Hayvancılıkta Telafisi Zor Durumlar Yaşanıyor!

Güncel 26.09.2022 - 13:10, Güncelleme: 26.09.2022 - 13:10
 

Hayvancılıkta Telafisi Zor Durumlar Yaşanıyor!

Şartların zorlaşması üzerine üreticiler, sütünü aldığı hayvanlarını kesimhanelere veriyor. Kesilen bir ineğin yerinin dolması ise 2,5 yılı buluyor. Bununla birlikte de telafisi zor durumlar yaşanıyor. Kesimhaneye verilen hayvanlarla birlikte üretiminde düşeceğini söyleyen Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran,“Hayvan bulamayacağız. Dayanabilenler önümüzde ki birkaç sene bunun avantajlarını yaşarlar. Çünkü ne olacak? Hayvan bulamayacaksınız” dedi.
Yapılan zamların düşük olması, yem, yem de kullanılan ürünlerin, işçilik ve fiyatının artmasından dolayı üreticiler, ürettiği bir kilo sütle ancak bir kilo yem alabilir duruma geldi. Şartların zorlaşması üzerine üreticiler, sütünü aldığı hayvanlarını kesimhanelere veriyor. Kesilen bir ineğin yerinin dolması ise 2,5 yılı buluyor. Bununla birlikte de telafisi zor durumlar yaşanıyor.  Kesimhaneye verilen hayvanlarla birlikte üretiminde düşeceğini söyleyen Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran, " Hayvan bulamayacağız. Dayanabilenler önümüzde ki bir kaç sene bunun avantajlarını yaşarlar. Çünkü ne olacak? Hayvan bulamayacaksınız" dedi. Ulusal Süt Konseyi'nin açıkladığı çiğ süt fiyatıyla ilgili açıklamalarda bulunan Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran, açıklanan 7,50 TL’nin çok hazin bir durum olduğunu belirterek, “Söyleyeciğimiz rakam büyükbaş sütü için. Büyükbaş sütüyle birlikte küçükbaş sütünüde etkileyen bir fiyat bu. Küçükbaş sütü için sezon kapandı gibi görünüyor ama mandıralarla yapılan anlaşmalarla çiğ üreticiler sezon sonunda hesap kesiyorlar. Şimdi böyle olunca fiyat maalesef yerinde sayacak gibi. Bu da bizim küçükbaş üreticisinin pek de para kazanma şansını ortadan kaldıracak" diye konuştu. "DIŞARDAKİ PİYASAYI KAYBEDECEĞİZ" Süt tozununda ihracatına kısıtlama getirildiğini belirten Savran, "O da başka bir handikap.  Bu sefer dışardaki piyasayı kaybedeceğiz. Yeniden açacağız, yeniden kapatacağız. Maalesef biraz sıkıntılı. Tabi buradaki temel prensip şöyle bir düşünce hasıl büyük ihtimal hükümette, enflasyonla biraz mücadele edebilmek için bu fiyatları mümkün olduğunca dizginlemeye çalışıyorlar. Vatandaşın ucuz gıdaya ulaşması gerekir. Tamam vatandaşın ihtiyacını karşılayalım. Onda bir sakıncamız, çekincemiz yok. Ama üretici ne yapacak? O zaman burada şu devreye girmesi gerek. Siz burada bu fiyatları bu şekilde dizginlemeye çalışıyorsanız, tamam hak verelim ama bu sefer biz üreticilerininde üretim maliyetlerini her ay görüyorsunuz, üretici fiyat endeksi geçenlerde tarımınki yüzde 134'e çıktı. Bu ne demek? Biz üreticiler sürekli olarak maaliyetlerimiz artıyor demek. Biz bu maaliyetleri kendi sermayemizle karşılamaya kalkarsak bu işin içinden kalkamaz duruma geleceğiz. O zaman ne olacak? Bir çok insan hayvanını kestirecek. Bu sistemden çıkacak. Büyükbaş gibi de değil küçükbaş. Küçükbaştan çıktı mı insanlar köyden de uzaklaşıp gidiyorlar. Sonra biz bir daha bu insanları nasıl köye getireceğiz? Böyle bir handikapımız var. Yani iki tarafı da düşünerek yapmak lazım. Evet fiyatları düşürmek mantıklı. İnsanların gıdaya ulaşması lazım. Bizim insanımız için temel gıdalarından süt, peynir, yoğurt. Ama bunlara böyle bir avantaj sağlayalım derken üreticimizi de bu kadar mağdur etmemiz