Bölge Halkının Ekmek Kapısını HDP’li Vekil “Direniş Alanı” İlan Etti

Maden sahasında bulunan bir köyün muhtarının anlattıkları ise olayın çok farklı boyutlarının olduğunu gözler önüne seriyor. Muhtar; “Eylemciler arasında sıkça gördüğümüz eylemlerde en ön sırada olan bir kadın var, kendisiyle bir vesile ile oturduk. Kadına sordum işin gücün yok mu, ne işin var bunların arasında diye. Kadın işim burası, ben bu işten para alıyorum, sağolsun destek oluyorlar. Benim hasta annem var aldığım parayla da ona bakıyorum. Geçtiğimiz birkaç ay para alamadım çok sıkıntıya girdim…” Muhtar, bu finansmanı yabancı bir vakfın sağladığını buna benzer birçok olaya duyduğunu ve şahitliklerinin olduğunu söylüyor, dışardan gelen radikal grupların bu alanda bulunmasının çeşitli asayiş problemlerini de beraberinde getirdiğini, yetkililerin bu duruma bir an önce önlem almasını istiyor.  

Yaşanan bu belirsizlik ise ülke ekonomisine ve bölge halkının zararına oluyor. Firma yaptığı açıklamada bölgedeki projelerinde, yaklaşık yüzde 38’lik bir oranın Türkiye’ye kalacağını açıklamıştı. Şirketin, her üç projesinde altın üretimi gerçekleştirmesi durumunda Türkiye’ye 550 milyon doların üzerinde doğrudan katkı sağlanmış olacaktı. Yaklaşık 150 milyon dolar devlet hakkı ödemesi yapılacaktı. 66 Milyon dolar Orman İzin Bedeli Ödemesi, 76 milyon dolar çalışanlar üzerinden gelir vergisi ödemesi, 271 milyon dolar da vergi ödemesini içeriyor. 1 buçuk milyar dolarlık, brüt bir harcama ön görülüyor. Bunun Gayri Safi Yurt İçi Hâsılaya etkisi de 824 Milyon Dolar ilave anlamına geliyor. Projelerde, 219 Milyon Dolarlık da iş gücü geliri söz konusu. Doğrudan gelirlerin yüzde 50’si yerel makamlara ve il idaresine yüzde 50’si ise Hazineye aktarılacaktı. Dolayısıyla projeden elde edilecek gelirin yarısı, direk Çanakkale halkının yararına kullanılacaktı. Doğrudan, dolaylı ve tetiklenen katkılar birlikte değerlendirildiğinde, ortaya çıkacak ekonomik değerin yöre için çok önemli olacağı görülüyor.