Müsilaj İçin Eylem Planı Konuşuluyor: MÜSİLAJ SORUNU ÇÖZÜLECEK Mİ?

Güncel 08.06.2021 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

Müsilaj İçin Eylem Planı Konuşuluyor: MÜSİLAJ SORUNU ÇÖZÜLECEK Mİ?

Ocak ayında Marmara Denizi’nde görülmeye başlanan müsilaj, Mart ayında Çanakkale’yi de etkisi altına almıştı. Halk arasında adı ‘deniz salyası’ olan müsilajın, kalın ve yapışkan bir madde olduğu bilinirken nasıl temizleneceği de tartışılan bir konu haline geldi. Geçtiğimiz günlerde, Marmara Denizi’nin üst tabakasını kaplayan müsilaj için yetkililer alarma geçti. Çanakkale’nin kurumlarında da konu hakkında çözüm önerileri dile getirilmeye başlandı.
Kocaeli Belediyesi’nin İzmit Körfezi’nde deniz süpürgesi ile temizleme çalışmaları yaptığı bilinirken salyanın, denizin derinliklerine indiği gözlemlendi. Salyanın yaz aylarında azalma göstereceğini belirten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, “İnsan sağlığını doğrudan etkileyecek olmamasına rağmen ortamda sirkülasyonun azalmasıyla çeşitli mikrobiyal faaliyetler meydana gelebilir ve insan sağlığı olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle müsilajın bulunduğu alanda denize girilmemesi daha uygun olacaktır” ifadelerini kullanmıştı. Görüntü kirliliği de yaratan müsilajın, insanları ürkütmesi sebebiyle turizm sektörünü etkilemesinden endişe ediliyor. Balıkçıları zor duruma sokan ve bazı türler için risk arz eden müsilaj, balıkçılık sektörünü doğrudan etkilemeye başlamıştı. Halkın bir çözüm önerisi beklemesine istinaden, Bakan Kurum konuya ilişkin olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 6 Haziran’da ‘eylem planı’na geçeceğini aktarmasının ardından Çanakkale’de de sesler yükselmeye başladı. “KANALİZASYON SULARININ ARITILIP, KARADENİZ AKINTISINA VERİLMESİ ÇÖZÜM OLABİLİR” Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden emekli olan Jeoloji Profesörü Dr. Doğan Perinçek, müsilaj hakkında fikirlerini dile getirdi. Müsilajın kanalizasyon ve dere sularının denize ya da Çanakkale Boğazı’na boşaldığı yerlerde yoğunlaştığını belirten Perinçek, “Müsilaj oluşturan planktonlar genellikle durgun suyu, sakin koyları ve tatlı suyu seviyor. Ani sıcaklık değişimlerini seviyor. Soğuk hava birdenbire ısınınca çoğalıyor. Oksijeni seviyor. Geçici çözümlerden biri Müsilaj artıklarını deniz yüzeyinden toplamak olabilir. Kalıcı çözüm ise Marmara'ya boşaltılan kanalizasyon sularının arıtılıp derin sulara pompalanması ile sağlanabilir. Pompalama öncesi ayrılan tatlı suyun tuzlu deniz suyu ile karıştırılmasını öneririm. Aksi halde yoğunluğu az olan arıtılmış kanalizasyon suyu; deniz yüzeyine çıkmaya çalışır ve müsilaj (plankton) yaşam koşullarını sağlamaya devam eder emeklerimiz boşa gider. İstanbul dolayının arıtılan kanalizasyon suları İstanbul Boğazının daha tuzlu olan ve Karadeniz yönünde akan alt akıntısına verilmelidir. Çanakkale Boğazında ise Ege Denizi yönünde akan üst akıntı kullanılmalıdır. Aksi halde Marmara Denizini kurtarmak mümkün olmayacaktır. Tekrarlıyorum bu işlemi yapmadan önce Marmara'ya kıyısı olan tüm yerleşimler kanalizasyon sularını önce arıtmalıdır. Sonra bu sular derin şarj ile yukarıda arz ettiğim prensip çerçevesinde denize verilmelidir.  