Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Büyüklerimizin Bu İşlerden Haberleri Yok

“Çanakkale 1915 Köprüsü bölgenin şu anda işleyen en büyük şantiyesi, 2 bine yakın insan burada çalışıyor. Maalesef Çanakkale bu şantiyeden olması gibi faydalanamıyor. Şehrin sokaklarında “bize ekonomik olarak katkısı oldu” diyen bir tane bile esnafa rastlamadım. Bugüne dek şehrimize katkı sağlayacak bir sosyal sorumluluk projesinin içinde bu “dev firmaları” göremedik. İl genelinde hemen her gün köprü haberi yapan gazetelere bir yılbaşı, bayram ilanını dahi çok gördüler, selam bile vermediler! Bugüne dek şehirle ne bir temas kurdular ne de bir katkı sağladılar! Bu konu sizin de dikkatinizi çekiyor mu? Bunun için bir şeyler yapmanız gerekmiyor mu?” O Kişinin Kim Olduğunu Boş Verin! Bu soruyu yılın son gününde ÇTSO Başkanı Selçuk Semizoğlu’nun düzenlediği 2020 değerlendirme toplantısında sordum. Bir hayli dikkat çeken cevap aldım paylaşayım hemen. Semizoğlu, bu konuda üyelerden de şikayetler geldiğini söyledi ve ekledi; “Üyelerimiz de bu durumdan rahatsız, toplantılarımızda gündeme getirdiler. Bir iki toplantı gerçekleştirdik hatta geçtiğimiz gün bunu AK Parti Grup Başkanvekilimiz ile de konuştuk. Yılbaşının hemen sonrası bir toplantımız daha olacak. Bakıyorsunuz; denizde motor kiralanacak o kişi kiralıyor. Adamın işinin motorculukla alakası yok. Otel kiralanacak o kişi kiralıyor. Adamın otelcilikle alakası yok. O kişinin kim olduğunu boş verin! Hoş bir olay değil. Konuyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Ama maalesef siyasi büyüklerimizin isimleri kullanılarak bu işler gerçekleşiyor. Ama büyüklerimizin bu işlerden haberleri yok! Onları da konuşacağız. Herkesi düşünmek zorundayız.” Bu soruyu özellikle sordum ve kamuoyunun gündemine taşımak istedim. Üstüne bir şey söylemeye gerek yok sanırım “siyasi büyüklerimizin” dikkatine sunarım! “Çanakkale Zaferinin 100. Yılında, İÇDAŞ’ın, GMKA’nın destek verdiği 2 milyon lira para harcanan, birilerinin “ucube” diye nitelendirdiği, 2 yıl önce bakımı yapılacak diye kaldırılan, kordondaki su perdesinin akıbeti ne oldu?” diye sordum Lapseki Belediyesi, Su Perdesine Sahip Çıkacak… Semizoğlu, “su perdesini Çanakkale Zaferinin 100. yılında şehrimize hediye ettik” dedi ve ekledi; “Ama bir türlü kabul görmedi, kurulurken bile elli tane sıkıntı yaşattılar, tesisat için elektrik bile almamıza izin vermediler. Onca engellemeye rağmen kurduk ama sürekli bir engellemeyle karşılaştık. Biz de yeter dedik ve kaldırdık. Su Perdesini bizden Ordu Belediyesi istedi, yönetimimizle de konuştuk. Ordu’ya gideceğine şehrimizde kalsın dedik ve Eyüp Yılmaz başkanla görüştük. Köprü de burada Lapseki’ye yakışır dedik ve buraya kurulmasına karar verdik. Önümüzde ki günlerde bir protokol yapıp, su perdesini Lapseki’ye hediye edeceğiz! Lapseki Belediyesi, su perdesine sahip çıkacak… Semizoğlu’nun “Lapseki Belediyesi, su perdesine sahip çıkacak…” diye bitirmesi. Sanırım su perdesi meselesinin özeti… Toplantıda dikkatimi çeken iki başlığı da paylaşıp yazıyı bitireceğim.  Lale Devri Sona Erdi Lale Devrinin sona erdiğini, artık eskisi gibi bolluk olmayacağını belirten Semizoğlu; “İnsanlar acayip bir yaşam sürdü, herkes akşam yemeğini dışarıda yemeye başlamıştı. Böyle bir düzen yok! 83 milyonluk bir nüfusa sahibiz, İsveç’i Norveç’i örnek, emsal alamazsınız. Bu hepimizin sorunu; şunu da yapalım, bunu da yapalım istiyoruz. Kendimizi tutamıyoruz. Üreticimiz zor durumda, turizmcimiz zor durumda, üniversiteye bağlı hizmet sektörümüz sıfır durumunda. Keşke kenarda ihtiyat akçesi olsaydı da daha rahat atlatabilselerdi bu durumu. Pandemi maalesef hiç kimsenin öngörebildiği ya da hazır olduğu bir durum değildi. Bunu da inşallah alınacak önlemlerle başımızdan savacağız ve önümüze bakacağız. Bundan ders çıkarmamız gerektiğine inanıyorum; gelecekte tedbirli olmamız gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız.” Asgari Ücretin İşverene Maliyeti 4 Bin 203 Lira Asgari ücretin %22 oranında bir artış göstermesi ve bunun iş dünyasına nasıl yansıdığına dair değerlendirmelerini ise şu sözlerle paylaştı; “Evin ihtiyaçlarını bizde biliriz; nasıl kira ödeyecek, nasıl çocuk okutacak? Bunları bizler de düşünüyoruz, bu ücret yetersiz. Ama 2 bin 825 lira olan asgari ücretin, işverene maliyeti 4 bin 203 lira. Bu tabloya bakınca işveren ve işçinin üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerekiyor. Ben de isterim işçim işe yüzü gülerek gelsin; tezgâhın başında bu ayı nasıl geçireceğim diye düşünmesin. Vergi yükünün düşmesi gerekiyor. İnanın ki 6 ay sonra her şeyin fiyatı yükselecek, enflasyon artacak. Ama asgari ücretin üzerindeki vergi yükü düştüğünde hem enflasyon düşer hem de işçinin cebine giren para artar.” 
Ekleme Tarihi: 04 Ocak 2021 - Pazartesi