gerekiyor. Buna ayiretten yan desteği olsun, bilmiyorum hükümetin kendi programında vardır belki. Önümüzdeki aylarda bizim Merkez Birliğinin yaptığı çalışmalarla o konuda da geçen yıldaki gibi yan fiyatlarında da belirli bir destek verileceğini ima ediyorlar. Bunları böyle yerine getirebilirsek bu iş üretici içinde tüketici içinde iyi bir görüntü arz edebilir ama şu konumda daha bizim üretici için bu desteklemeler ya da kolaylamalar açıklanmadığı için tabi herkes bir tedirginlik içerisinde" şeklinde konuştu. "MAALESEF BÖYLE BİR ZORLU DURUMDAYIZ" "Şuan da keçi sütünü madıracılar bizim bu sezon 8 lira, 8,5 lira vermezler gibi geliyor diye düşünüyorum" diyen Savran, şöyle devam etti: 8 lira dediğinde zaten yemin kilosu şuan da 7 lirayı geçiyor. Ne yaptı? Ancak bir kilo yemi karşılayabiliyor. O da bir şey değil zaten. Bunun yanında kuru ot yoncası var. Bunun yanında samanı var. Bakım masrafları içerisinde veterinerlik hizmetleri var. Eskisi gibi değil. Eskiden ben hatırlıyorum 80'li yıllarda insanlar ilaç bilmezlerdi hayvanlar için. Şimdi biz birlik olarak bile hasattan korunma takvimimiz var. Onu bile yapsanız sadece dünyanın parası tutuyor. Onlarda çok ciddi maaliyetler. Maalesef böyle bir zorlu durumdayız." "HAYVAN BULAMAYACAĞIZ" Kesimhaneye verilen hayvanlarla birlikte üretiminde düşeceğini belirten Savran, " Hayvan bulamayacağız. Dayanabilenler önümüzde ki bir kaç sene bunun avantajlarını yaşarlar. Çünkü ne olacak? Hayvan bulamayacaksınız. 2008'li 2010'lu yıllarda biz bunu yaşadık. Gene gene aynı yerlere geliyoruz. Yazık. Bunu daha iyi bir planlamayla bu işi daha doğru bir şekilde yapabileceğimiz kanaatindeyim ama maalesef dünyada ki bu pandemi konjöktürü de tabi bu işe biraz etki yaptı. Maalesef böyle bir sıkıntımız oldu" dedi. "TELAFİ EDEMEZSİNİZ" Kesilen bir ineğin yerine yenisinin gelmesi 2,5 yıl aldığını ifade eden Savran, "Telafi edemezsiniz. Hayvan ithalatı yapacaksınız. O da tabi Avrupa'dan yapılacak. Onların durumu nedir, onu bilemiyoruz. Onlar bize verecek mi? Onların elinde var mı? Olduğu zaman gene bize pahalıya mal olacak. Şu yönden de düşünürseniz, döviz fiyatlarının bu kadar yükseldiğini, nasıl çıkacağız bu işin içinden.  Bu şartlar altında süt üreticilerinin bu şartlar altında işlerini devam etmesi zor. Ben bile bu sene aşağı yukarı sistemden 150 tane hayvan çıkarrtım. Kestirdim, sattım bu şekilde gitti hayvanlar. Çünkü dayanamayız. Gene ben bir nebze arazilerimde hayvanlarımın besin kaynaklarını telafi ediyorum ama gene insanların çoğu bunu yapamayanlarda var. O zaman zorluyor bu süreç" şeklinde konuştu. "GÜBRE ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR"  İnsanlarında temel gıdaya daha ucuz ulaşması düşüncesinde olduğunu vurgulayan Savran, " Burada gene en önemli şey zaten tarımsal üretimde devlet desteksiz bir tarımsal üretimin mümkün olmadığı kanaatindeyim. Çünkü biz başka türlü biz maaliyetimizi bu ürettiğimiz malın üzerine koyarsak bu sefer temel tüketicinin bu gıdaya ulaşması oldukça güç. O da çok doğru bir şey değil. Çünkü her insanın beslenme hakkı en önemli temel hakkı. O yüzden burada yapacağımız maliyetlerimizi düşürmek olacak. Maaliyetleri nasıl düşürebiliriz? En temel şey biraz kendiniz üreteceksiniz o da araziniz varsa gerçi onların da üretim maaliyetleri oldukça yüksek. Gübre almış başını gidiyor, mazot öyle. Devlet desteğinin biraz daha kuvvetli olması en doğrusu olur diye düşünüyorum.