Sahilde yelpaze gibi görünen müsilaj görüntüsünün tam ortasında Erenköy kanalizasyonu boğaz sularına açıktan akarak kavuşuyor. Karamenderes Deresi ve kanalizasyonun suları boğazın tuzlu suyuna göre daha hafif olduğu için bu su, boğazda ters akıntı yapıyor ve boğazdaki olması gereken üst akıntının tersi yönünde Karanlık Liman dolayındaki yerleşim alanları kıyılarına doğru yönleniyor. Özetle kanalizasyon suyu bu kıyılarda bulunan plajlarda kirlenme yapıyor. Boğaz sularına varmadan önce bir süre açıktan akan Erenköy kanalizasyon atıklarının kapalı borulara alınması ve Boğazın derin sularına ulaşması için en kısa zamanda tedbir alınması akıllıca bir tedbir ve halkın sağlı açısından yararlı olacaktır. Sarıçay tatlı su ve buraya boşalan kirli sular planktonların çoğalması için uygun ortam sağlıyor” dedi. İL GENEL MECLİSİ’NDE MÜSİLAJ ÖNERGESİ CHP Lapseki İl Genel Üyesi Ali Özkan Aldemir, dün gerçekleşen İl Genel Meclisi Toplantısı’nda müsilajın incelenmesi hakkında önerge verdi. Aldemir, “Geçtiğimiz aylardan itibaren Marmara deniz kıyılarının neredeyse tamamında görülen deniz salyası (müsilaj) giderek ciddi bir problem olmaktadır. Deniz salyası oluşumu, atık su barajlarından çıkan suların gerekli kimyasal ve biyolojik arıtmalarının yapılmadan deniz verilmesi;  Aralardan gelen çeşitli besin maddelerinin artması, sudaki çözülmüş oksijen miktarının azalmasına ve uzun vadede deniz eko sisteminin bozulmasına neden olmaktadır. Bu durumda doğadaki diğer canlıların yok olmasına neden olacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Aynı zamanda sahilleri kaplayan deniz salyası, denize kıyısı olan il ve ilçelerimizdeki turizmi olumsuz etkilemektedir. Sahilleri kaplayan görüntü endişeyi arttırmakla birlikte deniz canlıları tüketimine olan ilgiyi de düşürecektir. Geçimini denizden sağlayan balıkçı esnafı da bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Bu nedenlerle kıyılarımızı kaplayan bu sorunun çözümü için, konunun ivedilikle Çevre ve Sağlık komisyonuna sevk edilerek incelenmesini ilgilerinize arz ederim” ifadelerini kullandı. BAKANLIK HAREKETE GEÇTİ Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, deniz salyasının Türkiye'nin denizlerini tehdit eden önemli sorunlardan birisi olduğunu belirterek, Marmara Denizi'nde görülen çevresel soruna ‘ortak akılla’ çözüm üreteceklerini ifade etti. Bakan Kurum, "Çözüme herkesi dâhil ederek tüm tarafların katılımıyla 4 Haziran'da 'Marmara Denizi'nde Müsilaj Sorunu ve Çözüm Önerileri' çalıştayımızı yapacağız. 6 Haziran'da da 'Marmara Denizi'ni Koruma Eylem Planı'nı kamuoyuyla paylaşacağız" ifadelerini kullandı. ÇOMÜ MÜSİLAJ HAKKINDA ONLİNE PANEL GERÇEKLEŞTİRDİ Tarım ve Orman Bakanlığı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı ortaklığıyla ‘Müsilajın Ekolojik, Ekonomik, Sosyal Etkileri ve Çözüm Önerileri’ paneli zoom üzerinden gerçekleştirildi. ÇOMÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Şanver Çelik, müsilajın ekolojik, ekonomik ve sosyal boyutlarını aktardı. Çelik, müsilajın oluşumu hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, “Bu yıl ocak ayından itibaren denizlerimizi etkisi altına alan müsilaj, biyolojik ve ekolojik sorunların yanı sıra balıkçılık endüstrisi ve turizm açısından da çok kritik sonuçlar doğurmaktadır. Bugün bu panelde müsilajın tüm etkilerini konuşmanın yanı sıra alınabilecek önlemler ve yapılacak çalışmaları da tartışma imkânı bulacağız. Panelden çıkan sonuçların yetkililer tarafından değerlendirilmesi ve faydalı olmasını diliyor, bu soruna dikkat çekmek için burada bulanan herkese teşekkür ediyorum” dedi. GMKA: SONUNA KADAR KATKI SUNACAĞIZ Toplantıda ayrıca, Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) Genel Sekreteri Hasan İskender