÇEADA ARISI TESCİLLİ ÜÇ ARIDAN BİR TANESİ” Kraliçe arı ürettiklerini de belirten İleri, “Şu anda Gökçeada’da ıslah projemiz var. İnşallah projemiz bittiğinde artık Gökçeada arısını bölgemizde üretip, arıcılarımıza sunacağız ki onlar da arı ürünlerini daha sağlıklı üretmek, daha çok üretmek konusunda destek verecek. Islah projeleri Türkiye arıcılığında çok önemli. Türkiye’de beş ilde uygulanan projenin bir tanesi Gökçeada’da uygulanıyor. Gökçeada arısı tescilli üç arıdan bir tanesi. O arıyı biz şu anda üzerinde çalışma yaparak üstün vasıflı kraliçe arı üretmeye çalışıyoruz. Burada hırçınlık, verim testleri uyguluyoruz. Arının özellikle çevreye uyumunu gözlüyoruz. O proje neticesinde üstün vasıflı kraliçe arıları üretip arıcılarımıza vereceğiz. Arıcılarımız bu kraliçe arılarını kullandığı müddetçe hem arıları sağlıklı olacak hem de diğer arı ürünlerindeki üretimi daha yüksek olacak” diyerek konuşmasını tamamladı.
Türkiye’de üç tescilli arıdan biri olan Gökçeada arısına sahip olan Çanakkale, arıcılık faaliyetleri açısından gün geçtikçe yol kat ediyor. Çanakkale arıcıları, ülke standartlarının üzerinde yaptıkları bal faaliyetleri ile vatandaşlara sağlıklı ve güvenli balları ulaştırıyor. Çanakkale İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri, Çanakkale’de arıcılığı anlatarak, konunun önemine dair bilgilendirmelerde bulundu.

Arıcılığın ne kadar önemli olduğundan bahseden Çanakkale İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Emekli Öğretmen Cahit İleri, arı yetiştiriciliği konusunda düşüncelerini paylaşarak, “Arının önemi bence tek cümleyle söyleyecek olursak; ‘Dünyanın anahtarı arının elinde.’ Ama biz insanlar olarak bunun farkında değiliz. Bunu hep söylüyorum yediğimiz ette, içtiğimiz sütte arının payı var. Bugün etin ve sütün arıyla ne alakası var derseniz, dolaylı yönden arının yaptıkları ete, süte yansıyor. Geri kalan bal, polen, arı sütü kendi ürünlerini bile saymıyorum. Arı her gittiği yere bereket, sağlık getiriyor ve zarar vermeyen başka bir hayvan olmasa gerek” dedi.
“DÜNYA NE YAPIYOR, BİZ NE YAPIYORUZ KIYASLAMA İMKANIMIZ OLDU”
Arıcılar Birliği’nin kuruluşu hakkında bilgi veren İleri, “Ben birliğin dördüncü başkanıyım. Üç yıl üç tane başkan birliği kurdular, başlangıcı yaptılar. Daha sonra arkadaşlarımız birliğe gelmen gerekiyor dediler ve ben de geldim. O gün bugündür projelerimize devam ediyoruz. Dünden bugüne başlangıç noktamız sadece arıların bir araya gelmesiydi ama daha sonra projeler yürüttük. Üç tane Avrupa Birliği projesi içine girdik. Dünya ne yapıyor, biz ne yapıyoruz kıyaslama imkanımız oldu. Hep kendimizi sorguladık, hep kendimizde eksik aradık ve yapabildiğimiz kadar bu eksiklikleri gidermeye çalıştık. Şu anda 550’ye yakın üyemiz mevcut” ifadelerini kullandı.
“DAHA KALİTELİ BALLARI MODERN KOVANLARDA YAPMA ŞANSINIZ VAR”
İleri, kara kovan arıcılık ve modern arıcılık arasındaki farkları anlatarak, “Bize göre kara kovan arıcılık çileli arıcılık. Burada kalite isteniyorsa, balda güven isteniyorsa önemli olan mera ve arı. İster kara kovan olsun, ister modern kovan olsun, isterse bir ağaç kovuğu isterse bir karton koli olsun; eğer o bölge güzelse, orada bitki florası ballı bitkiler bilhassa çoksa arı getirdiği her tarafa o bereketi getiriyor ama kara kovan genellikle daha sağlıklı, kaliteli balların olduğu kovan gibi algılanıyor. Önemli olan kara kovanın ötesinde arının bal topladığı bitki örtüsü, mera, flora önemli. Kara kovanda arıcılığın çilesi var çünkü kara kovan açılır kapanır değil. Bir önüne bir de arkasına bakıyorsunuz, geri kalanına bakma şansınız yok. Modern kovanlarda açarak petek petek inceliyorsunuz, arının yavrularına mevcuduna bakıyorsunuz. Her türlü ayrıntıyı modern kovanda görebiliyorsunuz ve kalite konusunda da kara kovandan belki daha kaliteli balları modern kovanlarda yapma şansınız var” şeklinde anlattı.
