Belediye Meclisinde ki Kayırmacılık Bu Sözleri Hatırlattı

Siyaset 28.03.2021 - 00:00, Güncelleme: 02.09.2021 - 15:40
 

Belediye Meclisinde ki Kayırmacılık Bu Sözleri Hatırlattı

“Bu müteahhit firmanın ilk vukuattı da değil benzer bir olayı yine aynı bölgede yaptıkları bir proje de yaptılar. Ne mi yaptılar, projede imara aykırı olarak binaların kat yüksekliğini fazla yaptılar. Bina yüksekliği 100 metre olacakken 110 metre yaptılar. Bu 10 metrelik farkı giriş katındaki dükkanlara asma kat olarak kullandılar yani dükkanlar iki katlı oldu, daha fazla paraya sattılar ve daha fazla kâr ettiler. Tabi bu durum oturma ruhsatını almak istediklerinde ortaya çıktı ve belediye ruhsatı vermedi. O dönemde “imar barışı” meselesi çıkmıştı. Belediye yol gösterdi ve “imar barışına başvurun, ödemesini yapın ve belgeyi bize getirin ruhsatınızı verelim” dedi. Fakat müteahhit firma öyle yapmadı, konuyu belediye meclisine getirdi. AK Parti ve CHP’li üyelerin oylarıyla, çok kolay bir şekilde imar değişikliği yapıldı ve firma beş kuruş ödemeden ruhsatını aldı. Bir yönüyle haksız kâr elde etti kimsede ne yapıyoruz, neyi oyluyoruz diye sormadı. Çünkü “mesele yukarda çözülmüştü.” Gazeteci Kerem İriç’in “İtibarlı Dolandırıcılar” başlığıyla kaleme aldığı yazı Çanakkale belediye meclisindeki kayırmacılığı bir kez daha gözler önüne serdi. Konun muhatapları herhangi bir açıklama yapmazken yaşanan bu durum AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın Nisan 2019’da söylediği sözleri hatırlattı; “Buna kimsenin hakkı yok ben bu şehrin vekilden önce AK Parti üyesiyim. Bu partiye yanlış yapanın yanına kar kalmaması lazım. Gündüz AK Partili gece AKP’li görmek istemiyoruz artık. AK Parti’yi zayıflatmaya, tökezletmeye kimin hakkı var?”
İşte o yazı; İtibarlı Dolandırıcılar Kat karşılığı yöntemiyle yapılan bir işte arsa sahibinin heyecanının ve güveninin nasıl yerle bir edildiğine şahit olacaksınız.  Tekzen Bölgesi diye adlandırılan bölgede yazımıza konu olan müteahhitlik firması arsa sahibiyle anlaşıyor. Arsana 100 daire yapacağım bunlardan 30 tanesi senin olacak diyor. El sıkışıyorlar sözleşmeyi yapıyorlar. Arsa sahibi o bölgede daha önce iş yapmış olan müteahhit firmaya güveniyor arsanın tapusunu firmaya veriyor. İnşaat bitiyor ve satış aşamasına geliniyor. Müteahhit firma sözleşmeye aykırı olarak sadece kendi dairelerini değil arsa sahibine ait olan daireleri de satıyor. Evet evet yanlış okumadınız arsa sahibinin olan daireleri de satıyor ve bundan arsa sahibinin haberi yok. Zaman geçiyor ve arsa sahibi durumun farkına varıyor ve soruyor; “Daireler nerede, paralar nerede?” Cevap yok…  Yavuz hırsızı ev sahibini bastırır misali, müteahhit firma türlü yalanlar ve entrikalarla arsa sahibini sindirmeye çalışıyor. Arsa sahibi iyi niyetle mağduriyetinin giderilmesini istiyor fakat cevap alamıyor ve son çare olarak işi mahkemeye taşıyor.  Mahkeme daha büyük mağduriyetin ortaya çıkmaması için binadaki tüm dairelerin satışına tedbir koyuyor ve müteahhit firmaya bir yönüyle “bu işi çöz” diyor! Aradan aylar geçiyor firma herhangi bir çözüm üretmiyor ve süreci uzatabildiği kadar uzatıyor. Daire alan 70 kişi ve arsa sahibi mağdur ve bu mağduriyetleri her geçen gün daha da büyüyor. Üstelik firma iskanı almadığı için bina halen daha şantiye olarak gözüyor ve oturanlar elektrik ve suya neredeyse 2 kat daha fazla para ödeyerek kullanıyor. Müteahhit firmanın iskanı almak için belediyeye yaklaşık 1 milyon lira iskan bedeli ödemesi lazım firma o parayı da ödemiyor.  