yaptığı açıklamada, yakın günlerde Çevre Bakanlığı tarafından bir eylem planının açıklanacağının bilgisini verdi. İskender, “Müsilajın oluşturduğu tehdit, çalışma alanlarımızı oldukça etkiliyor. Müsilajın etkilerinden kurtulmak en büyük hedefimiz ve bu hedef doğrultusunda yapılacak çalışmalara sonuna kadar katkı sunacağız” dedi. BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ: MÜSİLAJ ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR SORUNDU Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay da ÇOMÜ’nün gerçekleştirdiği panele katılım sağladı. Marmara Denizi’nin 1970’li yıllardan beri uyarı gönderdiğini ve 2007’de de küçük çaplı bir benzerinin yaşandığını hatırlattı. Atalay, “Ancak bugüne kadar bu şekilde felaket gibi bir olay yok. Felaket diyoruz ama düzelteceğimizi biliyoruz. Marmara’nın önemli bölgelerinden Erdek’te hem müsilaj tabakasının azaldığı, dibe çökenlerin ise parçalanmış olduklarını öğrendik. İzmit ve İstanbul bölgesinde, Marmara bölgesinde yoğun olarak müsilaj devam ediyor. Marmara büyük bir deniz gibi gözüküyor ama kırılgan bir denizden söz ediyoruz. Korumak için elimizden ne geliyorsa yapmamız lazım. Özellikle sucul biyolojik çeşitlilik açısından baktığımızda, balıkların tamamının mağdur olduğunu görüyoruz. Müsilaj öngörülebilir bir sorundu ve kötüye giden bu süreç çok hızlı gelişti. Bu noktada balıkçılardan tutun da pek çok alanda çok ciddi kayıplar ortaya çıktı” dedi ve çözüme katkı sunacak olan herkese teşekkürlerini iletti. GÖKHAN: “ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ” Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ÇOMÜ’nün gerçekleştirdiği panelden fotoğraflar ekleyerek, “Birbirinden değerli konuşmacıların yer aldığı “Müsilajın Ekolojik, Ekonomik, Sosyal Etkileri ve Çözüm Önerileri” panelini ekipce izledik. Marmara’nın yardım çığlığı için kurumlarımızın hazırlayacağı planda, bizler de üzerimize düşeni yerine getirmek adına hazırız” şeklinde konuştu.
Ocak ayında Marmara Denizi’nde görülmeye başlanan müsilaj, Mart ayında Çanakkale’yi de etkisi altına almıştı. Halk arasında adı ‘deniz salyası’ olan müsilajın, kalın ve yapışkan bir madde olduğu bilinirken nasıl temizleneceği de tartışılan bir konu haline geldi. Geçtiğimiz günlerde, Marmara Denizi’nin üst tabakasını kaplayan müsilaj için yetkililer alarma geçti. Çanakkale’nin kurumlarında da konu hakkında çözüm önerileri dile getirilmeye başlandı.

Kocaeli Belediyesi’nin İzmit Körfezi’nde deniz süpürgesi ile temizleme çalışmaları yaptığı bilinirken salyanın, denizin derinliklerine indiği gözlemlendi. Salyanın yaz aylarında azalma göstereceğini belirten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, “İnsan sağlığını doğrudan etkileyecek olmamasına rağmen ortamda sirkülasyonun azalmasıyla çeşitli mikrobiyal faaliyetler meydana gelebilir ve insan sağlığı olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle müsilajın bulunduğu alanda denize girilmemesi daha uygun olacaktır” ifadelerini kullanmıştı. Görüntü kirliliği de yaratan müsilajın, insanları ürkütmesi sebebiyle turizm sektörünü etkilemesinden endişe ediliyor. Balıkçıları zor duruma sokan ve bazı türler için risk arz eden müsilaj, balıkçılık sektörünü doğrudan etkilemeye başlamıştı. Halkın bir çözüm önerisi beklemesine istinaden, Bakan Kurum konuya ilişkin olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 6 Haziran’da ‘eylem planı’na geçeceğini aktarmasının ardından Çanakkale’de de sesler yükselmeye başladı.