Şartların zorlaşması üzerine üreticiler, sütünü aldığı hayvanlarını kesimhanelere veriyor. Kesilen bir ineğin yerinin dolması ise 2,5 yılı buluyor. Bununla birlikte de telafisi zor durumlar yaşanıyor. Kesimhaneye verilen hayvanlarla birlikte üretiminde düşeceğini söyleyen Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran,“Hayvan bulamayacağız. Dayanabilenler önümüzde ki birkaç sene bunun avantajlarını yaşarlar. Çünkü ne olacak? Hayvan bulamayacaksınız” dedi.

Yapılan zamların düşük olması, yem, yem de kullanılan ürünlerin, işçilik ve fiyatının artmasından dolayı üreticiler, ürettiği bir kilo sütle ancak bir kilo yem alabilir duruma geldi. Şartların zorlaşması üzerine üreticiler, sütünü aldığı hayvanlarını kesimhanelere veriyor. Kesilen bir ineğin yerinin dolması ise 2,5 yılı buluyor. Bununla birlikte de telafisi zor durumlar yaşanıyor.  Kesimhaneye verilen hayvanlarla birlikte üretiminde düşeceğini söyleyen Ç anakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran, " Hayvan bulamayacağız. Dayanabilenler önümüzde ki bir kaç sene bunun avantajlarını yaşarlar. Çünkü ne olacak? Hayvan bulamayacaksınız" dedi.
Ulusal Süt Konseyi'nin açıkladığı çiğ süt fiyatıyla ilgili açıklamalarda bulunan Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran, açıklanan 7,50 TL’nin çok hazin bir durum olduğunu belirterek, “Söyleyeciğimiz rakam büyükbaş sütü için. Büyükbaş sütüyle birlikte küçükbaş sütünüde etkileyen bir fiyat bu. Küçükbaş sütü için sezon kapandı gibi görünüyor ama mandıralarla yapılan anlaşmalarla çiğ üreticiler sezon sonunda hesap kesiyorlar. Şimdi böyle olunca fiyat maalesef yerinde sayacak gibi. Bu da bizim küçükbaş üreticisinin pek de para kazanma şansını ortadan kaldıracak" diye konuştu.
"DIŞARDAKİ PİYASAYI KAYBEDECEĞİZ"
Süt tozununda ihracatına kısıtlama getirildiğini belirten Savran, "O da başka bir handikap.  Bu sefer dışardaki piyasayı kaybedeceğiz. Yeniden açacağız, yeniden kapatacağız. Maalesef biraz sıkıntılı. Tabi buradaki temel prensip şöyle bir düşünce hasıl büyük ihtimal hükümette, enflasyonla biraz mücadele edebilmek için bu fiyatları mümkün olduğunca dizginlemeye çalışıyorlar. Vatandaşın ucuz gıdaya ulaşması gerekir. Tamam vatandaşın ihtiyacını karşılayalım. Onda bir sakıncamız, çekincemiz yok. Ama üretici ne yapacak? O zaman burada şu devreye girmesi gerek. Siz burada bu fiyatları bu şekilde dizginlemeye çalışıyorsanız, tamam hak verelim ama bu sefer biz üreticilerininde üretim maliyetlerini her ay görüyorsunuz, üretici fiyat endeksi geçenlerde tarımınki yüzde 134'e çıktı. Bu ne demek? Biz üreticiler sürekli olarak maaliyetlerimiz artıyor demek. Biz bu maaliyetleri kendi sermayemizle karşılamaya kalkarsak bu işin içinden kalkamaz duruma geleceğiz. O zaman ne olacak? Bir çok insan hayvanını kestirecek. Bu sistemden çıkacak. Büyükbaş gibi de değil küçükbaş. Küçükbaştan çıktı mı insanlar köyden de uzaklaşıp gidiyorlar. Sonra biz bir daha bu insanları nasıl köye getireceğiz? Böyle bir handikapımız var. Yani iki tarafı da düşünerek yapmak lazım. Evet fiyatları düşürmek mantıklı. İnsanların gıdaya ulaşması lazım. Bizim insanımız için temel gıdalarından süt, peynir, yoğurt. Ama bunlara böyle bir avantaj sağlayalım derken üreticimizi de bu kadar mağdur etmemiz gerekiyor. Buna ayiretten yan desteği olsun, bilmiyorum hükümetin kendi programında vardır belki. Önümüzdeki aylarda bizim Merkez Birliğinin yaptığı çalışmalarla o konuda da geçen yıldaki gibi yan fiyatlarında da belirli bir destek verileceğini ima ediyorlar. Bunları böyle yerine getirebilirsek bu iş üretici içinde tüketici içinde iyi bir görüntü arz edebilir ama şu konumda daha bizim üretici için bu desteklemeler ya da kolaylamalar açıklanmadığı için tabi herkes bir tedirginlik içerisinde" şeklinde konuştu.
