Keşke mikrofon bizlere de uzatılsaydı!

Güncel 08.06.2021 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

Keşke mikrofon bizlere de uzatılsaydı!

Geçtiğimiz gün gerçekleştirilen Haziran ayı Belediye Meclis Toplantısı’nda ulusal basında Çanakkale Belediyesi’nin hayvan barınağı hakkında çıkan görüntüler ve iddialar konuşuldu. Çanakkale Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, “Keşke mikrofon bizlere de uzatılsaydı. Sosyal medyada dönmeden önce haber kanalı röportaj yaptığı zaman gerek veteriner işleri müdürümüzle gerek veteriner hekimlerle ya da bizlerle röportaj yapsalardı” şeklinde yapılan habere tepki göstererek, gösterilen alanın barınak değil, geçici rehabilitasyon merkezi ve bakım evi olduğunu, burada bulunan sokak hayvanlarının zaten hasta olan hayvanlar olduğunu ve bu hayvanların tedavilerinin yapıldığını söyleyerek, belediye tarafından yapılan tüm çalışmaları anlattı.
Çanakkale Belediyesi Haziran ayı Meclis Toplantısı geçtiğimiz gün Seramik Müzesi’nin bahçesinde gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve belediye meclis üyelerinin hazır bulunduğu toplantı gündem dışı konuşmalar ile başladı.  Geçtiğimiz ay ile ilgili bilgiler veren Gökhan, yaptığı konuşmada uzun süredir gündemde yer alan müsilaj sorununa değindi. Ülgür Gökhan,  “Maalesef son aylarda özellikle son günlerde başımıza bir çevre sıkıntısı var denizlerimizde müsilaj sorunu, deniz salyası deniliyor. O artık ciddi boyutlara ulaştı. Biz hep denizin üstünü görüyoruz esas sıkıntı denizin altında. Bilim adamları bunun farkındalar ve yoğun bir biçimde harekete geçilmiş durumda. An itibariyle Çanakkale 18 Mart Üniversitemizde Deniz Bilimleri Fakültesi önderliğinde bir toplantı gerçekleştirdi. Orada genel müdürlükten su ürünleri genel müdürlüğünden katılımcılar oldu. Öğretim görevleri hocalar bilgi verdiler, ben de katıldım. En büyük sıkıntı şu maalesef; Marmara'nın kirliliği üzerinde barındırıyor olmanın sonuçları bunlar. Hocaların ifadeleriyle konuşuyorum; üst akıntılar ve alt akıntılar var. Oradaki alttaki kirlilik oranın ısısının artmış olması küresel ısınmanın etkileri hepsi bir bütün halinde. Bu kirliliğin içeresinde tabi en önemli unsur yerleşim yerlerinde atıkların, ve sanayinin atıklarının uzun bir şekilde Marmara'da gidiyor olması. Biz Çanakkale olarak bu konuda tedbirleri almak için Çanakkale'nin atık su arıtma tesisini bitirdik. Şu an itibariyle deşarj taptığımız su gayet sağlıklı hatta ultraviyole ile mikropları da öldürüyoruz doğaya verirken. Bizim tesislerimiz sürekli bakanlıkta izleniyor. 24 saat 365 gün yani, izleniyor derken standartlar dışında bir şey olursa hemen alarm veriyor ve ikaz ediliyoruz” şeklinde anlattı. “ÜÇ KÖYÜMÜZ ATIK SUYUNU ARITMADAN VERMEYE DEVAM EDİYOR” Atık depo alanında sızıntı suyunu arıtarak doğaya verdiklerini söyleyen Gökhan, sahillerde oluşan koku ile ilgili de çalışma yaptıklarını söyledi. “Hatta bir adım ötede çalışma yapmak durumundayız. Acaba bu çıkan suların etütlerini yaptırmak suretiyle sulama suyu olarak kullanabilir miyiz? Hem su tasarrufu babında hem bu şekliyle doğaya vermeme şeklinde bir çalışmamız var” diyen Gökhan, “Bir handikabı bir türlü aşamadık o da Sarıçay’ın kirliği konusu. Sarıçay’a maalesef üç tane köyümüz halen daha atık suyunu arıtmadan vermeye devam ediyor. Onlar da doğal olarak denizle buluşuyor. Bir de barajın iç tarafındaki köylerden de arıtması var gibi olsa da yeteri kadar çekilmiyor ve maalesef barajın içine atıkları köylerin gidiyor. Bunu söyledik ama bir türlü başarılı bir sonuca varamadık” diye konuştu.    “YANLIŞ AVLANMALAR BALIK POPÜLASYONLARININ AZALMASI GİBİ KONULAR DA VAR” Gökhan, müsilajla ilgili Marmara Belediyeler Birliği Başkanı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın daveti üzerine Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un da katılımı ile Marmara Denizine kıyısı bulunan Balıkesir, Bursa, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova belediye başkanlarının ve Marmara Belediyeler Birliği encümen üyelerinin katılımı ile acil durum toplantısı yapılacağını duyurdu. Başkan Gökhan, konuyla ilgili olarak, “Maalesef bu çevre konusu 2007’de olmuş yoğun bir biçimde. Deniz altındaki bütün eko sistemi kaplıyor. Küçük balıkların azalması buna engel olurmuş. Onlar bu planktonlardan beslenirmiş, büyüklerde o küçüklerden beslenirmiş. Yani bir ekosistem var içerde, oradaki yani yanlış avlanmalar balık popülasyonlarının azalması gibi konular da var. Sadece kirlilik olarak algılamamak lazım, biz bunların hepsini detaylı olarak öğrendikçe kamuoyu ile paylaşırız” bilgisini verdi.  “ÇANAKKALE BELEDİYESİNİN HAYVAN DOSTU BİR BELEDİYE OLDUĞUNU BİLİYORUZ” Başkan Gökhan’ın konuşmasının ardından İyi Parti Çanakkale Belediye Meclis Üyesi Didem Güner söz alarak, geçtiğimiz hafta basında ‘Çanakkale Belediyesi Hayvan Barınağı’ ismiyle yayınlanan bazı görüntüleri gündeme getirdi. Güner,  Can dostlarımızın kötü görüntüleri ve bununla ilgili bir takım iddialar var. Biz Çanakkale Belediyesinin hayvan dostu bir belediye olduğunu biliyoruz. Ancak iddialara karşı da çok kayıtsız kalamadık. Yeni ulaştı tarafımıza ancak yetkililerle birlikte takipte olacağız. Tabi bunu takip ederken partimizin öncülüğünde hazırlanan yeni hayvan hakları yasasının bir an önce artık onaylanıp bir an önce artık işleme konulmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.  “KEŞKE MİKROFON BİZLERE DE UZATILSAYDI” Hayvan barınaklarından sorumlu Çanakkale Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, konu hakkında bu durumla ilgili konuşarak, bilgi verdi. Mutluay, “Öncelikle şunu söylemek isterim ki, keşke mikrofon bizlere de uzatılsaydı. Sosyal medyada dönmeden önce haber kanalı röportaj yaptığı zaman gerek veteriner işleri müdürümüzle gerek veteriner hekimlerle ya da bizlerle röportaj yapsalardı. Daha şeffaf daha adaletli bir yayın olacağını düşünüyorum. Burada iki nokta var. Burası aslında bir barınak değil. Burası geçici rehabilitasyon merkezi ve bakım evi ve buraya gelen sokak hayvanları zaten sorunlu hayvanlar; ya hasta ya düşkün yada yavrulu anneler ya da kısırlaştırma işlemi yapılmak üzere gelen hayvanlar var. 24 saat burada hizmet veriliyor. Nöbetçi sistemimiz var ve icapçı veteriner hekimler ile sağlık teknikerleri mevcut. Gelen şikayetler üzerine nöbetçi personelimiz tarafından ilgili hayvan o noktadan alınıyor, rehabilitasyon merkezine getiriliyor ve nöbetçi sağlık personelimiz buna müdahale ediyor. İkincisi beslenme ile ilgili sorunlardan söz edildi. 