“KANALİZASYON SULARININ ARITILIP, KARADENİZ AKINTISINA VERİLMESİ ÇÖZÜM OLABİLİR”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden emekli olan Jeoloji Profesörü Dr. Doğan Perinçek, müsilaj hakkında fikirlerini dile getirdi. Müsilajın kanalizasyon ve dere sularının denize ya da Çanakkale Boğazı’na boşaldığı yerlerde yoğunlaştığını belirten Perinçek, “Müsilaj oluşturan planktonlar genellikle durgun suyu, sakin koyları ve tatlı suyu seviyor. Ani sıcaklık değişimlerini seviyor. Soğuk hava birdenbire ısınınca çoğalıyor. Oksijeni seviyor. Geçici çözümlerden biri Müsilaj artıklarını deniz yüzeyinden toplamak olabilir. Kalıcı çözüm ise Marmara'ya boşaltılan kanalizasyon sularının arıtılıp derin sulara pompalanması ile sağlanabilir. Pompalama öncesi ayrılan tatlı suyun tuzlu deniz suyu ile karıştırılmasını öneririm. Aksi halde yoğunluğu az olan arıtılmış kanalizasyon suyu; deniz yüzeyine çıkmaya çalışır ve müsilaj (plankton) yaşam koşullarını sağlamaya devam eder emeklerimiz boşa gider. İstanbul dolayının arıtılan kanalizasyon suları İstanbul Boğazının daha tuzlu olan ve Karadeniz yönünde akan alt akıntısına verilmelidir. Çanakkale Boğazında ise Ege Denizi yönünde akan üst akıntı kullanılmalıdır. Aksi halde Marmara Denizini kurtarmak mümkün olmayacaktır. Tekrarlıyorum bu işlemi yapmadan önce Marmara'ya kıyısı olan tüm yerleşimler kanalizasyon sularını önce arıtmalıdır. Sonra bu sular derin şarj ile yukarıda arz ettiğim prensip çerçevesinde denize verilmelidir.  Sahilde yelpaze gibi görünen müsilaj görüntüsünün tam ortasında Erenköy kanalizasyonu boğaz sularına açıktan akarak kavuşuyor. Karamenderes Deresi ve kanalizasyonun suları boğazın tuzlu suyuna göre daha hafif olduğu için bu su, boğazda ters akıntı yapıyor ve boğazdaki olması gereken üst akıntının tersi yönünde Karanlık Liman dolayındaki yerleşim alanları kıyılarına doğru yönleniyor. Özetle kanalizasyon suyu bu kıyılarda bulunan plajlarda kirlenme yapıyor. Boğaz sularına varmadan önce bir süre açıktan akan Erenköy kanalizasyon atıklarının kapalı borulara alınması ve Boğazın derin sularına ulaşması için en kısa zamanda tedbir alınması akıllıca bir tedbir ve halkın sağlı açısından yararlı olacaktır. Sarıçay tatlı su ve buraya boşalan kirli sular planktonların çoğalması için uygun ortam sağlıyor” dedi.
İL GENEL MECLİSİ’NDE MÜSİLAJ ÖNERGESİ
CHP Lapseki İl Genel Üyesi Ali Özkan Aldemir, dün gerçekleşen İl Genel Meclisi Toplantısı’nda müsilajın incelenmesi hakkında önerge verdi. Aldemir, “Geçtiğimiz aylardan itibaren Marmara deniz kıyılarının neredeyse tamamında görülen deniz salyası (müsilaj) giderek ciddi bir problem olmaktadır. Deniz salyası oluşumu, atık su barajlarından çıkan suların gerekli kimyasal ve biyolojik arıtmalarının yapılmadan deniz verilmesi;  Aralardan gelen çeşitli besin maddelerinin artması, sudaki çözülmüş oksijen miktarının azalmasına ve uzun vadede deniz eko sisteminin bozulmasına neden olmaktadır. Bu durumda doğadaki diğer canlıların yok olmasına neden olacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Aynı zamanda sahilleri kaplayan deniz salyası, denize kıyısı olan il ve ilçelerimizdeki turizmi olumsuz etkilemektedir. Sahilleri kaplayan görüntü endişeyi arttırmakla birlikte deniz canlıları tüketimine olan ilgiyi de düşürecektir. Geçimini denizden sağlayan balıkçı esnafı da bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Bu nedenlerle kıyılarımızı kaplayan bu sorunun çözümü için, konunun ivedilikle Çevre ve Sağlık komisyonuna sevk edilerek incelenmesini ilgilerinize arz ederim” ifadelerini kullandı.
