Erdoğan'ın dünyayı iyi okuyan bir lider olduğunu savunan İriç, seçim boyunca liderin güvenlik politikaları üzerinde yoğunlaştığını ve bunun da ispatını ortaya koyduğunu belirtiyor. Pandemi sürecinde devletin güçlü olmasının önemine vurgu yaparak, tüm ülkelerin bunu gördüğünü ifade ediyor. Rusya-Ukrayna savaşının da güvenlik politikalarını yeniden ön plana çıkardığını ekliyor. Özellikle Suriye meselesi ve sınır güvenliği konularında 85 milyonun ciddi bir tedirginlik yaşadığını söyleyen İriç, Erdoğan'ın bu konuda kararlı ve güçlü bir şekilde konuştuğunu ve geri adım atmadığını belirtiyor. Muhalefetin ise güven veren kararlı bir duruş sergilemek yerine uzlaşmacı ve zayıf bir görüntü verdiğini ifade ediyor. Ayrıca İHA ve SİHA konularında muhalefetin yanlış anlaşılabilecek söylemlerde bulunduğunu da belirtiyor.

Yazar, toplumda liderin arkasında güçlü bir duruşun önemli olduğunu ifade ediyor. Bunu örnek olarak apartman toplantılarında karar alamadığımız durumlarda site yönetim şirketlerinin imdadımıza yetişmesiyle açıklıyor.

İriç, 27 Ocak tarihinde kaleme aldığı bir yazısında da bu tezini güçlü bir şekilde savunduğunu ve millet ittifakının seçimi kazanabilmesi için "düşük profilli" bir aday yerine Erdoğan'la "dişe diş kana kan" mücadele etmesi gerektiğini dile getiriyor.

yazının tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz. https://www.gazetedegisim.com/yazar/kerem-iric/14-mayis-secimleri-uzerine-1-ben-demistim-776-kose-yazisi