Büyüklerimizin Bu İşlerden Haberleri Yok

“Çanakkale 1915 Köprüsü bölgenin şu anda işleyen en büyük şantiyesi, 2 bine yakın insan burada çalışıyor. Maalesef Çanakkale bu şantiyeden olması gibi faydalanamıyor. Şehrin sokaklarında “bize ekonomik olarak katkısı oldu” diyen bir tane bile esnafa rastlamadım. Bugüne dek şehrimize katkı sağlayacak bir sosyal sorumluluk projesinin içinde bu “dev firmaları” göremedik. İl genelinde hemen her gün köprü haberi yapan gazetelere bir yılbaşı, bayram ilanını dahi çok gördüler, selam bile vermediler! Bugüne dek şehirle ne bir temas kurdular ne de bir katkı sağladılar! Bu konu sizin de dikkatinizi çekiyor mu? Bunun için bir şeyler yapmanız gerekmiyor mu?”

O Kişinin Kim Olduğunu Boş Verin!

Bu soruyu yılın son gününde ÇTSO Başkanı Selçuk Semizoğlu’nun düzenlediği 2020 değerlendirme toplantısında sordum. Bir hayli dikkat çeken cevap aldım paylaşayım hemen. Semizoğlu, bu konuda üyelerden de şikayetler geldiğini söyledi ve ekledi; “Üyelerimiz de bu durumdan rahatsız, toplantılarımızda gündeme getirdiler. Bir iki toplantı gerçekleştirdik hatta geçtiğimiz gün bunu AK Parti Grup Başkanvekilimiz ile de konuştuk. Yılbaşının hemen sonrası bir toplantımız daha olacak. Bakıyorsunuz; denizde motor kiralanacak o kişi kiralıyor. Adamın işinin motorculukla alakası yok. Otel kiralanacak o kişi kiralıyor. Adamın otelcilikle alakası yok. O kişinin kim olduğunu boş verin! Hoş bir olay değil. Konuyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Ama maalesef siyasi büyüklerimizin isimleri kullanılarak bu işler gerçekleşiyor. Ama büyüklerimizin bu işlerden haberleri yok! Onları da konuşacağız. Herkesi düşünmek zorundayız.”

