MHP’li Kardeşlerimizle Nöbet Tutarken Meydanın Önünden Bile Geçemeyenler…!

Siyaset 17.07.2017 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

MHP’li Kardeşlerimizle Nöbet Tutarken Meydanın Önünden Bile Geçemeyenler…!

AK Parti İl Başkanı Yeşim Karadağ 15 Temmuz milli birlik ve demokrasi gününde yaptığı açıklamada CHP’li Ülgür Gökhan, Muharrem Erkek, Bülent Öz’e seslendi. “Teröristler için 450 kilometre yol yürüdünüz, acaba onların şehit ettiği vatandaşlarımız için 5 dakika ayırıp bir Fatiha okudunuz mu? Bu zihniyete, yazıklar olsun diyorum…!” ifadeleri kullanan Karadağ şunları söyledi; “250 şehidimiz, binlerce gazimiz için 15 Temmuz Demokrasi Meydanı olarak değiştirilmesini istedik. İmza topladık, uygun bir dille rica ettik, binlerce Çanakkale’nin talebidir bu dedik ama olumsuz yanıt aldık. PKK’nın meclisteki uzantısı HDP barajı geçtiği diye pilav dağıtan, PKK’ya yardım ettiği için tutuklanan HDP’li belediye başkanına “kardeşim” diyen ve imzaladığı kardeş kent protokolünü iptal etmeyenler, bizler tüm Çanakkale halkıyla birlikte, Milliyetçi Hareket Partili yöneticiler ve kardeşlerimizle nöbet tutarken buraların önünden dahi geçemeyen Ülgür Gökhan, CHP’li Vekiller Muharrem Erkek ve Bülent Öz’e sesleniyorum; Teröristler için 450 kilometre yol yürüdünüz, acaba onların şehit ettiği vatandaşlarımız için 5 dakika ayırıp bir Fatiha okudunuz mu? Bu zihniyete, yazıklar olsun diyorum…!”
 Karadağ’ın Milli Birlik ve Demokrasi Gününde yaptığı açıklama şu şekilde.“Bizler 27 gün boyunca hep şunun sözünü söyledik ve yeminlerini ettik. Bu bayrakları biz hiçbir zaman indirmeyeceğiz, bu ezanlar da minarelerimizde hiçbir zaman susmayacak. O gece liderimiz Recep Tayyip Erdoğaın’ın çağrısıyla şehadet şerbetini içmek için meydanlara koşan milyonlar, “öleceksek adam gibi öleceğiz” diyerek vatan için, millet için haykırdı. Milletimiz 15 Temmuz gecesi bayrağını dalgalandıracak o rüzgarı bizzat kendisi estirdi.” AK Parti İl Başkanı Yeşim Karadağ 15 Temmuz 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolaysıyla yaptığı açılamada şunları söyledi; Bu Millet 102 Yıl Önce Yine Bu Topraklarda Çanakkale’de, Nasıl Cevap Verdiyse Aynı Kararlıkla Ve Duruşla Yine Gereken Cevabı VermiştirTam bir yıl önce 15 Temmuz 2016 günü, son 15 yılda bölgenin adeta paralayan yıldızı haline gelen, dünya sahnesinde “Ben de varım!” diyen Türkiye Cumhuriyetine, vatanımızın birliğine, bütünlüğüne, demokrasimize ve milli iradeye karşı; ülkemizin büyümesini ve güçlenmesini istemeyen emperyalist güçlerin piyonu hain FETÖ’cü örgüt ve onun Türk Silahlı Kuvvetlerindeki uzantıları tarafından haince bir darbe girişimi yapıldı. Hamdolsun devletimiz ve milletimiz büyük bir kahramanlık ve feraset içerisinde bu hainliğe ve iç ve dış destekçilerine bundan 102 yıl önce yine bu topraklarda Çanakkale’de, nasıl cevap verdiyse aynı kararlıkla ve duruşla yine gereken cevabı vermiştir. Bu tür hain işgal girişimleri devletimiz ve büyük Türk milletinin gücü karşısında asla başarılı olamamıştır ve olamayacaktır.Bu Asil Millet Damarlarındaki Özgürlük Ve Bağımsızlık Aşkıyla Yine Bir Destan YazmıştırHani Cumhuriyetimizin kurucu  Mustafa Kemal Atatürk diyor ya; “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” İşte bu asil millet damarlarındaki özgürlük ve bağımsızlık aşkıyla yine bir destan yazmıştır. Kaybetmekten korktuğu en son şey canı olan milyonlar liderimiz, başkomutanımız Sayın Cumhurbaşkanımız talimatıyla birlikte adeta birer Mehmet olup, sipere koşan askerler gibi meydanlara akın etmiştirler. Memleketin 81’inde de bütün hemşehrilerimiz bütün Türk Milleti, Kürdü, Lazı, Çerkeziyle yani