Müsilajda ‘Kasım’ Endişesi

Güncel 13.09.2021 - 12:53, Güncelleme: 13.09.2021 - 12:53
 

Müsilajda ‘Kasım’ Endişesi

Marmara Denizi'nde yüzeyi kaplayan müsilaj temizlenmeye başlasa da, deniz dibini kaplayan müsilaj deniz hayatını olumsuz etkilemeye devam ediyor. DÜNYA'ya değerlendirmede bulunan Bandırma 17 Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, kasım ayının müsilaj açısında kritik öneme sahip olduğunu söyledi.
Atık yükünü kaldıramayan Marmara’yı uzun süredir etkisi altına alan müsilajda deniz yüzeyi ve su kolonu gözle görülür şekilde temizlendi. Ancak denizin dibi hala yer yer müsilajla kaplı. Uzmanlar denizin yüzeyi ve su kolonunun insan eliyle temizlenebildiğini, ancak dipteki müsilajın organizma faaliyetleriyle yani denizin kendini temizlemesiyle ortadan kalkabileceğini söylüyor. Müsilajın deniz dibinde varlığını sürdürmesi ve Marmara’da kirliliğin devam etmesi de akıllara ‘Yeniden yoğunlaşır mı’ sorusunu getirdi. Bandırma 17 Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, geçen yıl ilk müsilaj yoğunlaşmasının kasım ayında tespit edildiğini söylerken, “Müsilaja neden olan faktörler hala ortadan kaldırılmadı. Kirlilik sürüyor. Bu nedenle Marmara için kasım ayı kritik önem taşıyor” uyarısında bulundu. Mercanların yüzde 90’ı öldü Müsilaj salgınıyla ilgili son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Mustafa Sarı, 17 Ağustos itibariyle denizin yüzeyi ve dibi arasında askıda tül halinde ya da büyük parçalar halinde müsilajın artık görülmediğini söyledi. Su kolonunda gözle görülür müsilajın kalmadığını, ancak denizin dibinde belli bölgelerde devam ettiğini belirten Sarı, “Özellikle büyük kümeler halinde çöktüğü yerlerde müsilaj olduğu gibi kaldı. Yaklaşık 3 hafta önce karides avcılığında kullanılan dip ağı ile izin alarak yaptığımız çalışmalarda ağların her seferinde müsilajla dolu olduğunu gördük. Dipte etkisini devam ettiriyor. Dipteki binlerce organizma hala müsilaj tehdidi altında. Müsilaj, mercanların, süngerlerin neredeyse tamamına yakınını öldürdü, öldürmeye de devam ediyor” diye konuştu. Sarı’nın verdiği bilgiye göre, mercanların yüzde 90’ı ölmüş durumda. Su kolonundaki müsilajın elbirliğiyle temizlendiğine değinen Sarı, dipteki müsilaja müdahale edilme şansının olmadığına dikkat çekti. Mevcut müsilajın zaman içinde mikroorganizma faaliyetleriyle parçalanıp yok olmasının bekleneceğini dile getiren Sarı, müsilajın diplerde halen bulunuyor olması nedeniyle kasım ayında dikkatlerin Marmara’ya verilmesi gerektiğini söyledi. Sarı, “Çünkü geçen yıl tam da kasım ayında müsilaj yoğunlaşmaya başladı. Balıkçılar ağlarını attığında müsilaj ağların gözlerini kapatınca haber verdiler. Dolayısıyla kasım ayına gözleri çevirmemiz gerekiyor. ‘Yaşasın müsilajdan kurtulduk’ demek yerine riski yönetmeliyiz” dedi. Müsilajın bir neden değil bir sonuç olduğunun altını çizen Sarı, müsilajı oluşturan faktörlerin ortadan kalkmadığını, kirliliğin aynen sürdüğünü, derelerin zehir akmaya devam ettiğini kaydetti. Av sezonu riske girebilir Sarı, “Nedenleri ortadan kaldırmadan sonuç almayı beklemek yanlış olur. Yanlış hayallere kapılmayalım, gevşemeyelim. Müsilajla mücadelede 22 maddelik eylem planı oluşturuldu. Marmara Denizi çevresindeki 7 belediyenin belediye başkanlarının, valilerinin, Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın imzası var. Cumhurbaşkanımızın doğrudan iradesi var. Bu nedenle hiç gevşemeden, kirlilik kaynaklarının ortadan kalkması için çalışmalıyız” ifadelerini kullandı. 1 Eylül itibariyle başlayan avlanma sezonuna yönelik Sarı, eylem planının 19’uncu maddesinde sürdürülebilir balıkçılık hedefi belirlendiğini, bu hedef doğrultusunda ekosistem esaslı balıkçılık yönetimine geçiş yapılmasının planlandığını hatırlatırken, bu konuda hala bir planın sunulmadığını söyledi. Sarı, “1 Eylül’de açılacak av sezonunu umarım kasım-aralık aylarında fiili olarak kapatmak durumunda kalmayız” diye konuştu.
Marmara Denizi'nde yüzeyi kaplayan müsilaj temizlenmeye başlasa da, deniz dibini kaplayan müsilaj deniz hayatını olumsuz etkilemeye devam ediyor. DÜNYA'ya değerlendirmede bulunan Bandırma 17 Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, kasım ayının müsilaj açısında kritik öneme sahip olduğunu söyledi.