70 tane mama odağı var. Kent merkezi, Dardanos ve Güzelyalı’da ve düzenli olarak her gün beslemeler yapılıyor. Biz kendilerine şu soruyu soruyoruz, sizin sofranızda her zaman yemek oluyor mu? Aynen insanlar gibi hayvanların da bir beslenme saati var. Mama kaplarına mamaları konur. Hayvanlar beslenir. Oradaki popülasyon fazlaysa ve mama yetersiz kalmışsa bize ulaşıldığı anda biz orada takviyeyi sağlarız. Bunun dışında biz bu besleme noktasında da diğer sağlık hizmetlerinde de gerek Veteriner Hekimler Odası gerek STK’lar ile birlikte çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.  “GERÇEKTEN HAKSIZ BİR ELEŞTİRİ” Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Mutluay, “Kısa bir süre önce Veteriner Hekimleri Odası ve Patican Hakları Koruma Derneği ile birlikte kısırlaştırma projesi başlattık ve 300 kedi ile bu kısırlaştırma projesi devam ediyor. Bunun dışında Belediye başkanımız ile birlikte bir barınak yeri arayışımız vardı. Bununla ilgili de bir çalışma yaptık. Türk tepesi olarak bilinen Eski mezarlığında üzerindeki bir alanda bir barınak inşa etmek üzere bir proje hazırladık. Doğa Koruma Ve Milli Parklar ön incelemesini yaptı. Alanın uygun olduğunu söyledi. Ve burada ek bir hizmet alanı oluşturduk. Burada kısırlaştırmak üzere gelen hayvanları kısırlaştırıyoruz. Bunun dışında da kent içinde gönüllülerimiz var. Bir randevu sistemi oluşturduk. Gönüllülerimizin bizle iletişim kurması halinde onlara randevu verip, kısırlaştırma işlemini ve mama ve temiz işlemini bu şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Burada ben biraz art niyet de arıyorum. Çünkü barınaktaki nöbetçi arkadaşımız, ihbar gelmesi halinde mesai saati dışında hemen ihbar noktasına gidiyor ve burada içeriye giriliyor. Kısa bir süre önce barınağa intikal etmiş kanlı ishal olarak tanısı konulan neredeyse ölmek üzere olan bir hayvan görüntüleniyor ve burası bir ölüm kampı olarak isimlendiriliyor. Bu gerçekten haksız bir eleştiri şu anda ben devlet hastanesine de gitsem, yoğun bakım ünitesine girsem ölmek üzere olan çok sayıda insanla karşılaşabilirim. Burası müşaade odası. Müşaade Odasında hayvana tıbbi yardım yapılmış gerçekten hiç bir şey yapılmamış ölüme terk edilmiş gibi bir algı oluşturuluyor ve bunun dışında iç ve dış parazitleri gibi hastalıkları oluyor hayvanların bunlar da bir sağlık sorunu. Bunlar barınağa geliyor, bunların da tedavileri yapıldıktan sonra hemen sonuç alamıyorsunuz. Bu parazit tedavisinin de sonuç verebilmesi için bir zamana ihtiyacınız var. Dolayısıyla bu tedaviler yapılıyor. Bir ihbar grubu oluşturduk her gelen ihbarı ben dâhil, belediye başkanımız ve yetkililer görebiliyor” dedi. “ALTERNATİF TÖREN DÜZENLEMELERİNİ KINIYORUM” Mutluay’ın açıklamalarının ardından sözü Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Esra Yüksel aldı. Yüksel, “Bizlerde infial oluşturan ve bende biriken diğer kınamaları da yapmak istiyorum.  Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nde Atatürk demekten yüksünen İstanbul il başkanı hanımefendiyi de kınıyorum. Milli bayramlarda tören alanına gelmeyip, alternatif tören düzenlemelerini de kınıyorum. O alanda devlet erkânıyla resim vermeyen ama teröriste terörist demeyen, teröristin hamiliyle resimlerde boy gösterenleri de kınıyorum. Bunun dışında kınayacak kadar çok ciddiye almamakla birlikte beni gülümseten ama bu konuda fikrimi belirtmek istediğim bir konu var. Milli bayramlarda tören alanlarında bizim varlığımızla ilgili paylaşımlara yaparak siyaset yapanlara da bir sözüm var. Bütün millî bayramlarda bütün teşkilatımızla vardık. Var olmaya da devam edeceğiz. Pandemi şartlarına rağmen belki de en fazla katılımı sağlayan bizi. Biz oradayız, orada olmaya da devam edeceğiz. Alternatif tören meraklılarını da milli birlik beraberlik duygusunu tatmak ve göstermek için meydanlara bekliyoruz” şeklinde konuştu. “NE YAPACAĞIM BURADA YEMEK TARİFİ Mİ VERECEĞİM?” Yüksel, konuşmasının devamında, “Geçen mecliste ben şehirde sıkıntı çektiğimiz yerel hizmetlerle ilgili zorluk yaşadığımız şeyleri, kendimin yaşadığı zorluklar üzerinde anlatarak, yani arada aracı yok bakın ben bile bunları yaşadım, herkes yaşıyor anlamında bir örneklemeyle vermiştim. Su yükleyememiştim, Dardanos’ta çukurlar var, arabalar mahvoldu demiştim. Sayın başkan, çok teşekkür ederim su yükleme yerinin üzerine güneşi geçiren yere karartma yapılmış. Sabah ilk işim o kulübeye bakmak oldu. Süper olmuş. Hatta geceleyin gelenler için aydınlatma koyulmuş, çok iyi düşünülmüş. Çukurlar da doldurulmuş. Ben bu konuda çok memnun oldum. İşimi yaptığım için de kendi kendime ne güzel dedim. Genelde CHP’li arkadaşlarımız çok söz almıyor ama aldıkları sözlerde de genelde Esra Hanıma belediye meclis üyeliğini öğretmeye çalışıyor. O konu buraya gelir miymiş, ne yapacağım burada yemek tarifi mi vereceğim? Tabi ki o konu buraya gelecek. İyi ki de getirmişim. O iki sorun çözüldü. Bana meclis üyeliğini öğreten çok bilen arkadaşlarım diyorlar ki whatsapp mesajı yazsaydın, telefon açsaydın o zaman şu olacaktı; benim tek kişiyle iletişimim olacaktı. Bu konu bu şekilde bir çözüme ulaşmayacaktı. Bu sorun şu an kökten çözüldü. Sizlere acı haber bu şekilde devam edeceğimi de buradan bildiririm” diye belirtti. “AMA BİR ÜSLUP MESELESİ ARAMIZDAKİ FARK” Başkan Gökhan, bu noktada Yüksel’den sözü alarak, “Yok o tatlı haber. Biz tüm meclis üyelerinin bu şekilde Çanakkale’nin sorunlarını bize aktarmalarını diliyorum çünkü her bir meclis üyesi aynı zamanda bir belediye başkanıdır. Siz de seçimler geliyorsunuz ben de geliyorum ve beraber kararlar alıyoruz. Dolayısıyla sizlerin fikirleri bizim başımızın üstünde yeri var. Ama bir üslup meselesi aramızdaki fark” dedi.   “İNSANLARLA BİRER BİRER GÖRÜŞECEĞİZ” Yüksel, sosyal konutları sorması üzerine Gökhan, yapılan son çalışmalarla ilgili bilgi verdi: “İmar müdürü ile görüştük. En kısa zamanda birer birer, muhtarı da çağıracağız, çok kalabalık olmadan ama iyi bir sayıda insanlarla birer birer görüşeceğiz. En kısa zamanda başlıyoruz. İnşallah kapanma olmazsa.” Yüksel, 31 Mart’ta gerçekleştirilen Cennet Otoparkı ihalesi hakkında da bilgi almak istemesi üzerine Gökhan, ihaleye katılan olmadığını, çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti.