bu coğrafyada yaşayan herkes tek vücut olarak hainlere karşı canıyla, kanıyla mücadele ederek yeni bir Çanakkale destanı yazmıştır. Milletimiz 15 Temmuz Gecesi Bayrağını Dalgalandıracak O Rüzgarı Bizzat Kendisi EstirdiBiz şanslı bir milletiz. Hep yiğitler doğurmuşuz, hep yiğitler bizim önümüze geçmiş bizi şaha kaldırmış. İşte AK Parti ile başlayan süreç içerisinde Türkiye Cumhuriyetini Sayın Cumhurbaşkanımız öyle bir noktaya getirdi ki; ülkemizi öyle bir parlayan yıldız yaptı ki birilerinin canını fena halde sıktı. Onlar içerideki işbirlikçileri ile beraber bir oyun, bir tezgah düzenlemeye kalktılar. Biz liderimize öyle bir sevdalıyız ki, öyle onun emrindeyiz ki, öyle onun askeriyiz ki o bir talimat verdi bizler bu meydanları doldurduk. 27 gün boyunca nöbetlerimizi sabahlara kadar tuttuk. Haykırdık bütün dünyaya. Dedik ki; sizler ne isterseniz isteyin, neyi arzularsanız arzulayın önce Allah bizim yanımızdadır. Liderimiz biz bu milleti kimseye böldürtmeyiz diye haykırdı. Bizler 27 gün boyunca hep şunun sözünü söyledik ve yeminlerini ettik. Bu bayrakları biz hiçbir zaman indirmeyeceğiz, bu ezanlar da minarelerimizde hiçbir zaman susmayacak. O gece şehadet şerbetini içmek için meydanlara koşan milyonlar, “öleceksek adam gibi öleceğiz” diyerek vatan için, millet için haykırdı. Milletimiz 15 Temmuz gecesi bayrağını dalgalandıracak o rüzgarı bizzat kendisi estirdi. Böyle bir millete mensup olduğum için Rabbime hamdediyorum. Çılgına Dönüyorlar İşte çıldırıyor. Batı, “Türkiye niçin böyle güçleniyor?” Elhamdülillah şu an milli gelir itibarıyla, yaptığı devasa yatırımlarla Türkiye bu yarışın içerisinde Ben de varım diyor. Onun için çılgına dönüyorlar. Türkiye nin büyümesini engellemek için silah dahil her türlü yola, kan dökmek dahil her türlü yönteme başvurulabileceklerini 15 Temmuz da hep birlikte yaşayarak gördük. Onlar bize darbe indirmeye kalktılar, ama milletin karşı darbesiyle tokadı yediler. 15 Temmuz, Milletimizin FETÖ’ye ve Arkasındaki Güçlere En Büyük Şamarı Vurduğu GündürFETÖ’nün uzun yıllar boyunca milletimizin eğitim hassasiyetini, hayır-hasenat, dini-manevi değerlere saygı hasletlerini istismar ederek bir ur gibi topluma yayıldığını görüyoruz. Nasıl tanımlıyorduk? Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet; bunlar bu. Milletimizin İslam’a ve insanlara yaptıklarını düşündükleri hizmete hürmeten şahıslarına yönelttiği itibarı yanlış yorumlayan FETÖ’cüler zamanla kerameti kendilerinde görmeye başladılar. Tıpkı kamu kurumlarındaki mensuplarının devlet biziz demeye başlamaları gibi. Bu sapkın yapı bir bütün olarak da millet biziz deme noktasına geldi. Hâlbuki 17-25 Aralık’tan beri bunlara kendileriyle arasındaki mesafeyi her vesileyle göstermiştir. Çünkü bizim milletimiz hayırlı gördüğü her işi destekleyen, bu işleri yapanları el üstünde tutan, ama ihaneti fark ettiğinde de en sağlamından Osmanlı tokadını esirgemeyen bir millettir. 15 Temmuz, milletimizin FETÖ’ye ve arkasındaki güçlere en büyük şamarı vurduğu gündür. O gece oynanan oyunu gören milyonlar millet ve devlet olmalarının sembolü gördükleri bayraklarıyla birlikte şehadete koşarken merhum Arif Nihat Asya’nın dizeleriyle şu şekilde haykırmışlardır: ‘Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı, Barışın güvercini, savaşın kartalı, Yüksek yerlerde açan çiçeğim, Senin altında doğdum, senin altında öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim, Yeryüzünde yer beğen, nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim.’ Evet, bizim bayrağımız bu, bu bayrak başka, evvel Allah düşmeyecek. 