ÇANAKKALE KOVAN BAŞI ÜRETİMDE TÜRKİYE STANDARDININ ÜSTÜNDE
“Çanakkale’de şu anda 82 bin civarında kovanımız var. Bunlar her geçen gün artıyor” diyen Başkan İleri, “Kovan başı üretim ne derseniz, biz Türkiye standardının biraz üzerindeyiz çünkü floramız bizi destekliyor. Biz yılın 10 ayında bal topluyoruz. Sağlıklı arı varsa bal toplama kışın Ocak-Şubat ayı hariç diğer aylarda bal toplanıyor. Dolayısıyla kovan başı üretim bizde yaklaşık 30 kilo civarında. Bu da mevcut Türkiye standardının üstünde. Hatta dünya ortalaması 21 kilo, biz dünya ortalamasının üzerinde olduğumuz bile söylenebilir” diye konuştu.
“15 YIL ÖNCE EL DEĞMEDEN ÜRETİM YAPAN BİR PAKETLEME TESİSİ KURDUK”
İleri, ilk birlik başkanlığına geldiği gün çalışanlarının olmadığını, bir odanın içerisinde hizmet vermeye çalıştıklarını söyleyerek gelişmeleri şu şekilde paylaştı: “Arkadaşlarla bir araya geldik, ne yapmamız gerekiyorsa acil oradan başlayalım dedik. Ama aciliyetimiz arıcının para kazanmasıydı çünkü arıcı para kazanırsa diğer faaliyetleri beraber götürebilecektik. Bu yüzden bir tesis kurmamız gerekiyordu, arıcının ürünlerini bu tesiste paketlememiz, satmamız gerekiyordu. Vatandaş da güvenilir bala ulaşmakta sıkıntı çekiyordu. Özellikle güvenilir bal konusunda insanlar tereddütleri vardı. Biz öncelikle bu meseleyi çözmemiz gerekir diye düşündük. Yaklaşık 15 yıl önce el değmeden üretim yapan bir paketleme tesisi kurduk ve üyelerimizin desteği ile devletimizin yüzde 50 desteği ile kurduk. O gün bugün tesisimiz Arıburnu markası ile çalışıyor. Piyasaya ürünlerimizi her yıl artarak devam ettiriyoruz. Bu bizim gururumuz, sonra diğer projeler geldi ama ilk projeyi böyle kurgulamıştık.”
“ARININ BALDAN ÖTE POLENİ, PROPOLİSİ, ARI SÜTÜ VAR”
Arı sütü ve polen hakkında da bilgi veren İleri, “Arı dendiği zaman akla ilk bal geliyor ama arının baldan öte poleni, propolisi, arı sütü var. Hatta yeni yeni revaçta olan konu apiair dediğimiz arı havası var, bu da arı ürünü olarak litaratüre geçmeye başladı. Arı birçok şeye faydalı insan sağlığı açısından son derece önemli. Gerçekte arı ürünleri bizim için değil kendisi için topluyor ama biz onun yaşam döngüsüne baktığımız zaman topladığı ürünlerin ona yaradığı kadar bize de yaradığını keşfetmişiz. Dolayısıyla onun fazla ürünlerini biz de alıyor ve kullanıyoruz. Sağlık buluyoruz. Hele bugünlerde, virüsün dünyada çok konuşulduğu günlerde virüsten kurtulmanın yolları hocaların da belirttikleri arı ürünleri. Vücudun direnç kazanması gerekiyor. Sağlıklı bir vücut virüse yenik düşmediği ve virüsü atlattığı söyleniyor. Bunun için bal, polen, arısütü ve propolis virüsle mücadelede çok temel ve bizi ayakta tutan ürünler. Bunların hocalarımız tarafından söylenmesi bizi de mutlu ediyor” diye belirtti.
“ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ BU SEKTÖRÜN LOKOMOTİFİDİR”
Başkan Cahit İleri, birlik olarak aldıkları ödüller ve kalite belgelerini anlatarak, “Bizim ilk temel taşımız veyahut temel değerlerimiz Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği yani orada balda olması gerekenler var olmaması gerekenler var. Bizim standardımız o, ölçümüz o. Biz devlet tarafından o tebliğ ile tartılıyoruz. Ürünlerimiz o değerlere göre değerlendiriliyor. Biz başladığımız günden bugüne kadar, tüm ürünlerimizi laboratuvardan tahlil ediyoruz, tahlil ettikten sonra paketlemeye alıyoruz, bu bizim büyük farkımız bunu üreticiler olarak değil de tüketici adına yapıyoruz. Tüketiciler sağlıklı ürünler kullansın, şüpheye yer vermeyen ürünler kullansın diye. Bize ürün veren veyahut aldığımız kişiler bizim üyelerimiz. Bunlar mutlaka kaliteli ürünler üretiyorlar ama bir ikinci testten daha geçiriyoruz. Dolayısıyla bu test tüketiciyi özellikle meraktan kurtaran, sağlıklı ürünlere belgeli bir şekilde ulaşmasını sağlayan ikinci bir aşama. Bunu inatla, ısrarla maddi açıdan bize yük getirse de bunu bu şekilde yapıyoruz. Bu durum bize fark yaratıyor. Yani biz buna dikkat ediyoruz ama üyelerimiz bireysel olarak yöre ballarıyla ilgili derecelere girdiler. 6 ülkenin içinde birincilik alan arkadaşlarımız var. Çam balında ikincilik alan arkadaşlarımız var. Birlik olarak biz dereceye girmedik sadece yarışmaları yaptık. Üyelerimizi yarıştırdık. Polen, bal yarışmaları yaptık ve yarışmada dereceye giren arkadaşlarımıza ödüllerini verdik. Dolayısıyla Arı Yetiştiricileri Birliği bu sektörün lokomotifidir diyoruz. Biz ödül almaktan ziyade ödül vermeyi genellikle istişare edindik. İyi çalışan güzel çalışan, kaliteli bal üreten arkadaşlarımıza teşvik için ödüllerini biz veriyoruz” dedi.
BİRÇOK PROJE İLE ARICILARA DESTEK
Başkan İleri, Arı Yetiştiricileri Birliği olarak yaptıkları projelerin ayrıntılarına değinerek, “Biz sivil toplum örgütüyüz ve sivil toplum örgütleri normalde üyelerin haklarını savunan özellikle belli mercilere taşıyan yapı olarak biliniyor ama biz baktık ki sivil toplum örgütü olarak bunun ötesine geçmemiz lazım, üretim yapmamız lazım. Arıcılarımızın girdileri ve çıktıları var ve çıktıları konusunda marka olduk. Arıburnu markasıyla; bal, polen, propolis konusunda iyi gidiyoruz ve iyi satıyoruz. Sağ olsun herkes Çanakkale’de bize destek veriyor. Çanakkale’de 52 noktada satış yerimiz var. Vatandaşın bize güveni var ama biz de vatandaşın güvenine layık olmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu bizim açımızdan son derece önemli şeyler. Arıcılarımız da bazı projeler ile önümüzü açıyorlar. Bu kapsamda biz de kendimizi test edelim dedik, neredeyiz diye ve üç Avrupa Birliği projesi içerisinde bulunduk. 13 ülkeyi dolaştık. Güney Kore’den tutun da İsveç’e kadar gitme şansımız oldu. Bizi hayal bile edemeyeceğimiz çalışmalardı bunlar. Dolayısıyla biz Avrupa’nın arıya bakış açısı nedir, onlar nerede biz nerede diye gezdik ve o gezilerimizde bir yığın proje fikrimiz oluştu. O projelerimizi bir bir hayata geçirmeye çalışıyoruz. Girdilerden en önemli arıcının balmumu girdisi. Onu hallettik, kendi tesisimizi kurduk balmumu konusunda. Arkadaşlarımıza kendi tesisimizde üretip veriyoruz. Belki de birlik olarak en büyük ayrıntımız. Ayrıca arının zor zamanlarda açlıkla baş başa kaldığında yine bal ile yapılan arı keki denilen ürünü yapıp, arıcılarımıza verdik. Dolayısıyla arıcılarımızın girdisinde ve çıktığımızda varız. Arıcılarımızın malzeme, kovan ihtiyaçlarını da aynı şekilde temin etmeye çalışıyoruz” şeklinde anlattı.
“GÖKÇEADA ARISI TESCİLLİ ÜÇ ARIDAN BİR TANESİ”
Kraliçe arı ürettiklerini de belirten İleri, “Şu anda Gökçeada’da ıslah projemiz var. İnşallah projemiz bittiğinde artık Gökçeada arısını bölgemizde üretip, arıcılarımıza sunacağız ki onlar da arı ürünlerini daha sağlıklı üretmek, daha çok üretmek konusunda destek verecek. Islah projeleri Türkiye arıcılığında çok önemli. Türkiye’de beş ilde uygulanan projenin bir tanesi Gökçeada’da uygulanıyor. Gökçeada arısı tescilli üç arıdan bir tanesi. O arıyı biz şu anda üzerinde çalışma yaparak üstün vasıflı kraliçe arı üretmeye çalışıyoruz. Burada hırçınlık, verim testleri uyguluyoruz. Arının özellikle çevreye uyumunu gözlüyoruz. O proje neticesinde üstün vasıflı kraliçe arıları üretip arıcılarımıza vereceğiz. Arıcılarımız bu kraliçe arılarını kullandığı müddetçe hem arıları sağlıklı olacak hem de diğer arı ürünlerindeki üretimi daha yüksek olacak” diyerek konuşmasını tamamladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.