"MAALESEF BÖYLE BİR ZORLU DURUMDAYIZ"
"Şuan da keçi sütünü madıracılar bizim bu sezon 8 lira, 8,5 lira vermezler gibi geliyor diye düşünüyorum" diyen Savran, şöyle devam etti:
8 lira dediğinde zaten yemin kilosu şuan da 7 lirayı geçiyor. Ne yaptı? Ancak bir kilo yemi karşılayabiliyor. O da bir şey değil zaten. Bunun yanında kuru ot yoncası var. Bunun yanında samanı var. Bakım masrafları içerisinde veterinerlik hizmetleri var. Eskisi gibi değil. Eskiden ben hatırlıyorum 80'li yıllarda insanlar ilaç bilmezlerdi hayvanlar için. Şimdi biz birlik olarak bile hasattan korunma takvimimiz var. Onu bile yapsanız sadece dünyanın parası tutuyor. Onlarda çok ciddi maaliyetler. Maalesef böyle bir zorlu durumdayız."

"HAYVAN BULAMAYACAĞIZ"
Kesimhaneye verilen hayvanlarla birlikte üretiminde düşeceğini belirten Savran, " Hayvan bulamayacağız. Dayanabilenler önümüzde ki bir kaç sene bunun avantajlarını yaşarlar. Çünkü ne olacak? Hayvan bulamayacaksınız. 2008'li 2010'lu yıllarda biz bunu yaşadık. Gene gene aynı yerlere geliyoruz. Yazık. Bunu daha iyi bir planlamayla bu işi daha doğru bir şekilde yapabileceğimiz kanaatindeyim ama maalesef dünyada ki bu pandemi konjöktürü de tabi bu işe biraz etki yaptı. Maalesef böyle bir sıkıntımız oldu" dedi.

"TELAFİ EDEMEZSİNİZ"
Kesilen bir ineğin yerine yenisinin gelmesi 2,5 yıl aldığını ifade eden Savran, "Telafi edemezsiniz. Hayvan ithalatı yapacaksınız. O da tabi Avrupa'dan yapılacak. Onların durumu nedir, onu bilemiyoruz. Onlar bize verecek mi? Onların elinde var mı? Olduğu zaman gene bize pahalıya mal olacak. Şu yönden de düşünürseniz, döviz fiyatlarının bu kadar yükseldiğini, nasıl çıkacağız bu işin içinden.  Bu şartlar altında süt üreticilerinin bu şartlar altında işlerini devam etmesi zor. Ben bile bu sene aşağı yukarı sistemden 150 tane hayvan çıkarrtım. Kestirdim, sattım bu şekilde gitti hayvanlar. Çünkü dayanamayız. Gene ben bir nebze arazilerimde hayvanlarımın besin kaynaklarını telafi ediyorum ama gene insanların çoğu bunu yapamayanlarda var. O zaman zorluyor bu süreç" şeklinde konuştu.
"GÜBRE ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR"
 İnsanlarında temel gıdaya daha ucuz ulaşması düşüncesinde olduğunu vurgulayan Savran, " Burada gene en önemli şey zaten tarımsal üretimde devlet desteksiz bir tarımsal üretimin mümkün olmadığı kanaatindeyim. Çünkü biz başka türlü biz maaliyetimizi bu ürettiğimiz malın üzerine koyarsak bu sefer temel tüketicinin bu gıdaya ulaşması oldukça güç. O da çok doğru bir şey değil. Çünkü her insanın beslenme hakkı en önemli temel hakkı. O yüzden burada yapacağımız maliyetlerimizi düşürmek olacak. Maaliyetleri nasıl düşürebiliriz? En temel şey biraz kendiniz üreteceksiniz o da araziniz varsa gerçi onların da üretim maaliyetleri oldukça yüksek. Gübre almış başını gidiyor, mazot öyle. Devlet desteğinin biraz daha kuvvetli olması en doğrusu olur diye düşünüyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.