15 Temmuz’un Anlamını Kavrayamamış Olan Gafiller Olduğunu GörüyoruzMaalesef, aradan geçen bir yıla rağmen, hâlâ 15 Temmuz’un anlamını kavrayamamış olan gafiller olduğunu görüyoruz. Bu gafillerin başında da ana muhalefet partisinin tepesindeki FETÖ’nün adeta sözcüsü haline gelmiş olan Kılıçdaroğlu ve ekibi geliyor. Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyen bu kişi, derdinin ne olduğunu, Maltepe Meydanında yaptığı miting konuşmasında açık ve net ifşa etti. Olağanüstü hâl kalksın, hapishaneler boşaltılsın, mahkemeler dağıtılsın dedi. FETÖ’nün taleplerini ana muhalefet partisinin genel başkanın Kılıçdaroğlu’nun dile getirmiş olmasını milletimizin takdirine bırakıyorum. Bu Zihniyete, Yazıklar Olsun DiyorumAynı şekilde Çanakkale’de de bu zihniyeti görüyoruz. İşte bu bulunduğumuz meydanın adının 250 şehidimiz, binlerce gazimiz için 15 Temmuz Demokrasi Meydanı olarak değiştirilmesini istedik. İmza topladık, uygun bir dille rica ettik, binlerce Çanakkale’nin talebidir bu dedik ama olumsuz yanıt aldık. PKK’nın meclisteki uzantısı HDP barajı geçtiği diye pilav dağıtan, PKK’ya yardım ettiği için tutuklanan HDP’li belediye başkanına “kardeşim” diyen ve imzaladığı kardeş kent protokolünü iptal etmeyenler, bizler tüm Çanakkale halkıyla birlikte, Milliyetçi Hareket Partili yöneticiler ve kardeşlerimizle nöbet tutarken buraların önünden dahi geçemeyen Ülgür Gökhan, CHP’li Vekiller Muharrem Erkek ve Bülent Öz’e sesleniyorum; Teröristler için 450 kilometre yol yürüdünüz, acaba onların şehit ettiği vatandaşlarımız için 5 dakika ayırıp bir Fatiha okudunuz mu? Bu zihniyete, yazıklar olsun diyorum…!Çanakkale unutulur mu? Kurtuluş savaşı unutulur mu? İstanbul un fethi unutulur mu? 15 temmuzda aynen öyle! FETÖ, alçak darbe girişimiyle ülkemizi işgal etmeye yeltenmiş ve bizlere hain yüzlerini göstermişlerdir. Bağımsızlığımıza kastedilen 15 Temmuz gecesi işgal girişimi Çanakkale ruhuna uyanan milletimizin tanklara, uçaklara, silahlara göğsünü siper etmesi ile engellenmiş ve bir zafer ile sonuçlanmıştır. Şehadete yürüyen kardeşlerimizi, gazilerimizi unutmak mümkün mü? Unutmayacağız, unutturmayacağız. Çanakkale unutulur mu? Kurtuluş Savaşı unutulur mu? İstanbul un fethi unutulur mu? 15 Temmuz da aynen öyle. Bazıları diyor ki Unutturulmak isteniyor. Hayır, ne unutacağız ne unutturacağız. Ben buradan bir kez daha canlarını bu aziz millet için veren 250 şehidimizi rahmetle anıyor, 2 bin 193 gazimi minnetle anıyor, şükranlarımı sunuyorum.
AK Parti İl Başkanı Yeşim Karadağ 15 Temmuz milli birlik ve demokrasi gününde yaptığı açıklamada CHP’li Ülgür Gökhan, Muharrem Erkek, Bülent Öz’e seslendi. “Teröristler için 450 kilometre yol yürüdünüz, acaba onların şehit ettiği vatandaşlarımız için 5 dakika ayırıp bir Fatiha okudunuz mu? Bu zihniyete, yazıklar olsun diyorum…!” ifadeleri kullanan Karadağ şunları söyledi; “250 şehidimiz, binlerce gazimiz için 15 Temmuz Demokrasi Meydanı olarak değiştirilmesini istedik. İmza topladık, uygun bir dille rica ettik, binlerce Çanakkale’nin talebidir bu dedik ama olumsuz yanıt aldık. PKK’nın meclisteki uzantısı HDP barajı geçtiği diye pilav dağıtan, PKK’ya yardım ettiği için tutuklanan HDP’li belediye başkanına “kardeşim” diyen ve imzaladığı kardeş kent protokolünü iptal etmeyenler, bizler tüm Çanakkale halkıyla birlikte, Milliyetçi Hareket Partili yöneticiler ve kardeşlerimizle nöbet tutarken buraların önünden dahi geçemeyen Ülgür Gökhan, CHP’li Vekiller Muharrem Erkek ve Bülent Öz’e sesleniyorum; Teröristler için 450 kilometre yol yürüdünüz, acaba onların şehit ettiği vatandaşlarımız için 5 dakika ayırıp bir Fatiha okudunuz mu? Bu zihniyete, yazıklar olsun diyorum…!”