Geçtiğimiz gün gerçekleştirilen Haziran ayı Belediye Meclis Toplantısı’nda ulusal basında Çanakkale Belediyesi’nin hayvan barınağı hakkında çıkan görüntüler ve iddialar konuşuldu. Çanakkale Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, “Keşke mikrofon bizlere de uzatılsaydı. Sosyal medyada dönmeden önce haber kanalı röportaj yaptığı zaman gerek veteriner işleri müdürümüzle gerek veteriner hekimlerle ya da bizlerle röportaj yapsalardı” şeklinde yapılan habere tepki göstererek, gösterilen alanın barınak değil, geçici rehabilitasyon merkezi ve bakım evi olduğunu, burada bulunan sokak hayvanlarının zaten hasta olan hayvanlar olduğunu ve bu hayvanların tedavilerinin yapıldığını söyleyerek, belediye tarafından yapılan tüm çalışmaları anlattı.

Çanakkale Belediyesi Haziran ayı Meclis Toplantısı geçtiğimiz gün Seramik Müzesi’nin bahçesinde gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve belediye meclis üyelerinin hazır bulunduğu toplantı gündem dışı konuşmalar ile başladı.
 Geçtiğimiz ay ile ilgili bilgiler veren Gökhan, yaptığı konuşmada uzun süredir gündemde yer alan müsilaj sorununa değindi. Ülgür Gökhan,  “Maalesef son aylarda özellikle son günlerde başımıza bir çevre sıkıntısı var denizlerimizde müsilaj sorunu, deniz salyası deniliyor. O artık ciddi boyutlara ulaştı. Biz hep denizin üstünü görüyoruz esas sıkıntı denizin altında. Bilim adamları bunun farkındalar ve yoğun bir biçimde harekete geçilmiş durumda. An itibariyle Çanakkale 18 Mart Üniversitemizde Deniz Bilimleri Fakültesi önderliğinde bir toplantı gerçekleştirdi. Orada genel müdürlükten su ürünleri genel müdürlüğünden katılımcılar oldu. Öğretim görevleri hocalar bilgi verdiler, ben de katıldım. En büyük sıkıntı şu maalesef; Marmara'nın kirliliği üzerinde barındırıyor olmanın sonuçları bunlar. Hocaların ifadeleriyle konuşuyorum; üst akıntılar ve alt akıntılar var. Oradaki alttaki kirlilik oranın ısısının artmış olması küresel ısınmanın etkileri hepsi bir bütün halinde. Bu kirliliğin içeresinde tabi en önemli unsur yerleşim yerlerinde atıkların, ve sanayinin atıklarının uzun bir şekilde Marmara'da gidiyor olması. Biz Çanakkale olarak bu konuda tedbirleri almak için Çanakkale'nin atık su arıtma tesisini bitirdik. Şu an itibariyle deşarj taptığımız su gayet sağlıklı hatta ultraviyole ile mikropları da öldürüyoruz doğaya verirken. Bizim tesislerimiz sürekli bakanlıkta izleniyor. 24 saat 365 gün yani, izleniyor derken standartlar dışında bir şey olursa hemen alarm veriyor ve ikaz ediliyoruz” şeklinde anlattı.
“ÜÇ KÖYÜMÜZ ATIK SUYUNU ARITMADAN VERMEYE DEVAM EDİYOR”
Atık depo alanında sızıntı suyunu arıtarak doğaya verdiklerini söyleyen Gökhan, sahillerde oluşan koku ile ilgili de çalışma yaptıklarını söyledi. “Hatta bir adım ötede çalışma yapmak durumundayız. Acaba bu çıkan suların etütlerini yaptırmak suretiyle sulama suyu olarak kullanabilir miyiz? Hem su tasarrufu babında hem bu şekliyle doğaya vermeme şeklinde bir çalışmamız var” diyen Gökhan, “Bir handikabı bir türlü aşamadık o da Sarıçay’ın kirliği konusu. Sarıçay’a maalesef üç tane köyümüz halen daha atık suyunu arıtmadan vermeye devam ediyor. Onlar da doğal olarak denizle buluşuyor. Bir de barajın iç tarafındaki köylerden de arıtması var gibi olsa da yeteri kadar çekilmiyor ve maalesef barajın içine atıkları köylerin gidiyor. Bunu söyledik ama bir türlü başarılı bir sonuca varamadık” diye konuştu.   