Bu müteahhit firmanın ilk vukuattı da değil benzer bir olayı yine aynı bölgede yaptıkları bir proje de yaptılar. Ne mi yaptılar, daha önce aynı bölgede yaptıkları bir projede imara aykırı olarak binaların kat yüksekliğini fazla yaptılar. Bina yüksekliği 100 metre olacakken 110 metre yaptılar. Bu 10 metrelik farkı giriş katındaki dükkanlara asma kat olarak kullandılar yani dükkanlar iki katlı oldu, daha fazla paraya sattılar ve daha fazla kâr ettiler. Tabi bu durum oturma ruhsatını almak istediklerinde ortaya çıktı ve belediye ruhsatı vermedi. O dönemde “imar barışı” meselesi çıkmıştı. Belediye yol gösterdi ve “imar barışına başvurun, ödemesini yapın ve belgeyi bize getirin ruhsatınızı verelim” dedi. Fakat müteahhit firma öyle yapmadı, konuyu belediye meclisine getirdi AK Parti ve CHP’li üyelerin oylarıyla ve çok kolay bir şekilde imar değişikliği yapıldı ve firma beş kuruş ödemeden ruhsatını aldı. Bir yönüyle haksız kâr elde etti kimsede ne yapıyoruz, neyi oyluyoruz diye sormadı. Çünkü “mesele yukarda çözülmüştü.” Konu rant olunca siyasi partiler, ideolojiler, kamera önündeki “yalandan tartışmalar” bir kenara bırakılıyor ve al gülüm ver gülüme dönülüyor. Son anlattığım olay da bunun ispatıdır. Taraflar birbirlerinin mayınlı arazilerine girmemek için ittifak etmişler sanki… Bu müteahhit firma sadece bir örnek bunun gibi onca örnek var. Gariptir böyleleri el üstünde tutuluyor, böylelerine her türlü imtiyaz tanınıyor. Sokakta vatandaş bunları görüyor ve bir kenara not ediyor. Siyaset kurumu neden böylesi kimseler sırtında taşıyor anlamış değilim. Yapmayın etmeyin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden… Yapmayın etmeyin!
“Bu müteahhit firmanın ilk vukuattı da değil benzer bir olayı yine aynı bölgede yaptıkları bir proje de yaptılar. Ne mi yaptılar, projede imara aykırı olarak binaların kat yüksekliğini fazla yaptılar. Bina yüksekliği 100 metre olacakken 110 metre yaptılar. Bu 10 metrelik farkı giriş katındaki dükkanlara asma kat olarak kullandılar yani dükkanlar iki katlı oldu, daha fazla paraya sattılar ve daha fazla kâr ettiler. Tabi bu durum oturma ruhsatını almak istediklerinde ortaya çıktı ve belediye ruhsatı vermedi. O dönemde “imar barışı” meselesi çıkmıştı. Belediye yol gösterdi ve “imar barışına başvurun, ödemesini yapın ve belgeyi bize getirin ruhsatınızı verelim” dedi. Fakat müteahhit firma öyle yapmadı, konuyu belediye meclisine getirdi. AK Parti ve CHP’li üyelerin oylarıyla, çok kolay bir şekilde imar değişikliği yapıldı ve firma beş kuruş ödemeden ruhsatını aldı. Bir yönüyle haksız kâr elde etti kimsede ne yapıyoruz, neyi oyluyoruz diye sormadı. Çünkü “mesele yukarda çözülmüştü.” Gazeteci Kerem İriç’in “İtibarlı Dolandırıcılar” başlığıyla kaleme aldığı yazı Çanakkale belediye meclisindeki kayırmacılığı bir kez daha gözler önüne serdi. Konun muhatapları herhangi bir açıklama yapmazken yaşanan bu durum AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın Nisan 2019’da söylediği sözleri hatırlattı; “Buna kimsenin hakkı yok ben bu şehrin vekilden önce AK Parti üyesiyim. Bu partiye yanlış yapanın yanına kar kalmaması lazım. Gündüz AK Partili gece AKP’li görmek istemiyoruz artık. AK Parti’yi zayıflatmaya, tökezletmeye kimin hakkı var?”