 Karadağ’ın Milli Birlik ve Demokrasi Gününde yaptığı açıklama şu şekilde.

“Bizler 27 gün boyunca hep şunun sözünü söyledik ve yeminlerini ettik. Bu bayrakları biz hiçbir zaman indirmeyeceğiz, bu ezanlar da minarelerimizde hiçbir zaman susmayacak. O gece liderimiz Recep Tayyip Erdoğaın’ın çağrısıyla şehadet şerbetini içmek için meydanlara koşan milyonlar, “öleceksek adam gibi öleceğiz” diyerek vatan için, millet için haykırdı. Milletimiz 15 Temmuz gecesi bayrağını dalgalandıracak o rüzgarı bizzat kendisi estirdi.”

 

AK Parti İl Başkanı Yeşim Karadağ 15 Temmuz 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolaysıyla yaptığı açılamada şunları söyledi;

Bu Millet 102 Yıl Önce Yine Bu Topraklarda Çanakkale’de, Nasıl Cevap Verdiyse Aynı Kararlıkla Ve Duruşla Yine Gereken Cevabı Vermiştir

Tam bir yıl önce 15 Temmuz 2016 günü, son 15 yılda bölgenin adeta paralayan yıldızı haline gelen, dünya sahnesinde “Ben de varım!” diyen Türkiye Cumhuriyetine, vatanımızın birliğine, bütünlüğüne, demokrasimize ve milli iradeye karşı; ülkemizin büyümesini ve güçlenmesini istemeyen emperyalist güçlerin piyonu hain FETÖ’cü örgüt ve onun Türk Silahlı Kuvvetlerindeki uzantıları tarafından haince bir darbe girişimi yapıldı. Hamdolsun devletimiz ve milletimiz büyük bir kahramanlık ve feraset içerisinde bu hainliğe ve iç ve dış destekçilerine bundan 102 yıl önce yine bu topraklarda Çanakkale’de, nasıl cevap verdiyse aynı kararlıkla ve duruşla yine gereken cevabı vermiştir. Bu tür hain işgal girişimleri devletimiz ve büyük Türk milletinin gücü karşısında asla başarılı olamamıştır ve olamayacaktır.