“YANLIŞ AVLANMALAR BALIK POPÜLASYONLARININ AZALMASI GİBİ KONULAR DA VAR”
Gökhan, müsilajla ilgili Marmara Belediyeler Birliği Başkanı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın daveti üzerine Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un da katılımı ile Marmara Denizine kıyısı bulunan Balıkesir, Bursa, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova belediye başkanlarının ve Marmara Belediyeler Birliği encümen üyelerinin katılımı ile acil durum toplantısı yapılacağını duyurdu. Başkan Gökhan, konuyla ilgili olarak, “Maalesef bu çevre konusu 2007’de olmuş yoğun bir biçimde. Deniz altındaki bütün eko sistemi kaplıyor. Küçük balıkların azalması buna engel olurmuş. Onlar bu planktonlardan beslenirmiş, büyüklerde o küçüklerden beslenirmiş. Yani bir ekosistem var içerde, oradaki yani yanlış avlanmalar balık popülasyonlarının azalması gibi konular da var. Sadece kirlilik olarak algılamamak lazım, biz bunların hepsini detaylı olarak öğrendikçe kamuoyu ile paylaşırız” bilgisini verdi.
 “ÇANAKKALE BELEDİYESİNİN HAYVAN DOSTU BİR BELEDİYE OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
Başkan Gökhan’ın konuşmasının ardından İyi Parti Çanakkale Belediye Meclis Üyesi Didem Güner söz alarak, geçtiğimiz hafta basında ‘Çanakkale Belediyesi Hayvan Barınağı’ ismiyle yayınlanan bazı görüntüleri gündeme getirdi. Güner,  Can dostlarımızın kötü görüntüleri ve bununla ilgili bir takım iddialar var. Biz Çanakkale Belediyesinin hayvan dostu bir belediye olduğunu biliyoruz. Ancak iddialara karşı da çok kayıtsız kalamadık. Yeni ulaştı tarafımıza ancak yetkililerle birlikte takipte olacağız. Tabi bunu takip ederken partimizin öncülüğünde hazırlanan yeni hayvan hakları yasasının bir an önce artık onaylanıp bir an önce artık işleme konulmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 “KEŞKE MİKROFON BİZLERE DE UZATILSAYDI”
Hayvan barınaklarından sorumlu Çanakkale Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, konu hakkında bu durumla ilgili konuşarak, bilgi verdi. Mutluay, “Öncelikle şunu söylemek isterim ki, keşke mikrofon bizlere de uzatılsaydı. Sosyal medyada dönmeden önce haber kanalı röportaj yaptığı zaman gerek veteriner işleri müdürümüzle gerek veteriner hekimlerle ya da bizlerle röportaj yapsalardı. Daha şeffaf daha adaletli bir yayın olacağını düşünüyorum. Burada iki nokta var. Burası aslında bir barınak değil. Burası geçici rehabilitasyon merkezi ve bakım evi ve buraya gelen sokak hayvanları zaten sorunlu hayvanlar; ya hasta ya düşkün yada yavrulu anneler ya da kısırlaştırma işlemi yapılmak üzere gelen hayvanlar var. 24 saat burada hizmet veriliyor. Nöbetçi sistemimiz var ve icapçı veteriner hekimler ile sağlık teknikerleri mevcut. Gelen şikayetler üzerine nöbetçi personelimiz tarafından ilgili hayvan o noktadan alınıyor, rehabilitasyon merkezine getiriliyor ve nöbetçi sağlık personelimiz buna müdahale ediyor. İkincisi beslenme ile ilgili sorunlardan söz edildi. 70 tane mama odağı var. Kent merkezi, Dardanos ve Güzelyalı’da ve düzenli olarak her gün beslemeler yapılıyor. Biz kendilerine şu soruyu soruyoruz, sizin sofranızda her zaman yemek oluyor mu? Aynen insanlar gibi hayvanların da bir beslenme saati var. Mama kaplarına mamaları konur. Hayvanlar beslenir. Oradaki popülasyon fazlaysa ve mama yetersiz kalmışsa bize ulaşıldığı anda biz orada takviyeyi sağlarız. Bunun dışında biz bu besleme noktasında da diğer sağlık hizmetlerinde de gerek Veteriner Hekimler Odası gerek STK’lar ile birlikte çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.