BAKANLIK HAREKETE GEÇTİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, deniz salyasının Türkiye'nin denizlerini tehdit eden önemli sorunlardan birisi olduğunu belirterek, Marmara Denizi'nde görülen çevresel soruna ‘ortak akılla’ çözüm üreteceklerini ifade etti. Bakan Kurum, "Çözüme herkesi dâhil ederek tüm tarafların katılımıyla 4 Haziran'da 'Marmara Denizi'nde Müsilaj Sorunu ve Çözüm Önerileri' çalıştayımızı yapacağız. 6 Haziran'da da 'Marmara Denizi'ni Koruma Eylem Planı'nı kamuoyuyla paylaşacağız" ifadelerini kullandı.
ÇOMÜ MÜSİLAJ HAKKINDA ONLİNE PANEL GERÇEKLEŞTİRDİ
Tarım ve Orman Bakanlığı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı ortaklığıyla ‘Müsilajın Ekolojik, Ekonomik, Sosyal Etkileri ve Çözüm Önerileri’ paneli zoom üzerinden gerçekleştirildi.
ÇOMÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Şanver Çelik, müsilajın ekolojik, ekonomik ve sosyal boyutlarını aktardı. Çelik, müsilajın oluşumu hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, “Bu yıl ocak ayından itibaren denizlerimizi etkisi altına alan müsilaj, biyolojik ve ekolojik sorunların yanı sıra balıkçılık endüstrisi ve turizm açısından da çok kritik sonuçlar doğurmaktadır. Bugün bu panelde müsilajın tüm etkilerini konuşmanın yanı sıra alınabilecek önlemler ve yapılacak çalışmaları da tartışma imkânı bulacağız. Panelden çıkan sonuçların yetkililer tarafından değerlendirilmesi ve faydalı olmasını diliyor, bu soruna dikkat çekmek için burada bulanan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
GMKA: SONUNA KADAR KATKI SUNACAĞIZ
Toplantıda ayrıca, Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) Genel Sekreteri Hasan İskender yaptığı açıklamada, yakın günlerde Çevre Bakanlığı tarafından bir eylem planının açıklanacağının bilgisini verdi. İskender, “Müsilajın oluşturduğu tehdit, çalışma alanlarımızı oldukça etkiliyor. Müsilajın etkilerinden kurtulmak en büyük hedefimiz ve bu hedef doğrultusunda yapılacak çalışmalara sonuna kadar katkı sunacağız” dedi.
BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ: MÜSİLAJ ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR SORUNDU
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay da ÇOMÜ’nün gerçekleştirdiği panele katılım sağladı. Marmara Denizi’nin 1970’li yıllardan beri uyarı gönderdiğini ve 2007’de de küçük çaplı bir benzerinin yaşandığını hatırlattı. Atalay, “Ancak bugüne kadar bu şekilde felaket gibi bir olay yok. Felaket diyoruz ama düzelteceğimizi biliyoruz. Marmara’nın önemli bölgelerinden Erdek’te hem müsilaj tabakasının azaldığı, dibe çökenlerin ise parçalanmış olduklarını öğrendik. İzmit ve İstanbul bölgesinde, Marmara bölgesinde yoğun olarak müsilaj devam ediyor. Marmara büyük bir deniz gibi gözüküyor ama kırılgan bir denizden söz ediyoruz. Korumak için elimizden ne geliyorsa yapmamız lazım. Özellikle sucul biyolojik çeşitlilik açısından baktığımızda, balıkların tamamının mağdur olduğunu görüyoruz. Müsilaj öngörülebilir bir sorundu ve kötüye giden bu süreç çok hızlı gelişti. Bu noktada balıkçılardan tutun da pek çok alanda çok ciddi kayıplar ortaya çıktı” dedi ve çözüme katkı sunacak olan herkese teşekkürlerini iletti.

GÖKHAN: “ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ÇOMÜ’nün gerçekleştirdiği panelden fotoğraflar ekleyerek, “Birbirinden değerli konuşmacıların yer aldığı “Müsilajın Ekolojik, Ekonomik, Sosyal Etkileri ve Çözüm Önerileri” panelini ekipce izledik. Marmara’nın yardım çığlığı için kurumlarımızın hazırlayacağı planda, bizler de üzerimize düşeni yerine getirmek adına hazırız” şeklinde konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.