Atık yükünü kaldıramayan Marmara’yı uzun süredir etkisi altına alan müsilajda deniz yüzeyi ve su kolonu gözle görülür şekilde temizlendi. Ancak denizin dibi hala yer yer müsilajla kaplı. Uzmanlar denizin yüzeyi ve su kolonunun insan eliyle temizlenebildiğini, ancak dipteki müsilajın organizma faaliyetleriyle yani denizin kendini temizlemesiyle ortadan kalkabileceğini söylüyor. Müsilajın deniz dibinde varlığını sürdürmesi ve Marmara’da kirliliğin devam etmesi de akıllara ‘Yeniden yoğunlaşır mı’ sorusunu getirdi. Bandırma 17 Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, geçen yıl ilk müsilaj yoğunlaşmasının kasım ayında tespit edildiğini söylerken, “Müsilaja neden olan faktörler hala ortadan kaldırılmadı. Kirlilik sürüyor. Bu nedenle Marmara için kasım ayı kritik önem taşıyor” uyarısında bulundu.

Mercanların yüzde 90’ı öldü

Müsilaj salgınıyla ilgili son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Mustafa Sarı, 17 Ağustos itibariyle denizin yüzeyi ve dibi arasında askıda tül halinde ya da büyük parçalar halinde müsilajın artık görülmediğini söyledi. Su kolonunda gözle görülür müsilajın kalmadığını, ancak denizin dibinde belli bölgelerde devam ettiğini belirten Sarı, “Özellikle büyük kümeler halinde çöktüğü yerlerde müsilaj olduğu gibi kaldı. Yaklaşık 3 hafta önce karides avcılığında kullanılan dip ağı ile izin alarak yaptığımız çalışmalarda ağların her seferinde müsilajla dolu olduğunu gördük. Dipte etkisini devam ettiriyor. Dipteki binlerce organizma hala müsilaj tehdidi altında. Müsilaj, mercanların, süngerlerin neredeyse tamamına yakınını öldürdü, öldürmeye de devam ediyor” diye konuştu. Sarı’nın verdiği bilgiye göre, mercanların yüzde 90’ı ölmüş durumda.

Su kolonundaki müsilajın elbirliğiyle temizlendiğine değinen Sarı, dipteki müsilaja müdahale edilme şansının olmadığına dikkat çekti. Mevcut müsilajın zaman içinde mikroorganizma faaliyetleriyle parçalanıp yok olmasının bekleneceğini dile getiren Sarı, müsilajın diplerde halen bulunuyor olması nedeniyle kasım ayında dikkatlerin Marmara’ya verilmesi gerektiğini söyledi. Sarı, “Çünkü geçen yıl tam da kasım ayında müsilaj yoğunlaşmaya başladı. Balıkçılar ağlarını attığında müsilaj ağların gözlerini kapatınca haber verdiler. Dolayısıyla kasım ayına gözleri çevirmemiz gerekiyor. ‘Yaşasın müsilajdan kurtulduk’ demek yerine riski yönetmeliyiz” dedi. Müsilajın bir neden değil bir sonuç olduğunun altını çizen Sarı, müsilajı oluşturan faktörlerin ortadan kalkmadığını, kirliliğin aynen sürdüğünü, derelerin zehir akmaya devam ettiğini kaydetti.

Av sezonu riske girebilir

Sarı, “Nedenleri ortadan kaldırmadan sonuç almayı beklemek yanlış olur. Yanlış hayallere kapılmayalım, gevşemeyelim. Müsilajla mücadelede 22 maddelik eylem planı oluşturuldu. Marmara Denizi çevresindeki 7 belediyenin belediye başkanlarının, valilerinin, Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın imzası var. Cumhurbaşkanımızın doğrudan iradesi var. Bu nedenle hiç gevşemeden, kirlilik kaynaklarının ortadan kalkması için çalışmalıyız” ifadelerini kullandı. 1 Eylül itibariyle başlayan avlanma sezonuna yönelik Sarı, eylem planının 19’uncu maddesinde sürdürülebilir balıkçılık hedefi belirlendiğini, bu hedef doğrultusunda ekosistem esaslı balıkçılık yönetimine geçiş yapılmasının planlandığını hatırlatırken, bu konuda hala bir planın sunulmadığını söyledi. Sarı, “1 Eylül’de açılacak av sezonunu umarım kasım-aralık aylarında fiili olarak kapatmak durumunda kalmayız” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.