‘Maneviyat Buhranı ve Madde Bağımlılığı’

Yaşam 02.08.2021 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

‘Maneviyat Buhranı ve Madde Bağımlılığı’

Çanakkale İl Müftülüğü tarafından pandemi döneminde başlatılan bilgilendirme videoları serisinde Gelibolu İlçe Müftüsü Mustafa Turgut, ‘Maneviyat Buhranı ve Madde Bağımlılığı’ konusu ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Müftü Turgut, modern dünyada din inancının kişileri karamsarlık, değersizlik gibi hislerin üstesinden gelebilmesine yardımcı olacağını vurguladı.
‘Maneviyat Buhranı ve Madde Bağımlılığı’ konusu ile ilgili Gelibolu İlçe Müftüsü Mustafa Turgut çeşitli paylaşımlarda bulundu.  Müftü Turgut, “Her şeyden önce şunun bilinmesi gerekir, hayatın hengamesinden insanoğlu akla hayale gelmeyecek birçok problemle karşılaşır. Problemlerin üstesinden gelmek için kuvvetli bir dayanak noktasını ihtiyaç duyar insanoğlu. Bu da iman ve ameli salihtir. Kuranı Kerim’in çeşitli yerlerinde beyan edildiği üzere, insanın tabiatı yüce Allah’la bağ kurmak üzere yaratılmıştır. Allah ile irtibat kurmaya yanaşmayan uzak kimselerin dengeleri, manevi hayattan yana bozulduğu için ruh sağlıkları da bu durumdan menfi etkilenir. O kişiler için bozulma süreci başlar ve süreç çok üstünde neticelenir” dedi. “İSLAM ÇÖZÜMDÜR, MANADIR” “İslam, huzurun, saadetin, kısacası her türlü güzelliğin kaynağıdır. Bütün problemleri ferdi ve toplumun vicdanını rahatlatacak seviyede çözebilme gücüne sahip yegâne din İslam’dır” diyen Turgut, “İslam; karamsarlık, kötümserlik, ümitsizlik, bunalım depresyon, kaygı, tükenmişlik, değersizlik hissi gibi problemleri kalıcı şekilde giderir. Çünkü İslam çözümdür, manadır. Temas ettiği yerde mana ve kıymet kazandırır.  Mesela dini vazifelerin hakkıyla yerine getirmeye çalışan toplumlarda intihar vakası nadir görülür” ifadelerini kullandı. “İSLAM’DAN BİR ŞEYLER KIRPARAK, VARABİLECEĞİMİZ HİÇBİR YER YOK” Turgut, bugün özelde Müslümanların baş başa kaldığı birçok problem olduğunu söyleyerek, “Bu problemlerin ana kaynağı sekülerizmi tabi olmaktır. Dini tamamen devre dışı bırakmak, dini hüküm koyma mevkiinden indirmek demek. Eskiden de sekülerizm vardı ama Müslümanlar üzerinde tesiri yok denecek kadar azdı. Bugün dünyada ve İslam dünyasında hatta Müslümanların iç dünyasında akıllarında zihinlerinde fiilen sekülerizmin hakimiyetini gözlemliyoruz. Çok zor bir asırda yaşıyoruz materyalizm, kapitalizm ruhları çepeçevre sarmış vaziyette. Müslüman bilinç, İslami kodlara göre değil, büyük oranda kapitalizmin ilkelerine göre işliyor. Modernizmin, sekülerizmin dayattığı suni mutlulukların, mutluluk olmadığı buhrandan başka bir şey üretmediğini çok acı bir şekilde öğreniyoruz. Modernizmin hakim olduğu dayatıldığı bir toplum yapısı var günümüzde. Çaresizlik neticesinde ben bunu kabul etmek zorundayım diyor kişi. Arkasından da bunu İslam’la nasıl bağdaştırabilirim sorusunu soruyor kendisine. Toplumun ve ferdin buna etmeye karşı çıkması mümkün mü diye sorulacak olursa tabii ki mümkündür deriz ama bu direnişin netice vermesi için İslam’ın bütün yönleriyle öncelemesi gerekir. İslam’dan bir şeyler kırparak, hükümlerden taviz vererek varabileceğimiz hiçbir yer yok. Neticesi yozlaşma ve izmihlale uğramaktır. Kısaca elbise bedene uydurulmalı, beden elbiseye değil. Kendimizi İslâma uydurmalıyız” dedi.  “MODERN DEĞERLERLE ÇATIŞMAYAN İSLAM’I KABUL ETMEYE ZORLUYOR KENDİNİ” “Bazı İslam esaslar var mesela mahremiyet. Modern Müslüman bunu kabul edemiyor” diyen Müftü Turgut, “Bu durumda ne yapıyor; bu anlayışını oluşturan modern değerlerle çatışmayan veya aykırı düşmeyen İslam’ı kabul etmeye, böyle bir sistem tasarlamaya zorluyor kendisini. Aslında yaşadığımız buhran tam olarak bundan ibaret. Gençlerimiz bazen sosyal medya mecralarında bazen madde bağımlılığında, teknoloji bağımlılığında, alkolde, tüketimde huzuru ve manevi tatmini ararlar. Ebeveynlere ben bu noktada şunu hatırlatmak istiyorum. Bugün dijitalleşme bir yeraltı sosyolojisi oluşturmuş vaziyette. Görmediğimiz bir sosyoloji ile karşı karşıyayız. Çocuklarımız yan odada hangi mecralarda dolaşıyor kimlerle etkileşim içerisinde çoğu zaman bilmiyoruz. Bize her türlü bozulmuşa karşı koruyacak olan kalemiz unutmayalım ki dinimizin kurallarını olanca gücümüzle uymaktır” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Başta beş vakit namaz olmak üzere namaza önem vermeleri, mümkün oldukça camide cemaatle kılmalı, kuranı kerim okumalı, dini sohbetlere devam etmeli, fıkıh öğrenmeli, başta Hazreti Peygamber’in hayatını ve diğer peygamberlerin hayatını öğrenerek manevi sıkıntılarımızı asgari düzeye indirebiliriz. Peygamberimizin ve diğer peygamberlerin hayatı adeta bir terapi işlevi görür, bizi ruhen rahatlatır. Bize sevgi ve umut verir. Bizi karamsarlıktan kurtarır. Bizi ruhen çökertecek dünya ve ahiretimizi altüst edecek din istismarcılarına da dikkat etmeli ve sosyal medyada her gördüğümüz hoca görünümlü kişilere dikkat etmeliyiz.”
Çanakkale İl Müftülüğü tarafından pandemi döneminde başlatılan bilgilendirme videoları serisinde Gelibolu İlçe Müftüsü Mustafa Turgut, ‘Maneviyat Buhranı ve Madde Bağımlılığı’ konusu ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Müftü Turgut, modern dünyada din inancının kişileri karamsarlık, değersizlik gibi hislerin üstesinden gelebilmesine yardımcı olacağını vurguladı.

‘Maneviyat Buhranı ve Madde Bağımlılığı’ konusu ile ilgili Gelibolu İlçe Müftüsü Mustafa Turgut çeşitli paylaşımlarda bulundu.  Müftü Turgut, “Her şeyden önce şunun bilinmesi gerekir, hayatın hengamesinden insanoğlu akla hayale gelmeyecek birçok problemle karşılaşır. Problemlerin üstesinden gelmek için kuvvetli bir dayanak noktasını ihtiyaç duyar insanoğlu. Bu da iman ve ameli salihtir. Kuranı Kerim’in çeşitli yerlerinde beyan edildiği üzere, insanın tabiatı yüce Allah’la bağ kurmak üzere yaratılmıştır. Allah ile irtibat kurmaya yanaşmayan uzak kimselerin dengeleri, manevi hayattan yana bozulduğu için ruh sağlıkları da bu durumdan menfi etkilenir. O kişiler için bozulma süreci başlar ve süreç çok üstünde neticelenir” dedi.
“İSLAM ÇÖZÜMDÜR, MANADIR”
“İslam, huzurun, saadetin, kısacası her türlü güzelliğin kaynağıdır. Bütün problemleri ferdi ve toplumun vicdanını rahatlatacak seviyede çözebilme gücüne sahip yegâne din İslam’dır” diyen Turgut, “İslam; karamsarlık, kötümserlik, ümitsizlik, bunalım depresyon, kaygı, tükenmişlik, değersizlik hissi gibi problemleri kalıcı şekilde giderir. Çünkü İslam çözümdür, manadır. Temas ettiği yerde mana ve kıymet kazandırır.  Mesela dini vazifelerin hakkıyla yerine getirmeye çalışan toplumlarda intihar vakası nadir görülür” ifadelerini kullandı.