 “GERÇEKTEN HAKSIZ BİR ELEŞTİRİ”
Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Mutluay, “Kısa bir süre önce Veteriner Hekimleri Odası ve Patican Hakları Koruma Derneği ile birlikte kısırlaştırma projesi başlattık ve 300 kedi ile bu kısırlaştırma projesi devam ediyor. Bunun dışında Belediye başkanımız ile birlikte bir barınak yeri arayışımız vardı. Bununla ilgili de bir çalışma yaptık. Türk tepesi olarak bilinen Eski mezarlığında üzerindeki bir alanda bir barınak inşa etmek üzere bir proje hazırladık. Doğa Koruma Ve Milli Parklar ön incelemesini yaptı. Alanın uygun olduğunu söyledi. Ve burada ek bir hizmet alanı oluşturduk. Burada kısırlaştırmak üzere gelen hayvanları kısırlaştırıyoruz. Bunun dışında da kent içinde gönüllülerimiz var. Bir randevu sistemi oluşturduk. Gönüllülerimizin bizle iletişim kurması halinde onlara randevu verip, kısırlaştırma işlemini ve mama ve temiz işlemini bu şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Burada ben biraz art niyet de arıyorum. Çünkü barınaktaki nöbetçi arkadaşımız, ihbar gelmesi halinde mesai saati dışında hemen ihbar noktasına gidiyor ve burada içeriye giriliyor. Kısa bir süre önce barınağa intikal etmiş kanlı ishal olarak tanısı konulan neredeyse ölmek üzere olan bir hayvan görüntüleniyor ve burası bir ölüm kampı olarak isimlendiriliyor. Bu gerçekten haksız bir eleştiri şu anda ben devlet hastanesine de gitsem, yoğun bakım ünitesine girsem ölmek üzere olan çok sayıda insanla karşılaşabilirim. Burası müşaade odası. Müşaade Odasında hayvana tıbbi yardım yapılmış gerçekten hiç bir şey yapılmamış ölüme terk edilmiş gibi bir algı oluşturuluyor ve bunun dışında iç ve dış parazitleri gibi hastalıkları oluyor hayvanların bunlar da bir sağlık sorunu. Bunlar barınağa geliyor, bunların da tedavileri yapıldıktan sonra hemen sonuç alamıyorsunuz. Bu parazit tedavisinin de sonuç verebilmesi için bir zamana ihtiyacınız var. Dolayısıyla bu tedaviler yapılıyor. Bir ihbar grubu oluşturduk her gelen ihbarı ben dâhil, belediye başkanımız ve yetkililer görebiliyor” dedi.