İşte o yazı;

İtibarlı Dolandırıcılar

Kat karşılığı yöntemiyle yapılan bir işte arsa sahibinin heyecanının ve güveninin nasıl yerle bir edildiğine şahit olacaksınız. 

Tekzen Bölgesi diye adlandırılan bölgede yazımıza konu olan müteahhitlik firması arsa sahibiyle anlaşıyor. Arsana 100 daire yapacağım bunlardan 30 tanesi senin olacak diyor. El sıkışıyorlar sözleşmeyi yapıyorlar. Arsa sahibi o bölgede daha önce iş yapmış olan müteahhit firmaya güveniyor arsanın tapusunu firmaya veriyor. İnşaat bitiyor ve satış aşamasına geliniyor. Müteahhit firma sözleşmeye aykırı olarak sadece kendi dairelerini değil arsa sahibine ait olan daireleri de satıyor. Evet evet yanlış okumadınız arsa sahibinin olan daireleri de satıyor ve bundan arsa sahibinin haberi yok. Zaman geçiyor ve arsa sahibi durumun farkına varıyor ve soruyor; “Daireler nerede, paralar nerede?” Cevap yok… 

Yavuz hırsızı ev sahibini bastırır misali, müteahhit firma türlü yalanlar ve entrikalarla arsa sahibini sindirmeye çalışıyor. Arsa sahibi iyi niyetle mağduriyetinin giderilmesini istiyor fakat cevap alamıyor ve son çare olarak işi mahkemeye taşıyor. 

Mahkeme daha büyük mağduriyetin ortaya çıkmaması için binadaki tüm dairelerin satışına tedbir koyuyor ve müteahhit firmaya bir yönüyle “bu işi çöz” diyor! Aradan aylar geçiyor firma herhangi bir çözüm üretmiyor ve süreci uzatabildiği kadar uzatıyor. Daire alan 70 kişi ve arsa sahibi mağdur ve bu mağduriyetleri her geçen gün daha da büyüyor. Üstelik firma iskanı almadığı için bina halen daha şantiye olarak gözüyor ve oturanlar elektrik ve suya neredeyse 2 kat daha fazla para ödeyerek kullanıyor. Müteahhit firmanın iskanı almak için belediyeye yaklaşık 1 milyon lira iskan bedeli ödemesi lazım firma o parayı da ödemiyor. 

Bu müteahhit firmanın ilk vukuattı da değil benzer bir olayı yine aynı bölgede yaptıkları bir proje de yaptılar. Ne mi yaptılar, daha önce aynı bölgede yaptıkları bir projede imara aykırı olarak binaların kat yüksekliğini fazla yaptılar. Bina yüksekliği 100 metre olacakken 110 metre yaptılar. Bu 10 metrelik farkı giriş katındaki dükkanlara asma kat olarak kullandılar yani dükkanlar iki katlı oldu, daha fazla paraya sattılar ve daha fazla kâr ettiler. Tabi bu durum oturma ruhsatını almak istediklerinde ortaya çıktı ve belediye ruhsatı vermedi. O dönemde “imar barışı” meselesi çıkmıştı. Belediye yol gösterdi ve “imar barışına başvurun, ödemesini yapın ve belgeyi bize getirin ruhsatınızı verelim” dedi. Fakat müteahhit firma öyle yapmadı, konuyu belediye meclisine getirdi AK Parti ve CHP’li üyelerin oylarıyla ve çok kolay bir şekilde imar değişikliği yapıldı ve firma beş kuruş ödemeden ruhsatını aldı. Bir yönüyle haksız kâr elde etti kimsede ne yapıyoruz, neyi oyluyoruz diye sormadı. Çünkü “mesele yukarda çözülmüştü.”

Konu rant olunca siyasi partiler, ideolojiler, kamera önündeki “yalandan tartışmalar” bir kenara bırakılıyor ve al gülüm ver gülüme dönülüyor. Son anlattığım olay da bunun ispatıdır. Taraflar birbirlerinin mayınlı arazilerine girmemek için ittifak etmişler sanki…

Bu müteahhit firma sadece bir örnek bunun gibi onca örnek var. Gariptir böyleleri el üstünde tutuluyor, böylelerine her türlü imtiyaz tanınıyor. Sokakta vatandaş bunları görüyor ve bir kenara not ediyor. Siyaset kurumu neden böylesi kimseler sırtında taşıyor anlamış değilim. Yapmayın etmeyin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden… Yapmayın etmeyin!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.