Bu Asil Millet Damarlarındaki Özgürlük Ve Bağımsızlık Aşkıyla Yine Bir Destan Yazmıştır

Hani Cumhuriyetimizin kurucu  Mustafa Kemal Atatürk diyor ya; “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” İşte bu asil millet damarlarındaki özgürlük ve bağımsızlık aşkıyla yine bir destan yazmıştır. Kaybetmekten korktuğu en son şey canı olan milyonlar liderimiz, başkomutanımız Sayın Cumhurbaşkanımız talimatıyla birlikte adeta birer Mehmet olup, sipere koşan askerler gibi meydanlara akın etmiştirler. Memleketin 81’inde de bütün hemşehrilerimiz bütün Türk Milleti, Kürdü, Lazı, Çerkeziyle yani bu coğrafyada yaşayan herkes tek vücut olarak hainlere karşı canıyla, kanıyla mücadele ederek yeni bir Çanakkale destanı yazmıştır.

Milletimiz 15 Temmuz Gecesi Bayrağını Dalgalandıracak O Rüzgarı Bizzat Kendisi Estirdi

Biz şanslı bir milletiz. Hep yiğitler doğurmuşuz, hep yiğitler bizim önümüze geçmiş bizi şaha kaldırmış. İşte AK Parti ile başlayan süreç içerisinde Türkiye Cumhuriyetini Sayın Cumhurbaşkanımız öyle bir noktaya getirdi ki; ülkemizi öyle bir parlayan yıldız yaptı ki birilerinin canını fena halde sıktı. Onlar içerideki işbirlikçileri ile beraber bir oyun, bir tezgah düzenlemeye kalktılar. Biz liderimize öyle bir sevdalıyız ki, öyle onun emrindeyiz ki, öyle onun askeriyiz ki o bir talimat verdi bizler bu meydanları doldurduk. 27 gün boyunca nöbetlerimizi sabahlara kadar tuttuk. Haykırdık bütün dünyaya. Dedik ki; sizler ne isterseniz isteyin, neyi arzularsanız arzulayın önce Allah bizim yanımızdadır. Liderimiz biz bu milleti kimseye böldürtmeyiz diye haykırdı. Bizler 27 gün boyunca hep şunun sözünü söyledik ve yeminlerini ettik. Bu bayrakları biz hiçbir zaman indirmeyeceğiz, bu ezanlar da minarelerimizde hiçbir zaman susmayacak. O gece şehadet şerbetini içmek için meydanlara koşan milyonlar, “öleceksek adam gibi öleceğiz” diyerek vatan için, millet için haykırdı. Milletimiz 15 Temmuz gecesi bayrağını dalgalandıracak o rüzgarı bizzat kendisi estirdi. Böyle bir millete mensup olduğum için Rabbime hamdediyorum. 

Çılgına Dönüyorlar

İşte çıldırıyor. Batı, “Türkiye niçin böyle güçleniyor?” Elhamdülillah şu an milli gelir itibarıyla, yaptığı devasa yatırımlarla Türkiye bu yarışın içerisinde Ben de varım diyor. Onun için çılgına dönüyorlar. Türkiye nin büyümesini engellemek için silah dahil her türlü yola, kan dökmek dahil her türlü yönteme başvurulabileceklerini 15 Temmuz da hep birlikte yaşayarak gördük. Onlar bize darbe indirmeye kalktılar, ama milletin karşı darbesiyle tokadı yediler. 

15 Temmuz, Milletimizin FETÖ’ye ve Arkasındaki Güçlere En Büyük Şamarı Vurduğu Gündür

FETÖ’nün uzun yıllar boyunca milletimizin eğitim hassasiyetini, hayır-hasenat, dini-manevi değerlere saygı hasletlerini istismar ederek bir ur gibi topluma yayıldığını görüyoruz. Nasıl tanımlıyorduk? Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet; bunlar bu. Milletimizin İslam’a ve insanlara yaptıklarını düşündükleri hizmete hürmeten şahıslarına yönelttiği itibarı yanlış yorumlayan FETÖ’cüler zamanla kerameti kendilerinde görmeye başladılar. Tıpkı kamu kurumlarındaki mensuplarının devlet biziz demeye başlamaları gibi. Bu sapkın yapı bir bütün olarak da millet biziz deme noktasına geldi. Hâlbuki 17-25 Aralık’tan beri bunlara kendileriyle arasındaki mesafeyi her vesileyle göstermiştir. Çünkü bizim milletimiz hayırlı gördüğü her işi destekleyen, bu işleri yapanları el üstünde tutan, ama ihaneti fark ettiğinde de en sağlamından Osmanlı tokadını esirgemeyen bir millettir. 15 Temmuz, milletimizin FETÖ’ye ve arkasındaki güçlere en büyük şamarı vurduğu gündür. O gece oynanan oyunu gören milyonlar millet ve devlet olmalarının sembolü gördükleri bayraklarıyla birlikte şehadete koşarken merhum Arif Nihat Asya’nın dizeleriyle şu şekilde haykırmışlardır: ‘Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı, Barışın güvercini, savaşın kartalı, Yüksek yerlerde açan çiçeğim, Senin altında doğdum, senin altında öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim, Yeryüzünde yer beğen, nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim.’ Evet, bizim bayrağımız bu, bu bayrak başka, evvel Allah düşmeyecek.