“ALTERNATİF TÖREN DÜZENLEMELERİNİ KINIYORUM”
Mutluay’ın açıklamalarının ardından sözü Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Esra Yüksel aldı. Yüksel, “Bizlerde infial oluşturan ve bende biriken diğer kınamaları da yapmak istiyorum.  Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nde Atatürk demekten yüksünen İstanbul il başkanı hanımefendiyi de kınıyorum. Milli bayramlarda tören alanına gelmeyip, alternatif tören düzenlemelerini de kınıyorum. O alanda devlet erkânıyla resim vermeyen ama teröriste terörist demeyen, teröristin hamiliyle resimlerde boy gösterenleri de kınıyorum. Bunun dışında kınayacak kadar çok ciddiye almamakla birlikte beni gülümseten ama bu konuda fikrimi belirtmek istediğim bir konu var. Milli bayramlarda tören alanlarında bizim varlığımızla ilgili paylaşımlara yaparak siyaset yapanlara da bir sözüm var. Bütün millî bayramlarda bütün teşkilatımızla vardık. Var olmaya da devam edeceğiz. Pandemi şartlarına rağmen belki de en fazla katılımı sağlayan bizi. Biz oradayız, orada olmaya da devam edeceğiz. Alternatif tören meraklılarını da milli birlik beraberlik duygusunu tatmak ve göstermek için meydanlara bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“NE YAPACAĞIM BURADA YEMEK TARİFİ Mİ VERECEĞİM?”
Yüksel, konuşmasının devamında, “Geçen mecliste ben şehirde sıkıntı çektiğimiz yerel hizmetlerle ilgili zorluk yaşadığımız şeyleri, kendimin yaşadığı zorluklar üzerinde anlatarak, yani arada aracı yok bakın ben bile bunları yaşadım, herkes yaşıyor anlamında bir örneklemeyle vermiştim. Su yükleyememiştim, Dardanos’ta çukurlar var, arabalar mahvoldu demiştim. Sayın başkan, çok teşekkür ederim su yükleme yerinin üzerine güneşi geçiren yere karartma yapılmış. Sabah ilk işim o kulübeye bakmak oldu. Süper olmuş. Hatta geceleyin gelenler için aydınlatma koyulmuş, çok iyi düşünülmüş. Çukurlar da doldurulmuş. Ben bu konuda çok memnun oldum. İşimi yaptığım için de kendi kendime ne güzel dedim. Genelde CHP’li arkadaşlarımız çok söz almıyor ama aldıkları sözlerde de genelde Esra Hanıma belediye meclis üyeliğini öğretmeye çalışıyor. O konu buraya gelir miymiş, ne yapacağım burada yemek tarifi mi vereceğim? Tabi ki o konu buraya gelecek. İyi ki de getirmişim. O iki sorun çözüldü. Bana meclis üyeliğini öğreten çok bilen arkadaşlarım diyorlar ki whatsapp mesajı yazsaydın, telefon açsaydın o zaman şu olacaktı; benim tek kişiyle iletişimim olacaktı. Bu konu bu şekilde bir çözüme ulaşmayacaktı. Bu sorun şu an kökten çözüldü. Sizlere acı haber bu şekilde devam edeceğimi de buradan bildiririm” diye belirtti.
“AMA BİR ÜSLUP MESELESİ ARAMIZDAKİ FARK”
Başkan Gökhan, bu noktada Yüksel’den sözü alarak, “Yok o tatlı haber. Biz tüm meclis üyelerinin bu şekilde Çanakkale’nin sorunlarını bize aktarmalarını diliyorum çünkü her bir meclis üyesi aynı zamanda bir belediye başkanıdır. Siz de seçimler geliyorsunuz ben de geliyorum ve beraber kararlar alıyoruz. Dolayısıyla sizlerin fikirleri bizim başımızın üstünde yeri var. Ama bir üslup meselesi aramızdaki fark” dedi.
 
“İNSANLARLA BİRER BİRER GÖRÜŞECEĞİZ”
Yüksel, sosyal konutları sorması üzerine Gökhan, yapılan son çalışmalarla ilgili bilgi verdi: “İmar müdürü ile görüştük. En kısa zamanda birer birer, muhtarı da çağıracağız, çok kalabalık olmadan ama iyi bir sayıda insanlarla birer birer görüşeceğiz. En kısa zamanda başlıyoruz. İnşallah kapanma olmazsa.”
Yüksel, 31 Mart’ta gerçekleştirilen Cennet Otoparkı ihalesi hakkında da bilgi almak istemesi üzerine Gökhan, ihaleye katılan olmadığını, çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.