Bu soruyu özellikle sordum ve kamuoyunun gündemine taşımak istedim. Üstüne bir şey söylemeye gerek yok sanırım “siyasi büyüklerimizin” dikkatine sunarım!

“Çanakkale Zaferinin 100. Yılında, İÇDAŞ’ın, GMKA’nın destek verdiği 2 milyon lira para harcanan, birilerinin “ucube” diye nitelendirdiği, 2 yıl önce bakımı yapılacak diye kaldırılan, kordondaki su perdesinin akıbeti ne oldu?” diye sordum

Lapseki Belediyesi, Su Perdesine Sahip Çıkacak…

Semizoğlu, “su perdesini Çanakkale Zaferinin 100. yılında şehrimize hediye ettik” dedi ve ekledi; “Ama bir türlü kabul görmedi, kurulurken bile elli tane sıkıntı yaşattılar, tesisat için elektrik bile almamıza izin vermediler. Onca engellemeye rağmen kurduk ama sürekli bir engellemeyle karşılaştık. Biz de yeter dedik ve kaldırdık. Su Perdesini bizden Ordu Belediyesi istedi, yönetimimizle de konuştuk. Ordu’ya gideceğine şehrimizde kalsın dedik ve Eyüp Yılmaz başkanla görüştük. Köprü de burada Lapseki’ye yakışır dedik ve buraya kurulmasına karar verdik. Önümüzde ki günlerde bir protokol yapıp, su perdesini Lapseki’ye hediye edeceğiz! Lapseki Belediyesi, su perdesine sahip çıkacak…

Semizoğlu’nun “Lapseki Belediyesi, su perdesine sahip çıkacak…” diye bitirmesi. Sanırım su perdesi meselesinin özeti…

Toplantıda dikkatimi çeken iki başlığı da paylaşıp yazıyı bitireceğim. 

Lale Devri Sona Erdi

Lale Devrinin sona erdiğini, artık eskisi gibi bolluk olmayacağını belirten Semizoğlu; “İnsanlar acayip bir yaşam sürdü, herkes akşam yemeğini dışarıda yemeye başlamıştı. Böyle bir düzen yok! 83 milyonluk bir nüfusa sahibiz, İsveç’i Norveç’i örnek, emsal alamazsınız. Bu hepimizin sorunu; şunu da yapalım, bunu da yapalım istiyoruz. Kendimizi tutamıyoruz. Üreticimiz zor durumda, turizmcimiz zor durumda, üniversiteye bağlı hizmet sektörümüz sıfır durumunda. Keşke kenarda ihtiyat akçesi olsaydı da daha rahat atlatabilselerdi bu durumu. Pandemi maalesef hiç kimsenin öngörebildiği ya da hazır olduğu bir durum değildi. Bunu da inşallah alınacak önlemlerle başımızdan savacağız ve önümüze bakacağız. Bundan ders çıkarmamız gerektiğine inanıyorum; gelecekte tedbirli olmamız gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız.”

Asgari Ücretin İşverene Maliyeti 4 Bin 203 Lira

Asgari ücretin %22 oranında bir artış göstermesi ve bunun iş dünyasına nasıl yansıdığına dair değerlendirmelerini ise şu sözlerle paylaştı; “Evin ihtiyaçlarını bizde biliriz; nasıl kira ödeyecek, nasıl çocuk okutacak? Bunları bizler de düşünüyoruz, bu ücret yetersiz. Ama 2 bin 825 lira olan asgari ücretin, işverene maliyeti 4 bin 203 lira. Bu tabloya bakınca işveren ve işçinin üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerekiyor. Ben de isterim işçim işe yüzü gülerek gelsin; tezgâhın başında bu ayı nasıl geçireceğim diye düşünmesin. Vergi yükünün düşmesi gerekiyor. İnanın ki 6 ay sonra her şeyin fiyatı yükselecek, enflasyon artacak. Ama asgari ücretin üzerindeki vergi yükü düştüğünde hem enflasyon düşer hem de işçinin cebine giren para artar.” 

Yazıya ifade bırak !