15 Temmuz’un Anlamını Kavrayamamış Olan Gafiller Olduğunu Görüyoruz

Maalesef, aradan geçen bir yıla rağmen, hâlâ 15 Temmuz’un anlamını kavrayamamış olan gafiller olduğunu görüyoruz. Bu gafillerin başında da ana muhalefet partisinin tepesindeki FETÖ’nün adeta sözcüsü haline gelmiş olan Kılıçdaroğlu ve ekibi geliyor. Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyen bu kişi, derdinin ne olduğunu, Maltepe Meydanında yaptığı miting konuşmasında açık ve net ifşa etti. Olağanüstü hâl kalksın, hapishaneler boşaltılsın, mahkemeler dağıtılsın dedi. FETÖ’nün taleplerini ana muhalefet partisinin genel başkanın Kılıçdaroğlu’nun dile getirmiş olmasını milletimizin takdirine bırakıyorum.

Bu Zihniyete, Yazıklar Olsun Diyorum

Aynı şekilde Çanakkale’de de bu zihniyeti görüyoruz. İşte bu bulunduğumuz meydanın adının 250 şehidimiz, binlerce gazimiz için 15 Temmuz Demokrasi Meydanı olarak değiştirilmesini istedik. İmza topladık, uygun bir dille rica ettik, binlerce Çanakkale’nin talebidir bu dedik ama olumsuz yanıt aldık. PKK’nın meclisteki uzantısı HDP barajı geçtiği diye pilav dağıtan, PKK’ya yardım ettiği için tutuklanan HDP’li belediye başkanına “kardeşim” diyen ve imzaladığı kardeş kent protokolünü iptal etmeyenler, bizler tüm Çanakkale halkıyla birlikte, Milliyetçi Hareket Partili yöneticiler ve kardeşlerimizle nöbet tutarken buraların önünden dahi geçemeyen Ülgür Gökhan, CHP’li Vekiller Muharrem Erkek ve Bülent Öz’e sesleniyorum; Teröristler için 450 kilometre yol yürüdünüz, acaba onların şehit ettiği vatandaşlarımız için 5 dakika ayırıp bir Fatiha okudunuz mu? Bu zihniyete, yazıklar olsun diyorum…!

Çanakkale unutulur mu? Kurtuluş savaşı unutulur mu? İstanbul un fethi unutulur mu? 15 temmuzda aynen öyle!

FETÖ, alçak darbe girişimiyle ülkemizi işgal etmeye yeltenmiş ve bizlere hain yüzlerini göstermişlerdir. Bağımsızlığımıza kastedilen 15 Temmuz gecesi işgal girişimi Çanakkale ruhuna uyanan milletimizin tanklara, uçaklara, silahlara göğsünü siper etmesi ile engellenmiş ve bir zafer ile sonuçlanmıştır. Şehadete yürüyen kardeşlerimizi, gazilerimizi unutmak mümkün mü? Unutmayacağız, unutturmayacağız. Çanakkale unutulur mu? Kurtuluş Savaşı unutulur mu? İstanbul un fethi unutulur mu? 15 Temmuz da aynen öyle. Bazıları diyor ki Unutturulmak isteniyor. Hayır, ne unutacağız ne unutturacağız. Ben buradan bir kez daha canlarını bu aziz millet için veren 250 şehidimizi rahmetle anıyor, 2 bin 193 gazimi minnetle anıyor, şükranlarımı sunuyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.