“İSLAM’DAN BİR ŞEYLER KIRPARAK, VARABİLECEĞİMİZ HİÇBİR YER YOK”
Turgut, bugün özelde Müslümanların baş başa kaldığı birçok problem olduğunu söyleyerek, “Bu problemlerin ana kaynağı sekülerizmi tabi olmaktır. Dini tamamen devre dışı bırakmak, dini hüküm koyma mevkiinden indirmek demek. Eskiden de sekülerizm vardı ama Müslümanlar üzerinde tesiri yok denecek kadar azdı. Bugün dünyada ve İslam dünyasında hatta Müslümanların iç dünyasında akıllarında zihinlerinde fiilen sekülerizmin hakimiyetini gözlemliyoruz. Çok zor bir asırda yaşıyoruz materyalizm, kapitalizm ruhları çepeçevre sarmış vaziyette. Müslüman bilinç, İslami kodlara göre değil, büyük oranda kapitalizmin ilkelerine göre işliyor. Modernizmin, sekülerizmin dayattığı suni mutlulukların, mutluluk olmadığı buhrandan başka bir şey üretmediğini çok acı bir şekilde öğreniyoruz. Modernizmin hakim olduğu dayatıldığı bir toplum yapısı var günümüzde. Çaresizlik neticesinde ben bunu kabul etmek zorundayım diyor kişi. Arkasından da bunu İslam’la nasıl bağdaştırabilirim sorusunu soruyor kendisine. Toplumun ve ferdin buna etmeye karşı çıkması mümkün mü diye sorulacak olursa tabii ki mümkündür deriz ama bu direnişin netice vermesi için İslam’ın bütün yönleriyle öncelemesi gerekir. İslam’dan bir şeyler kırparak, hükümlerden taviz vererek varabileceğimiz hiçbir yer yok. Neticesi yozlaşma ve izmihlale uğramaktır. Kısaca elbise bedene uydurulmalı, beden elbiseye değil. Kendimizi İslâma uydurmalıyız” dedi.
 “MODERN DEĞERLERLE ÇATIŞMAYAN İSLAM’I KABUL ETMEYE ZORLUYOR KENDİNİ”
“Bazı İslam esaslar var mesela mahremiyet. Modern Müslüman bunu kabul edemiyor” diyen Müftü Turgut, “Bu durumda ne yapıyor; bu anlayışını oluşturan modern değerlerle çatışmayan veya aykırı düşmeyen İslam’ı kabul etmeye, böyle bir sistem tasarlamaya zorluyor kendisini. Aslında yaşadığımız buhran tam olarak bundan ibaret. Gençlerimiz bazen sosyal medya mecralarında bazen madde bağımlılığında, teknoloji bağımlılığında, alkolde, tüketimde huzuru ve manevi tatmini ararlar. Ebeveynlere ben bu noktada şunu hatırlatmak istiyorum. Bugün dijitalleşme bir yeraltı sosyolojisi oluşturmuş vaziyette. Görmediğimiz bir sosyoloji ile karşı karşıyayız. Çocuklarımız yan odada hangi mecralarda dolaşıyor kimlerle etkileşim içerisinde çoğu zaman bilmiyoruz. Bize her türlü bozulmuşa karşı koruyacak olan kalemiz unutmayalım ki dinimizin kurallarını olanca gücümüzle uymaktır” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Başta beş vakit namaz olmak üzere namaza önem vermeleri, mümkün oldukça camide cemaatle kılmalı, kuranı kerim okumalı, dini sohbetlere devam etmeli, fıkıh öğrenmeli, başta Hazreti Peygamber’in hayatını ve diğer peygamberlerin hayatını öğrenerek manevi sıkıntılarımızı asgari düzeye indirebiliriz. Peygamberimizin ve diğer peygamberlerin hayatı adeta bir terapi işlevi görür, bizi ruhen rahatlatır. Bize sevgi ve umut verir. Bizi karamsarlıktan kurtarır. Bizi ruhen çökertecek dünya ve ahiretimizi altüst edecek din istismarcılarına da dikkat etmeli ve sosyal medyada her gördüğümüz hoca görünümlü kişilere dikkat etmeliyiz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.